Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 269862" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 809</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Cevaben, o beden-i insan, hakikat ve hikmet diliyl<span style="font-family: 'Trebuchet MS'">e ve intizamının</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> lisan-ı hâliyle der ki:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“Eğer bütün emsalim ve yüzümüzdeki sikke-i kudret</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve turra-i fıtrat bir olan bütün insanların bedenlerine hakikî mutasarrıf olacak bir kudret</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve ilim sende varsa—</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“hem sudan ve havadan tut, tâ nebâtat ve hayvânâta k<span style="font-family: 'Trebuchet MS'">adar benim erzakımın mahzenlerine mâlik olacak bir servetin ve bir hâkimiyetin</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> varsa—</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“hem ben kılıf olduğum gayet geniş ve yüksek olan ruh, kalb, akıl gibi letâif-i mâneviyeyi benim gibi dar, süflî bir zarfta yerleştirerek, kemâl-i hikmetle</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> istihdam edip ibadet ettirecek, sende nihayetsiz bir kudret</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">, hadsiz bir hikmet</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> varsa, göster. Sonra ‘Ben seni yaptım’ de. Yoksa sus!</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“Hem bendeki intizam-ı ekmelin</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> şehadetiyle ve yüzümdeki sikke-i vahdetin delâletiyle, benim Sânii</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">m herşeye kadîr, herşeye alîm, herşeyi görür ve herşeyi işitir bir Zâttır. Senin gibi sersem âcizin parmağı Onun san’atına</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> karışamaz, zerre miktar müdahale edemez.”</span><span style="font-family: 'Arial'"><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Arial'"><strong><u></u></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">O şeriklerin vekili, bedende dahi parmak karıştıracak yer bulamaz. Gider, insanın nev’ine rast gelir. Kalbinden der ki: “Belki bu dağınık, karma karışık olan cemaat içinde, şeytan</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> onların ef’âl-i ihtiyariye</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve içtimaiyelerine karıştığı gibi, belki ben de ahvâl-i vücudiye ve fıtriyelerine karışabileceğim ve parmak karıştıracak bir yer bulacağım. Ve onda bir yer bulup, beni tard eden be</span>dene ve beden hüceyresine hükmümü icra ederim.”</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Onun için, beşerin nev’ine, yine sağır tabiat</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve sersem felsefe</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> lisanıyla der ki: “Siz çok karışık birşey görünüyorsunuz. Ben size rab ve mâlikim. Veyahut hissedarım” der.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">O vakit nev-i insan, hak ve hakikat li<span style="font-family: 'Trebuchet MS'">sanıyla, hikmet</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve intizamın</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> diliyle der ki:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1</p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> bk. Hicr Sûresi,15:26; Nahl Sûresi, 16:4; Kehf Sûresi, 18:37; Meryem Sûresi, 19:67; Mü’minûn Sûresi, 23:12-14; Lokman Sûresi, 31:28; Secde Sûresi, 32:7; Fâtır Sûresi, 35:11.</span>[/NOT]</p><p></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Sâni</strong>: herşeyi mükemmel ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. s-n-a)</td><td><strong>ahvâl-i vücudiye ve fıtriye</strong>: beden ve yaratılışlarına ait hâller (bk. v-c-d; f-ṭ-r)</td></tr><tr><td><strong>alîm</strong>: bilen (bk. a-l-m)</td><td><strong>beden-i insan</strong>: insan bedeni</td></tr><tr><td><strong>beşer</strong>: insan</td><td><strong>cemaat</strong>: topluluk (bk. c-m-a)</td></tr><tr><td><strong>delâlet</strong>: delil olma, işaret etme</td><td><strong>ef’âl-i ihtiyariye ve içtimâiye</strong>: hür iradeye ve sosyal hayata dair fiiller (bk. f-a-l; ḫ-y-r; c-m-a)</td></tr><tr><td><strong>emsal</strong>: benzerler (bk. m-s̱-l)</td><td><strong>erzak</strong>: rızıklar, yenilecek ve içilecek şeyler (bk. r-z-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>hadsiz</strong>: sınırsız</td><td><strong>hak</strong>: doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>hakikî</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>hayvânât</strong>: hayvanlar</td><td><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</td></tr><tr><td><strong>icra etmek</strong>: yerine getirmek</td><td><strong>intizam</strong>: düzen (bk. n-ẓ-m)</td></tr><tr><td><strong>intizam-ı ekmel</strong>: en mükemmel düzen (bk. n-ẓ-m; k-m-l)</td><td><strong>istihdam</strong>: kullanma, çalıştırma</td></tr><tr><td><strong>kadîr</strong>: güç ve iktidar sahibi (bk. ḳ-d-r)</td><td><strong>kemâl-i hikmet</strong>: mükemmel bir hikmet (bk. k-m-l; ḥ-k-m)</td></tr><tr><td><strong>kudret</strong>: güç, kuvvet (bk. ḳ-d-r)</td><td><strong>letâif-i maneviye</strong>: mânevî duygular (bk. l-ṭ-f; a-n-y)</td></tr><tr><td><strong>lisan</strong>: dil</td><td><strong>lisan-ı hâl</strong>: hal dili</td></tr><tr><td><strong>mahzen</strong>: depo</td><td><strong>mutasarrıf</strong>: tasarruf sahibi, dilediği gibi kullanan ve yöneten (bk. ṣ-r-f)</td></tr><tr><td><strong>mâlik</strong>: sahip (bk. m-l-k)</td><td><strong>müdahale</strong>: karışma</td></tr><tr><td><strong>nebâtat</strong>: bitkiler</td><td><strong>nev-i insan</strong>: insan türü, insanlık</td></tr><tr><td><strong>nev’</strong>: tür, çeşit</td><td><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</td></tr><tr><td><strong>rab</strong>: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran (bk. r-b-b)</td><td><strong>sikke-i kudret</strong>: Allah’ın kudretini gösteren mühür (bk. ḳ-d-r)</td></tr><tr><td><strong>sikke-i vahdet</strong>: Allah’ın birliğini gösteren mühür (bk. v-ḥ-d)</td><td><strong>süflî</strong>: aşağılık</td></tr><tr><td><strong>tabiat</strong>: doğa, canlı cansız bütün varlıklar (bk. ṭ-b-a)</td><td><strong>tard etmek</strong>: kovmak</td></tr><tr><td><strong>turra-i fıtrat</strong>: yaratılış mührü (bk. f-ṭ-r)</td><td><strong>zerre</strong>: atom, en küçük madde parçası</td></tr><tr><td><strong>âciz</strong>: güçsüz, zayıf (bk. a-c-z)</td><td><strong>şehadet</strong>: şahitlik, tanıklık (bk. ş-h-d)</td></tr><tr><td><strong>şerik</strong>: Allah’a ortak koşulan şey</td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 269862, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 809[/b] [FONT=Trebuchet MS]Cevaben, o beden-i insan, hakikat ve hikmet diliyl[FONT=Trebuchet MS]e ve intizamının[/FONT][FONT=Trebuchet MS] lisan-ı hâliyle der ki: [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]“Eğer bütün emsalim ve yüzümüzdeki sikke-i kudret[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve turra-i fıtrat bir olan bütün insanların bedenlerine hakikî mutasarrıf olacak bir kudret[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve ilim sende varsa— [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS]“hem sudan ve havadan tut, tâ nebâtat ve hayvânâta k[FONT=Trebuchet MS]adar benim erzakımın mahzenlerine mâlik olacak bir servetin ve bir hâkimiyetin[/FONT][FONT=Trebuchet MS] varsa— [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]“hem ben kılıf olduğum gayet geniş ve yüksek olan ruh, kalb, akıl gibi letâif-i mâneviyeyi benim gibi dar, süflî bir zarfta yerleştirerek, kemâl-i hikmetle[/FONT][FONT=Trebuchet MS] istihdam edip ibadet ettirecek, sende nihayetsiz bir kudret[/FONT][FONT=Trebuchet MS], hadsiz bir hikmet[/FONT][FONT=Trebuchet MS] varsa, göster. Sonra ‘Ben seni yaptım’ de. Yoksa sus! [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]“Hem bendeki intizam-ı ekmelin[/FONT][FONT=Trebuchet MS] şehadetiyle ve yüzümdeki sikke-i vahdetin delâletiyle, benim Sânii[/FONT][FONT=Trebuchet MS]m herşeye kadîr, herşeye alîm, herşeyi görür ve herşeyi işitir bir Zâttır. Senin gibi sersem âcizin parmağı Onun san’atına[/FONT][FONT=Trebuchet MS] karışamaz, zerre miktar müdahale edemez.”[/FONT][FONT=Arial][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1 [/U][/B][/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]O şeriklerin vekili, bedende dahi parmak karıştıracak yer bulamaz. Gider, insanın nev’ine rast gelir. Kalbinden der ki: “Belki bu dağınık, karma karışık olan cemaat içinde, şeytan[/FONT][FONT=Trebuchet MS] onların ef’âl-i ihtiyariye[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve içtimaiyelerine karıştığı gibi, belki ben de ahvâl-i vücudiye ve fıtriyelerine karışabileceğim ve parmak karıştıracak bir yer bulacağım. Ve onda bir yer bulup, beni tard eden be[/FONT]dene ve beden hüceyresine hükmümü icra ederim.” [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]Onun için, beşerin nev’ine, yine sağır tabiat[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve sersem felsefe[/FONT][FONT=Trebuchet MS] lisanıyla der ki: “Siz çok karışık birşey görünüyorsunuz. Ben size rab ve mâlikim. Veyahut hissedarım” der. [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS]O vakit nev-i insan, hak ve hakikat li[FONT=Trebuchet MS]sanıyla, hikmet[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve intizamın[/FONT][FONT=Trebuchet MS] diliyle der ki: [/FONT][/FONT] [NOT]Dipnot-1 [FONT=Trebuchet MS] bk. Hicr Sûresi,15:26; Nahl Sûresi, 16:4; Kehf Sûresi, 18:37; Meryem Sûresi, 19:67; Mü’minûn Sûresi, 23:12-14; Lokman Sûresi, 31:28; Secde Sûresi, 32:7; Fâtır Sûresi, 35:11.[/FONT][/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Sâni[/B]: herşeyi mükemmel ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. s-n-a)[/TD] [TD][B]ahvâl-i vücudiye ve fıtriye[/B]: beden ve yaratılışlarına ait hâller (bk. v-c-d; f-ṭ-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]alîm[/B]: bilen (bk. a-l-m)[/TD] [TD][B]beden-i insan[/B]: insan bedeni[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]beşer[/B]: insan[/TD] [TD][B]cemaat[/B]: topluluk (bk. c-m-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]delâlet[/B]: delil olma, işaret etme[/TD] [TD][B]ef’âl-i ihtiyariye ve içtimâiye[/B]: hür iradeye ve sosyal hayata dair fiiller (bk. f-a-l; ḫ-y-r; c-m-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]emsal[/B]: benzerler (bk. m-s̱-l)[/TD] [TD][B]erzak[/B]: rızıklar, yenilecek ve içilecek şeyler (bk. r-z-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hadsiz[/B]: sınırsız[/TD] [TD][B]hak[/B]: doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]hakikî[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hayvânât[/B]: hayvanlar[/TD] [TD][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]icra etmek[/B]: yerine getirmek[/TD] [TD][B]intizam[/B]: düzen (bk. n-ẓ-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]intizam-ı ekmel[/B]: en mükemmel düzen (bk. n-ẓ-m; k-m-l)[/TD] [TD][B]istihdam[/B]: kullanma, çalıştırma[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kadîr[/B]: güç ve iktidar sahibi (bk. ḳ-d-r)[/TD] [TD][B]kemâl-i hikmet[/B]: mükemmel bir hikmet (bk. k-m-l; ḥ-k-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kudret[/B]: güç, kuvvet (bk. ḳ-d-r)[/TD] [TD][B]letâif-i maneviye[/B]: mânevî duygular (bk. l-ṭ-f; a-n-y)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]lisan[/B]: dil[/TD] [TD][B]lisan-ı hâl[/B]: hal dili[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mahzen[/B]: depo[/TD] [TD][B]mutasarrıf[/B]: tasarruf sahibi, dilediği gibi kullanan ve yöneten (bk. ṣ-r-f)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mâlik[/B]: sahip (bk. m-l-k)[/TD] [TD][B]müdahale[/B]: karışma[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nebâtat[/B]: bitkiler[/TD] [TD][B]nev-i insan[/B]: insan türü, insanlık[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nev’[/B]: tür, çeşit[/TD] [TD][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]rab[/B]: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran (bk. r-b-b)[/TD] [TD][B]sikke-i kudret[/B]: Allah’ın kudretini gösteren mühür (bk. ḳ-d-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]sikke-i vahdet[/B]: Allah’ın birliğini gösteren mühür (bk. v-ḥ-d)[/TD] [TD][B]süflî[/B]: aşağılık[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tabiat[/B]: doğa, canlı cansız bütün varlıklar (bk. ṭ-b-a)[/TD] [TD][B]tard etmek[/B]: kovmak[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]turra-i fıtrat[/B]: yaratılış mührü (bk. f-ṭ-r)[/TD] [TD][B]zerre[/B]: atom, en küçük madde parçası[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âciz[/B]: güçsüz, zayıf (bk. a-c-z)[/TD] [TD][B]şehadet[/B]: şahitlik, tanıklık (bk. ş-h-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şerik[/B]: Allah’a ortak koşulan şey[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst