Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 270375" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 811</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">eden bir Zâttır.</span><span style="font-family: 'Arial'"><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> Böyle bir Zâtın san’atına senin gibi câmid, âciz ve kör, sağır parmak karıştırabilir mi? Öyle ise sus, def ol git” der, onu tard eder.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Sonra o müddeî gider, zeminin yüzüne seril<span style="font-family: 'Trebuchet MS'">en geniş haliçeye ve zemine giydirilen gayet müzeyyen ve münakkâş gömleğe, esbab</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> namına ve tabiat</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> lisanıyla ve felsefe</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> diliyle der ki: “Sende tasarruf edebilirim ve sana mâlikim. Veya sende hissem var” diye dâvâ eder.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">O vakit, o gömlek,<span style="font-family: 'Arial'"><strong><u><strong><u>HAŞİYE-1</u></strong></u></strong></span> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'">o haliçe, hak ve hakikat namına, lisan-ı hikmetle</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> o müddeîye der ki:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“Eğer seneler, karnlar adedince yere giydirilip, sonra intizamla</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> çıkarılıp geçmiş zamanın ipine asılan ve yeniden giydirilecek ve kemâl-i intizamla</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> kader</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> dairesinde programları ve biçimleri çizilen ve tayin olunan ve gelecek zamanın şeridine takılan ve intizamlı</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve hikmetli</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">, ayrı ayrı nakışları bulunan bütün gömlekleri, haliçeleri dokuyacak, icad edecek kudret</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve san’at sende varsa—</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“hem hilkat-i <span style="font-family: 'Trebuchet MS'">arzdan tâ harab-ı arza kadar, belki ezelden ebede kadar ulaşacak, hikmetli</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">, kudretli</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> iki mânevî elin varsa ve bütün atkılarımdaki bütün fertleri icad edecek, kemâl-i intizam</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve hikmetle</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> tamir ve tecdid edecek sende bir iktidar ve hikmet</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> varsa—</span></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“hem bizim m<span style="font-family: 'Trebuchet MS'">odelimiz</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve bizi giyen ve bizi kendine peçe ve çarşaf yapan küre-i arzı elinde tutup mucid olabilirsen, bana rububiyet dâvâ et. Yoksa, haydi dışarıya! Bu yerde yer bulamazsın.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“Hem bizde öyle bir sikke-i vahdet</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve öyle bir turra-i ehadiyet</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> vardır ki, bütün kâinat kabza-i tasarrufunda olmayan ve bütün eşyayı bütün şuûnâtıyla birden görmeyen ve nihayetsiz işleri beraber yapamayan ve her yerde hazır ve nazır</span></span></p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1</p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> bk. Enbiyâ Sûresi, 21:30.</span></p><p>Haşiye-1</p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> Fakat şu haliçe hem hayattardır, hem intizamlı bir ihtizazdadır. Her vakit nakışları kemâl-i hikmet ve intizamla tebeddül eder-tâ ki, Nessâcının muhtelif cilve-i esmâsını ayrı ayrı göstersin.</span>[/NOT]</p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Nessâc</strong>: dokuyucu; yeryüzünü harikâ, eşsiz ve mükemmel san’atıyla dokuyan Allah</td><td><strong>cilve-i esmâ</strong>: Allah’ın isimlerinin varlık ve olaylardaki yansımaları (bk. c-l-y; s-m-v)</td></tr><tr><td><strong>câmid</strong>: cansız</td><td><strong>dâvâ</strong>: iddia</td></tr><tr><td><strong>ebed</strong>: sonu olmayan, sonsuzluk (bk. e-b-d)</td><td><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</td></tr><tr><td><strong>ezel</strong>: başlangıcı olmayan, sonsuzluk (bk. e-z-l)</td><td><strong>eşya</strong>: varlıklar</td></tr><tr><td><strong>hak</strong>: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>haliçe</strong>: kilim, halı</td><td><strong>harâb-ı arz</strong>: yeryüzünün yıkılışı</td></tr><tr><td><strong>hayattar</strong>: canlı (bk. ḥ-y-y)</td><td><strong>hazır ve nazır</strong>: bizzat bulunan ve gören (bk. n-ẓ-r)</td></tr><tr><td><strong>haşiye</strong>: dipnot, açıklayıcı not</td><td><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</td></tr><tr><td><strong>hilkat-ı arz</strong>: yeryüzünün yaratılışı (bk. ḫ-l-ḳ)</td><td><strong>icad</strong>: var etme, yaratma (bk. v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>ihtizâz</strong>: titreşim, sarsıntı</td><td><strong>iktidar</strong>: güç, kudret (bk. ḳ-d-r)</td></tr><tr><td><strong>intizam</strong>: düzen (bk. n-ẓ-m)</td><td><strong>kabza-i tasarruf</strong>: emri altında bulundurma (bk. ṣ-r-f)</td></tr><tr><td><strong>kader</strong>: Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması (bk. ḳ-d-r)</td><td><strong>karn</strong>: asır</td></tr><tr><td><strong>kemâl-i hikmet</strong>: tam ve mükemmel hikmet (bk. ḥ-k-m; k-m-l)</td><td><strong>kemâl-i intizam ve hikmet</strong>: mükemmel düzen ve hikmet (bk. k-m-l; n-ẓ-m; ḥ-k-m)</td></tr><tr><td><strong>kudret</strong>: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)</td><td><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</td></tr><tr><td><strong>küre-i arz</strong>: yerküre, dünya</td><td><strong>lisan-ı hikmet</strong>: hikmet dili (bk. ḥ-k-m)</td></tr><tr><td><strong>mucid</strong>: icad eden, var eden (bk. v-c-d)</td><td><strong>muhtelif</strong>: çeşitli</td></tr><tr><td><strong>mâlik</strong>: sahip (bk. m-l-k)</td><td><strong>müddeî</strong>: iddia sahibi, iddiada bulunan</td></tr><tr><td><strong>münakkaş</strong>: nakışlı (bk. n-ḳ-ş)</td><td><strong>müzeyyen</strong>: süslü (bk. z-y-n)</td></tr><tr><td><strong>nam</strong>: ad</td><td><strong>nihayetsiz</strong>: sınırsız, sonsuz</td></tr><tr><td><strong>rububiyet</strong>: herbir varlığa muhtaç olduğu şeyleri verme, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurma (bk. r-b-b)</td><td><strong>sikke-i vahdet</strong>: birlik damgası (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>tabiat</strong>: doğa, canlı ve cansız bütün varlıklar (bk. ṭ-b-a)</td><td><strong>tard etmek</strong>: kovmak</td></tr><tr><td><strong>tasarruf</strong>: dilediği gibi kullanma ve yönetme (bk. ṣ-r-f)</td><td><strong>tayin olunan</strong>: belirlenen</td></tr><tr><td><strong>tebeddül</strong>: değişme</td><td><strong>tecdid</strong>: yenileme</td></tr><tr><td><strong>turra-i ehadiyet</strong>: Allah’ın birliğini herbir şeyde ayrı ayrı gösteren mühür, imza (bk. v-ḥ-d)</td><td><strong>zemin</strong>: yer</td></tr><tr><td><strong>âciz</strong>: güçsüz, zayıf (bk. a-c-z)</td><td><strong>şuûnât</strong>: özellikler, haller, işler (bk. ş-e-n)</td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 270375, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 811[/b] [FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]eden bir Zâttır.[/FONT][FONT=Arial][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][/FONT][FONT=Trebuchet MS] Böyle bir Zâtın san’atına senin gibi câmid, âciz ve kör, sağır parmak karıştırabilir mi? Öyle ise sus, def ol git” der, onu tard eder. [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS]Sonra o müddeî gider, zeminin yüzüne seril[FONT=Trebuchet MS]en geniş haliçeye ve zemine giydirilen gayet müzeyyen ve münakkâş gömleğe, esbab[/FONT][FONT=Trebuchet MS] namına ve tabiat[/FONT][FONT=Trebuchet MS] lisanıyla ve felsefe[/FONT][FONT=Trebuchet MS] diliyle der ki: “Sende tasarruf edebilirim ve sana mâlikim. Veya sende hissem var” diye dâvâ eder. [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS]O vakit, o gömlek,[FONT=Arial][B][U][B][U]HAŞİYE-1[/U][/B][/U][/B][/FONT] [FONT=Trebuchet MS]o haliçe, hak ve hakikat namına, lisan-ı hikmetle[/FONT][FONT=Trebuchet MS] o müddeîye der ki: [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]“Eğer seneler, karnlar adedince yere giydirilip, sonra intizamla[/FONT][FONT=Trebuchet MS] çıkarılıp geçmiş zamanın ipine asılan ve yeniden giydirilecek ve kemâl-i intizamla[/FONT][FONT=Trebuchet MS] kader[/FONT][FONT=Trebuchet MS] dairesinde programları ve biçimleri çizilen ve tayin olunan ve gelecek zamanın şeridine takılan ve intizamlı[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve hikmetli[/FONT][FONT=Trebuchet MS], ayrı ayrı nakışları bulunan bütün gömlekleri, haliçeleri dokuyacak, icad edecek kudret[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve san’at sende varsa— [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS]“hem hilkat-i [FONT=Trebuchet MS]arzdan tâ harab-ı arza kadar, belki ezelden ebede kadar ulaşacak, hikmetli[/FONT][FONT=Trebuchet MS], kudretli[/FONT][FONT=Trebuchet MS] iki mânevî elin varsa ve bütün atkılarımdaki bütün fertleri icad edecek, kemâl-i intizam[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve hikmetle[/FONT][FONT=Trebuchet MS] tamir ve tecdid edecek sende bir iktidar ve hikmet[/FONT][FONT=Trebuchet MS] varsa—[/FONT][/FONT][FONT=Trebuchet MS]“hem bizim m[FONT=Trebuchet MS]odelimiz[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve bizi giyen ve bizi kendine peçe ve çarşaf yapan küre-i arzı elinde tutup mucid olabilirsen, bana rububiyet dâvâ et. Yoksa, haydi dışarıya! Bu yerde yer bulamazsın. [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]“Hem bizde öyle bir sikke-i vahdet[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve öyle bir turra-i ehadiyet[/FONT][FONT=Trebuchet MS] vardır ki, bütün kâinat kabza-i tasarrufunda olmayan ve bütün eşyayı bütün şuûnâtıyla birden görmeyen ve nihayetsiz işleri beraber yapamayan ve her yerde hazır ve nazır[/FONT][/FONT] [NOT]Dipnot-1 [FONT=Trebuchet MS] bk. Enbiyâ Sûresi, 21:30.[/FONT] Haşiye-1 [FONT=Trebuchet MS] Fakat şu haliçe hem hayattardır, hem intizamlı bir ihtizazdadır. Her vakit nakışları kemâl-i hikmet ve intizamla tebeddül eder-tâ ki, Nessâcının muhtelif cilve-i esmâsını ayrı ayrı göstersin.[/FONT][/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Nessâc[/B]: dokuyucu; yeryüzünü harikâ, eşsiz ve mükemmel san’atıyla dokuyan Allah[/TD] [TD][B]cilve-i esmâ[/B]: Allah’ın isimlerinin varlık ve olaylardaki yansımaları (bk. c-l-y; s-m-v)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]câmid[/B]: cansız[/TD] [TD][B]dâvâ[/B]: iddia[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ebed[/B]: sonu olmayan, sonsuzluk (bk. e-b-d)[/TD] [TD][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ezel[/B]: başlangıcı olmayan, sonsuzluk (bk. e-z-l)[/TD] [TD][B]eşya[/B]: varlıklar[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hak[/B]: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]haliçe[/B]: kilim, halı[/TD] [TD][B]harâb-ı arz[/B]: yeryüzünün yıkılışı[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hayattar[/B]: canlı (bk. ḥ-y-y)[/TD] [TD][B]hazır ve nazır[/B]: bizzat bulunan ve gören (bk. n-ẓ-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]haşiye[/B]: dipnot, açıklayıcı not[/TD] [TD][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hilkat-ı arz[/B]: yeryüzünün yaratılışı (bk. ḫ-l-ḳ)[/TD] [TD][B]icad[/B]: var etme, yaratma (bk. v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ihtizâz[/B]: titreşim, sarsıntı[/TD] [TD][B]iktidar[/B]: güç, kudret (bk. ḳ-d-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]intizam[/B]: düzen (bk. n-ẓ-m)[/TD] [TD][B]kabza-i tasarruf[/B]: emri altında bulundurma (bk. ṣ-r-f)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kader[/B]: Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması (bk. ḳ-d-r)[/TD] [TD][B]karn[/B]: asır[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kemâl-i hikmet[/B]: tam ve mükemmel hikmet (bk. ḥ-k-m; k-m-l)[/TD] [TD][B]kemâl-i intizam ve hikmet[/B]: mükemmel düzen ve hikmet (bk. k-m-l; n-ẓ-m; ḥ-k-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kudret[/B]: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/TD] [TD][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]küre-i arz[/B]: yerküre, dünya[/TD] [TD][B]lisan-ı hikmet[/B]: hikmet dili (bk. ḥ-k-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mucid[/B]: icad eden, var eden (bk. v-c-d)[/TD] [TD][B]muhtelif[/B]: çeşitli[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mâlik[/B]: sahip (bk. m-l-k)[/TD] [TD][B]müddeî[/B]: iddia sahibi, iddiada bulunan[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]münakkaş[/B]: nakışlı (bk. n-ḳ-ş)[/TD] [TD][B]müzeyyen[/B]: süslü (bk. z-y-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nam[/B]: ad[/TD] [TD][B]nihayetsiz[/B]: sınırsız, sonsuz[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]rububiyet[/B]: herbir varlığa muhtaç olduğu şeyleri verme, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurma (bk. r-b-b)[/TD] [TD][B]sikke-i vahdet[/B]: birlik damgası (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tabiat[/B]: doğa, canlı ve cansız bütün varlıklar (bk. ṭ-b-a)[/TD] [TD][B]tard etmek[/B]: kovmak[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tasarruf[/B]: dilediği gibi kullanma ve yönetme (bk. ṣ-r-f)[/TD] [TD][B]tayin olunan[/B]: belirlenen[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tebeddül[/B]: değişme[/TD] [TD][B]tecdid[/B]: yenileme[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]turra-i ehadiyet[/B]: Allah’ın birliğini herbir şeyde ayrı ayrı gösteren mühür, imza (bk. v-ḥ-d)[/TD] [TD][B]zemin[/B]: yer[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âciz[/B]: güçsüz, zayıf (bk. a-c-z)[/TD] [TD][B]şuûnât[/B]: özellikler, haller, işler (bk. ş-e-n)[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst