Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 271619" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 865</strong></p><p></p><p>olduğunu göstermekle ve dünyadaki mevcudat ise esmâ-i İlâhiyenin âyineleri olduklarını ve masnuatı ise her vakit tazelenen mektubât-ı Samedâniye olduklarını bildirmekle, insanın fenâ-yı dünyadan ve zevâl-i eşyadan ve hubb-u fâniyattan gelen yaralarını güzelce tedavi eder ve evhamın zulümatından kurtarır.</p><p></p><p>Hem mevt ve eceli, âlem-i berzaha giden ve âlem-i bekâda olan ahbaplara visal ve mülâkat mukaddimesi olarak gösterir. Ehl-i dalâletin nazarında bütün ahbabından bir firak-ı ebedî telâkki ettiği ölüm yaralarını böylece tedavi eder. Ve o firak, ayn-ı lika olduğunu ispat eder.</p><p></p><p>Hem kabrin âlem-i rahmete ve dâr-ı saadete ve bağıstan-ı cinâna ve nuristan-ı Rahmân’a açılan bir kapı olduğunu ispat etmekle, beşerin en müthiş korkusunu izale edip, en elîm ve kasavetli ve sıkıntılı olan berzah seyahatini en leziz ve ünsiyetli ve ferahlı bir seyahat olduğunu gösterir. Kabir ile ejderha ağzını kapatır, güzel bir bahçeye kapı açar. Yani, kabir ejderha ağzı olmadığını, belki bağistan‑ı rahmete açılan bir kapı olduğunu gösterir.</p><p></p><p>Hem mü’mine der: İhtiyarın cüz’î ise, kendi Mâlikinin irade-i külliyesine işini bırak.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1 İktidarın küçük ise, Kadîr-i Mutlakın kudretine itimat et.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2 Hayatın az ise, hayat-ı bâkiyeyi düşün.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />3 Ömrün kısa ise, ebedî bir ömrün var, merak etme.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />4 Fikrin sönük ise, Kur’ân’ın güneşi altına gir, imanın nuruyla bak ki, yıldız böceği olan fikrin yerine herbir âyet-i Kur’ân birer yıldız misillü sana ışık verir.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />5 Hem hadsiz emellerin, elemlerin varsa, nihayetsiz bir sevap ve hadsiz bir rahmet seni</p><p></p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1</p><p> bk. Tâhâ Sûresi, 20:25-27; Mü’min Sûresi, 40:38-45.</p><p>Dipnot-2</p><p> bk. Âl-i İmran Sûresi, 3:159, 173; Nisâ Sûresi, 4:81; Mâide Sûresi, 5:23; Enfâl Sûresi, 8:61.</p><p>Dipnot-3</p><p> bk. Tevbe Sûresi, 9:38; Yûnus Sûresi, 10:24; Kehf Sûresi, 18:45; 29:64; Lokman Sûresi, 31:33.</p><p>Dipnot-4</p><p> bk. Bakara Sûresi, 2:201; Âl-i İmran Sûresi, 3:148; Nisâ Sûresi, 4:77; En’âm Sûresi, 6:32.</p><p>Dipnot-5</p><p> bk. Bakara Sûresi, 2:2, 185; Âl-i İmran Sûresi, 3:138; Yûnus Sûresi, 10:57; Yûsuf Sûresi, 12:111.[/NOT]</p><p></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Kadîr-i Mutlak</strong>: herşeye gücü yeten, sınırsız güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)</td><td><strong>Mâlik</strong>: herşeyin sahibi olan Allah (bk. m-l-k)</td></tr><tr><td><strong>ahbap</strong>: sevgililer, dostlar (bk. ḥ-b-b)</td><td><strong>ayn-ı lika</strong>: kavuşmanın ta kendisi</td></tr><tr><td><strong>bağıstan-ı cinân</strong>: Cennet bahçeleri</td><td><strong>bağıstan-ı rahmet</strong>: rahmet bahçeleri (bk. r-ḥ-m)</td></tr><tr><td><strong>berzah</strong>: kabir</td><td><strong>beşer</strong>: insan</td></tr><tr><td><strong>cüz’î</strong>: küçük, az (bk. c-z-e)</td><td><strong>dâr-ı saadet</strong>: mutluluk yurdu, âhiret</td></tr><tr><td><strong>ebedî</strong>: sonu olmayan, sonsuz (bk. e-b-d)</td><td><strong>ecel</strong>: ölüm zamanı</td></tr><tr><td><strong>ehl-i dalâlet</strong>: doğru ve hak yoldan sapmış inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)</td><td><strong>elem</strong>: acı, sıkıntı, keder</td></tr><tr><td><strong>elîm</strong>: acı ve sıkıntı veren</td><td><strong>emel</strong>: arzu, istek</td></tr><tr><td><strong>esmâ-i İlâhiye</strong>: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)</td><td><strong>evham</strong>: vehimler, kuruntular</td></tr><tr><td><strong>fenâ-yı dünya</strong>: dünyanın geçiciliği (bk. f-n-y)</td><td><strong>firak</strong>: ayrılık (bk. f-r-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>firak-ı ebedî</strong>: sonsuz ayrılık (bk. f-r-ḳ; e-b-d)</td><td><strong>hadsiz</strong>: sınırsız</td></tr><tr><td><strong>hayat-ı bâkiye</strong>: devamlı ve kalıcı olan âhiret hayatı (bk. ḥ-y-y; b-ḳ-y)</td><td><strong>hubb-u fâniyat</strong>: fâni olan şeyleri sevme (bk. ḥ-b-b; f-n-y)</td></tr><tr><td><strong>ihtiyar</strong>: irade, tercih, seçme gücü (bk. ḫ-y-r)</td><td><strong>iktidar</strong>: güç, kudret (bk. ḳ-d-r)</td></tr><tr><td><strong>irade-i külliye</strong>: Allah’ın herşeyi kuşatan iradesi (bk. r-v-d; k-l-l)</td><td><strong>itimat etmek</strong>: güvenmek</td></tr><tr><td><strong>izale etmek</strong>: gidermek</td><td><strong>kasavetli</strong>: üzüntülü, sıkıntılı</td></tr><tr><td><strong>leziz</strong>: lezzetli</td><td><strong>masnuat</strong>: san’at eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)</td></tr><tr><td><strong>mektubat-ı Samedâniye</strong>: Allah tarafından gönderilmiş birer mektup gibi, şuur sahiplerine İlâhî san’atı anlatan eserler (bk. k-t-b; ṣ-m-d)</td><td><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>mevt</strong>: ölüm (bk. m-v-t)</td><td><strong>misillü</strong>: gibi (bk. m-s̱-l)</td></tr><tr><td><strong>mukaddime</strong>: başlangıç, giriş (bk. ḳ-d-m)</td><td><strong>mülâkat</strong>: kavuşma</td></tr><tr><td><strong>müthiş</strong>: dehşetli, korkunç</td><td><strong>mü’min</strong>: iman etmiş, Allah’a inanan (bk. e-m-n)</td></tr><tr><td><strong>nazar</strong>: bakış açısı (bk. n-ẓ-r)</td><td><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</td></tr><tr><td><strong>nur</strong>: aydınlık, ışık (bk. n-v-r)</td><td><strong>nuristan-ı Rahmân</strong>: sonsuz rahmet sahibi olan Allah’ın nurlu memleketi (bk. n-v-r; r-ḥ-m)</td></tr><tr><td><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</td><td><strong>telâkki</strong>: anlama, kabul etme</td></tr><tr><td><strong>visal</strong>: kavuşma</td><td><strong>zevâl-i eşya</strong>: varlıkların kaybolup gitmesi (bk. z-v-l)</td></tr><tr><td><strong>zulümat</strong>: karanlıklar (bk. ẓ-l-m)</td><td><strong>âlem-i bekà</strong>: devamlı ve kalıcı olan âhiret âlemi (bk. a-l-m; b-ḳ-y)</td></tr><tr><td><strong>âlem-i berzah</strong>: dünya ile âhiret arasındaki kabir âlemi (bk. a-l-m)</td><td><strong>âlem-i rahmet</strong>: rahmet âlemi (bk. a-l-m; r-ḥ-m)</td></tr><tr><td><strong>âyet-i Kur’ân</strong>: Kur’ân âyeti</td><td><strong>ünsiyetli</strong>: dost, canayakın</td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 271619, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 865[/b] olduğunu göstermekle ve dünyadaki mevcudat ise esmâ-i İlâhiyenin âyineleri olduklarını ve masnuatı ise her vakit tazelenen mektubât-ı Samedâniye olduklarını bildirmekle, insanın fenâ-yı dünyadan ve zevâl-i eşyadan ve hubb-u fâniyattan gelen yaralarını güzelce tedavi eder ve evhamın zulümatından kurtarır. Hem mevt ve eceli, âlem-i berzaha giden ve âlem-i bekâda olan ahbaplara visal ve mülâkat mukaddimesi olarak gösterir. Ehl-i dalâletin nazarında bütün ahbabından bir firak-ı ebedî telâkki ettiği ölüm yaralarını böylece tedavi eder. Ve o firak, ayn-ı lika olduğunu ispat eder. Hem kabrin âlem-i rahmete ve dâr-ı saadete ve bağıstan-ı cinâna ve nuristan-ı Rahmân’a açılan bir kapı olduğunu ispat etmekle, beşerin en müthiş korkusunu izale edip, en elîm ve kasavetli ve sıkıntılı olan berzah seyahatini en leziz ve ünsiyetli ve ferahlı bir seyahat olduğunu gösterir. Kabir ile ejderha ağzını kapatır, güzel bir bahçeye kapı açar. Yani, kabir ejderha ağzı olmadığını, belki bağistan‑ı rahmete açılan bir kapı olduğunu gösterir. Hem mü’mine der: İhtiyarın cüz’î ise, kendi Mâlikinin irade-i külliyesine işini bırak.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1 İktidarın küçük ise, Kadîr-i Mutlakın kudretine itimat et.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2 Hayatın az ise, hayat-ı bâkiyeyi düşün.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]3 Ömrün kısa ise, ebedî bir ömrün var, merak etme.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]4 Fikrin sönük ise, Kur’ân’ın güneşi altına gir, imanın nuruyla bak ki, yıldız böceği olan fikrin yerine herbir âyet-i Kur’ân birer yıldız misillü sana ışık verir.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]5 Hem hadsiz emellerin, elemlerin varsa, nihayetsiz bir sevap ve hadsiz bir rahmet seni [NOT]Dipnot-1 bk. Tâhâ Sûresi, 20:25-27; Mü’min Sûresi, 40:38-45. Dipnot-2 bk. Âl-i İmran Sûresi, 3:159, 173; Nisâ Sûresi, 4:81; Mâide Sûresi, 5:23; Enfâl Sûresi, 8:61. Dipnot-3 bk. Tevbe Sûresi, 9:38; Yûnus Sûresi, 10:24; Kehf Sûresi, 18:45; 29:64; Lokman Sûresi, 31:33. Dipnot-4 bk. Bakara Sûresi, 2:201; Âl-i İmran Sûresi, 3:148; Nisâ Sûresi, 4:77; En’âm Sûresi, 6:32. Dipnot-5 bk. Bakara Sûresi, 2:2, 185; Âl-i İmran Sûresi, 3:138; Yûnus Sûresi, 10:57; Yûsuf Sûresi, 12:111.[/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Kadîr-i Mutlak[/B]: herşeye gücü yeten, sınırsız güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)[/TD] [TD][B]Mâlik[/B]: herşeyin sahibi olan Allah (bk. m-l-k)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ahbap[/B]: sevgililer, dostlar (bk. ḥ-b-b)[/TD] [TD][B]ayn-ı lika[/B]: kavuşmanın ta kendisi[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]bağıstan-ı cinân[/B]: Cennet bahçeleri[/TD] [TD][B]bağıstan-ı rahmet[/B]: rahmet bahçeleri (bk. r-ḥ-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]berzah[/B]: kabir[/TD] [TD][B]beşer[/B]: insan[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]cüz’î[/B]: küçük, az (bk. c-z-e)[/TD] [TD][B]dâr-ı saadet[/B]: mutluluk yurdu, âhiret[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ebedî[/B]: sonu olmayan, sonsuz (bk. e-b-d)[/TD] [TD][B]ecel[/B]: ölüm zamanı[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ehl-i dalâlet[/B]: doğru ve hak yoldan sapmış inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)[/TD] [TD][B]elem[/B]: acı, sıkıntı, keder[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]elîm[/B]: acı ve sıkıntı veren[/TD] [TD][B]emel[/B]: arzu, istek[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]esmâ-i İlâhiye[/B]: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)[/TD] [TD][B]evham[/B]: vehimler, kuruntular[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]fenâ-yı dünya[/B]: dünyanın geçiciliği (bk. f-n-y)[/TD] [TD][B]firak[/B]: ayrılık (bk. f-r-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]firak-ı ebedî[/B]: sonsuz ayrılık (bk. f-r-ḳ; e-b-d)[/TD] [TD][B]hadsiz[/B]: sınırsız[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hayat-ı bâkiye[/B]: devamlı ve kalıcı olan âhiret hayatı (bk. ḥ-y-y; b-ḳ-y)[/TD] [TD][B]hubb-u fâniyat[/B]: fâni olan şeyleri sevme (bk. ḥ-b-b; f-n-y)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ihtiyar[/B]: irade, tercih, seçme gücü (bk. ḫ-y-r)[/TD] [TD][B]iktidar[/B]: güç, kudret (bk. ḳ-d-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]irade-i külliye[/B]: Allah’ın herşeyi kuşatan iradesi (bk. r-v-d; k-l-l)[/TD] [TD][B]itimat etmek[/B]: güvenmek[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]izale etmek[/B]: gidermek[/TD] [TD][B]kasavetli[/B]: üzüntülü, sıkıntılı[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]leziz[/B]: lezzetli[/TD] [TD][B]masnuat[/B]: san’at eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mektubat-ı Samedâniye[/B]: Allah tarafından gönderilmiş birer mektup gibi, şuur sahiplerine İlâhî san’atı anlatan eserler (bk. k-t-b; ṣ-m-d)[/TD] [TD][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mevt[/B]: ölüm (bk. m-v-t)[/TD] [TD][B]misillü[/B]: gibi (bk. m-s̱-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mukaddime[/B]: başlangıç, giriş (bk. ḳ-d-m)[/TD] [TD][B]mülâkat[/B]: kavuşma[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müthiş[/B]: dehşetli, korkunç[/TD] [TD][B]mü’min[/B]: iman etmiş, Allah’a inanan (bk. e-m-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nazar[/B]: bakış açısı (bk. n-ẓ-r)[/TD] [TD][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nur[/B]: aydınlık, ışık (bk. n-v-r)[/TD] [TD][B]nuristan-ı Rahmân[/B]: sonsuz rahmet sahibi olan Allah’ın nurlu memleketi (bk. n-v-r; r-ḥ-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/TD] [TD][B]telâkki[/B]: anlama, kabul etme[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]visal[/B]: kavuşma[/TD] [TD][B]zevâl-i eşya[/B]: varlıkların kaybolup gitmesi (bk. z-v-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zulümat[/B]: karanlıklar (bk. ẓ-l-m)[/TD] [TD][B]âlem-i bekà[/B]: devamlı ve kalıcı olan âhiret âlemi (bk. a-l-m; b-ḳ-y)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âlem-i berzah[/B]: dünya ile âhiret arasındaki kabir âlemi (bk. a-l-m)[/TD] [TD][B]âlem-i rahmet[/B]: rahmet âlemi (bk. a-l-m; r-ḥ-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âyet-i Kur’ân[/B]: Kur’ân âyeti[/TD] [TD][B]ünsiyetli[/B]: dost, canayakın[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst