Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 271598" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 859</strong></p><p></p><p>muhabbete lâyık olur. O sahifede yâ Cemîl-i Zülkemâl, yâ Kâmil-i Zülcemâl isimleri yazılı okunuyor.</p><p></p><p>İşte, yalnız bir güzel çiçek ve hasnâ bir insan ve yalnız maddî ve zâhir suretinde bu kadar esmâyı gösterirse, acaba umum çiçekler ve bütün zîhayat ve büyük ve küllî mevcudat, ne derece ulvî ve küllî esmâyı okutuyor, kıyas edebilirsin.</p><p></p><p>Hem insan ruh, kalb, akıl cihetiyle ve hayat ve letâif sahifeleriyle Hayy, Kayyûm ve Muhyî gibi ne kadar esmâ-i kudsiye-i nuraniyeyi okur ve okutturur, kıyas edebilirsin.</p><p></p><p>İşte, Cennet bir çiçektir. Huri taifesi dahi bir çiçektir. Rû-yi zemin dahi bir çiçektir. Bahar da bir çiçektir. Semâ da bir çiçektir; yıldızlar o çiçeğin yaldızlı nakışlarıdır. Güneş de bir çiçektir; ziyasındaki yedi rengi o çiçeğin nakışlı boyalarıdır. Âlem güzel ve büyük bir insandır; nasıl ki insan küçük bir âlemdir.</p><p></p><p>Huriler nev’i ve ruhanîler cemaati ve melek cinsi ve cin taifesi ve insan nev’i, birer güzel şahıs hükmünde tasvir ve tanzim ve icad edilmiştir. Hem herbiri külliyetiyle, hem herbir ferdi tek başıyla, Sâni-i Zülcemâlinin esmâsını gösterdikleri gibi, Onun cemâline, kemâline, rahmetine ve muhabbetine birer ayrı ayrı âyinelerdir. Ve nihayetsiz cemâl ve kemâline ve rahmet ve muhabbetine birer şahid-i sadıktır. Ve o cemâl ve kemâlin ve rahmet ve muhabbetin birer âyâtıdır, birer emârâtıdır. İşte, şu nihayetsiz envâ-ı kemâlât, daire-i vâhidiyette ve ehadiyette hâsıldır. Demek, o daire haricinde tevehhüm olunan kemâlât, kemâlât değildir.</p><p></p><p>İşte, hakaik-i eşyanın esmâ-i İlâhiyeye dayandığını ve istinad ettiğini, belki hakikî hakaik, o esmânın cilveleri olduğunu ve herşeyin çok cihetlerle, çok dillerle Sâniini zikir ve tesbih ettiğini anla, <img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1 <span style="font-size: 22px">وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ</span> nin</p><p></p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1</p><p> “Hiçbir şey yoktur ki, Onu hamd ile tesbih etmesin (Onun kemâlâtını ve noksanlardan münezzeh olduğunu bilmesin!).” İsrâ Sûresi, 17:44.[/NOT]</p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Cemîl-i Zülkemâl</strong>: sonsuz güzellik ve kemâl sahibi Allah (bk. c-m-l; ẕü; k-m-l)</td><td><strong>Hayy</strong>: gerçek hayat sahibi olan ve her canlıya hayat veren Allah (bk. ḥ-y-y)</td></tr><tr><td><strong>Kayyûm</strong>: herşeyi Kendi varlığıyla ayakta tutan Allah (bk. ḳ-v-m)</td><td><strong>Kâmil-i Zülcemâl</strong>: sonsuz mükemmellik ve güzellik sahibi Allah (bk. k-m-l; ẕü; c-m-l)</td></tr><tr><td><strong>Muhyî</strong>: bütün canlılara hayat veren Allah (bk. ḥ-y-y)</td><td><strong>Sâni</strong>: herşeyi mükemmel bir san’atla yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)</td></tr><tr><td><strong>Sâni-i Zülcemâl</strong>: sonsuz güzellik sahibi ve herşeyi san’atla yaratan Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-m-l)</td><td><strong>cemaat</strong>: topluluk (bk. c-m-a)</td></tr><tr><td><strong>cemâl</strong>: güzellik (bk. c-m-l)</td><td><strong>cihet</strong>: yön</td></tr><tr><td><strong>cilve</strong>: görüntü, akis (bk. c-l-y)</td><td><strong>daire-i vâhidiyet ve ehadiyet</strong>: Allah’ın varlık ve birliğinin varlık âleminin genelinde ve herbir varlıkta ayrı ayrı hâkim olduğu ve göründüğü daire (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>emârât</strong>: belirtiler, işaretler</td><td><strong>envâ-ı kemâlât</strong>: mükemmellik çeşitleri (bk. k-m-l)</td></tr><tr><td><strong>esmâ-i kudsiye-i nuraniye</strong>: nurlu mukaddes isimler (bk. s-m-v; ḳ-d-s; n-v-r)</td><td><strong>esmâ/esmâ-i İlâhiye</strong>: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)</td></tr><tr><td><strong>hakaik</strong>: gerçekler, doğrular (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>hakaik-i eşya</strong>: varlıkların hakikatleri, gerçek mahiyetleri (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>hasnâ</strong>: güzel kadın</td><td><strong>hasıl olma</strong>: meydana gelme</td></tr><tr><td><strong>huri</strong>: Cennet kızı</td><td><strong>icad</strong>: yaratma (bk. v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>istinad</strong>: dayanma (bk. s-n-d)</td><td><strong>kemâl</strong>: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)</td></tr><tr><td><strong>kemâlât</strong>: mükemmellikler, kusursuzluklar (bk. k-m-l)</td><td><strong>külliyet</strong>: bütünlük, genellik (bk. k-l-l)</td></tr><tr><td><strong>küllî</strong>: genel, kapsamlı (bk. k-l-l)</td><td><strong>letaif</strong>: lâtifeler, duyular (bk. l-ṭ-f)</td></tr><tr><td><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</td><td><strong>muhabbet</strong>: sevgi (bk. ḥ-b-b)</td></tr><tr><td><strong>nakış</strong>: işleme (bk. n-ḳ-ş)</td><td><strong>nev’</strong>: çeşit, tür</td></tr><tr><td><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</td><td><strong>ruhanîler</strong>: maddî yapısı olmayan ve gözle görülemeyen ruh âlemine ait varlıklar (bk. r-v-ḥ)</td></tr><tr><td><strong>rû-yi zemin</strong>: yeryüzü</td><td><strong>semâ</strong>: gök (bk. s-m-v)</td></tr><tr><td><strong>suret</strong>: şekil, görüntü (bk. ṣ-v-r)</td><td><strong>taife</strong>: topluluk, grup</td></tr><tr><td><strong>tanzim</strong>: düzenleme (bk. n-ẓ-m)</td><td><strong>tasvir</strong>: şekil ve suret verme (bk. ṣ-v-r)</td></tr><tr><td><strong>tesbih</strong>: Allah’ı yüce şanına lâyık ifadelerle anma (bk. s-b-ḥ)</td><td><strong>tevehhüm</strong>: zannetme, sanma</td></tr><tr><td><strong>ulvî</strong>: yüce</td><td><strong>umum</strong>: bütün</td></tr><tr><td><strong>zikir</strong>: anma</td><td><strong>ziya</strong>: ışık</td></tr><tr><td><strong>zâhir</strong>: açık, gözle görünür (bk. ẓ-h-r)</td><td><strong>zîhayat</strong>: hayat sahibi, canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)</td></tr><tr><td><strong>âlem</strong>: kâinat, evren (bk. a-l-m)</td><td><strong>âyât</strong>: âyetler, deliller</td></tr><tr><td><strong>şahid-i sadık</strong>: doğru şahit (bk. ş-h-d; s-d-ḳ)</td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 271598, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 859[/b] muhabbete lâyık olur. O sahifede yâ Cemîl-i Zülkemâl, yâ Kâmil-i Zülcemâl isimleri yazılı okunuyor. İşte, yalnız bir güzel çiçek ve hasnâ bir insan ve yalnız maddî ve zâhir suretinde bu kadar esmâyı gösterirse, acaba umum çiçekler ve bütün zîhayat ve büyük ve küllî mevcudat, ne derece ulvî ve küllî esmâyı okutuyor, kıyas edebilirsin. Hem insan ruh, kalb, akıl cihetiyle ve hayat ve letâif sahifeleriyle Hayy, Kayyûm ve Muhyî gibi ne kadar esmâ-i kudsiye-i nuraniyeyi okur ve okutturur, kıyas edebilirsin. İşte, Cennet bir çiçektir. Huri taifesi dahi bir çiçektir. Rû-yi zemin dahi bir çiçektir. Bahar da bir çiçektir. Semâ da bir çiçektir; yıldızlar o çiçeğin yaldızlı nakışlarıdır. Güneş de bir çiçektir; ziyasındaki yedi rengi o çiçeğin nakışlı boyalarıdır. Âlem güzel ve büyük bir insandır; nasıl ki insan küçük bir âlemdir. Huriler nev’i ve ruhanîler cemaati ve melek cinsi ve cin taifesi ve insan nev’i, birer güzel şahıs hükmünde tasvir ve tanzim ve icad edilmiştir. Hem herbiri külliyetiyle, hem herbir ferdi tek başıyla, Sâni-i Zülcemâlinin esmâsını gösterdikleri gibi, Onun cemâline, kemâline, rahmetine ve muhabbetine birer ayrı ayrı âyinelerdir. Ve nihayetsiz cemâl ve kemâline ve rahmet ve muhabbetine birer şahid-i sadıktır. Ve o cemâl ve kemâlin ve rahmet ve muhabbetin birer âyâtıdır, birer emârâtıdır. İşte, şu nihayetsiz envâ-ı kemâlât, daire-i vâhidiyette ve ehadiyette hâsıldır. Demek, o daire haricinde tevehhüm olunan kemâlât, kemâlât değildir. İşte, hakaik-i eşyanın esmâ-i İlâhiyeye dayandığını ve istinad ettiğini, belki hakikî hakaik, o esmânın cilveleri olduğunu ve herşeyin çok cihetlerle, çok dillerle Sâniini zikir ve tesbih ettiğini anla, [IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1 [SIZE=6]وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ[/SIZE] nin [NOT]Dipnot-1 “Hiçbir şey yoktur ki, Onu hamd ile tesbih etmesin (Onun kemâlâtını ve noksanlardan münezzeh olduğunu bilmesin!).” İsrâ Sûresi, 17:44.[/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Cemîl-i Zülkemâl[/B]: sonsuz güzellik ve kemâl sahibi Allah (bk. c-m-l; ẕü; k-m-l)[/TD] [TD][B]Hayy[/B]: gerçek hayat sahibi olan ve her canlıya hayat veren Allah (bk. ḥ-y-y)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Kayyûm[/B]: herşeyi Kendi varlığıyla ayakta tutan Allah (bk. ḳ-v-m)[/TD] [TD][B]Kâmil-i Zülcemâl[/B]: sonsuz mükemmellik ve güzellik sahibi Allah (bk. k-m-l; ẕü; c-m-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Muhyî[/B]: bütün canlılara hayat veren Allah (bk. ḥ-y-y)[/TD] [TD][B]Sâni[/B]: herşeyi mükemmel bir san’atla yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Sâni-i Zülcemâl[/B]: sonsuz güzellik sahibi ve herşeyi san’atla yaratan Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-m-l)[/TD] [TD][B]cemaat[/B]: topluluk (bk. c-m-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]cemâl[/B]: güzellik (bk. c-m-l)[/TD] [TD][B]cihet[/B]: yön[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]cilve[/B]: görüntü, akis (bk. c-l-y)[/TD] [TD][B]daire-i vâhidiyet ve ehadiyet[/B]: Allah’ın varlık ve birliğinin varlık âleminin genelinde ve herbir varlıkta ayrı ayrı hâkim olduğu ve göründüğü daire (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]emârât[/B]: belirtiler, işaretler[/TD] [TD][B]envâ-ı kemâlât[/B]: mükemmellik çeşitleri (bk. k-m-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]esmâ-i kudsiye-i nuraniye[/B]: nurlu mukaddes isimler (bk. s-m-v; ḳ-d-s; n-v-r)[/TD] [TD][B]esmâ/esmâ-i İlâhiye[/B]: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakaik[/B]: gerçekler, doğrular (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]hakaik-i eşya[/B]: varlıkların hakikatleri, gerçek mahiyetleri (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hasnâ[/B]: güzel kadın[/TD] [TD][B]hasıl olma[/B]: meydana gelme[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]huri[/B]: Cennet kızı[/TD] [TD][B]icad[/B]: yaratma (bk. v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]istinad[/B]: dayanma (bk. s-n-d)[/TD] [TD][B]kemâl[/B]: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kemâlât[/B]: mükemmellikler, kusursuzluklar (bk. k-m-l)[/TD] [TD][B]külliyet[/B]: bütünlük, genellik (bk. k-l-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]küllî[/B]: genel, kapsamlı (bk. k-l-l)[/TD] [TD][B]letaif[/B]: lâtifeler, duyular (bk. l-ṭ-f)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/TD] [TD][B]muhabbet[/B]: sevgi (bk. ḥ-b-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nakış[/B]: işleme (bk. n-ḳ-ş)[/TD] [TD][B]nev’[/B]: çeşit, tür[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/TD] [TD][B]ruhanîler[/B]: maddî yapısı olmayan ve gözle görülemeyen ruh âlemine ait varlıklar (bk. r-v-ḥ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]rû-yi zemin[/B]: yeryüzü[/TD] [TD][B]semâ[/B]: gök (bk. s-m-v)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]suret[/B]: şekil, görüntü (bk. ṣ-v-r)[/TD] [TD][B]taife[/B]: topluluk, grup[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tanzim[/B]: düzenleme (bk. n-ẓ-m)[/TD] [TD][B]tasvir[/B]: şekil ve suret verme (bk. ṣ-v-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tesbih[/B]: Allah’ı yüce şanına lâyık ifadelerle anma (bk. s-b-ḥ)[/TD] [TD][B]tevehhüm[/B]: zannetme, sanma[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ulvî[/B]: yüce[/TD] [TD][B]umum[/B]: bütün[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zikir[/B]: anma[/TD] [TD][B]ziya[/B]: ışık[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zâhir[/B]: açık, gözle görünür (bk. ẓ-h-r)[/TD] [TD][B]zîhayat[/B]: hayat sahibi, canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âlem[/B]: kâinat, evren (bk. a-l-m)[/TD] [TD][B]âyât[/B]: âyetler, deliller[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şahid-i sadık[/B]: doğru şahit (bk. ş-h-d; s-d-ḳ)[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst