Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybî
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 565522" data-attributes="member: 1040028"><p><strong>Risale-i nur'un beş talebesinin bir fikrasidir</strong></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Isparta'nın saf menabi-i ilmiyesinden bir zât ki, Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşiye rüesasından ve binikiyüz doksaniki (1292) veya bin ikiyüz doksanüç (1293) arasında dâr-ı bekaya teşrif buyuran Beşkazalızade Osman-ı Hâlidî Hazretleri, meslek-i ilmiye ve ameliyesiyle alâkadarane keşfiyat ve hâdisatını bir hüccet-i katıa gibi vârislerine vasiyet ve mahz-ı tebşiratlarını şöylece tevarüs eylemiştir. Hattâ Üstad-ı muhteremimizin tevellüdüne tam isabetli olarak tarih-i mezkûrda "İmanı kurtaran bir müceddid çıkacak, o da bu sene tevellüd etmiş" demiş. Bundan başka dört evlâdından birisinin o zât ile müşerref ve mülâki olacağını ilâve etmiştir. Bu beyanat-ı hakikiye şöylece cereyan etmiştir:</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bin üçyüz yirmiyedi (1327) rumi senesi Atabey'de sünnet ve hıfz cem'iyetlerinden birinde müşarün'ileyh Osman-ı Hâlidî Hazretlerinin evlâdlarından sonuncusu Ahmed Efendi merhumdan, "Müceddid, müceddid diyorsunuz, nerede ve kimdir?" îrad olunan suale cevaben: "Evet, şimdi mevcuddur ve hem otuz beş yaşlarındadır." demiştir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Sâniyen:</strong> </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Isparta'nın Yenice Mahallesinden ve kardeşlerimizden Nuri tarafından merhum mumaileyh Ahmed Efendi'den "Pederiniz, benim evlâdımdan birisi o müceddidle mükâleme ve musafahada olacaktır demiş, nasıldır?" diye sorulmuş. Cevaben Ahmed Efendi merhumun "Evet doğrudur, ben onunla görüştüm" cevabında bulunması, işbu keşfiyat ve beyanata medar olmuştur. Müşarün'ileyh Osman-ı Hâlidî Hazretlerinin müstesna tesbihat ve tahmidatının biri </span></span></em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَ ﺍَﻥْ ﻟَﻴْﺲَ ﻟِـﻠْﺎِﻧْﺴَﺎﻥِ ﺍِﻟﺎَّ ﻣَﺎ ﺳَﻌَﻰ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">âyet-i kerimesinin fazl-u tevfikine sığınarak Isparta'nın cenubunda, dağda Sidre nam mevkide erbaîn eyyam-ı mübarekesini tes'id ve hasr-ı tesbihata niyetle kırk günlük iaşeye tahsis ettiği ki, herbir gün için elli dirhem mikdarında bir bezdirme ekmeğinden kırk tane olan bir tahsisatı bir-iki günde yer ve kırk günde daha yemek yemeden o mevki-i mahsusada imrar-ı evkat ve tesbihatta bulunurlar. İkmalinde, geri avdetlerinde mübarek dudakları birbirine yapışır, bıçakla tekrar açarlar. Biraz ileride şu asr-ı hazırın uğradığı ve uğrayacağı kaviyyen me'mul ve melhuz olan sefahet ve atalete rağmen düstur-u şüyuhatını tahdid ve ancak anasır-ı mecruha cerrahını unutmayıp ve ihmal dahi etmeyerek şehadet-i kat'iyyesini gösterip sahife-i hayatını bin ikiyüz doksanikide (1292) imzalamıştır.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Van'da tesisine başlanan Medrese-i Zehra'nın te'hiri, "Doktor hastaya elzemdir" fehvasıyla, ondokuz bin altun tahsisat ve arkasında Sultan Reşad, daha beride ikiyüz meb'ustan yüzaltmış küsurun inzimam-ı re'yi yüzelli bin banknot kabul ettikleri halde, maddeten mevki-i fiile îsal edilememiş. Herhalde Hakîm-i Mutlak, Kadîr-i Mutlak, daha ahsen suretini dilemiş ki; o Sultan-ı Ezelî'nin lütfuyla, maddiyata minnet etmeden, -Hâzâ min fazlı rabbî, Elhamdülillah- Isparta'da Risale-i Nur'un te'lifine menba' olması ve manevî Medreset-üz Zehra hükmüne geçmesi, pâyansız kusurlarımızın belki de setrine inşâallah vesile olmasını Cenab-ı Erhamürrâhimîn'den dileyerek, işbu destgâh-ı manevîyi tahkîmen Osman-ı Hâlidî'nin kıymetdar ve manidar, sadık ve meşhur ihbaratının hedef ve masruf-u lehi günden daha aşikâr bir halde zuhur etmiştir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Şu mütevali vekayi-i müsbete biz âciz hizmetçilere vazife-i aslîmizde ayrıca nazar-ı dikkati celbettiğine muttali olduktan sonra, bin hamd ü sena ile huzur-u Üstad'a birer birer vücud-u manevîmizle arz-ı endam eder ve mübarek ellerini öperiz. Aynı gayeye yardıma koşan ve aynı destgâhın alâkadarları olan Küçük Hüsrev ve Feyzi, Nazif, Emin, Tahsin, Tevfik, Hilmi gibi kardeşlerimize arzederiz.</span></span></em></p><p></p><p><strong><em><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Risale-i Nur Şakirdlerinden </span></span></p></em></strong></p><p style="text-align: right"><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hasan, Osman, Tahirî, Abdullah, Hulusi-i Sâni Sabri </span></span></p><p></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 565522, member: 1040028"] [b]Risale-i nur'un beş talebesinin bir fikrasidir[/b] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Isparta'nın saf menabi-i ilmiyesinden bir zât ki, Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşiye rüesasından ve binikiyüz doksaniki (1292) veya bin ikiyüz doksanüç (1293) arasında dâr-ı bekaya teşrif buyuran Beşkazalızade Osman-ı Hâlidî Hazretleri, meslek-i ilmiye ve ameliyesiyle alâkadarane keşfiyat ve hâdisatını bir hüccet-i katıa gibi vârislerine vasiyet ve mahz-ı tebşiratlarını şöylece tevarüs eylemiştir. Hattâ Üstad-ı muhteremimizin tevellüdüne tam isabetli olarak tarih-i mezkûrda "İmanı kurtaran bir müceddid çıkacak, o da bu sene tevellüd etmiş" demiş. Bundan başka dört evlâdından birisinin o zât ile müşerref ve mülâki olacağını ilâve etmiştir. Bu beyanat-ı hakikiye şöylece cereyan etmiştir: Bin üçyüz yirmiyedi (1327) rumi senesi Atabey'de sünnet ve hıfz cem'iyetlerinden birinde müşarün'ileyh Osman-ı Hâlidî Hazretlerinin evlâdlarından sonuncusu Ahmed Efendi merhumdan, "Müceddid, müceddid diyorsunuz, nerede ve kimdir?" îrad olunan suale cevaben: "Evet, şimdi mevcuddur ve hem otuz beş yaşlarındadır." demiştir. [B]Sâniyen:[/B] Isparta'nın Yenice Mahallesinden ve kardeşlerimizden Nuri tarafından merhum mumaileyh Ahmed Efendi'den "Pederiniz, benim evlâdımdan birisi o müceddidle mükâleme ve musafahada olacaktır demiş, nasıldır?" diye sorulmuş. Cevaben Ahmed Efendi merhumun "Evet doğrudur, ben onunla görüştüm" cevabında bulunması, işbu keşfiyat ve beyanata medar olmuştur. Müşarün'ileyh Osman-ı Hâlidî Hazretlerinin müstesna tesbihat ve tahmidatının biri [/SIZE][/FONT][/I][FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَ ﺍَﻥْ ﻟَﻴْﺲَ ﻟِـﻠْﺎِﻧْﺴَﺎﻥِ ﺍِﻟﺎَّ ﻣَﺎ ﺳَﻌَﻰ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]âyet-i kerimesinin fazl-u tevfikine sığınarak Isparta'nın cenubunda, dağda Sidre nam mevkide erbaîn eyyam-ı mübarekesini tes'id ve hasr-ı tesbihata niyetle kırk günlük iaşeye tahsis ettiği ki, herbir gün için elli dirhem mikdarında bir bezdirme ekmeğinden kırk tane olan bir tahsisatı bir-iki günde yer ve kırk günde daha yemek yemeden o mevki-i mahsusada imrar-ı evkat ve tesbihatta bulunurlar. İkmalinde, geri avdetlerinde mübarek dudakları birbirine yapışır, bıçakla tekrar açarlar. Biraz ileride şu asr-ı hazırın uğradığı ve uğrayacağı kaviyyen me'mul ve melhuz olan sefahet ve atalete rağmen düstur-u şüyuhatını tahdid ve ancak anasır-ı mecruha cerrahını unutmayıp ve ihmal dahi etmeyerek şehadet-i kat'iyyesini gösterip sahife-i hayatını bin ikiyüz doksanikide (1292) imzalamıştır. Van'da tesisine başlanan Medrese-i Zehra'nın te'hiri, "Doktor hastaya elzemdir" fehvasıyla, ondokuz bin altun tahsisat ve arkasında Sultan Reşad, daha beride ikiyüz meb'ustan yüzaltmış küsurun inzimam-ı re'yi yüzelli bin banknot kabul ettikleri halde, maddeten mevki-i fiile îsal edilememiş. Herhalde Hakîm-i Mutlak, Kadîr-i Mutlak, daha ahsen suretini dilemiş ki; o Sultan-ı Ezelî'nin lütfuyla, maddiyata minnet etmeden, -Hâzâ min fazlı rabbî, Elhamdülillah- Isparta'da Risale-i Nur'un te'lifine menba' olması ve manevî Medreset-üz Zehra hükmüne geçmesi, pâyansız kusurlarımızın belki de setrine inşâallah vesile olmasını Cenab-ı Erhamürrâhimîn'den dileyerek, işbu destgâh-ı manevîyi tahkîmen Osman-ı Hâlidî'nin kıymetdar ve manidar, sadık ve meşhur ihbaratının hedef ve masruf-u lehi günden daha aşikâr bir halde zuhur etmiştir. Şu mütevali vekayi-i müsbete biz âciz hizmetçilere vazife-i aslîmizde ayrıca nazar-ı dikkati celbettiğine muttali olduktan sonra, bin hamd ü sena ile huzur-u Üstad'a birer birer vücud-u manevîmizle arz-ı endam eder ve mübarek ellerini öperiz. Aynı gayeye yardıma koşan ve aynı destgâhın alâkadarları olan Küçük Hüsrev ve Feyzi, Nazif, Emin, Tahsin, Tevfik, Hilmi gibi kardeşlerimize arzederiz.[/SIZE][/FONT][/I] [B][I][RIGHT][FONT=Arial][SIZE=3]Risale-i Nur Şakirdlerinden Hasan, Osman, Tahirî, Abdullah, Hulusi-i Sâni Sabri [/SIZE][/FONT][/RIGHT][/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybî
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst