Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Ruh Bâkidir
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ReþHa2" data-source="post: 118205" data-attributes="member: 11044"><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong>Bence şu mesele o kadar kat’îdir ki; fazla beyan abes olur. Âlem-i berzah ve âlem-i ervâhdaki âhirete gitmek için bekleyen hadsiz ervâh-ı bâkiye kâfileleriyle bizim mabeynimizdeki mesafe o kadar ince, dakikdir ki; burhan ile göstermeye lüzum kalmaz. Yalnız vesveseleri izâle için hads-i kalbînin menâbiine işaret edeceğiz. İşte şuradaki hadsin dört madeni var.</strong></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong></strong></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong></strong><strong><span style="color: Red">Birinci Maden: </span>Enfüsîdir ki, her ruh kaç sene yaşamış ise, o kadar belki ondan fazla beden değiştirdiği hâlde, yine bilbedâhe aynen bâki kalmıştır. Öyle ise, mevt ile çıplak olmak dahi bekâsına tesir etmez. Yalnız burada tedricî libas değiştiriyor. Mevtte birden soyunuyor.</strong></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong></strong></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong>Gayet kat’î bir hads ile sâbittir ki; cesed ruhla kâimdir. Ruh, binefsihi kâim ve hâkim olduğundan cesed istediği gibi dağılsın, toplansın istiklâliyetine sebep vermez. Belki cesed, hanesi ve yuvasıdır. Libası ise bir derece sâbit ve letâfetçe ona münasip bir gılâf-ı latîfi var. Öyle ise mevtte bütün bütün çıplak olmaz.</strong></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong></strong></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong></strong><strong><span style="color: Red">İkinci Maden: </span>Âfâkîdir ki; müşâhedât-ı mükerrereye incirar eden bir nev’i hükm-ü tecrübîdir.</strong></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong></strong></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong>Evet, tek bir ruhun ba’delmevt bekâsı bilbedahe anlaşılsa, şu nev’in külliyetiyle bekâsını istilzam eder. Zira mantıkça zâtî bir hassa bir ferdde görünse, bütün efradda dahi vücuduna hükmedilir. Çünkü zâtîdir. İşte şu meselede mucibe i cüz’iye, mucibe-i külliyeyi istilzam eder, denilir. Hâlbuki değil bir ferd belki o kadar hadsiz, o kadar hasra gelmez müşahedâta istinad eden âsâr, o derece kat’îdir ki; bizde nasıl Yeni Dünya var, orada insanlar var; vücudlarına hiç vehim hatıra gelmez. Öyle de vesvese kabul etmez ki, şimdi âlem-i melekût ve ervâhda ölmüş insanların ervâhları vardır. Hem hads-i kat’î ile insanda ba’del-mevt esaslı bir cihet bâkîdir. O esas ise ruhdur. Zaten tahrip ve inhilâl, kesret ve terkibin şe’nidir. Basit ve vahdete ârız olmaz.</strong></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="color: Black"><strong></strong></span><strong><span style="color: Indigo"><span style="color: Black">Sabıkan beyan ettik ki; hayat kesrette vahdeti temin eder. Ve şuur, ruhun ziyâsıdır. Öyle ise ruhun fenâsı, ya tahrib ve inhilâl iledir. O ise vahdet ve besatet bırakmaz. Veya idam iledir. O ise Cevâd-ı Mutlak Celle Celâlühûnun merhameti, cûdu bırakmaz ki, verdiği nimet-i vücudu geri alsın.</span></span></strong></span></p><p><span style="color: Blue"><strong><span style="color: Indigo"></span></strong></span><strong><em><span style="color: Red">Haşir / Dördüncü Makam</span> </em></strong></p><p></p><p></p><p><span style="color: Red"><strong>Lügatler : </strong></span></p><p></p><p><strong>abes</strong> : anlamsız, faydasız</p><p> <strong>âfâkî</strong> : dış dünyaya ait, birey dışında olan bütün varlıklarla ilgili</p><p> <strong>âhiret</strong> : öteki dünya, öldükten sonraki sonsuz hayat</p><p> <strong>âlem-i berzah</strong> : öldükten sonra ruhların kıyamete kadar kalacakları âlem, kabir âlemi</p><p> <strong>âlem-i ervâh</strong> : ruhlar âlemi</p><p> <strong>ba’delmevt</strong> : ölümden sonra</p><p> <strong>bâkî kalmak</strong> : kalıcı ve sürekli olmak</p><p> <strong>bâki</strong> : devamlı, kalıcı</p><p> <strong>bekâ</strong> : devamlılık, kalıcılık</p><p> <strong>beyan</strong> : açıklama, izah</p><p> <strong>bilbedâhe</strong> : ap açık bir şekilde</p><p> <strong>binefsihi</strong> : kendi kendine</p><p> <strong>burhan</strong> : güçlü ve sarsılmaz delil, kesin kanıt</p><p> <strong>cesed</strong> : beden</p><p> <strong>dakik</strong> : ince</p><p> <strong>efrad</strong> : bireyler</p><p> <strong>enfüsî</strong> : kişinin kendisi ile ilgili, nefis ve beden dairesine ait</p><p> <strong>ervâh-ı bakiye</strong> : varlığı devamlı olan, ölümsüz ruhlar</p><p> <strong>ferd</strong> : birey</p><p> <strong>gılâf-ı latîf</strong> : ince, soyut kılıf, örtü</p><p> <strong>hads</strong> : güçlü sezgi, seziş</p><p> <strong>hads-i kalbî</strong> : kalbe gelen sezgi</p><p> <strong>hadsiz</strong> : sayısız, sınırsız</p><p> <strong>hâkim</strong> : hükmeden</p><p> <strong>hane</strong> : ev</p><p> <strong>hükmetmek</strong> : karar vermek</p><p> <strong>hükm-ü tecrübî</strong> : tecrübeyle elde edilmiş hüküm</p><p> <strong>istiklâliyet</strong> : bağımsızlık, birşeye bağlı olmayış</p><p> <strong>istilzam etme</strong> : gerektirme</p><p> <strong>izâle etmek</strong> : gidermek, ortadan kaldırmak</p><p> <strong>kâfile</strong> : grup, topluluk</p><p> <strong>kaim</strong> : ayakta duran ve varlığını devam ettiren</p><p> <strong>kat’î</strong> : kesin, şüphesiz</p><p> <strong>kat’iyen</strong> : kesin olarak</p><p> <strong>külliyetiyle</strong> : bütün fertleriyle, bireyleriyle</p><p> <strong>letâfet</strong> : incelik ve soyutluk; maddî yapıda olmama</p><p> <strong>libas</strong> : elbise</p><p> <strong>mabeyn</strong> : ara</p><p> <strong>maden</strong> : kaynak</p><p> <strong>menâbi</strong> : kaynaklar</p><p> <strong>mevt</strong> : ölüm</p><p> <strong>münasip</strong> : uygun</p><p> <strong>müşâhedât-ı mükerrereye incirar etme</strong> : mükerrer müşahedelere, defalarca yapılan gözlemlere dayanma</p><p> <strong>nev’i</strong> : çeşit, tür</p><p> <strong>tedricî</strong> : derece derece, yavaş yavaş</p><p> <strong>tesir</strong> : etki</p><p> <strong>vesvese</strong> : şüphe, tereddüt</p><p> <strong>vücud</strong> : varlık</p><p> <strong>zâtî/zâtî hassa</strong> : bireyin kendi zâtında bulunan ve ondan asla ayrılmayan zorunlu özellik (Meselâ sıcaklık ateşin zâtî hassasıdır.)</p><p><span style="color: Blue"><strong><span style="color: Indigo"> Devamı gelecek ..</span></strong></span></p><p><span style="color: Blue"><strong></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ReþHa2, post: 118205, member: 11044"] [COLOR=Blue][COLOR=Black][B]Bence şu mesele o kadar kat’îdir ki; fazla beyan abes olur. Âlem-i berzah ve âlem-i ervâhdaki âhirete gitmek için bekleyen hadsiz ervâh-ı bâkiye kâfileleriyle bizim mabeynimizdeki mesafe o kadar ince, dakikdir ki; burhan ile göstermeye lüzum kalmaz. Yalnız vesveseleri izâle için hads-i kalbînin menâbiine işaret edeceğiz. İşte şuradaki hadsin dört madeni var. [/B][B][COLOR=Red]Birinci Maden: [/COLOR]Enfüsîdir ki, her ruh kaç sene yaşamış ise, o kadar belki ondan fazla beden değiştirdiği hâlde, yine bilbedâhe aynen bâki kalmıştır. Öyle ise, mevt ile çıplak olmak dahi bekâsına tesir etmez. Yalnız burada tedricî libas değiştiriyor. Mevtte birden soyunuyor. Gayet kat’î bir hads ile sâbittir ki; cesed ruhla kâimdir. Ruh, binefsihi kâim ve hâkim olduğundan cesed istediği gibi dağılsın, toplansın istiklâliyetine sebep vermez. Belki cesed, hanesi ve yuvasıdır. Libası ise bir derece sâbit ve letâfetçe ona münasip bir gılâf-ı latîfi var. Öyle ise mevtte bütün bütün çıplak olmaz. [/B][B][COLOR=Red]İkinci Maden: [/COLOR]Âfâkîdir ki; müşâhedât-ı mükerrereye incirar eden bir nev’i hükm-ü tecrübîdir. Evet, tek bir ruhun ba’delmevt bekâsı bilbedahe anlaşılsa, şu nev’in külliyetiyle bekâsını istilzam eder. Zira mantıkça zâtî bir hassa bir ferdde görünse, bütün efradda dahi vücuduna hükmedilir. Çünkü zâtîdir. İşte şu meselede mucibe i cüz’iye, mucibe-i külliyeyi istilzam eder, denilir. Hâlbuki değil bir ferd belki o kadar hadsiz, o kadar hasra gelmez müşahedâta istinad eden âsâr, o derece kat’îdir ki; bizde nasıl Yeni Dünya var, orada insanlar var; vücudlarına hiç vehim hatıra gelmez. Öyle de vesvese kabul etmez ki, şimdi âlem-i melekût ve ervâhda ölmüş insanların ervâhları vardır. Hem hads-i kat’î ile insanda ba’del-mevt esaslı bir cihet bâkîdir. O esas ise ruhdur. Zaten tahrip ve inhilâl, kesret ve terkibin şe’nidir. Basit ve vahdete ârız olmaz. [/B][/COLOR][B][COLOR=Indigo][COLOR=Black]Sabıkan beyan ettik ki; hayat kesrette vahdeti temin eder. Ve şuur, ruhun ziyâsıdır. Öyle ise ruhun fenâsı, ya tahrib ve inhilâl iledir. O ise vahdet ve besatet bırakmaz. Veya idam iledir. O ise Cevâd-ı Mutlak Celle Celâlühûnun merhameti, cûdu bırakmaz ki, verdiği nimet-i vücudu geri alsın.[/COLOR] [/COLOR][/B][/COLOR][B][I][COLOR=Red]Haşir / Dördüncü Makam[/COLOR] [/I][/B] [COLOR=Red][B]Lügatler : [/B][/COLOR] [B]abes[/B] : anlamsız, faydasız [B]âfâkî[/B] : dış dünyaya ait, birey dışında olan bütün varlıklarla ilgili [B]âhiret[/B] : öteki dünya, öldükten sonraki sonsuz hayat [B]âlem-i berzah[/B] : öldükten sonra ruhların kıyamete kadar kalacakları âlem, kabir âlemi [B]âlem-i ervâh[/B] : ruhlar âlemi [B]ba’delmevt[/B] : ölümden sonra [B]bâkî kalmak[/B] : kalıcı ve sürekli olmak [B]bâki[/B] : devamlı, kalıcı [B]bekâ[/B] : devamlılık, kalıcılık [B]beyan[/B] : açıklama, izah [B]bilbedâhe[/B] : ap açık bir şekilde [B]binefsihi[/B] : kendi kendine [B]burhan[/B] : güçlü ve sarsılmaz delil, kesin kanıt [B]cesed[/B] : beden [B]dakik[/B] : ince [B]efrad[/B] : bireyler [B]enfüsî[/B] : kişinin kendisi ile ilgili, nefis ve beden dairesine ait [B]ervâh-ı bakiye[/B] : varlığı devamlı olan, ölümsüz ruhlar [B]ferd[/B] : birey [B]gılâf-ı latîf[/B] : ince, soyut kılıf, örtü [B]hads[/B] : güçlü sezgi, seziş [B]hads-i kalbî[/B] : kalbe gelen sezgi [B]hadsiz[/B] : sayısız, sınırsız [B]hâkim[/B] : hükmeden [B]hane[/B] : ev [B]hükmetmek[/B] : karar vermek [B]hükm-ü tecrübî[/B] : tecrübeyle elde edilmiş hüküm [B]istiklâliyet[/B] : bağımsızlık, birşeye bağlı olmayış [B]istilzam etme[/B] : gerektirme [B]izâle etmek[/B] : gidermek, ortadan kaldırmak [B]kâfile[/B] : grup, topluluk [B]kaim[/B] : ayakta duran ve varlığını devam ettiren [B]kat’î[/B] : kesin, şüphesiz [B]kat’iyen[/B] : kesin olarak [B]külliyetiyle[/B] : bütün fertleriyle, bireyleriyle [B]letâfet[/B] : incelik ve soyutluk; maddî yapıda olmama [B]libas[/B] : elbise [B]mabeyn[/B] : ara [B]maden[/B] : kaynak [B]menâbi[/B] : kaynaklar [B]mevt[/B] : ölüm [B]münasip[/B] : uygun [B]müşâhedât-ı mükerrereye incirar etme[/B] : mükerrer müşahedelere, defalarca yapılan gözlemlere dayanma [B]nev’i[/B] : çeşit, tür [B]tedricî[/B] : derece derece, yavaş yavaş [B]tesir[/B] : etki [B]vesvese[/B] : şüphe, tereddüt [B]vücud[/B] : varlık [B]zâtî/zâtî hassa[/B] : bireyin kendi zâtında bulunan ve ondan asla ayrılmayan zorunlu özellik (Meselâ sıcaklık ateşin zâtî hassasıdır.) [COLOR=Blue][B][COLOR=Indigo] Devamı gelecek ..[/COLOR] [/B][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Ruh Bâkidir
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst