Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
İşaratü'l İcâz
.. Sâni'siz olamayacağının onun vicdanında sabit olduğuna delalet eder.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 512533" data-attributes="member: 1040028"><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>S-</strong> Avam-ı nâstan, hakaik-i diniyeyi tabir eden ancak yüzde birdir?</span></span></em></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Avam-ı nâs: İnsanların halk tabakası, halk tabakasından olan insanlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Hakaik-i diniye: Dine ait hakikatlar, dindeki gerçekler.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Tabir: İfade, söz, deyim. *Yorma, yorum yapma, işaret edilen manayı açıklama.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>C-</strong> Tabir etmemesi, bilmemesine delil olamaz. Evet çok defa lisan, insanın tasavvuratından incelerini tabirden âciz olduğu gibi kalbindeki ve vicdanındaki inceler de akla görünmez. Hattâ belâgat dâhîlerinden Sekkakî gibi bir zât; İmri-ül Kays veya başka bir bedevinin ibraz ettiği belâgat incelerini kavramamıştır. Maahâza imanın var olup olmadığı sorgu ile anlaşılır. Meselâ âmi bir adama, bu âlem bütün cihetleriyle, eczasıyla kudretinde, tasarrufunda bulunan Sâni'in yarattığı bu âlemin bir cihetinde olup olmadığı gibi bir sorgu yapıldığı zaman, "Hiçbir cihetinde değildir!" dese kâfidir. Çünki nefiy cihetinin, yani Sâni'siz olamayacağının onun vicdanında sabit olduğuna delalet eder.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Lisan: Konuşma dili.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tasavvurat: Tasavvurlar, zihinde şekillendirmeler, düşünceler, tasarlamalar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Âciz: Güçsüz, gücü yetmez.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Vicdan: İnsanda iyiyi kötüden ayırt edebilen ve iyilikten lezzet alan ve kötülükten acı duyan çok güçlü ve değerli manevi bir his.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Belâgat: Durumun ve şartların gereğine uygunluk, gaye ve dinleyicilerin durumuna tam uygun olarak doğru ve güzel söz söyleme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sekkakî: Edebiyat alanında çok büyük bir İslam alimi(Hicri: 555-626).</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Bedevi: Göçebe yaşayan, medeniyet ve şehir hayatından uzak kimse.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İbraz: Gösterme, ortaya koyma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Maahâza: Bununla beraber, bununla birlikte.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Âmi: Okumamış, cahil, okuma yazması bulunmayan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Âlem: Dünya, kainat.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cihet: Yön, taraf.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ecza: Kısımlar, parçalar. *Maddeler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kudret: Güç.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tasarruf: İdare etmek, yönetmek, kullanmak. *İdareli kullanma, tutum. *Sahip olmak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sâni': Sanatkar yaratıcı. Sanatkarca yapan. Yaratan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kâfi: Yeter.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Nefiy: İnkar, olmadığını iddia, yokluğuna iddia. *Sürgün.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Delalet: Delil olma, yol gösterme.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İman, Sa'd-ı Taftazanî'nin tefsirine göre: "Cenab-ı Hakk'ın istediği kulunun kalbine, cüz'-i ihtiyarının sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur." denilmiştir. Öyle ise iman, Şems-i Ezelî'den vicdan-ı beşere ihsan edilen bir nur ve bir şuadır ki, vicdanın içyüzünü tamamıyla ışıklandırır. Ve bu sayede bütün kâinat ile bir ünsiyet, bir emniyet peyda olur. Ve herşeyle kesb-i muarefe eder. Ve insanın kalbinde öyle bir kuvve-i maneviye husule gelir ki, insan o kuvvet ile her musibete, her hâdiseye karşı mukavemet edebilir. Ve öyle bir vüs'at ve genişlik verir ki, insan o vüs'atle geçmiş ve gelecek zamanları yutabilir.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sa'd-ı Taftazanî: Sadeddin-i Taftazani(Hicri:722-792, Miladi:1322-1389) Horasan taraflarında teftazan’da doğmuş, değerli eserleriyle İslam dinine hizmet etmiş çok büyük bir İslam alimi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tefsir: Açıklamak, mana vermek, manaları geniş şekilde açıklamak. *Kur’an ayetlerinin geniş şekilde açıklamalarının yapıldığı kitap.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cüz'-i ihtiyar: Dilediği gibi hareket edebilme iradesi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sarf: Harcama, kullanma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İlka: Koyma, bırakma, atma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şems-i Ezelî: Ezeli güneş, ezeli güneş gibi olan Allah(cc).</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Vicdan-ı beşer: Beşer vicdanı, insan vicdanı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İhsan: İyilik, lütuf, bağışlama, cömertlik.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şua: Işık kaynağından uzanan ışık telleri, ışık demeti, ışık teli.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ünsiyet: Alışkanlık, dostluk, alışılmışlık, tanışıklık, yakınlık.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Emniyet: Güvenlik, güven içinde olma, korkusuzluk, tehlikesizlik.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Peyda: Ortaya çıkma, olma, meydana çıkma, kazanma, belirme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kesb-i muarefe: Muarefe kesb etme, tanışıklık kazanma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kuvve-i maneviye: Manevi kuvvet(güç).</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Husul: Ortaya çıkma, meydana gelme, olma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Musibet: Afet, bela, felaket.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hâdise: Olay.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mukavemet: Karşı koyma, dayanma, direnme, karşı gelme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></p><p></p><p></p><p><strong><em><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px">İşarat-ül İ'caz</span></span></p><p></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 512533, member: 1040028"] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]S-[/B] Avam-ı nâstan, hakaik-i diniyeyi tabir eden ancak yüzde birdir?[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][COLOR="#008000"]Avam-ı nâs: İnsanların halk tabakası, halk tabakasından olan insanlar. Hakaik-i diniye: Dine ait hakikatlar, dindeki gerçekler. Tabir: İfade, söz, deyim. *Yorma, yorum yapma, işaret edilen manayı açıklama.[/COLOR][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]C-[/B] Tabir etmemesi, bilmemesine delil olamaz. Evet çok defa lisan, insanın tasavvuratından incelerini tabirden âciz olduğu gibi kalbindeki ve vicdanındaki inceler de akla görünmez. Hattâ belâgat dâhîlerinden Sekkakî gibi bir zât; İmri-ül Kays veya başka bir bedevinin ibraz ettiği belâgat incelerini kavramamıştır. Maahâza imanın var olup olmadığı sorgu ile anlaşılır. Meselâ âmi bir adama, bu âlem bütün cihetleriyle, eczasıyla kudretinde, tasarrufunda bulunan Sâni'in yarattığı bu âlemin bir cihetinde olup olmadığı gibi bir sorgu yapıldığı zaman, "Hiçbir cihetinde değildir!" dese kâfidir. Çünki nefiy cihetinin, yani Sâni'siz olamayacağının onun vicdanında sabit olduğuna delalet eder.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Lisan: Konuşma dili. Tasavvurat: Tasavvurlar, zihinde şekillendirmeler, düşünceler, tasarlamalar. Âciz: Güçsüz, gücü yetmez. Vicdan: İnsanda iyiyi kötüden ayırt edebilen ve iyilikten lezzet alan ve kötülükten acı duyan çok güçlü ve değerli manevi bir his. Belâgat: Durumun ve şartların gereğine uygunluk, gaye ve dinleyicilerin durumuna tam uygun olarak doğru ve güzel söz söyleme. Sekkakî: Edebiyat alanında çok büyük bir İslam alimi(Hicri: 555-626). Bedevi: Göçebe yaşayan, medeniyet ve şehir hayatından uzak kimse. İbraz: Gösterme, ortaya koyma. Maahâza: Bununla beraber, bununla birlikte. Âmi: Okumamış, cahil, okuma yazması bulunmayan. Âlem: Dünya, kainat. Cihet: Yön, taraf. Ecza: Kısımlar, parçalar. *Maddeler. Kudret: Güç. Tasarruf: İdare etmek, yönetmek, kullanmak. *İdareli kullanma, tutum. *Sahip olmak. Sâni': Sanatkar yaratıcı. Sanatkarca yapan. Yaratan. Kâfi: Yeter. Nefiy: İnkar, olmadığını iddia, yokluğuna iddia. *Sürgün. Delalet: Delil olma, yol gösterme.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]İman, Sa'd-ı Taftazanî'nin tefsirine göre: "Cenab-ı Hakk'ın istediği kulunun kalbine, cüz'-i ihtiyarının sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur." denilmiştir. Öyle ise iman, Şems-i Ezelî'den vicdan-ı beşere ihsan edilen bir nur ve bir şuadır ki, vicdanın içyüzünü tamamıyla ışıklandırır. Ve bu sayede bütün kâinat ile bir ünsiyet, bir emniyet peyda olur. Ve herşeyle kesb-i muarefe eder. Ve insanın kalbinde öyle bir kuvve-i maneviye husule gelir ki, insan o kuvvet ile her musibete, her hâdiseye karşı mukavemet edebilir. Ve öyle bir vüs'at ve genişlik verir ki, insan o vüs'atle geçmiş ve gelecek zamanları yutabilir.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Sa'd-ı Taftazanî: Sadeddin-i Taftazani(Hicri:722-792, Miladi:1322-1389) Horasan taraflarında teftazan’da doğmuş, değerli eserleriyle İslam dinine hizmet etmiş çok büyük bir İslam alimi. Tefsir: Açıklamak, mana vermek, manaları geniş şekilde açıklamak. *Kur’an ayetlerinin geniş şekilde açıklamalarının yapıldığı kitap. Cüz'-i ihtiyar: Dilediği gibi hareket edebilme iradesi. Sarf: Harcama, kullanma. İlka: Koyma, bırakma, atma. Şems-i Ezelî: Ezeli güneş, ezeli güneş gibi olan Allah(cc). Vicdan-ı beşer: Beşer vicdanı, insan vicdanı. İhsan: İyilik, lütuf, bağışlama, cömertlik. Şua: Işık kaynağından uzanan ışık telleri, ışık demeti, ışık teli. Ünsiyet: Alışkanlık, dostluk, alışılmışlık, tanışıklık, yakınlık. Emniyet: Güvenlik, güven içinde olma, korkusuzluk, tehlikesizlik. Peyda: Ortaya çıkma, olma, meydana çıkma, kazanma, belirme. Kesb-i muarefe: Muarefe kesb etme, tanışıklık kazanma. Kuvve-i maneviye: Manevi kuvvet(güç). Husul: Ortaya çıkma, meydana gelme, olma. Musibet: Afet, bela, felaket. Hâdise: Olay. Mukavemet: Karşı koyma, dayanma, direnme, karşı gelme. [/FONT][/COLOR] [B][I][RIGHT][FONT=Arial][SIZE=4]İşarat-ül İ'caz[/SIZE][/FONT][/RIGHT][/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
İşaratü'l İcâz
.. Sâni'siz olamayacağının onun vicdanında sabit olduğuna delalet eder.
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst