Şafi Mezhebine Göre Seferi Namazı ve Kamet Getirme

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Ehli Sünet vel Cemaat mezheplerinde kamet getirmek sünnettir. Dolayısıyla şafi mezhebinde de kamet getirmek sünnettir. Bu nedenle Seferilik halinde kamet getirilemez diye bir malumat yoktur. Yine kısaca ifade edersek şafi mezhebinde iki rekat namaz nasıl eda ediliyor ise seferi halinde iken kılınacak dört rekatlı namazlar iki rekat olarak eda edilir.

Daha detaylı bilgi için :

SEFER NAMAZI
Kasr ve Cem
Sefer Namazı Nasıl Kılınır?
. Kasr
Cem
Cem Edilen (Birleştirilen) Namazlar
Cem-i Takdim'in Şartları
Cem-i Tehir'in Şartları
Kasr ve Cem'in Mubah Olduğu Seferin Şartlan
Yağmurlu Zamanlarda Namazları Cem Etmek

[h=1]SEFER NAMAZI[/h]
[h=3]Kasr ve Cem[/h]
Kasr, dört rekâtlı farz namazları iki rekât kılmaktır. Cem ise öğle ile ikindiyi öğle veya ikindi vaktinde kılmak, akşam ile yatsıyı da akşam veya yatsı vaktinde kılmaktır.

Bir Mukaddime
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

O size dinde hiçbir güçlük kılmadı. (Hac/78)

Yani Allah Teâlâ sizi zorluk ve meşakkate sokacak bir hükmü meşru kılmamıştır. Müslüman ne zaman bir darlığa düşerse Allah orada bir genişlik yapar ki dinin hükümleri makbul ve yerine getirilebilir olsun. Sefer, azabın bir parçasıdır. İnsan seferde istikrarını kaybeder, istirahat edecek sebepleri bulamaz.

Hangi vasıta ile ve ne için sefer yapılırsa yapılsın Allah Teâlâ dinin hükümlerinin bazılarını yolcu üzerinden kaldırmıştır. O hükümlerden biri de namazdır. Şimdi namazın nasıl tahfif edildiğini, şartlarının neler olduğunu ve bundan nasıl istifade edileceğini görelim.

[h=3]Sefer Namazı Nasıl Kılınır?[/h]
Allah Teâlâ yolcuya iki ruhsat vermiştir:

1. Rekâtların sayısını azaltmak ki buna kasr denir.
2. İki namazı birleştirerek kılmak ki buna da cem denir.

[h=3]. Kasr[/h]
Kasr öğle, ikindi ve yatsı gibi dört rekâtlı namazları iki rekât olarak kılmaktır. İlerde bunu delilleriyle göreceğiz. Kasr'ın meşru olduğunun delili şu ayettir:
Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman eğer kâfirlerin size zarar vereceğinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda üzerinize bir günah yoktur. (Nisa/101)
Ya'lâ b. Umeyye şöyle diyor: "Ömer b. Hattab'a, Allah Teâlâ'Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman eğer kâfirlerin size zarar vermelerinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda üzerinize bir günah yoktur' (Nisa/101) buyurdu. Şimdi ise insanlar emniyet içindedir (fakat biz hâlâ seferde namazı kısaltıyoruz!)' dedim. Ömer şöyle dedi: 'Bu senin şaştığın şeye vaktiyle ben de şaşmıştım da Hz. Peygamber'e bunu sormuştum. Hz. Peygamber 'Bu, Allah Teâlâ'nınsize verdiği bir sadakadır. Bu bakımdan Allah'ın sadakasını kabul ediniz' buyurdu' dedi".[1]
Bu hadîs, seferde namazı kısaltmanın sadece korku zamanlarına mahsus olmadığına delâlet eder. Kasr'ın sahih olması için şu şartların bulunması gerekir:

a. Seferde namaz kişinin zimmetine bağlı olmalıdır.
Kişi bu namazı seferde kılmalıdır. Seferdeyken kazaya kalan dört re-kâtlı bir namaz, sefer esnasında iki rekât olarak kılınabilir. Sefere çıkmadan önce vakti giren bir namaz seferde kısaltılamaz. Çünkü bu namaz farz olduğu zaman kişi seferde değildi. Seferdeyken vakti giren, fakat seferde kılınmayan namaz da kısaltılamaz. Çünkü kılacağı zaman kişi seferi değildir. Kasr ancak seferî olan kişi içinsözkonusudur.

b. Kişinin seferî sayılması için çıktığı şehrin surlarını geçmesigerekir.
Eğer sur yoksa mamur olan yerleri geçmesi gerekir. Çünkü surların içindeyken veya mamur yerdeyken seferî sayılmaz. Tıpkı dönüşte surlara geldiğinde seferîliğin bittiği gibi, seferîlik ancak surlarıgeçtikten sonra başlar. Sefer esnasında sadece farz namazlar kısaltılabilir. Bunların dışındaki namazlar kısaltılamaz.
Enes b. Mâlik şöyle diyor: 'Hz. Peygamber öğle namazını Medine'de dört rekât olarak kıldırdı. İkindi namazını ise Zü'1-Huleyfe'de iki rekât olarak kıldırdı'.[2]

c. Kişi, giriş ve çıkış günleri hariç gittiği yerde dört gün kalmaya niyet etmiş olmamalıdır.
Eğer gittiği yerde dört gün kalmaya niyet ederse, orası onun için memleketi gibi olur. Bu durumda namazlarını kısaltamaz. Ancak oraya giderken yolculuk esnasında namazlarını kısaltabilir. Eğer dört günden az kalmaya niyet eder de misafirliği dört günü geçerse, yapacağı işin ne kadar uzayacağını da bilemezse birinci durumda memleketinin mamur yerlerine dönünceye kadar namazlarını kısaltabilir. İkinci durumda ise -giriş ve çıkış günleri hariç- namazlarını onsekiz gün kısaltabilir.
İmran b. Husayn şöyle rivayet ediyor: 'Ben Hz. Peygamberle birlikte gazaya çıktım ve Mekke'nin fethinde de kendisiyle beraber oldum. Mekke'de onsekiz gece kaldı. (Farz namazları) hep ikişer rekât kılıyordu' [3]

Hz. Peygamber, Mekke'de Fetih yılı -Hevazin savaşı nedeniyle- bu kadar kalmış ve namazlarını kısaltmıştır. Çünkü ne zamana kadar kalacağını bilmiyordu.

d. Seferî olan, mukim olana uymamalıdır.
Eğer seferî, mukim'e uyarsa namazı kısaltması caiz olmaz, namazı tam kılması farz'dır. Mukim, seferî olana uyarsa, seferî olanın namazı kısaltmasında bir mahzur yoktur. Fakat iki rekât kılıp selâm verdiğinde, mukim olarak kendisine uyanlara 'Namazlarınızı tamamlayın, ben seferiyim' demesi sünnet'tir.

Bunun delili ise şu rivayettir: İbn Abbas'a 'Seferi olan neden tek başına kıldığı zaman iki rekât, mukim olana uyduğu zaman dört rekât kılıyor?' diye sorulduğunda, İbn Abbas 'sünnet böyledir' demiştir.[4]

İmran b. Husayn'ın rivayet ettiği daha önce naklettiğimiz hadîste şu ibare de vardır: 'Ey Mekke halkı! Siz dört (rekât) kılın, biz seferiyiz'.[5]

[h=3]Kasr ve Cem'in Mubah Olduğu Seferin Şartlan[/h]
a. Sefer uzun olmalıdır.

Gidilecek yer 81 km. veya daha fazla olmalıdır. 81 km'den az olan sefer, şer'an sefer sayılmaz.
İbn Ömer ve İbn Abbas 4 bürûd'luk bir mesafeye gittikleri zaman namazlarını kısaltır, oruçlarını bozarlardı.[10]
4 bürûd, 16 fersahtır. Bu da yaklaşık olarak 81 kilometredir. İbnAbbas ve İbn Ömer böyle birşeyi kendiliklerinden yapmayacaklarından muhakkak Hz. Peygamber'den böyle gördükleri veya böyle duydukları için bu şekilde davranmışlardır.

b. Sefer belirli bir yere yapılmalıdır.

Nereye gittiği belirsiz olup rastgele dolaşan kişi seferî sayılmaz. Çünkü onun belli bir yönü yoktur. Komutana tâbi olan asker de seferî sayılmaz. Çünkü o da nereye götürüldüğünü bilmez. Ancak seferin yönü ve mesafesi önceden söylenirse, sefer de uzun olursa kişi namazlarım kısaltabilir. Çünkü uzun sefer kesin olarak tahakkuk etmiştir.

c. Seferin amacı masiyet olmamalıdır.

Eğer masiyet için sefer yapılırsa seferî olunmaz; içki ticareti yapmak, faiz almak, yol kesmek gibi şeyler için yolculuğa çıkan kimse seferîliğin hükümlerinden faydalanmaz. Çünkü namazı kısaltmak ruhsattır. Ruhsat da sadece emanet için meşru kılınmıştır. Bu nedenle de günah olan şeylerde ruhsat olmaz; günah için sefere çıkan kişi namazları ne cem edebilir, ne de kısaltabilir.

[1] Müslim/686

[2] Buharî/1039; Müslim/690

[3] Ebu Dâvud/1229

[4] imam Ahmed

[5] Ebu Dâvud
[10] Buharı, (ta'lik olarak)

[11] Müslim/705; Buharî/5:18. (Buharî'nin rivayetinde ravilerden biri olan Eyyub 'Belki de bu, yağmurlu bir günde olmuştur1 demiştir).

[12] Müslim/705


Kaynak : Büyük Şafii İlmihali
 
Üst