Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 270762" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 822</strong></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em><span style="font-size: 18px"><strong>İkinci Mevkıf</strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em></em></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><img src="http://www.erisale.com/images/besmele.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"><span style="font-family: 'Traditional Arabic'">قُلْ هُوَ اللهُ اَحَدٌ اَللهُ الصَّمَدُ </span></span><span style="font-family: 'Arial'"><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span>Şu Mevkıfın Üç Maksadı var.</p><p><strong></strong></p><p><strong>BİRİNCİ MAKSAT</strong></p><p></p><p>Bir yıldızın tokatıyla yere sukut eden ehl-i şirk ve dalâletin vekili, zerrelerden yıldızlara kadar hiçbir yerde zerre miktar şirke yer bulamadığından, o tarzdaki dâvâdan vazgeçip, fakat şeytan gibi, vahdete dair teşkikât yapmak için üç mühim sual ile, ehadiyete ve vahdete dair, ehl-i tevhide vesvese yapmak istedi.</p><p></p><p><strong>BİRİNCİ SUAL:</strong> Zındıka lisanıyla diyor ki: “Ey ehl-i tevhid! Ben, kendi müvekkillerim namına birşey bulamadım, mevcudatta bir hisse çıkaramadım, mesleğimi ispat edemedim. Fakat siz ne ile nihayetsiz bir kudret sahibi bir Vâhid-i Ehadi ispat ediyorsunuz? Neden Onun kudretiyle beraber başka eller karışmasını kabil görmüyorsunuz?”</p><p><strong></strong></p><p><strong>Elcevap: </strong>Yirmi İkinci Sözde kat’î ispat edilmiş ki, bütün mevcudat, bütün zerrat, bütün yıldızlar, herbiri Vâcibü’l-Vücudun ve Kadîr-i Mutlakın vücub-u vücuduna birer burhan-ı neyyirdir. Bütün kâinattaki silsilelerin herbiri Onun vahdâniyetine birer delil-i kat’îdir. Kur’ân-ı Hakîm, hadsiz burhanlarında ispat ettiği gibi, umumun nazarına en zâhir burhanları daha ziyade zikreder. Ezcümle,</p><p></p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1</p><p> “De ki: O Allah birdir. O Allah’tır, Sameddir; herşey Ona muhtaç iken O hiçbir şeye muhtaç değildir.” İhlâs Sûresi, 112:1-2.[/NOT]</p><p></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Kadîr-i Mutlak</strong>: herşeye gücü yeten, sınırsız güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)</td><td><strong>Kur’ân-ı Hakim</strong>: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)</td></tr><tr><td><strong>Vâcibü’l-Vücud</strong>: varlığı mutlaka gerekli olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan Allah (bk. v-c-b; v-c-d)</td><td><strong>Vâhid-i Ehad</strong>: bir olan ve birliği her bir şeyde görülen Allah (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>burhan</strong>: güçlü delil</td><td><strong>burhan-ı neyyir</strong>: nurlu, parlak delil (bk. n-v-r)</td></tr><tr><td><strong>delil-i kat’î</strong>: kesin delil</td><td><strong>ehadiyet</strong>: Allah’ın birliğinin ve isimlerinin herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>ehl-i tevhid</strong>: Allah’ın birliğine inanan kimseler (bk. v-ḥ-d)</td><td><strong>ehl-i şirk ve dalâlet</strong>: Allah’a ortak koşanlar ve hak yoldan sapmış inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)</td></tr><tr><td><strong>ezcümle</strong>: örneğin</td><td><strong>hadsiz</strong>: sınırsız</td></tr><tr><td><strong>kabil</strong>: mümkün</td><td><strong>kat’î</strong>: kesin</td></tr><tr><td><strong>kudret</strong>: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)</td><td><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</td></tr><tr><td><strong>lisan</strong>: dil</td><td><strong>maksat</strong>: kastedilen şey, gaye (bk. ḳ-ṣ-d)</td></tr><tr><td><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</td><td><strong>mevkıf</strong>: bölüm, kısım</td></tr><tr><td><strong>müvekkil</strong>: vekâlet veren, vekil tayin eden (bk. v-k-l)</td><td><strong>nam</strong>: ad</td></tr><tr><td><strong>nazar</strong>: dikkat (bk. n-ẓ-r)</td><td><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</td></tr><tr><td><strong>silsile</strong>: zincir</td><td><strong>sukut etmek</strong>: düşmek</td></tr><tr><td><strong>teşkikât yapmak</strong>: şüphede bırakmak</td><td><strong>umum</strong>: genel, herkes</td></tr><tr><td><strong>vahdet</strong>: Allah’ın birliği (bk. v-ḥ-d)</td><td><strong>vahdâniyet</strong>: Allah’ın birliği, ortağının ve benzerinin olmayışı (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>vesvese</strong>: şüphe, kuruntu</td><td><strong>vücub-u vücud</strong>: Allah’ın varlığının zorunlu oluşu, var olmak için bir sebebe muhtaç olmaması (bk. v-c-b; v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>zerre</strong>: atom, en küçük madde parçası</td><td><strong>zerrât</strong>: atomlar, en küçük madde parçaları</td></tr><tr><td><strong>zikretmek</strong>: anmak, belirtmek</td><td><strong>ziyade</strong>: çok, fazla</td></tr><tr><td><strong>zâhir</strong>: açık, gözle görünür (bk. ẓ-h-r)</td><td><strong>zındıka</strong>: dinsizlik</td></tr><tr><td><strong>şirk</strong>: Allah’a ortak koşma</td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 270762, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 822[/b] [CENTER][FONT=Trebuchet MS][I][SIZE=5][B]İkinci Mevkıf[/B][/SIZE] [/I][/FONT][FONT=Trebuchet MS][IMG]http://www.erisale.com/images/besmele.jpg[/IMG] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6][FONT=Traditional Arabic]قُلْ هُوَ اللهُ اَحَدٌ اَللهُ الصَّمَدُ [/FONT][/SIZE][FONT=Arial][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][/FONT][/FONT] [/CENTER] [FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS] [/FONT][/FONT]Şu Mevkıfın Üç Maksadı var. [B] BİRİNCİ MAKSAT[/B] Bir yıldızın tokatıyla yere sukut eden ehl-i şirk ve dalâletin vekili, zerrelerden yıldızlara kadar hiçbir yerde zerre miktar şirke yer bulamadığından, o tarzdaki dâvâdan vazgeçip, fakat şeytan gibi, vahdete dair teşkikât yapmak için üç mühim sual ile, ehadiyete ve vahdete dair, ehl-i tevhide vesvese yapmak istedi. [B]BİRİNCİ SUAL:[/B] Zındıka lisanıyla diyor ki: “Ey ehl-i tevhid! Ben, kendi müvekkillerim namına birşey bulamadım, mevcudatta bir hisse çıkaramadım, mesleğimi ispat edemedim. Fakat siz ne ile nihayetsiz bir kudret sahibi bir Vâhid-i Ehadi ispat ediyorsunuz? Neden Onun kudretiyle beraber başka eller karışmasını kabil görmüyorsunuz?” [B] Elcevap: [/B]Yirmi İkinci Sözde kat’î ispat edilmiş ki, bütün mevcudat, bütün zerrat, bütün yıldızlar, herbiri Vâcibü’l-Vücudun ve Kadîr-i Mutlakın vücub-u vücuduna birer burhan-ı neyyirdir. Bütün kâinattaki silsilelerin herbiri Onun vahdâniyetine birer delil-i kat’îdir. Kur’ân-ı Hakîm, hadsiz burhanlarında ispat ettiği gibi, umumun nazarına en zâhir burhanları daha ziyade zikreder. Ezcümle, [NOT]Dipnot-1 “De ki: O Allah birdir. O Allah’tır, Sameddir; herşey Ona muhtaç iken O hiçbir şeye muhtaç değildir.” İhlâs Sûresi, 112:1-2.[/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Kadîr-i Mutlak[/B]: herşeye gücü yeten, sınırsız güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)[/TD] [TD][B]Kur’ân-ı Hakim[/B]: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Vâcibü’l-Vücud[/B]: varlığı mutlaka gerekli olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan Allah (bk. v-c-b; v-c-d)[/TD] [TD][B]Vâhid-i Ehad[/B]: bir olan ve birliği her bir şeyde görülen Allah (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]burhan[/B]: güçlü delil[/TD] [TD][B]burhan-ı neyyir[/B]: nurlu, parlak delil (bk. n-v-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]delil-i kat’î[/B]: kesin delil[/TD] [TD][B]ehadiyet[/B]: Allah’ın birliğinin ve isimlerinin herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ehl-i tevhid[/B]: Allah’ın birliğine inanan kimseler (bk. v-ḥ-d)[/TD] [TD][B]ehl-i şirk ve dalâlet[/B]: Allah’a ortak koşanlar ve hak yoldan sapmış inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ezcümle[/B]: örneğin[/TD] [TD][B]hadsiz[/B]: sınırsız[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kabil[/B]: mümkün[/TD] [TD][B]kat’î[/B]: kesin[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kudret[/B]: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/TD] [TD][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]lisan[/B]: dil[/TD] [TD][B]maksat[/B]: kastedilen şey, gaye (bk. ḳ-ṣ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/TD] [TD][B]mevkıf[/B]: bölüm, kısım[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müvekkil[/B]: vekâlet veren, vekil tayin eden (bk. v-k-l)[/TD] [TD][B]nam[/B]: ad[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nazar[/B]: dikkat (bk. n-ẓ-r)[/TD] [TD][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]silsile[/B]: zincir[/TD] [TD][B]sukut etmek[/B]: düşmek[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]teşkikât yapmak[/B]: şüphede bırakmak[/TD] [TD][B]umum[/B]: genel, herkes[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vahdet[/B]: Allah’ın birliği (bk. v-ḥ-d)[/TD] [TD][B]vahdâniyet[/B]: Allah’ın birliği, ortağının ve benzerinin olmayışı (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vesvese[/B]: şüphe, kuruntu[/TD] [TD][B]vücub-u vücud[/B]: Allah’ın varlığının zorunlu oluşu, var olmak için bir sebebe muhtaç olmaması (bk. v-c-b; v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zerre[/B]: atom, en küçük madde parçası[/TD] [TD][B]zerrât[/B]: atomlar, en küçük madde parçaları[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zikretmek[/B]: anmak, belirtmek[/TD] [TD][B]ziyade[/B]: çok, fazla[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zâhir[/B]: açık, gözle görünür (bk. ẓ-h-r)[/TD] [TD][B]zındıka[/B]: dinsizlik[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şirk[/B]: Allah’a ortak koşma[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst