Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 271056" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 839</strong></p><p></p><p><strong>İKİNCİ İŞARET:</strong> <img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1 <span style="font-size: 22px">اَحْسَنُ الْخَالِقِينَ</span> gibi tabirler, hâlıkların taaddüdüne bakmıyor, belki mahlûkıyetin envâına bakıyor. Yani, “herşeyi, herşeye lâyık bir tarzda, en güzel bir mertebede halk eder bir Hâlıktır.” Nasıl ki, şu mânâyı</p><p><span style="font-size: 22px">اَحْسَنَ كُلَّ شَىْءٍ خَلَقَهُ</span> <img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2 gibi âyetler ifade eder.</p><p></p><p></p><p><strong>ÜÇÜNCÜ İŞARET:</strong></p><p></p><p><span style="font-size: 22px">اَحْسَنُ الْخَالِقِينَ</span> ,<span style="font-size: 22px"> اَللهُ أَكْبَرُ</span> <img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />3 , <span style="font-size: 22px">خَيْرُ الْفَاصِلِينَ</span> <img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />4 ,<span style="font-size: 22px"> خَيْرُ الْمُحْسِنِينَ</span> <img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />5</p><p></p><p>gibi tabirattaki muvazene, Cenâb-ı Hakkın vakideki sıfât ve ef’âli, sair o sıfât ve ef’âlin nümunelerine mâlik olanlarla muvazene ve tafdil değildir. Çünkü, bütün kâinatta, cin ve ins ve melekte olan kemâlât, Onun kemâline nisbeten zayıf bir gölgedir; nasıl muvazeneye gelebilir? Belki muvazene, insanların ve bahusus ehl-i gafletin nazarına göredir.</p><p></p><p>Meselâ, nasıl ki bir nefer, onbaşısına karşı kemâl-i itaat ve hürmeti gösteriyor, bütün iyilikleri ondan görüyor; padişahı az düşünür. Onu düşünse de, yine teşekküratını onbaşıya veriyor. İşte, böyle bir nefere karşı denilir: “Yahu, padişah senin onbaşından daha büyüktür. Yalnız ona teşekkür et.” Şimdi, şu söz, vakideki padişahın haşmetli hakikî kumandanlığıyla, onbaşısının cüz’î, surî kumandanlığını muvazene değil. Çünkü, o muvazene ve tafdil mânâsızdır. Belki, neferin nazar-ı ehemmiyet ve irtibatına göredir ki, onbaşısını tercih eder, teşekküratını ona verir, yalnız onu sever.</p><p></p><p>İşte, bunun gibi, hâlık ve mün’im tevehhüm olunan zâhirî esbab, ehl-i gafletin nazarında Mün’im-i Hakikîye perde olur. Ehl-i gaflet onlara yapışır, nimet ve</p><p></p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1</p><p> Yanlış anlaşılan zâhirî mânâ: “Yaratıcıların en güzeli.” Mü’minûn Sûresi, 23:14; Sâffât Sûresi, 37:125.</p><p>Dipnot-2</p><p> “O herşeyi en güzel şekilde yarattı.” Secde Sûresi, 32:7.</p><p>Dipnot-3</p><p> Yanlış anlaşılan zâhirî mânâ: “Allah en büyüktür.” Ebû Hanîfe, el-Müsned s. 148; Ebû Yûsuf, Kitabu’l-Âsâr s. 18; eş Şafiî, es-Sünenu’l-Me’sûra s. 290; İbni Ebî Şeybe, el-Musannef 6:75; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat 5:28.</p><p>Dipnot-4</p><p> Yanlış anlaşılan zâhirî mânâ: “Ayırt edenlerin en hayırlısı.” En’âm Sûresi, 6:57.</p><p>Dipnot-5</p><p> Yanlış anlaşılan zâhirî mânâ: “İhsan edenlerin en hayırlısı.” [/NOT]</p><p></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın ta kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>Hâlık</strong>: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>Mün’im-i Hakikî</strong>: gerçek nimet verici olan Allah (bk. n-a-m; ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>bahusus</strong>: özellikle</td></tr><tr><td><strong>cin ve ins</strong>: cinler ve insanlar</td><td><strong>cüz’î</strong>: ferdî (bk. c-z-e)</td></tr><tr><td><strong>ef’âl</strong>: fiiller, işler (bk. f-a-l)</td><td><strong>ehl-i gaflet</strong>: âhiretten habersiz, mânevî sorumluluklarına karşı duyarsız kimseler (bk. ğ-f-l)</td></tr><tr><td><strong>envâ</strong>: türler, çeşitler</td><td><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</td></tr><tr><td><strong>hakikî</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>halk etmek</strong>: yaratmak (bk. ḫ-l-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>haşmetli</strong>: görkemli, heybetli</td><td><strong>hâlık</strong>: yaratıcı (bk. ḫ-l-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>irtibat</strong>: bağlılık</td><td><strong>kemâl</strong>: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)</td></tr><tr><td><strong>kemâl-i itaat ve hürmet</strong>: tam bir itaat ve saygı (bk. k-m-l; ḥ-r-m)</td><td><strong>kemâlât</strong>: mükemmellikler, kusursuzlar (bk. k-m-l)</td></tr><tr><td><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</td><td><strong>mahlûkiyet</strong>: yaratılmışlık (bk. ḫ-l-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>muvazene</strong>: karşılaştırma (bk. v-z-n)</td><td><strong>mâlik</strong>: sahip (bk. m-l-k)</td></tr><tr><td><strong>mün’im</strong>: nimet verici (bk. n-a-m)</td><td><strong>nazar</strong>: bakış, dikkat (bk. n-ẓ-r)</td></tr><tr><td><strong>nazar-ı ehemmiyet</strong>: önem verme bakışı (bk. n-ẓ-r)</td><td><strong>nefer</strong>: asker, er</td></tr><tr><td><strong>nisbeten</strong>: kıyasla, oranla (bk. n-s-b)</td><td><strong>nümune</strong>: örnek</td></tr><tr><td><strong>surî</strong>: görünüşteki</td><td><strong>sıfât</strong>: vasıflar, nitelikler (bk. v-ṣ-f)</td></tr><tr><td><strong>taaddüd</strong>: birden fazla olma</td><td><strong>tabir</strong>: ifade (bk. a-b-r)</td></tr><tr><td><strong>tabirat</strong>: tabirler, ifadeler (bk. a-b-r)</td><td><strong>tafdil</strong>: üstün tutma (bk. f-ḍ-l)</td></tr><tr><td><strong>tevehhüm olunmak</strong>: sanılmak, kuruntuya kapılmak</td><td><strong>teşekkürat</strong>: teşekkürler (bk. ş-k-r)</td></tr><tr><td><strong>vaki</strong>: meydana gelen, olan</td><td><strong>zahirî</strong>: görünürdeki (bk. ẓ-h-r)</td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 271056, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 839[/b] [B]İKİNCİ İŞARET:[/B] [IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1 [SIZE=6]اَحْسَنُ الْخَالِقِينَ[/SIZE] gibi tabirler, hâlıkların taaddüdüne bakmıyor, belki mahlûkıyetin envâına bakıyor. Yani, “herşeyi, herşeye lâyık bir tarzda, en güzel bir mertebede halk eder bir Hâlıktır.” Nasıl ki, şu mânâyı [SIZE=6]اَحْسَنَ كُلَّ شَىْءٍ خَلَقَهُ[/SIZE] [IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2 gibi âyetler ifade eder. [B]ÜÇÜNCÜ İŞARET:[/B] [SIZE=6]اَحْسَنُ الْخَالِقِينَ[/SIZE] ,[SIZE=6] اَللهُ أَكْبَرُ[/SIZE] [IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]3 , [SIZE=6]خَيْرُ الْفَاصِلِينَ[/SIZE] [IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]4 ,[SIZE=6] خَيْرُ الْمُحْسِنِينَ[/SIZE] [IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]5 gibi tabirattaki muvazene, Cenâb-ı Hakkın vakideki sıfât ve ef’âli, sair o sıfât ve ef’âlin nümunelerine mâlik olanlarla muvazene ve tafdil değildir. Çünkü, bütün kâinatta, cin ve ins ve melekte olan kemâlât, Onun kemâline nisbeten zayıf bir gölgedir; nasıl muvazeneye gelebilir? Belki muvazene, insanların ve bahusus ehl-i gafletin nazarına göredir. Meselâ, nasıl ki bir nefer, onbaşısına karşı kemâl-i itaat ve hürmeti gösteriyor, bütün iyilikleri ondan görüyor; padişahı az düşünür. Onu düşünse de, yine teşekküratını onbaşıya veriyor. İşte, böyle bir nefere karşı denilir: “Yahu, padişah senin onbaşından daha büyüktür. Yalnız ona teşekkür et.” Şimdi, şu söz, vakideki padişahın haşmetli hakikî kumandanlığıyla, onbaşısının cüz’î, surî kumandanlığını muvazene değil. Çünkü, o muvazene ve tafdil mânâsızdır. Belki, neferin nazar-ı ehemmiyet ve irtibatına göredir ki, onbaşısını tercih eder, teşekküratını ona verir, yalnız onu sever. İşte, bunun gibi, hâlık ve mün’im tevehhüm olunan zâhirî esbab, ehl-i gafletin nazarında Mün’im-i Hakikîye perde olur. Ehl-i gaflet onlara yapışır, nimet ve [NOT]Dipnot-1 Yanlış anlaşılan zâhirî mânâ: “Yaratıcıların en güzeli.” Mü’minûn Sûresi, 23:14; Sâffât Sûresi, 37:125. Dipnot-2 “O herşeyi en güzel şekilde yarattı.” Secde Sûresi, 32:7. Dipnot-3 Yanlış anlaşılan zâhirî mânâ: “Allah en büyüktür.” Ebû Hanîfe, el-Müsned s. 148; Ebû Yûsuf, Kitabu’l-Âsâr s. 18; eş Şafiî, es-Sünenu’l-Me’sûra s. 290; İbni Ebî Şeybe, el-Musannef 6:75; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat 5:28. Dipnot-4 Yanlış anlaşılan zâhirî mânâ: “Ayırt edenlerin en hayırlısı.” En’âm Sûresi, 6:57. Dipnot-5 Yanlış anlaşılan zâhirî mânâ: “İhsan edenlerin en hayırlısı.” [/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın ta kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]Hâlık[/B]: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Mün’im-i Hakikî[/B]: gerçek nimet verici olan Allah (bk. n-a-m; ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]bahusus[/B]: özellikle[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]cin ve ins[/B]: cinler ve insanlar[/TD] [TD][B]cüz’î[/B]: ferdî (bk. c-z-e)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ef’âl[/B]: fiiller, işler (bk. f-a-l)[/TD] [TD][B]ehl-i gaflet[/B]: âhiretten habersiz, mânevî sorumluluklarına karşı duyarsız kimseler (bk. ğ-f-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]envâ[/B]: türler, çeşitler[/TD] [TD][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakikî[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]halk etmek[/B]: yaratmak (bk. ḫ-l-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]haşmetli[/B]: görkemli, heybetli[/TD] [TD][B]hâlık[/B]: yaratıcı (bk. ḫ-l-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]irtibat[/B]: bağlılık[/TD] [TD][B]kemâl[/B]: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kemâl-i itaat ve hürmet[/B]: tam bir itaat ve saygı (bk. k-m-l; ḥ-r-m)[/TD] [TD][B]kemâlât[/B]: mükemmellikler, kusursuzlar (bk. k-m-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/TD] [TD][B]mahlûkiyet[/B]: yaratılmışlık (bk. ḫ-l-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]muvazene[/B]: karşılaştırma (bk. v-z-n)[/TD] [TD][B]mâlik[/B]: sahip (bk. m-l-k)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mün’im[/B]: nimet verici (bk. n-a-m)[/TD] [TD][B]nazar[/B]: bakış, dikkat (bk. n-ẓ-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nazar-ı ehemmiyet[/B]: önem verme bakışı (bk. n-ẓ-r)[/TD] [TD][B]nefer[/B]: asker, er[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nisbeten[/B]: kıyasla, oranla (bk. n-s-b)[/TD] [TD][B]nümune[/B]: örnek[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]surî[/B]: görünüşteki[/TD] [TD][B]sıfât[/B]: vasıflar, nitelikler (bk. v-ṣ-f)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]taaddüd[/B]: birden fazla olma[/TD] [TD][B]tabir[/B]: ifade (bk. a-b-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tabirat[/B]: tabirler, ifadeler (bk. a-b-r)[/TD] [TD][B]tafdil[/B]: üstün tutma (bk. f-ḍ-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tevehhüm olunmak[/B]: sanılmak, kuruntuya kapılmak[/TD] [TD][B]teşekkürat[/B]: teşekkürler (bk. ş-k-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vaki[/B]: meydana gelen, olan[/TD] [TD][B]zahirî[/B]: görünürdeki (bk. ẓ-h-r)[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst