Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 269859" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 806</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“Hem kemâl-i intizamla cüz olduğum mevcutlara, meselâ kandaki küreyvât-ı hamrâya hakikî mâlik ve mutasarrıf olabilirsen, bana rab olmak dâvâ et, beni Cenâb-ı Hak</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">tan başkasına isnad et. Yoksa sus!</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“Hem bana rab olmadığın gibi, müdahale dahi edemezsin. Çünkü, vezâifimizde ve harekâtımızda o kadar mükemmel bir intizam var ki, nihayetsiz bir hikmet</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve muhit bir ilim</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> sahibi olmayan, bize parmak karıştıramaz. Eğer karışsa, karıştıracak. Halbuki, senin gibi câmid, âciz ve kör ve iki eli tesadüf</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve tabiat</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> gibi iki körün elinde olan bir şahıs, hiçbir cihette parmak uzatamaz.”</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">O müddeî, maddiyyunların</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> dedikleri gibi dedi ki: “Öyle ise sen kendi kendine mâlik ol. Neden başkasının hesabına çalışmasını söylüyorsun?”</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Zerre ona cevaben der: “Eğer güneş gibi bir dimağım ve ziyası gibi ihatalı bir ilmim ve harareti gibi şümullü bir kudretim</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve ziyasındaki yedi renk gibi muhit duygularım ve gezdiğim her yere ve işlediğim her mevcuda müteveccih birer yüzüm ve bakar birer gözüm ve geçer birer sözüm bulunsaydı, belki senin gibi ahmaklık edip kendi kendime mâlik olduğumu dâvâ ederdim. Haydi, def ol git, sen benden iş bulamazsın!”</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İşte, şeriklerin vekili zerreden meyus olunca, küreyvât-ı hamrâdan iş bulacağım diye, kandaki bir küreyvât-ı hamrâya rast gelir. Ona esbab</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> namına ve tabiat</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve felsefe</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> lisanıyla der ki: “Ben sana rab ve mâlikim.”</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">O küreyvât-ı hamrâ, yani yuvarlak, kırmızı mevcut, ona hakikat lisanıyla ve hikmet-i İlâhiye</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> diliyle der:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“Ben yalnız değilim. Eğer sikkemiz ve memuriyetimiz ve nizamatımız bir olan kan ordusundaki bütün emsalime mâlik olabilirsen, hem gezdiğimiz ve kemâl-i hikmetle</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> istihdam olunduğumuz bütün hüceyrât-ı bedene mâlik olacak bir dakik hikmet</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve azîm kudret</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> sende varsa, göster. Ve gösterebilirsen, belki senin dâvânda bir mânâ bulunabilir. Halbuki, senin gibi sersem ve senin elindeki sağır tabiat</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve kör kuvvetle, değil mâlik olmak, belki zerre miktar karışamazsın.</span><span style="font-family: 'Arial'"><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> Çünkü bizdeki intizam o kadar mükemmeldir ki, ancak herşeyi görür ve işitir ve</span></span></p><p></p><p>[NOT]</p><p>Dipnot-1</p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> bk. Ra’d Sûresi, 13:16; Ahkaf Sûresi, 46:4-5.</span>[/NOT]</p><p></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>ahmaklık</strong>: akılsızlık</td><td><strong>azîm</strong>: büyük (bk. a-ẓ-m)</td></tr><tr><td><strong>câmid</strong>: cansız</td><td><strong>cüz</strong>: parça (bk. c-z-e)</td></tr><tr><td><strong>dakîk</strong>: çok ince</td><td><strong>dimağ</strong>: akıl, bilinç</td></tr><tr><td><strong>dâvâ</strong>: iddia</td><td><strong>emsal</strong>: benzerler (bk. m-s̱-l)</td></tr><tr><td><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</td><td><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>hakikî</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>hararet</strong>: ısı, sıcaklık</td></tr><tr><td><strong>harekât</strong>: hareketler</td><td><strong>hikmet-i İlâhiye</strong>: İlâhî hikmet; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m; e-l-h)</td></tr><tr><td><strong>hüceyrât-ı beden</strong>: beden hücreleri</td><td><strong>ihata</strong>: kuşatma</td></tr><tr><td><strong>intizam</strong>: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)</td><td><strong>isnad</strong>: dayandırma (bk. s-n-d)</td></tr><tr><td><strong>istihdam</strong>: çalıştırma</td><td><strong>kemâl-i hikmet</strong>: tam ve mükemmel hikmet (bk. k-m-l; ḥ-k-m)</td></tr><tr><td><strong>kemâl-i intizâm</strong>: tam ve mükemmel düzen (bk. k-m-l; n-ẓ-m)</td><td><strong>kudret</strong>: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)</td></tr><tr><td><strong>küreyvât-ı hamrâ</strong>: alyuvarlar</td><td><strong>lisan</strong>: dil</td></tr><tr><td><strong>maddiyyun</strong>: materyalistler, herşeyi madde ile açıklamaya çalışanlar</td><td><strong>mevcut</strong>: varlık (bk. v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>meyus</strong>: ümitsiz</td><td><strong>muhit</strong>: kuşatıcı, kapsamlı</td></tr><tr><td><strong>mutasarrıf</strong>: dilediği gibi kullanan ve idare eden (bk. ṣ-r-f)</td><td><strong>mâlik</strong>: sahip (bk. m-l-k)</td></tr><tr><td><strong>müdahale</strong>: karışma</td><td><strong>müddeî</strong>: iddia sahibi</td></tr><tr><td><strong>müteveccih</strong>: yönelik</td><td><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</td></tr><tr><td><strong>nizamat</strong>: düzenler (bk. n-ẓ-m)</td><td><strong>rab</strong>: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran (bk. r-b-b)</td></tr><tr><td><strong>sikke</strong>: daha çok maddî şeyler üzerine vurulan damga</td><td><strong>tabiat</strong>: canlı cansız bütün varlıklar, doğa (bk. ṭ-b-a)</td></tr><tr><td><strong>vezâif</strong>: vazifeler</td><td><strong>zerre</strong>: atom, en küçük madde parçası</td></tr><tr><td><strong>ziya</strong>: ışık</td><td><strong>âciz</strong>: güçsüz, zayıf (bk. a-c-z)</td></tr><tr><td><strong>şerik</strong>: Allah’a ortak koşulan şey</td><td><strong>şümullü</strong>: kapsamlı</td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 269859, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 806[/b] [FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]“Hem kemâl-i intizamla cüz olduğum mevcutlara, meselâ kandaki küreyvât-ı hamrâya hakikî mâlik ve mutasarrıf olabilirsen, bana rab olmak dâvâ et, beni Cenâb-ı Hak[/FONT][FONT=Trebuchet MS]tan başkasına isnad et. Yoksa sus! [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]“Hem bana rab olmadığın gibi, müdahale dahi edemezsin. Çünkü, vezâifimizde ve harekâtımızda o kadar mükemmel bir intizam var ki, nihayetsiz bir hikmet[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve muhit bir ilim[/FONT][FONT=Trebuchet MS] sahibi olmayan, bize parmak karıştıramaz. Eğer karışsa, karıştıracak. Halbuki, senin gibi câmid, âciz ve kör ve iki eli tesadüf[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve tabiat[/FONT][FONT=Trebuchet MS] gibi iki körün elinde olan bir şahıs, hiçbir cihette parmak uzatamaz.” [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]O müddeî, maddiyyunların[/FONT][FONT=Trebuchet MS] dedikleri gibi dedi ki: “Öyle ise sen kendi kendine mâlik ol. Neden başkasının hesabına çalışmasını söylüyorsun?” [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]Zerre ona cevaben der: “Eğer güneş gibi bir dimağım ve ziyası gibi ihatalı bir ilmim ve harareti gibi şümullü bir kudretim[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve ziyasındaki yedi renk gibi muhit duygularım ve gezdiğim her yere ve işlediğim her mevcuda müteveccih birer yüzüm ve bakar birer gözüm ve geçer birer sözüm bulunsaydı, belki senin gibi ahmaklık edip kendi kendime mâlik olduğumu dâvâ ederdim. Haydi, def ol git, sen benden iş bulamazsın!” [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]İşte, şeriklerin vekili zerreden meyus olunca, küreyvât-ı hamrâdan iş bulacağım diye, kandaki bir küreyvât-ı hamrâya rast gelir. Ona esbab[/FONT][FONT=Trebuchet MS] namına ve tabiat[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve felsefe[/FONT][FONT=Trebuchet MS] lisanıyla der ki: “Ben sana rab ve mâlikim.”[/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]O küreyvât-ı hamrâ, yani yuvarlak, kırmızı mevcut, ona hakikat lisanıyla ve hikmet-i İlâhiye[/FONT][FONT=Trebuchet MS] diliyle der:[/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]“Ben yalnız değilim. Eğer sikkemiz ve memuriyetimiz ve nizamatımız bir olan kan ordusundaki bütün emsalime mâlik olabilirsen, hem gezdiğimiz ve kemâl-i hikmetle[/FONT][FONT=Trebuchet MS] istihdam olunduğumuz bütün hüceyrât-ı bedene mâlik olacak bir dakik hikmet[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve azîm kudret[/FONT][FONT=Trebuchet MS] sende varsa, göster. Ve gösterebilirsen, belki senin dâvânda bir mânâ bulunabilir. Halbuki, senin gibi sersem ve senin elindeki sağır tabiat[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve kör kuvvetle, değil mâlik olmak, belki zerre miktar karışamazsın.[/FONT][FONT=Arial][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][/FONT][FONT=Trebuchet MS] Çünkü bizdeki intizam o kadar mükemmeldir ki, ancak herşeyi görür ve işitir ve[/FONT][/FONT] [NOT] Dipnot-1 [FONT=Trebuchet MS] bk. Ra’d Sûresi, 13:16; Ahkaf Sûresi, 46:4-5.[/FONT][/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]ahmaklık[/B]: akılsızlık[/TD] [TD][B]azîm[/B]: büyük (bk. a-ẓ-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]câmid[/B]: cansız[/TD] [TD][B]cüz[/B]: parça (bk. c-z-e)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]dakîk[/B]: çok ince[/TD] [TD][B]dimağ[/B]: akıl, bilinç[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]dâvâ[/B]: iddia[/TD] [TD][B]emsal[/B]: benzerler (bk. m-s̱-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/TD] [TD][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakikî[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]hararet[/B]: ısı, sıcaklık[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]harekât[/B]: hareketler[/TD] [TD][B]hikmet-i İlâhiye[/B]: İlâhî hikmet; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m; e-l-h)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hüceyrât-ı beden[/B]: beden hücreleri[/TD] [TD][B]ihata[/B]: kuşatma[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]intizam[/B]: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)[/TD] [TD][B]isnad[/B]: dayandırma (bk. s-n-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]istihdam[/B]: çalıştırma[/TD] [TD][B]kemâl-i hikmet[/B]: tam ve mükemmel hikmet (bk. k-m-l; ḥ-k-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kemâl-i intizâm[/B]: tam ve mükemmel düzen (bk. k-m-l; n-ẓ-m)[/TD] [TD][B]kudret[/B]: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]küreyvât-ı hamrâ[/B]: alyuvarlar[/TD] [TD][B]lisan[/B]: dil[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]maddiyyun[/B]: materyalistler, herşeyi madde ile açıklamaya çalışanlar[/TD] [TD][B]mevcut[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]meyus[/B]: ümitsiz[/TD] [TD][B]muhit[/B]: kuşatıcı, kapsamlı[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mutasarrıf[/B]: dilediği gibi kullanan ve idare eden (bk. ṣ-r-f)[/TD] [TD][B]mâlik[/B]: sahip (bk. m-l-k)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müdahale[/B]: karışma[/TD] [TD][B]müddeî[/B]: iddia sahibi[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müteveccih[/B]: yönelik[/TD] [TD][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nizamat[/B]: düzenler (bk. n-ẓ-m)[/TD] [TD][B]rab[/B]: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran (bk. r-b-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]sikke[/B]: daha çok maddî şeyler üzerine vurulan damga[/TD] [TD][B]tabiat[/B]: canlı cansız bütün varlıklar, doğa (bk. ṭ-b-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vezâif[/B]: vazifeler[/TD] [TD][B]zerre[/B]: atom, en küçük madde parçası[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ziya[/B]: ışık[/TD] [TD][B]âciz[/B]: güçsüz, zayıf (bk. a-c-z)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şerik[/B]: Allah’a ortak koşulan şey[/TD] [TD][B]şümullü[/B]: kapsamlı[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst