Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Peygamberler ve Peygamberlerin Hayatı
Peygamberlere Yapılan Iğrenç Tuzak Ve Iftiralar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ashabaselam" data-source="post: 111677" data-attributes="member: 11018"><p><strong><span style="color: darkred">"Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: 'Allah'ı bırakıp bana kulluk edin' deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, 'Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler olunuz' (deme görevindedir.) O, melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez. Siz, Müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek?" (Al-i İmran Suresi, 79-80)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Oysa buna karşılık, az önce gördüğümüz gibi, Firavun ve benzeri önde gelen inkarcılar "ilah" (Rab) oldukları iddiasındadırlar. İşte bu inkarcılar, Resulle karşılaştıklarında, onun kendi çıkarları için insanları kendisine tabi kılmaya çalıştığını zannederler. Onların gözünde Resul, kendi düzenlerini yıkmaya çalışan bir "rakip"tir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Delilik iftirası</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Önde gelen inkarcıların sıkça kullandıkları iftira yöntemlerinden biri de, Resulü ve bazen de onunla birlikte inananları "delilik"le suçlamalarıdır. Bu suçlama, neredeyse tüm Resullere yöneltilmiştir. Kuran'da, sık sık bu konuya dikkat çekilmektedir. Örneğin Hz. Nuh'a "kendisinde delilik bulunan bir adam" dendiği ayetlerde şöyle haber verilmektedir:</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin." (Müminun Suresi, 25)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı. Böylece kulumuz (Nuh'u) yalanladılar ve 'delidir ' dediler. O baskı altına alınıp engellenmişti." (Kamer Suresi, 9)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'e de aynı iftira atılmıştır. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"Onlar: "Ey kendisine kitap indirilen (Muhammed). Gerçekten sen cinlenmiş (bir deli)sin," dediler."Eğer doğruyu söylüyor isen, bizlere melekleri getirmeli değil miydin?" (Hicr Suresi, 6-7)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"Onlar, yine de o sözü (Kuran'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? Ya da kendi elçilerini tanımadılar mı ki, şimdi onu inkar ediyorlar?</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Yahut: "Onda bir delilik var" mı diyorlar? Hayır, o, onlara hak ile gelmiş bulunmaktadır ve onların çoğu hakkı çirkin karşılıyorlar." (Müminun Suresi, 68-70)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Aynı suçlama, Hz. Musa'ya karşı da yöneltilmiştir:</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"(Firavun) Dedi ki: "Şüphesiz size gönderilmiş bulunan elçiniz, gerçekten bir delidir." (Şuara Suresi, 27)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"Andolsun, biz Musa'yı ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik; Firavun'a, Haman'a ve Karun'a. Ama onlar: (Bu,) Yalan söyleyen bir büyücüdür" dediler." (Mümin Suresi, 23-24)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Allah, genel olarak tüm kavimlerin elçilerine bu tür bir suçlamada bulunmaya eğilimli olduklarını da ayetlerde şöyle bildirir:</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"İnkâr edenler dediler ki: "Siz darmadağın olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gösterelim mi size? Allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır, ahirete inanmayanlar, azapta ve uzak bir sapıklık içindedirler." (Sebe Suresi, 7-8)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"Onlar için öğüt alıp-düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti. Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir." (Duhan Suresi, 13-14)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">İnkarcıların önde gelenlerinin Resullere karşı sürekli olarak böyle iftiralarda bulunmalarının en önemli nedeni, kuşkusuz Resulleri karalamak istemeleridir. Ancak bunun yanı sıra, böyle bir suçlamayı seçmelerinin ikinci bir nedeni daha vardır: Önde gelen inkarcılar, Resulün nasıl olup da tüm bir kavme karşı açıkça meydan okuyabildiğini bir türlü anlayamazlar. Resulün kendi hayatını tehlikeye atarak, çok büyük bir maddi güce sahip olan önde gelenlerle karşı karşıya gelmeyi göze almasını kavrayamazlar. Çünkü inkarcıların tek kıstası çıkardır; yalnızca kendi şahsi çıkarlarını gözetirler. Buna karşın, Resul tüm şahsi çıkarlarını dini tebliğ edebilmek için feda etmektedir. İnkarcıların gözünde bu, son derece "dünyevi çıkarlara ters düşecek" bir davranıştır, dolayısıyla bir tür deliliktir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Oysa Resul çıkarlarından vazgeçerken, Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmaktadır ki, bunların değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Ancak inkarcılar kuşkusuz bunu kavrayabilecek akla sahip değildirler.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Büyücülük iftirası</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Kuran ayetleri bize göstermektedir ki, önde gelen inkarcıların geleneksel bir karakter özelliği daha vardır: Bu kişiler, Resulün nasıl olup da bazı kimseleri ikna edebildiğini bir türlü anlayamazlar. Çünkü kavmin büyük bölümü Resule karşı çıksa da, bazı kimseler -ki bunlar müminlerdir- Resulün bildirdiği gerçekleri kavramış ve ona bağlanmışlardır. İman edenler, Resulün Allah'ın elçisi olduğunun, O'nun hükmüyle hükmettiğinin bilincindedirler ve bu yüzden de ona karşı büyük bir sadakat, saygı ve sevgi ile bağlıdırlar.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Bu önde gelen inkarcılar için anlaşılması zor bir durumdur. Onların bakış açısına göre, Resulün anlattıkları "eskilerin uydurma masallarından" (Müminun Suresi, 83) başka bir şey değildir. Oysa "masal" saydıkları bu gerçeklere müminler büyük bir bağlılıkla bağlanmaktadırlar. Bu durumu anlayamayan önde gelen inkarcılar, Resulün sahip olduğu bu ikna yeteneğini, onu büyücülükle itham ederek açıklamaya çalışırlar. Sık sık kullandıkları bu iddiaya göre, Resul etrafındakilerin beynini yıkamakta, onları büyülemektedir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Kuran'da inkar edenlerin bu iftirası şöyle vurgulanır:</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"İçlerinden bir adama: 'İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında 'gerçek bir makam' olduğunu müjde ver' diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkâr edenler: 'Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür' dediler." (Yunus Suresi, 2)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kafirler dedi ki: 'Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür. İlahları bir tek ilah mı yaptı? Doğrusu bu, şaşırtıcı bir şey'." (Sad Suresi, 4-5)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Aynı suçlama Hz. Musa'ya karşı da yapılmıştır. Bunu haber veren ayetler şöyledir:</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani Biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik; Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve: "(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi." (Zariyat Suresi, 38-39)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"Firavun kavminin önde gelenleri dediler ki: 'Bu gerçekten bilgin bir büyücüdür'." (Araf Suresi, 109)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Kuran'da bu "büyücülük" suçlamasının inkarcılar arasında neredeyse gelenekselleşmiş olduğu da şöyle bildirilmektedir:</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: 'Büyücü ve cinlenmiş' demişlerdir. Onlar bunu (tarih boyunca) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayır; onlar, 'azgın ve taşkın (tağiy)' bir kavimdirler." (Zariyat Suresi, 52-53)</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred"></span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ashabaselam, post: 111677, member: 11018"] [B][COLOR=darkred]"Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: 'Allah'ı bırakıp bana kulluk edin' deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, 'Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler olunuz' (deme görevindedir.) O, melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez. Siz, Müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek?" (Al-i İmran Suresi, 79-80) Oysa buna karşılık, az önce gördüğümüz gibi, Firavun ve benzeri önde gelen inkarcılar "ilah" (Rab) oldukları iddiasındadırlar. İşte bu inkarcılar, Resulle karşılaştıklarında, onun kendi çıkarları için insanları kendisine tabi kılmaya çalıştığını zannederler. Onların gözünde Resul, kendi düzenlerini yıkmaya çalışan bir "rakip"tir. Delilik iftirası Önde gelen inkarcıların sıkça kullandıkları iftira yöntemlerinden biri de, Resulü ve bazen de onunla birlikte inananları "delilik"le suçlamalarıdır. Bu suçlama, neredeyse tüm Resullere yöneltilmiştir. Kuran'da, sık sık bu konuya dikkat çekilmektedir. Örneğin Hz. Nuh'a "kendisinde delilik bulunan bir adam" dendiği ayetlerde şöyle haber verilmektedir: "O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin." (Müminun Suresi, 25) "Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı. Böylece kulumuz (Nuh'u) yalanladılar ve 'delidir ' dediler. O baskı altına alınıp engellenmişti." (Kamer Suresi, 9) Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'e de aynı iftira atılmıştır. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır: "Onlar: "Ey kendisine kitap indirilen (Muhammed). Gerçekten sen cinlenmiş (bir deli)sin," dediler."Eğer doğruyu söylüyor isen, bizlere melekleri getirmeli değil miydin?" (Hicr Suresi, 6-7) "Onlar, yine de o sözü (Kuran'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? Ya da kendi elçilerini tanımadılar mı ki, şimdi onu inkar ediyorlar? Yahut: "Onda bir delilik var" mı diyorlar? Hayır, o, onlara hak ile gelmiş bulunmaktadır ve onların çoğu hakkı çirkin karşılıyorlar." (Müminun Suresi, 68-70) Aynı suçlama, Hz. Musa'ya karşı da yöneltilmiştir: "(Firavun) Dedi ki: "Şüphesiz size gönderilmiş bulunan elçiniz, gerçekten bir delidir." (Şuara Suresi, 27) "Andolsun, biz Musa'yı ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik; Firavun'a, Haman'a ve Karun'a. Ama onlar: (Bu,) Yalan söyleyen bir büyücüdür" dediler." (Mümin Suresi, 23-24) Allah, genel olarak tüm kavimlerin elçilerine bu tür bir suçlamada bulunmaya eğilimli olduklarını da ayetlerde şöyle bildirir: "İnkâr edenler dediler ki: "Siz darmadağın olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gösterelim mi size? Allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır, ahirete inanmayanlar, azapta ve uzak bir sapıklık içindedirler." (Sebe Suresi, 7-8) "Onlar için öğüt alıp-düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti. Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir." (Duhan Suresi, 13-14) İnkarcıların önde gelenlerinin Resullere karşı sürekli olarak böyle iftiralarda bulunmalarının en önemli nedeni, kuşkusuz Resulleri karalamak istemeleridir. Ancak bunun yanı sıra, böyle bir suçlamayı seçmelerinin ikinci bir nedeni daha vardır: Önde gelen inkarcılar, Resulün nasıl olup da tüm bir kavme karşı açıkça meydan okuyabildiğini bir türlü anlayamazlar. Resulün kendi hayatını tehlikeye atarak, çok büyük bir maddi güce sahip olan önde gelenlerle karşı karşıya gelmeyi göze almasını kavrayamazlar. Çünkü inkarcıların tek kıstası çıkardır; yalnızca kendi şahsi çıkarlarını gözetirler. Buna karşın, Resul tüm şahsi çıkarlarını dini tebliğ edebilmek için feda etmektedir. İnkarcıların gözünde bu, son derece "dünyevi çıkarlara ters düşecek" bir davranıştır, dolayısıyla bir tür deliliktir. Oysa Resul çıkarlarından vazgeçerken, Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmaktadır ki, bunların değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Ancak inkarcılar kuşkusuz bunu kavrayabilecek akla sahip değildirler. Büyücülük iftirası Kuran ayetleri bize göstermektedir ki, önde gelen inkarcıların geleneksel bir karakter özelliği daha vardır: Bu kişiler, Resulün nasıl olup da bazı kimseleri ikna edebildiğini bir türlü anlayamazlar. Çünkü kavmin büyük bölümü Resule karşı çıksa da, bazı kimseler -ki bunlar müminlerdir- Resulün bildirdiği gerçekleri kavramış ve ona bağlanmışlardır. İman edenler, Resulün Allah'ın elçisi olduğunun, O'nun hükmüyle hükmettiğinin bilincindedirler ve bu yüzden de ona karşı büyük bir sadakat, saygı ve sevgi ile bağlıdırlar. Bu önde gelen inkarcılar için anlaşılması zor bir durumdur. Onların bakış açısına göre, Resulün anlattıkları "eskilerin uydurma masallarından" (Müminun Suresi, 83) başka bir şey değildir. Oysa "masal" saydıkları bu gerçeklere müminler büyük bir bağlılıkla bağlanmaktadırlar. Bu durumu anlayamayan önde gelen inkarcılar, Resulün sahip olduğu bu ikna yeteneğini, onu büyücülükle itham ederek açıklamaya çalışırlar. Sık sık kullandıkları bu iddiaya göre, Resul etrafındakilerin beynini yıkamakta, onları büyülemektedir. Kuran'da inkar edenlerin bu iftirası şöyle vurgulanır: "İçlerinden bir adama: 'İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında 'gerçek bir makam' olduğunu müjde ver' diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkâr edenler: 'Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür' dediler." (Yunus Suresi, 2) "İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kafirler dedi ki: 'Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür. İlahları bir tek ilah mı yaptı? Doğrusu bu, şaşırtıcı bir şey'." (Sad Suresi, 4-5) Aynı suçlama Hz. Musa'ya karşı da yapılmıştır. Bunu haber veren ayetler şöyledir: "Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani Biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik; Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve: "(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi." (Zariyat Suresi, 38-39) "Firavun kavminin önde gelenleri dediler ki: 'Bu gerçekten bilgin bir büyücüdür'." (Araf Suresi, 109) Kuran'da bu "büyücülük" suçlamasının inkarcılar arasında neredeyse gelenekselleşmiş olduğu da şöyle bildirilmektedir: "İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: 'Büyücü ve cinlenmiş' demişlerdir. Onlar bunu (tarih boyunca) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayır; onlar, 'azgın ve taşkın (tağiy)' bir kavimdirler." (Zariyat Suresi, 52-53) [/COLOR][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Peygamberler ve Peygamberlerin Hayatı
Peygamberlere Yapılan Iğrenç Tuzak Ve Iftiralar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst