Şeytanlardan Korunma Yolu

uður1

Well-known member
Şeytanlardan Korunma Yolu
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Takvâ sahibi mü’minler, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğunda tezekkür ederler (Allah’ı hatırlar, durup düşünürler.) Bir de bakarsın ki derhal gerçeği görüvermişlerdir.” (A‘râf, 201)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“…Allah Teâlâ size, kendisini çokça zikretmenizi emretti. Bunun misali şudur: Bir kişi düşünün, düşmanları peşinden süratle geliyor ve onu yakalamak istiyorlar. O zât ancak sağlam bir kaleye sığınınca kendisini onlardan koruyabiliyor. Kul da böyledir. Kendisini şeytandan ancak Allah’ın zikri ile koruyabilir...” (Tirmizi, Edeb 78/2863; Ahmed, IV, 130, 202)
Şeytanlar bir eve girmek, orada gecelemek, evdeki nimetlerden faydalanmak, orada insanları aldatmak ve günahlar işletmek isterler. Buna mânî olan şey, kişinin eve girerken Besmele çekmesidir. Bir kimse evine girerken Besmele çekerse, bunu duyan şeytanların lideri, adamlarına, büyük bir üzüntüyle, o gece bu evde kalamayacaklarını söyler. Bununla birlikte onlar, yemekten faydalanabilecekleri ümidiyle yemek vaktini beklerler. Şayet o evde yemek yenirken Besmele çekilmezse, şeytanlar büyük bir zevkle karınlarını doyurur ve yemeğin bereketini alıp götürürler. İnsanın zikrullahı terk etmesi, onlar için bir gıda, bir beslenme ve güçlenme vesilesi olur. Sonra da ev halkını aldatmaya çalışırlar. Eğer yemek yenirken Besmele çekilirse, o evden hiçbir şekilde istifade edemeyeceklerini anlayarak orayı terk etmek mecbûriyetinde kalırlar. (Müslim, Eşribe, 102, 103; Ebû Dâvûd, Et‘ime, 15; Ahmed, V, 382, 397; Hâkim, IV, 121.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hâdî: Kullarının rubûbiyetlerini ikrâr etmeleri için onlara marifetullah yolunu öğreten, lütufla ve güzellikle yol gösteren, hayra erdiren, murâda yaklaştıran, doğru yola davet eden, her mahluku, bekâsı ve vücudunun idâmesi hususunda gerekli olan hususlara yönelten demektir.
Kısa Günün Kârı
Aslında şeytan, niyetini bozmayan kişiye zarar veremez. Çünkü “şeytanın hilesi cidden zayıftır.” (Nisâ, 76.) Ona güç veren, insan nefsinin hevâ ve hevesleridir.
Lügatçe
tezekkür: Bir sorunu konuşma.

 
Üst