Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
Otuzuncu Lem'a
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ukbaa" data-source="post: 287089" data-attributes="member: 15165"><p><strong>Cevap: Otuzuncu Lem'a - Sayfa 636</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><style media="all" type="text/css">body { font-family: 'Trebuchet MS',Arial,serif; font-size: 12pt; }</style>ve nümunesi, insandaki kuvvelerdir ve lâtifelerdir. Ve hâkezâ, insan, küçük bir mikyasta, kâinattaki hakaik-i imaniyeyi şuhud derecesinde gösterebilir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte, insanın mezkûr vazifeler gibi çok mühim hizmetleri var. Cemâl-i bâkîye âyinedir. Kemâl-i sermediyeye dellâl-ı muzhirdir. Ve rahmet-i ebediyeye muhtac-ı müteşekkirdir. Madem cemal, kemal, rahmet bâkidirler ve sermedîdirler; elbette o cemâl-i bâkînin âyine-i müştâkı ve o kemâl-i sermedînin dellâl-ı âşıkı ve o rahmet-i ebediyenin muhtac-ı müteşekkiri olan insan, bâki kalmak için bir dâr-ı bekàya girecek ve o bâkilere refakat için ebede gidecek ve o ebedî cemal ve o sermedî kemal ve daimî rahmete, ebedü’l-âbâdda refakat etmek gerektir, lâzımdır. Çünkü ebedî bir cemal, fâni bir müştâka ve zâil bir dosta razı olmaz. Çünkü cemal, kendini sevdiği için, sevmesine mukabil muhabbet ister. Zeval ve fenâ ise, o muhabbeti adâvete kalb eder, çevirir. Eğer insan ebede gidip bâki kalmazsa, fıtratındaki cemâl-i sermediyeye karşı olan esaslı muhabbet yerine adâvet bulunacaktır. Onuncu Sözün haşiyesinde beyan edildiği gibi, bir zaman bir dünya güzeli, bir âşıkını huzurundan çıkarıyor. O adamdaki aşk, birden adâvete dönüyor ve diyor ki: “Tuh, ne kadar çirkindir!” diyerek, kendine teselli vermek için cemâlinden küsüyor, cemâlini inkâr ediyor.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Evet, insan bilmediği şeye düşman olduğu gibi, eli yetişmediği veyahut tutamadığı şeylerin adâvetkârâne kusurlarını arar, adeta düşmanlık etmek ister. Madem bütün kâinatın şehadetiyle Mahbub-u Hakikî ve Cemîl-i Mutlak, bütün güzel Esmâ-i Hüsnâsıyla kendini insana sevdiriyor ve insanların kendini sevmelerini istiyor; elbette ve herhalde, kendisinin hem mahbubu, hem habibi olan insana fıtrî bir adâveti verip derinden derine kendinden küstürmeyecek. Ve fıtraten en ziyade sevimli ve muhabbetli ve perestiş için yarattığı en müstesnâ mahlûku olan insanın fıtratına bütün bütün zıt olarak bir gizli adâveti,</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Cemîl-i Mutlak</strong>: sonsuz güzellik sahibi Allah</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Esmâ-i Hüsnâ</strong>: Allah’ın en güzel isimleri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Mahbub-u Hakikî</strong>: gerçek sevgili, Allah</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>adâvet</strong>: düşmanlık, kin</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>adâvetkârâne</strong>: düşmancasına</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>beyan etmek</strong>: açıklamak, anlatmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bâki</strong>: devamlı, sürekli, ölümsüz</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cemal</strong>: güzellik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cemâl-i bâkî</strong>: kalıcı ve devamlı güzellik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cemâl-i sermedî</strong>: sürekli devam eden güzellik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>daimî</strong>: devamlı, sürekli</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>delil-i vücud</strong>: varlığı gösteren delil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dellâl-ı muzhir</strong>: gizli güzellikleri ortaya çıkararak ilân eden</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dellâl-ı âşık</strong>: ilân edici âşık, hem âşık olan, hem aşkını ilân eden</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dâr-ı bekà</strong>: sonsuzluk âlemi, âhiret</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ebed</strong>: sonsuzluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ebedî</strong>: sonsuz</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ebedü’l-âbâd</strong>: sonsuzların sonsuzu, âhiret hayatı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>esaslı</strong>: köklü</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fenâ</strong>: gelip geçicilik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fâni</strong>: geçici olan, ölümlü</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fıtrat</strong>: yaratılış</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fıtraten</strong>: yaratılış açısından</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fıtrî</strong>: doğal, yaratılıştan gelen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>habib</strong>: sevgili</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakaik-i imaniye</strong>: iman hakikatleri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>haşiye</strong>: dipnot</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>huzur</strong>: yakınında olma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hâkezâ</strong>: bunun gibi</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inkâr etmek</strong>: kabul etmemek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kemal</strong>: olgunluk, mükemmellik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kemâl-i sermedi</strong>: sürekli devam eden mükemmellik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kusur</strong>: eksiklik, hatâ</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>lâtife</strong>: ince duygu</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahbub</strong>: sevgili</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahlûk</strong>: varlık</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mezkûr</strong>: adı geçen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mikyas</strong>: ölçek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muhabbet</strong>: sevgi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muhtac-ı müteşekkir</strong>: kendisine verilen nimetlere şükreden, pek çok şeye muhtaç olan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mukabil</strong>: karşılık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müstesnâ</strong>: seçkin, benzeri olmayan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müştâk</strong>: düşkün, âşık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nümune</strong>: örnek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>perestiş</strong>: aşırı derece sevme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rahmet</strong>: İlâhî şefkat, merhamet</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rahmet-i ebediye</strong>: Allah’ın sonsuz şefkati</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>refakat</strong>: arkadaşlık</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sermedî</strong>: devamlı, sürekli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>teselli vermek</strong>: avutmak, acısını dindirmek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zeval</strong>: yok olma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ziyade</strong>: çok, fazla</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zâil</strong>: geçip gidici, yok olucu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âyine-i müştâk</strong>: istekli, iştiyaklı ayna</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şehadet</strong>: şahidlik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şuhud</strong>: görme, şahid olma</span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ukbaa, post: 287089, member: 15165"] [b]Cevap: Otuzuncu Lem'a - Sayfa 636[/b] [FONT=tahoma]<style media="all" type="text/css">body { font-family: 'Trebuchet MS',Arial,serif; font-size: 12pt; }</style>ve nümunesi, insandaki kuvvelerdir ve lâtifelerdir. Ve hâkezâ, insan, küçük bir mikyasta, kâinattaki hakaik-i imaniyeyi şuhud derecesinde gösterebilir. İşte, insanın mezkûr vazifeler gibi çok mühim hizmetleri var. Cemâl-i bâkîye âyinedir. Kemâl-i sermediyeye dellâl-ı muzhirdir. Ve rahmet-i ebediyeye muhtac-ı müteşekkirdir. Madem cemal, kemal, rahmet bâkidirler ve sermedîdirler; elbette o cemâl-i bâkînin âyine-i müştâkı ve o kemâl-i sermedînin dellâl-ı âşıkı ve o rahmet-i ebediyenin muhtac-ı müteşekkiri olan insan, bâki kalmak için bir dâr-ı bekàya girecek ve o bâkilere refakat için ebede gidecek ve o ebedî cemal ve o sermedî kemal ve daimî rahmete, ebedü’l-âbâdda refakat etmek gerektir, lâzımdır. Çünkü ebedî bir cemal, fâni bir müştâka ve zâil bir dosta razı olmaz. Çünkü cemal, kendini sevdiği için, sevmesine mukabil muhabbet ister. Zeval ve fenâ ise, o muhabbeti adâvete kalb eder, çevirir. Eğer insan ebede gidip bâki kalmazsa, fıtratındaki cemâl-i sermediyeye karşı olan esaslı muhabbet yerine adâvet bulunacaktır. Onuncu Sözün haşiyesinde beyan edildiği gibi, bir zaman bir dünya güzeli, bir âşıkını huzurundan çıkarıyor. O adamdaki aşk, birden adâvete dönüyor ve diyor ki: “Tuh, ne kadar çirkindir!” diyerek, kendine teselli vermek için cemâlinden küsüyor, cemâlini inkâr ediyor. Evet, insan bilmediği şeye düşman olduğu gibi, eli yetişmediği veyahut tutamadığı şeylerin adâvetkârâne kusurlarını arar, adeta düşmanlık etmek ister. Madem bütün kâinatın şehadetiyle Mahbub-u Hakikî ve Cemîl-i Mutlak, bütün güzel Esmâ-i Hüsnâsıyla kendini insana sevdiriyor ve insanların kendini sevmelerini istiyor; elbette ve herhalde, kendisinin hem mahbubu, hem habibi olan insana fıtrî bir adâveti verip derinden derine kendinden küstürmeyecek. Ve fıtraten en ziyade sevimli ve muhabbetli ve perestiş için yarattığı en müstesnâ mahlûku olan insanın fıtratına bütün bütün zıt olarak bir gizli adâveti, [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Cemîl-i Mutlak[/B]: sonsuz güzellik sahibi Allah[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Esmâ-i Hüsnâ[/B]: Allah’ın en güzel isimleri[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Mahbub-u Hakikî[/B]: gerçek sevgili, Allah[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]adâvet[/B]: düşmanlık, kin[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]adâvetkârâne[/B]: düşmancasına[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]beyan etmek[/B]: açıklamak, anlatmak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bâki[/B]: devamlı, sürekli, ölümsüz[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cemal[/B]: güzellik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]cemâl-i bâkî[/B]: kalıcı ve devamlı güzellik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cemâl-i sermedî[/B]: sürekli devam eden güzellik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]daimî[/B]: devamlı, sürekli[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]delil-i vücud[/B]: varlığı gösteren delil[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dellâl-ı muzhir[/B]: gizli güzellikleri ortaya çıkararak ilân eden[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]dellâl-ı âşık[/B]: ilân edici âşık, hem âşık olan, hem aşkını ilân eden[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dâr-ı bekà[/B]: sonsuzluk âlemi, âhiret[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ebed[/B]: sonsuzluk[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ebedî[/B]: sonsuz[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ebedü’l-âbâd[/B]: sonsuzların sonsuzu, âhiret hayatı[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]esaslı[/B]: köklü[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fenâ[/B]: gelip geçicilik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fâni[/B]: geçici olan, ölümlü[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fıtrat[/B]: yaratılış[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fıtraten[/B]: yaratılış açısından[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fıtrî[/B]: doğal, yaratılıştan gelen[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]habib[/B]: sevgili[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hakaik-i imaniye[/B]: iman hakikatleri[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]haşiye[/B]: dipnot[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]huzur[/B]: yakınında olma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hâkezâ[/B]: bunun gibi[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]inkâr etmek[/B]: kabul etmemek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kemal[/B]: olgunluk, mükemmellik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kemâl-i sermedi[/B]: sürekli devam eden mükemmellik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kusur[/B]: eksiklik, hatâ[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kâinat[/B]: evren[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]lâtife[/B]: ince duygu[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mahbub[/B]: sevgili[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mahlûk[/B]: varlık[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mezkûr[/B]: adı geçen[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mikyas[/B]: ölçek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muhabbet[/B]: sevgi[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muhtac-ı müteşekkir[/B]: kendisine verilen nimetlere şükreden, pek çok şeye muhtaç olan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mukabil[/B]: karşılık[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]müstesnâ[/B]: seçkin, benzeri olmayan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]müştâk[/B]: düşkün, âşık[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nümune[/B]: örnek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]perestiş[/B]: aşırı derece sevme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]rahmet[/B]: İlâhî şefkat, merhamet[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]rahmet-i ebediye[/B]: Allah’ın sonsuz şefkati[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]refakat[/B]: arkadaşlık[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sermedî[/B]: devamlı, sürekli[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]teselli vermek[/B]: avutmak, acısını dindirmek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]zeval[/B]: yok olma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ziyade[/B]: çok, fazla[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]zâil[/B]: geçip gidici, yok olucu[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âyine-i müştâk[/B]: istekli, iştiyaklı ayna[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şehadet[/B]: şahidlik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şuhud[/B]: görme, şahid olma[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
Otuzuncu Lem'a
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst