Bir vakit Kâbe'nin Şeybe kapısından, heybetli mi heybetli, nurânî mi nurânî bir ihtiyar içeri girdi. O sırada Ebû Bekir Kettanî, Mescidi Haram'ın bir köşesinde sessizce oturmuş, tefekkür hâlinde bulunuyordu. Şeybe kapısından giren ihtiyar, doğruca Kettanî'nin önüne gelip durdu:
"Selâmün aleyküm."
"Ve aleyküm selâm"
"Ey Şeyh! Burada niçin oturuyorsun da Makamı İbrahim'e gitmiyorsun?"
"Ne yapayım Makamı İbrahim'de"
"Orada büyük bir hadis hocası kısa senedlerle hadis rivayet etmektedir. O hadisleri dinlesen olmaz mı?" Kettanî dedi ki:
"O hadis hocası kimden hadis rivayet ediyor, ravileri kimlerdir?"
"An Ma'mer, an Zührî, an Ebî Hüreyre, an Nebî SallALLAHu Aleyhi ve Selem senediyle Abdullah'tan." dedi.
İhtiyarı dinleyen Kettanî:
"Sen çok uzun bir senedden bahsettin. Orada onların isnadla haber verdikleri hadisleri ben burada isnadsız dinliyorum."
İhtiyar sordu:
"Kimden dinliyorsun?
"Haddesenî kalbî an Rabbî." (Kalbim, sözü yüce ALLAH'tan dinlemektedir.) dedi.
İhtiyar:"Peki, bu sözünün delili nedir?"
"Delili şudur ki, sen Hızır'sın" dedi. O zaman Hızır dedi ki:
"Ebû Bekir Kettanî'yi görene kadar, Ulu ve Yüce ALLAH'ın tanımadığım bir velisi yoktur, sanırdım. Kettanî ise beni tanıdı; ama ben onu tanıyamadım. Anladım ki; Hak Teâlâ'nın beni tanıyan; ama tarafımdan tanınmayan birtakım dostları mevcuttur."
*Ders: ALLAH Teâlâ'nın öyle dostları vardır ki; onu O'ndan başkası bilmez. Hâl böyle olunca, insanların zâhirî görüntüleri sizleri aldatmasın. Kalpleri bilen ALLAH'tır. İnsanların zâhiren yaptıkları uygulamalara bakarız, Şeriat'a muhalif hareketlere bakmalıyız.
Ebû Bekir Kettanî buyurdular ki:
"Arzu, şeytanın yularıdır; yularını şeytana kaptıran, şeytanın yoldaşı olur."
"Selâmün aleyküm."
"Ve aleyküm selâm"
"Ey Şeyh! Burada niçin oturuyorsun da Makamı İbrahim'e gitmiyorsun?"
"Ne yapayım Makamı İbrahim'de"
"Orada büyük bir hadis hocası kısa senedlerle hadis rivayet etmektedir. O hadisleri dinlesen olmaz mı?" Kettanî dedi ki:
"O hadis hocası kimden hadis rivayet ediyor, ravileri kimlerdir?"
"An Ma'mer, an Zührî, an Ebî Hüreyre, an Nebî SallALLAHu Aleyhi ve Selem senediyle Abdullah'tan." dedi.
İhtiyarı dinleyen Kettanî:
"Sen çok uzun bir senedden bahsettin. Orada onların isnadla haber verdikleri hadisleri ben burada isnadsız dinliyorum."
İhtiyar sordu:
"Kimden dinliyorsun?
"Haddesenî kalbî an Rabbî." (Kalbim, sözü yüce ALLAH'tan dinlemektedir.) dedi.
İhtiyar:"Peki, bu sözünün delili nedir?"
"Delili şudur ki, sen Hızır'sın" dedi. O zaman Hızır dedi ki:
"Ebû Bekir Kettanî'yi görene kadar, Ulu ve Yüce ALLAH'ın tanımadığım bir velisi yoktur, sanırdım. Kettanî ise beni tanıdı; ama ben onu tanıyamadım. Anladım ki; Hak Teâlâ'nın beni tanıyan; ama tarafımdan tanınmayan birtakım dostları mevcuttur."
*Ders: ALLAH Teâlâ'nın öyle dostları vardır ki; onu O'ndan başkası bilmez. Hâl böyle olunca, insanların zâhirî görüntüleri sizleri aldatmasın. Kalpleri bilen ALLAH'tır. İnsanların zâhiren yaptıkları uygulamalara bakarız, Şeriat'a muhalif hareketlere bakmalıyız.
Ebû Bekir Kettanî buyurdular ki:
"Arzu, şeytanın yularıdır; yularını şeytana kaptıran, şeytanın yoldaşı olur."