Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247711" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Zeylin İkinci Parçası - Sayfa 164</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">remzen ispat eder. Ve bilhassa risalet-i Muhammediye (a.s.m.) ve vahy-i Kur’ânî hayatın ruhu ve aklı hükmünde olduğundan, bu hayatın vücudu gibi hakkaniyetleri kat’îdir denilebilir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, nasıl ki hayat bu kâinattan süzülmüş bir hülâsadır. Ve şuur ve his dahi hayattan süzülmüş, hayatın bir hülâsasıdır. Ve akıl dahi şuurdan ve histen süzülmüş, şuurun bir hülâsasıdır. Ve ruh dahi, hayatın hâlis ve sâfi bir cevheri ve sabit ve müstakil zâtıdır. Öyle de, maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) dahi, hayattan ve ruh-u kâinattan süzülmüş hülâsatü’l-hülâsadır ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.) dahi, kâinatın his ve şuur ve aklından süzülmüş en sâfi hülâsasıdır. Belki maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) dahi âsârının şehadetiyle, hayat-ı kâinatın hayatıdır. Ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.), şuur‑u kâinatın şuurudur ve nurudur. Ve vahy-i Kur’ân dahi, hayattar hakaikinin şehadetiyle, hayat-ı kâinatın ruhudur ve şuur-u kâinatın aklıdır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, evet, evet! Eğer kâinattan risalet-i Muhammediyenin (a.s.m.) nuru çıksa, gitse, kâinat vefat edecek. Eğer Kur’ân gitse,<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> kâinat divâne olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek, belki şuursuz kalmış olan başını bir seyyareye çarpacak, bir kıyameti koparacak.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem hayat, iman-ı bilkader rüknüne bakıyor, remzen ispat eder. Çünkü madem hayat âlem-i şehadetin ziyasıdır ve istilâ ediyor; ve vücudun neticesi ve gayesidir; ve Hâlık-ı Kâinatın en câmi’ âyinesidir; ve faaliyet-i Rabbâniyenin en mükemmel enmuzeci ve fihristesidir, temsilde hata olmasın, bir nevi programı hükmündedir. Elbette âlem-i gayb, yani mazi, müstakbel, yani geçmiş ve gelecek mahlûkatın hayat-ı mâneviyeleri hükmünde olan intizam ve nizam ve mâlûmiyet ve meşhudiyet ve taayyün ve evâmir-i tekvîniyeyi imtisale müheyyâ bir vaziyette bulunmalarını sırr-ı hayat iktiza ediyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Peygamber Efendimiz (a.s.m.), kıyamete yakın bir dönemde, Kur’ân’ın yeryüzünden çekilip alınacağını ifade buyurmaktadır: <em>İbni Mâce</em>, Fiten 26; İbni Hibbân, <em>es-Sahîh</em> 15:267; el-Hâkim, <em>el-Müstedrek</em>, 4:520, 587.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hâlık-ı Kâinat</strong>: evreni ve herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cevher</strong>: asıl, temel, öz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>câmi’</strong>: kapsamlı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>divane</strong>: akılsız, deli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>enmuzec</strong>: örnek, model</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evâmir-i tekvîniye</strong>: yaratılışa ait işler (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>faaliyet-i Rabbâniye</strong>: herşeyi terbiye ve idare eden Allah’ın faaliyeti (bk. f-a-l; r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakaik</strong>: gerçekler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakkaniyet</strong>: doğruluk (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı Muhammediye</strong>: Hz. Muhammed’in hayatı (bk. ḥ-y-y; ḥ-m-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı kâinat</strong>: evrenin hayatı (bk. ḥ-y-y; k-v-n) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı mâneviye</strong>: mânevî hayat (bk. ḥ-y-y; a-n-y) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayattar</strong>: canlı (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>his</strong>: duygu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâlis</strong>: temiz, katıksız (bk. ḫ-l-ṣ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hülâsa</strong>: öz, özet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hülâsatü’l-hülâsa</strong>: özün özü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iktiza</strong>: gerektirme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iman-ı bilkader</strong>: kadere iman (bk. e-m-n; ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>imtisal</strong>: uyma, yerine getirme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intizam</strong>: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istilâ</strong>: işgal, kaplama</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kat’î</strong>: kesin</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küre-i arz</strong>: yerküre, dünya</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kıyamet</strong>: dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması (bk. ḳ-v-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûkat</strong>: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazi</strong>: geçmiş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meşhudiyet</strong>: şahit olunma hali (bk. ş-h-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâlûmiyet</strong>: bilinme, belli olma (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müheyyâ</strong>: hazır</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müstakbel</strong>: gelecek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müstakil</strong>: başlı başına, bağımsız</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nevi</strong>: çeşit</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nizam</strong>: düzen (bk. n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>remzen</strong>: işareten</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>risalet-i Muhammediye</strong>: Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamberliği (bk. r-s-l; ḥ-m-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ruh-u kâinat</strong>: evrenin ruhu (bk. r-v-ḥ; k-v-n) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rükün</strong>: esas, şart (bk. r-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>seyyare</strong>: gezegen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sâfi</strong>: saf, duru (bk. ṣ-f-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sırr-ı hayat</strong>: hayatın sırrı (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taayyün</strong>: meydana çıkma, belirlenme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsil</strong>: benzetme, örnek (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vahy-i Kur’ânî</strong>: vahiyle gelen Kur’ân-ı Kerim (bk. v-ḥ-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziya</strong>: ışık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i gayb</strong>: görünmeyen, fakat varlığı kesin olan ve mahiyeti Allah tarafından bilinen başka dünyalar (bk. a-l-m; ğ-y-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i şehadet</strong>: görünen âlem (bk. a-l-m; ş-h-d) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âsâr</strong>: eserler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyine</strong>: ayna</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şehadet</strong>: şahitlik (bk. ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şuur</strong>: bilinç, idrak (bk. ş-a-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şuur-u kâinat</strong>: evrenin şuuru, bilinci (bk. ş-a-r; k-v-n)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247711, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Zeylin İkinci Parçası - Sayfa 164[/b] [FONT=Tahoma]remzen ispat eder. Ve bilhassa risalet-i Muhammediye (a.s.m.) ve vahy-i Kur’ânî hayatın ruhu ve aklı hükmünde olduğundan, bu hayatın vücudu gibi hakkaniyetleri kat’îdir denilebilir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, nasıl ki hayat bu kâinattan süzülmüş bir hülâsadır. Ve şuur ve his dahi hayattan süzülmüş, hayatın bir hülâsasıdır. Ve akıl dahi şuurdan ve histen süzülmüş, şuurun bir hülâsasıdır. Ve ruh dahi, hayatın hâlis ve sâfi bir cevheri ve sabit ve müstakil zâtıdır. Öyle de, maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) dahi, hayattan ve ruh-u kâinattan süzülmüş hülâsatü’l-hülâsadır ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.) dahi, kâinatın his ve şuur ve aklından süzülmüş en sâfi hülâsasıdır. Belki maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) dahi âsârının şehadetiyle, hayat-ı kâinatın hayatıdır. Ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.), şuur‑u kâinatın şuurudur ve nurudur. Ve vahy-i Kur’ân dahi, hayattar hakaikinin şehadetiyle, hayat-ı kâinatın ruhudur ve şuur-u kâinatın aklıdır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, evet, evet! Eğer kâinattan risalet-i Muhammediyenin (a.s.m.) nuru çıksa, gitse, kâinat vefat edecek. Eğer Kur’ân gitse,[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] kâinat divâne olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek, belki şuursuz kalmış olan başını bir seyyareye çarpacak, bir kıyameti koparacak. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem hayat, iman-ı bilkader rüknüne bakıyor, remzen ispat eder. Çünkü madem hayat âlem-i şehadetin ziyasıdır ve istilâ ediyor; ve vücudun neticesi ve gayesidir; ve Hâlık-ı Kâinatın en câmi’ âyinesidir; ve faaliyet-i Rabbâniyenin en mükemmel enmuzeci ve fihristesidir, temsilde hata olmasın, bir nevi programı hükmündedir. Elbette âlem-i gayb, yani mazi, müstakbel, yani geçmiş ve gelecek mahlûkatın hayat-ı mâneviyeleri hükmünde olan intizam ve nizam ve mâlûmiyet ve meşhudiyet ve taayyün ve evâmir-i tekvîniyeyi imtisale müheyyâ bir vaziyette bulunmalarını sırr-ı hayat iktiza ediyor. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] Peygamber Efendimiz (a.s.m.), kıyamete yakın bir dönemde, Kur’ân’ın yeryüzünden çekilip alınacağını ifade buyurmaktadır: [I]İbni Mâce[/I], Fiten 26; İbni Hibbân, [I]es-Sahîh[/I] 15:267; el-Hâkim, [I]el-Müstedrek[/I], 4:520, 587.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hâlık-ı Kâinat[/B]: evreni ve herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cevher[/B]: asıl, temel, öz[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]câmi’[/B]: kapsamlı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]divane[/B]: akılsız, deli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]enmuzec[/B]: örnek, model[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]evâmir-i tekvîniye[/B]: yaratılışa ait işler (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]faaliyet-i Rabbâniye[/B]: herşeyi terbiye ve idare eden Allah’ın faaliyeti (bk. f-a-l; r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakaik[/B]: gerçekler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakkaniyet[/B]: doğruluk (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı Muhammediye[/B]: Hz. Muhammed’in hayatı (bk. ḥ-y-y; ḥ-m-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı kâinat[/B]: evrenin hayatı (bk. ḥ-y-y; k-v-n) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı mâneviye[/B]: mânevî hayat (bk. ḥ-y-y; a-n-y) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hayattar[/B]: canlı (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]his[/B]: duygu[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâlis[/B]: temiz, katıksız (bk. ḫ-l-ṣ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hülâsa[/B]: öz, özet[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hülâsatü’l-hülâsa[/B]: özün özü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]iktiza[/B]: gerektirme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iman-ı bilkader[/B]: kadere iman (bk. e-m-n; ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]imtisal[/B]: uyma, yerine getirme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]intizam[/B]: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istilâ[/B]: işgal, kaplama[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kat’î[/B]: kesin[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]küre-i arz[/B]: yerküre, dünya[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kıyamet[/B]: dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması (bk. ḳ-v-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûkat[/B]: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mazi[/B]: geçmiş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meşhudiyet[/B]: şahit olunma hali (bk. ş-h-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mâlûmiyet[/B]: bilinme, belli olma (bk. a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müheyyâ[/B]: hazır[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müstakbel[/B]: gelecek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müstakil[/B]: başlı başına, bağımsız[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nevi[/B]: çeşit[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nizam[/B]: düzen (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]remzen[/B]: işareten[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]risalet-i Muhammediye[/B]: Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamberliği (bk. r-s-l; ḥ-m-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ruh-u kâinat[/B]: evrenin ruhu (bk. r-v-ḥ; k-v-n) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rükün[/B]: esas, şart (bk. r-k-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]seyyare[/B]: gezegen[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sâfi[/B]: saf, duru (bk. ṣ-f-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sırr-ı hayat[/B]: hayatın sırrı (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]taayyün[/B]: meydana çıkma, belirlenme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]temsil[/B]: benzetme, örnek (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vahy-i Kur’ânî[/B]: vahiyle gelen Kur’ân-ı Kerim (bk. v-ḥ-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ziya[/B]: ışık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i gayb[/B]: görünmeyen, fakat varlığı kesin olan ve mahiyeti Allah tarafından bilinen başka dünyalar (bk. a-l-m; ğ-y-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i şehadet[/B]: görünen âlem (bk. a-l-m; ş-h-d) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âsâr[/B]: eserler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âyine[/B]: ayna[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şehadet[/B]: şahitlik (bk. ş-h-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şuur[/B]: bilinç, idrak (bk. ş-a-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şuur-u kâinat[/B]: evrenin şuuru, bilinci (bk. ş-a-r; k-v-n)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst