Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Emirdağ Lahikası
Risale-i Nur ve şakirdlerinin...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 460518" data-attributes="member: 1040028"><p><span style="font-size: 12px"><em>Aziz, sıddık kardeşlerim!</em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em>[Bir suale mecburî cevabın tetimmesidir.]</em></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu yaz mevsimi, gaflet zamanı ve derd-i maişet meşgalesi hengâmı ve şuhur-u selâsenin çok sevablı ibadet vakti ve zemin yüzündeki fırtınaların silâhla değil, diplomatlıkla çarpışmaları zamanı olduğu cihetle; gayet kuvvetli bir metanet ve vazife-i nuriye-i kudsiyede bir sebat olmazsa, Risale-i Nur'un hizmeti zararına bir atalet, bir fütur ve tevakkuf başlar.</span></p><p><span style="color: #008000">Tetimme: Tamamlama, ekleme.</span></p><p><span style="color: #008000">Gaflet: Düşüncesizlik ve ihmal sebebiyle, içinde bulunduğu gerçeklerden habersiz olma.</span></p><p><span style="color: #008000">Derd-i maişet: Geçim derdi.</span></p><p><span style="color: #008000">Hengâm: Zaman, vakit, sıra, an.</span></p><p><span style="color: #008000">Şuhur-u selâse: Üç aylar. (Receb, Şaban, Ramazan ayları.)</span></p><p><span style="color: #008000">Cihet: Yön, taraf.</span></p><p><span style="color: #008000">Vazife-i nuriye-i kudsiye: Risale-i Nur eserleriyle ilgili kutsal vazife(görev).</span></p><p><span style="color: #008000">Sebat: Yerinden oynamama, devam etme, dayanma, kararlı olma.</span></p><p><span style="color: #008000">Risale-i Nur: Nur risalesi. Bediüzzaman Said Nursinin(ra) Kur’anın imanla ilgili ayetlerini kaynak alarak imanın bütün şartlarını açıklayıp delillerle ispat ettiği çok değerli eserlerinin hepsine birden verilen isim.</span></p><p><span style="color: #008000">Atalet: Tembellik, işsizlik, boş durma, hareketsizlik.</span></p><p><span style="color: #008000">Fütur: Gevşeklik, usanç.</span></p><p><span style="color: #008000">Tevakkuf: Durma, duraklama, eğlenme, bekleme.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Aziz kardeşlerim, siz kat'î biliniz ki: Risale-i Nur ve şakirdlerinin meşgul oldukları vazife, rûy-i zemindeki bütün muazzam mesailden daha büyüktür. Onun için dünyevî merak-aver mes'elelere bakıp, vazife-i bâkiyenizde fütur getirmeyiniz. Meyve'nin Dördüncü Mes'elesini çok defa okuyunuz, kuvve-i maneviyeniz kırılmasın.</span></p><p><span style="color: #008000">Kat'î: Kesin.</span></p><p><span style="color: #008000">Şakird: Talebe, öğrenci.</span></p><p><span style="color: #008000">Rûy-i zemin: Zemin yüzü, yeryüzü.</span></p><p><span style="color: #008000">Muazzam: Büyük.</span></p><p><span style="color: #008000">Mesailden: Meselelerden, konulardan.</span></p><p><span style="color: #008000">Dünyevî: Dünya hayatına ait.</span></p><p><span style="color: #008000">Merak-aver: Merak verici, meraklandırıcı.</span></p><p><span style="color: #008000">Vazife-i bâkiye: Ölümsüz ve sonsuz hayatla ilgili görev.</span></p><p><span style="color: #008000">Fütur: Gevşeklik, usanç.</span></p><p><span style="color: #008000">Kuvve-i maneviye: Manevi kuvvet(güç).</span></p><p></p><p><span style="font-size: 12px">Evet ehl-i dünyanın bütün muazzam mes'eleleri, fâni hayatta zalimane olan düstur-u cidal dairesinde gaddarane, merhametsiz ve mukaddesat-ı diniyeyi dünyaya feda etmek cihetiyle; kader-i İlahî onların o cinayetleri içinde, onlara bir manevî cehennem veriyor. Risale-i Nur ve şakirdlerinin çalıştıkları ve vazifedar oldukları; fâni hayata bedel, bâki hayata perde olan ölümü ve hayat-ı dünyeviyenin perestişkârlarına gayet dehşetli ecel celladının, hayat-ı ebediyeye birer perde ve ehl-i imanın saadet-i ebediyelerine birer vesile olduğunu, iki kerre iki dört eder derecesinde kat'î isbat etmektedir. Şimdiye kadar o hakikatı göstermişiz.</span></p><p><span style="color: #008000">Ehl-i dünya: Dünya ehli, yalnız dünya hayatını kabul edip onun için çalışanlar.</span></p><p><span style="color: #008000">Muazzam: Büyük.</span></p><p><span style="color: #008000">Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan.</span></p><p><span style="color: #008000">Zalimane: Zalimce, haksızlık yapar şekilde.</span></p><p><span style="color: #008000">Düstur-u cidal: Cidal düsturu, mücadele prensibi.</span></p><p><span style="color: #008000">Gaddarane: Acımasızca.</span></p><p><span style="color: #008000">Mukaddesat-ı diniye: Dine ait mukaddes(kutsal) şeyler.</span></p><p><span style="color: #008000">Kader-i İlahî: Allah’ın(cc) her şeyi sonsuz ilmiyle belirlemesi.</span></p><p><span style="color: #008000">Vazifedar: Vazifeli, görevli.</span></p><p><span style="color: #008000">Bâki: Sonsuz, ölümsüz olan.</span></p><p><span style="color: #008000">Hayat-ı dünyeviye: Dünyadaki yaşantı.</span></p><p><span style="color: #008000">Hayat-ı ebediye: Ölümsüz ve sonsuz hayat.</span></p><p><span style="color: #008000">Ehl-i iman: İman edenler, inananlar.</span></p><p><span style="color: #008000">Saadet-i ebediye: Bitmez ve tükenmez sonsuz mutluluk.</span></p><p><span style="color: #008000">Kat'î: Kesin.</span></p><p><span style="color: #008000">Hakikat: Gerçek.</span></p><p></p><p><span style="font-size: 12px">Elhasıl: </span></p><p><span style="font-size: 12px">Ehl-i dalalet, muvakkat hayata karşı mücadele ediyorlar. Bizler, ölüme karşı nur-u Kur'an ile cidaldeyiz. Onların en büyük mes'elesi -muvakkat olduğu için-, bizim mes'elemizin en küçüğüne -bekaya baktığı için- mukabil gelmiyor. Madem onlar divanelikleriyle bizim muazzam mes'elelerimize tenezzül edip karışmıyorlar; biz, neden kudsî vazifemizin zararına onların küçük mes'elelerini merakla takib ediyoruz. Bu âyet</span></p><p><span style="font-size: 12px">Maide Suresi: 105.</span></p><p><span style="font-size: 12px">ve usûl-ü İslâmiyetin ehemmiyetli bir düsturu olan</span></p><p><span style="font-size: 12px">…</span></p><p><span style="font-size: 12px">Yani: "Başkasının dalaleti sizin hidayetinize zarar etmez. Sizler lüzumsuz onların dalaletleriyle meşgul olmazsanız." Düsturun manası: "Zarara kendi razı olanın lehinde bakılmaz, ona şefkat edip acınmaz." Madem bu âyet ve bu düstur bizi, zarara bilerek razı olanlara acımaktan men'ediyor; biz de bütün kuvvetimiz ve merakımızla vaktimizi kudsî vazifeye hasretmeliyiz. Onun haricindekileri malayani bilip, vaktimizi zayi' etmemeliyiz. Çünki elimizde nur var; topuz yoktur. Biz tecavüz edemeyiz. Bize tecavüz edilse, nur gösteririz. Vaziyetimiz bir nevi nuranî müdafaadır.</span></p><p><span style="color: #008000">Elhasıl: Kısacası, özetle, sözün kısası ve özü.</span></p><p><span style="color: #008000">Ehl-i dalalet: İman ve İslam yolundan sapanlar.</span></p><p><span style="color: #008000">Muvakkat: Geçici, az bir zaman için.</span></p><p><span style="color: #008000">Mücadele: Karşılıklı çekişme, savaşma, uğraşma, boğuşma.</span></p><p><span style="color: #008000">Nur-u Kur'an: Kur’an nuru, Kur’an ışığı.</span></p><p><span style="color: #008000">Cidal: Mücadele, çarpışma.</span></p><p><span style="color: #008000">Beka: Sonsuzluk, devamlılık.</span></p><p><span style="color: #008000">Mukabil: Karşılık.</span></p><p><span style="color: #008000">Divane: Deli.</span></p><p><span style="color: #008000">Tenezzül: Alçalma, kendini düşürme.</span></p><p><span style="color: #008000">Kudsî: Mukaddes, kutsal, kusursuz.</span></p><p><span style="color: #008000">Usûl-ü İslâmiyet: İslamiyetin prensipleri.</span></p><p><span style="color: #008000">Ehemmiyetli: Önemli.</span></p><p><span style="color: #008000">Dalalet: Sapıtma, doğru yoldan ayrılma, iman ve İslam yolundan sapmak.</span></p><p><span style="color: #008000">Hidayet: Doğruluk, Kur’anın gösterdiği doğru ve gerçek yol. İman edip İslam yoluna girmek.</span></p><p><span style="color: #008000">Razı: Hoşnut.</span></p><p><span style="color: #008000">Malayani: Faydasız, boş, gereksiz.</span></p><p><span style="color: #008000">Zayi': Ziyan.</span></p><p><span style="color: #008000">Tecavüz: Saldırma, sınırları çiğneme, ileri gitme.</span></p><p><span style="color: #008000">Nevi: Çeşit, tür.</span></p><p><span style="color: #008000">Nuranî: Nurlu.</span></p><p><span style="color: #008000">Müdafaadır: Savunmadır.</span></p><p><span style="color: #008000"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu tetimmenin yazılmasının sebeblerinden birisi:</span></p><p><span style="color: #008000">Tetimme: Tamamlama, ekleme.</span></p><p></p><p><span style="font-size: 12px">Risale-i Nur'un bir talebesini tecrübe ettim. Acaba bu heyecan, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir diye boğazlar hakkında bir boşboğazlığı münasebetiyle bir-iki şey sordum. Baktım, alâkadarane ve bilerek cevab verdi. Kalben "yazık" dedim. Bu vazife-i Nuriyede zararı olacak. Sonra şiddetle ikaz ettim. "Eûzü billahi mineşşeytani vessiyase" bir düsturumuz vardır. Eğer insanlara acıyorsan, geçmiş düstur onlara merhamete liyakatını selbediyor. Cennet adamlar istediği gibi, Cehennem de adam ister.</span></p><p><span style="color: #008000">Risale-i Nur: Nur risalesi. Bediüzzaman Said Nursinin(ra) Kur’anın imanla ilgili ayetlerini kaynak alarak imanın bütün şartlarını açıklayıp delillerle ispat ettiği çok değerli eserlerinin hepsine birden verilen isim.</span></p><p><span style="color: #008000">Tecrübe: Deneyim, deneme, sınama.</span></p><p><span style="color: #008000">Alâkadarane: Yakından ilgilenircesine, ilgi göstererek.</span></p><p><span style="color: #008000">Vazife-i Nuriye: Nura ait vazife, Risale-i Nur eserleriyle ilgili görev.</span></p><p><span style="color: #008000">Eûzü billahi mineşşeytani vessiyase: Siyasetten ve şeytandan Allah’a(cc) sığınırım.</span></p><p><span style="color: #008000">Düstur: Umumi kaide, genel kural, temel prensip.</span></p><p><span style="color: #008000">Liyakat: Layık olma, hak etme, yeterlilik.</span></p><p><span style="color: #008000">Selb: Kaldırma.</span></p><p><span style="color: #008000">Tezahür: Görünme, belirme, meydana çıkma.</span></p><p></p><p><span style="font-size: 12px">(Beşinci Şua'ın yine kısmen verdiği haberler tezahür ediyor.)</span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><em>Said Nursî</em></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Emirdağ Lahikası</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">---------------------------------</span></p><p><span style="font-size: 12px">Yirmiyedinci Mektub </span></p><p><span style="font-size: 12px">[Bu mektub, Risale-i Nur Müellifinin talebelerine yazdığı ayn-ı hakikat ve çok letafetli, güzel mektublarıyla; Risale-i Nur talebelerinin, Üstadlarına ve bazan birbirlerine yazdıkları ve Risale-i Nur'un mütalaasından aldıkları parlak feyizlerini ifade eden çok zengin bir mektub olup, bu mecmuanın üç-dört misli kadar büyüdüğü için bu mecmuaya ilhak edilmemiştir. Müstakillen Barla, Kastamonu, Emirdağı Lâhikaları olarak neşredilmiştir.]</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Mektubat</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 460518, member: 1040028"] [SIZE=3][I]Aziz, sıddık kardeşlerim! [Bir suale mecburî cevabın tetimmesidir.][/I][/SIZE] [SIZE=3]Bu yaz mevsimi, gaflet zamanı ve derd-i maişet meşgalesi hengâmı ve şuhur-u selâsenin çok sevablı ibadet vakti ve zemin yüzündeki fırtınaların silâhla değil, diplomatlıkla çarpışmaları zamanı olduğu cihetle; gayet kuvvetli bir metanet ve vazife-i nuriye-i kudsiyede bir sebat olmazsa, Risale-i Nur'un hizmeti zararına bir atalet, bir fütur ve tevakkuf başlar.[/SIZE] [COLOR="#008000"]Tetimme: Tamamlama, ekleme. Gaflet: Düşüncesizlik ve ihmal sebebiyle, içinde bulunduğu gerçeklerden habersiz olma. Derd-i maişet: Geçim derdi. Hengâm: Zaman, vakit, sıra, an. Şuhur-u selâse: Üç aylar. (Receb, Şaban, Ramazan ayları.) Cihet: Yön, taraf. Vazife-i nuriye-i kudsiye: Risale-i Nur eserleriyle ilgili kutsal vazife(görev). Sebat: Yerinden oynamama, devam etme, dayanma, kararlı olma. Risale-i Nur: Nur risalesi. Bediüzzaman Said Nursinin(ra) Kur’anın imanla ilgili ayetlerini kaynak alarak imanın bütün şartlarını açıklayıp delillerle ispat ettiği çok değerli eserlerinin hepsine birden verilen isim. Atalet: Tembellik, işsizlik, boş durma, hareketsizlik. Fütur: Gevşeklik, usanç. Tevakkuf: Durma, duraklama, eğlenme, bekleme.[/COLOR] [SIZE=3] Aziz kardeşlerim, siz kat'î biliniz ki: Risale-i Nur ve şakirdlerinin meşgul oldukları vazife, rûy-i zemindeki bütün muazzam mesailden daha büyüktür. Onun için dünyevî merak-aver mes'elelere bakıp, vazife-i bâkiyenizde fütur getirmeyiniz. Meyve'nin Dördüncü Mes'elesini çok defa okuyunuz, kuvve-i maneviyeniz kırılmasın.[/SIZE] [COLOR="#008000"]Kat'î: Kesin. Şakird: Talebe, öğrenci. Rûy-i zemin: Zemin yüzü, yeryüzü. Muazzam: Büyük. Mesailden: Meselelerden, konulardan. Dünyevî: Dünya hayatına ait. Merak-aver: Merak verici, meraklandırıcı. Vazife-i bâkiye: Ölümsüz ve sonsuz hayatla ilgili görev. Fütur: Gevşeklik, usanç. Kuvve-i maneviye: Manevi kuvvet(güç).[/COLOR] [SIZE=3]Evet ehl-i dünyanın bütün muazzam mes'eleleri, fâni hayatta zalimane olan düstur-u cidal dairesinde gaddarane, merhametsiz ve mukaddesat-ı diniyeyi dünyaya feda etmek cihetiyle; kader-i İlahî onların o cinayetleri içinde, onlara bir manevî cehennem veriyor. Risale-i Nur ve şakirdlerinin çalıştıkları ve vazifedar oldukları; fâni hayata bedel, bâki hayata perde olan ölümü ve hayat-ı dünyeviyenin perestişkârlarına gayet dehşetli ecel celladının, hayat-ı ebediyeye birer perde ve ehl-i imanın saadet-i ebediyelerine birer vesile olduğunu, iki kerre iki dört eder derecesinde kat'î isbat etmektedir. Şimdiye kadar o hakikatı göstermişiz.[/SIZE] [COLOR="#008000"]Ehl-i dünya: Dünya ehli, yalnız dünya hayatını kabul edip onun için çalışanlar. Muazzam: Büyük. Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan. Zalimane: Zalimce, haksızlık yapar şekilde. Düstur-u cidal: Cidal düsturu, mücadele prensibi. Gaddarane: Acımasızca. Mukaddesat-ı diniye: Dine ait mukaddes(kutsal) şeyler. Kader-i İlahî: Allah’ın(cc) her şeyi sonsuz ilmiyle belirlemesi. Vazifedar: Vazifeli, görevli. Bâki: Sonsuz, ölümsüz olan. Hayat-ı dünyeviye: Dünyadaki yaşantı. Hayat-ı ebediye: Ölümsüz ve sonsuz hayat. Ehl-i iman: İman edenler, inananlar. Saadet-i ebediye: Bitmez ve tükenmez sonsuz mutluluk. Kat'î: Kesin. Hakikat: Gerçek.[/COLOR] [SIZE=3]Elhasıl: Ehl-i dalalet, muvakkat hayata karşı mücadele ediyorlar. Bizler, ölüme karşı nur-u Kur'an ile cidaldeyiz. Onların en büyük mes'elesi -muvakkat olduğu için-, bizim mes'elemizin en küçüğüne -bekaya baktığı için- mukabil gelmiyor. Madem onlar divanelikleriyle bizim muazzam mes'elelerimize tenezzül edip karışmıyorlar; biz, neden kudsî vazifemizin zararına onların küçük mes'elelerini merakla takib ediyoruz. Bu âyet Maide Suresi: 105. ve usûl-ü İslâmiyetin ehemmiyetli bir düsturu olan … Yani: "Başkasının dalaleti sizin hidayetinize zarar etmez. Sizler lüzumsuz onların dalaletleriyle meşgul olmazsanız." Düsturun manası: "Zarara kendi razı olanın lehinde bakılmaz, ona şefkat edip acınmaz." Madem bu âyet ve bu düstur bizi, zarara bilerek razı olanlara acımaktan men'ediyor; biz de bütün kuvvetimiz ve merakımızla vaktimizi kudsî vazifeye hasretmeliyiz. Onun haricindekileri malayani bilip, vaktimizi zayi' etmemeliyiz. Çünki elimizde nur var; topuz yoktur. Biz tecavüz edemeyiz. Bize tecavüz edilse, nur gösteririz. Vaziyetimiz bir nevi nuranî müdafaadır.[/SIZE] [COLOR="#008000"]Elhasıl: Kısacası, özetle, sözün kısası ve özü. Ehl-i dalalet: İman ve İslam yolundan sapanlar. Muvakkat: Geçici, az bir zaman için. Mücadele: Karşılıklı çekişme, savaşma, uğraşma, boğuşma. Nur-u Kur'an: Kur’an nuru, Kur’an ışığı. Cidal: Mücadele, çarpışma. Beka: Sonsuzluk, devamlılık. Mukabil: Karşılık. Divane: Deli. Tenezzül: Alçalma, kendini düşürme. Kudsî: Mukaddes, kutsal, kusursuz. Usûl-ü İslâmiyet: İslamiyetin prensipleri. Ehemmiyetli: Önemli. Dalalet: Sapıtma, doğru yoldan ayrılma, iman ve İslam yolundan sapmak. Hidayet: Doğruluk, Kur’anın gösterdiği doğru ve gerçek yol. İman edip İslam yoluna girmek. Razı: Hoşnut. Malayani: Faydasız, boş, gereksiz. Zayi': Ziyan. Tecavüz: Saldırma, sınırları çiğneme, ileri gitme. Nevi: Çeşit, tür. Nuranî: Nurlu. Müdafaadır: Savunmadır. [/COLOR] [SIZE=3]Bu tetimmenin yazılmasının sebeblerinden birisi:[/SIZE] [COLOR="#008000"]Tetimme: Tamamlama, ekleme.[/COLOR] [SIZE=3]Risale-i Nur'un bir talebesini tecrübe ettim. Acaba bu heyecan, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir diye boğazlar hakkında bir boşboğazlığı münasebetiyle bir-iki şey sordum. Baktım, alâkadarane ve bilerek cevab verdi. Kalben "yazık" dedim. Bu vazife-i Nuriyede zararı olacak. Sonra şiddetle ikaz ettim. "Eûzü billahi mineşşeytani vessiyase" bir düsturumuz vardır. Eğer insanlara acıyorsan, geçmiş düstur onlara merhamete liyakatını selbediyor. Cennet adamlar istediği gibi, Cehennem de adam ister.[/SIZE] [COLOR="#008000"]Risale-i Nur: Nur risalesi. Bediüzzaman Said Nursinin(ra) Kur’anın imanla ilgili ayetlerini kaynak alarak imanın bütün şartlarını açıklayıp delillerle ispat ettiği çok değerli eserlerinin hepsine birden verilen isim. Tecrübe: Deneyim, deneme, sınama. Alâkadarane: Yakından ilgilenircesine, ilgi göstererek. Vazife-i Nuriye: Nura ait vazife, Risale-i Nur eserleriyle ilgili görev. Eûzü billahi mineşşeytani vessiyase: Siyasetten ve şeytandan Allah’a(cc) sığınırım. Düstur: Umumi kaide, genel kural, temel prensip. Liyakat: Layık olma, hak etme, yeterlilik. Selb: Kaldırma. Tezahür: Görünme, belirme, meydana çıkma.[/COLOR] [SIZE=3](Beşinci Şua'ın yine kısmen verdiği haberler tezahür ediyor.) [B][I]Said Nursî[/I][/B] Emirdağ Lahikası --------------------------------- Yirmiyedinci Mektub [Bu mektub, Risale-i Nur Müellifinin talebelerine yazdığı ayn-ı hakikat ve çok letafetli, güzel mektublarıyla; Risale-i Nur talebelerinin, Üstadlarına ve bazan birbirlerine yazdıkları ve Risale-i Nur'un mütalaasından aldıkları parlak feyizlerini ifade eden çok zengin bir mektub olup, bu mecmuanın üç-dört misli kadar büyüdüğü için bu mecmuaya ilhak edilmemiştir. Müstakillen Barla, Kastamonu, Emirdağı Lâhikaları olarak neşredilmiştir.] Mektubat[/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Emirdağ Lahikası
Risale-i Nur ve şakirdlerinin...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst