Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 270793" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 833</strong></p><p></p><p>Bu Arabî fıkranın mebdei şudur:</p><p></p><p><span style="font-size: 22px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Traditional Arabic'">فَسُبْحَانَ مَنْ جَعَلَ حَدِيقَةَ اَرْضِهِ</span>: <span style="font-family: 'Traditional Arabic'">مَشْهَرَ صَنْعَتِهِ، مَحْشَرَ خِلْقَتِهِ، مَظْهَرَ قُدْرَتِهِ، مَدَارَ حِكْمَتِهِ، مَزْهَرَ رَحْمَتِهِ، مَزْرَعَ جَنَّتِهِ، مَمَرَّ الْمَخْلُوقَاتِ، مَسِيلَ الْمَوْجُودَاتِ، مَكِيلَ الْمَصْنُوعَاتِ، فَمُزَيَّنُ الْحَيْوَانَاتِ، مُنَقَّشُ الطُّيُورَاتِ، مُثَمَّرُ الشَّجَرَاتِ، مُزَهَّرُ النَّبَاتَات،ِ مُعْجِزَاتُ عِلْمِهِ، خَوَارِقُ صُنْعِهِ، هَدَايَا جُودِهِ، بَشَائِرُ لُطْفِهِ، تَبَسُّمُ اْلاَزْهَارِ مِنْ زِينَةِ اْلاَثْمَارِ، تَسَجُّعُ اْلاَطْيَارِ فِى نَسْمَةِ اْلاَسْحَارِ، تَهَزُّجُ اْلاَمْطَارِ عَلٰى خُدُودِ اْلاَزْهَارِ تَرَحُّمُ الْوَالِدَاتِ عَلٰى اْلاَطْفَالِ الصِّغَارِ، تَعَرُّفُ وَدُودٍ تَوَدُّدُ رَحْمٰنٍ تَرَحُّمُ حَنَّانٍ تَحَنُّنُ مَنَّانٍ لِلْجِنِّ وَاْلاِنْسَانِ وَالرُّوحِ وَالْحَيَوَانِ وَالْمَلَكِ وَالْجَاۤنِّ</span>.</span></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">[NOT]İşte bu Arabî tefekkürün kısa bir meâli şudur ki:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Bütün meyveler</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve içindeki tohumcuklar</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">, hikmet-i Rabbâniyenin birer mu’cizesi, san’at-ı İlâhiyenin</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> birer harikası, rahmet-i İlâhiyenin</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> birer hediyesi, vahdet-i İlâhiyenin birer burhan-ı maddîsi, âhirette eltâf-ı İlâhiyenin birer müjdecisi, kudretinin</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ihatasına ve ilminin</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> şümulüne birer şahid-i sadık oldukları gibi, şunlar, âlem-i kesretin aktârında ve şu ağaç gibi tekessür etmiş bir nevi âlemin etrafında vahdet âyineleridirler. Enzârı kesretten vahdete çeviriyorlar. Lisan-ı hâl</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ile herbirisi der: “Dal budak salmış şu koca ağacın içinde dağılma, boğulma. Bütün o ağaç bizdedir. Onun kesreti, vahdetimizde </span>dahildir.”</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hattâ, her meyvenin</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> kalbi</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> hükmünde olan herbir çekirdek dahi, vahdetin birer maddî âyinesi oldukları gibi, zikr-i kalbiyy-i</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> hafî ile, koca ağacın zikr-i cehrî suretiyle çektiği ve okuduğu bütün esmâyı</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> zikreder, okur.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hem o meyveler, tohumlar, vah<span style="font-family: 'Trebuchet MS'">detin âyineleri oldukları gibi, kaderin</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> meşhud</span></span>[/NOT]</p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Arabî</strong>: Arapça</td><td><strong>aktâr</strong>: her taraf</td></tr><tr><td><strong>burhan-ı maddî</strong>: maddî delil</td><td><strong>eltâf-ı İlâhiye</strong>: Allah’ın lütufları, ikramları (bk. l-ṭ-f; e-l-h)</td></tr><tr><td><strong>enzâr</strong>: nazarlar, dikkatler (bk. n-ẓ-r)</td><td><strong>esmâ</strong>: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v)</td></tr><tr><td><strong>fıkra</strong>: bölüm, kısım</td><td><strong>hikmet-i Rabbâniye</strong>: Allah’ın hikmeti (bk. ḥ-k-m; r-b-b)</td></tr><tr><td><strong>ihata</strong>: kapsayıcılık, kuşatıcılık</td><td><strong>kader</strong>: Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması (bk. ḳ-d-r)</td></tr><tr><td><strong>kesret</strong>: çokluk (bk. k-s̱-r)</td><td><strong>kudret</strong>: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)</td></tr><tr><td><strong>lisan-ı hâl</strong>: hal dili</td><td><strong>mebde’</strong>: başlangıç</td></tr><tr><td><strong>meâl</strong>: açıklama, anlam</td><td><strong>meşhud</strong>: görünen (bk. ş-h-d)</td></tr><tr><td><strong>mu’cize</strong>: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z)</td><td><strong>nevi</strong>: çeşit, tür</td></tr><tr><td><strong>rahmet-i İlâhiye</strong>: Allah’ın şefkat ve merhameti (bk. r-ḥ-m; e-l-h)</td><td><strong>san’at-ı İlâhiye</strong>: Allah’ın san’atı (bk. ṣ-n-a; e-l-h)</td></tr><tr><td><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</td><td><strong>tefekkür</strong>: Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünme (bk. f-k-r)</td></tr><tr><td><strong>tekessür etmek</strong>: çoğalmak (bk. k-s̱-r)</td><td><strong>vahdet</strong>: birlik (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>vahdet-i İlâhiye</strong>: Allah’ın birliği (bk. v-ḥ-d; e-l-h)</td><td><strong>zikr-i cehrî</strong>: açıktan yapılan sesli zikir</td></tr><tr><td><strong>zikr-i kalbiyy-i hafî</strong>: kalben yapılan gizli zikir</td><td><strong>zikretmek</strong>: Allah’ı anmak</td></tr><tr><td><strong>âhiret</strong>: öteki dünya (bk. e-ḫ-r)</td><td><strong>âlem</strong>: dünya (bk. a-l-m)</td></tr><tr><td><strong>âlem-i kesret</strong>: çokluk âlemi, varlıklar âlemi (bk. a-l-m; k-s̱-r)</td><td><strong>şahid-i sadık</strong>: doğru şahit (bk. s-d-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>şümul</strong>: kapsam</td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 270793, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 833[/b] Bu Arabî fıkranın mebdei şudur: [SIZE=6][FONT=Trebuchet MS][FONT=Traditional Arabic]فَسُبْحَانَ مَنْ جَعَلَ حَدِيقَةَ اَرْضِهِ[/FONT]: [FONT=Traditional Arabic]مَشْهَرَ صَنْعَتِهِ، مَحْشَرَ خِلْقَتِهِ، مَظْهَرَ قُدْرَتِهِ، مَدَارَ حِكْمَتِهِ، مَزْهَرَ رَحْمَتِهِ، مَزْرَعَ جَنَّتِهِ، مَمَرَّ الْمَخْلُوقَاتِ، مَسِيلَ الْمَوْجُودَاتِ، مَكِيلَ الْمَصْنُوعَاتِ، فَمُزَيَّنُ الْحَيْوَانَاتِ، مُنَقَّشُ الطُّيُورَاتِ، مُثَمَّرُ الشَّجَرَاتِ، مُزَهَّرُ النَّبَاتَات،ِ مُعْجِزَاتُ عِلْمِهِ، خَوَارِقُ صُنْعِهِ، هَدَايَا جُودِهِ، بَشَائِرُ لُطْفِهِ، تَبَسُّمُ اْلاَزْهَارِ مِنْ زِينَةِ اْلاَثْمَارِ، تَسَجُّعُ اْلاَطْيَارِ فِى نَسْمَةِ اْلاَسْحَارِ، تَهَزُّجُ اْلاَمْطَارِ عَلٰى خُدُودِ اْلاَزْهَارِ تَرَحُّمُ الْوَالِدَاتِ عَلٰى اْلاَطْفَالِ الصِّغَارِ، تَعَرُّفُ وَدُودٍ تَوَدُّدُ رَحْمٰنٍ تَرَحُّمُ حَنَّانٍ تَحَنُّنُ مَنَّانٍ لِلْجِنِّ وَاْلاِنْسَانِ وَالرُّوحِ وَالْحَيَوَانِ وَالْمَلَكِ وَالْجَاۤنِّ[/FONT].[/FONT][/SIZE][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS] [NOT]İşte bu Arabî tefekkürün kısa bir meâli şudur ki:[/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]Bütün meyveler[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve içindeki tohumcuklar[/FONT][FONT=Trebuchet MS], hikmet-i Rabbâniyenin birer mu’cizesi, san’at-ı İlâhiyenin[/FONT][FONT=Trebuchet MS] birer harikası, rahmet-i İlâhiyenin[/FONT][FONT=Trebuchet MS] birer hediyesi, vahdet-i İlâhiyenin birer burhan-ı maddîsi, âhirette eltâf-ı İlâhiyenin birer müjdecisi, kudretinin[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ihatasına ve ilminin[/FONT][FONT=Trebuchet MS] şümulüne birer şahid-i sadık oldukları gibi, şunlar, âlem-i kesretin aktârında ve şu ağaç gibi tekessür etmiş bir nevi âlemin etrafında vahdet âyineleridirler. Enzârı kesretten vahdete çeviriyorlar. Lisan-ı hâl[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ile herbirisi der: “Dal budak salmış şu koca ağacın içinde dağılma, boğulma. Bütün o ağaç bizdedir. Onun kesreti, vahdetimizde [/FONT]dahildir.” [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]Hattâ, her meyvenin[/FONT][FONT=Trebuchet MS] kalbi[/FONT][FONT=Trebuchet MS] hükmünde olan herbir çekirdek dahi, vahdetin birer maddî âyinesi oldukları gibi, zikr-i kalbiyy-i[/FONT][FONT=Trebuchet MS] hafî ile, koca ağacın zikr-i cehrî suretiyle çektiği ve okuduğu bütün esmâyı[/FONT][FONT=Trebuchet MS] zikreder, okur. [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS]Hem o meyveler, tohumlar, vah[FONT=Trebuchet MS]detin âyineleri oldukları gibi, kaderin[/FONT][FONT=Trebuchet MS] meşhud[/FONT][/FONT][/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Arabî[/B]: Arapça[/TD] [TD][B]aktâr[/B]: her taraf[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]burhan-ı maddî[/B]: maddî delil[/TD] [TD][B]eltâf-ı İlâhiye[/B]: Allah’ın lütufları, ikramları (bk. l-ṭ-f; e-l-h)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]enzâr[/B]: nazarlar, dikkatler (bk. n-ẓ-r)[/TD] [TD][B]esmâ[/B]: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]fıkra[/B]: bölüm, kısım[/TD] [TD][B]hikmet-i Rabbâniye[/B]: Allah’ın hikmeti (bk. ḥ-k-m; r-b-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ihata[/B]: kapsayıcılık, kuşatıcılık[/TD] [TD][B]kader[/B]: Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması (bk. ḳ-d-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kesret[/B]: çokluk (bk. k-s̱-r)[/TD] [TD][B]kudret[/B]: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]lisan-ı hâl[/B]: hal dili[/TD] [TD][B]mebde’[/B]: başlangıç[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]meâl[/B]: açıklama, anlam[/TD] [TD][B]meşhud[/B]: görünen (bk. ş-h-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mu’cize[/B]: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z)[/TD] [TD][B]nevi[/B]: çeşit, tür[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]rahmet-i İlâhiye[/B]: Allah’ın şefkat ve merhameti (bk. r-ḥ-m; e-l-h)[/TD] [TD][B]san’at-ı İlâhiye[/B]: Allah’ın san’atı (bk. ṣ-n-a; e-l-h)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/TD] [TD][B]tefekkür[/B]: Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünme (bk. f-k-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tekessür etmek[/B]: çoğalmak (bk. k-s̱-r)[/TD] [TD][B]vahdet[/B]: birlik (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vahdet-i İlâhiye[/B]: Allah’ın birliği (bk. v-ḥ-d; e-l-h)[/TD] [TD][B]zikr-i cehrî[/B]: açıktan yapılan sesli zikir[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zikr-i kalbiyy-i hafî[/B]: kalben yapılan gizli zikir[/TD] [TD][B]zikretmek[/B]: Allah’ı anmak[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âhiret[/B]: öteki dünya (bk. e-ḫ-r)[/TD] [TD][B]âlem[/B]: dünya (bk. a-l-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âlem-i kesret[/B]: çokluk âlemi, varlıklar âlemi (bk. a-l-m; k-s̱-r)[/TD] [TD][B]şahid-i sadık[/B]: doğru şahit (bk. s-d-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şümul[/B]: kapsam[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst