Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247698" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - İkinci Nokta - Sayfa 155</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">biçare mazlum meşakkatler içinde ömürlerini geçirirler. Ve umum kâinatta eserleri görünen şu adalet-i mutlakanın mâhiyeti ise, dirilmemek suretiyle o gaddar zâlimlerin ve meyus mazlumların vefat içindeki müsâvatlarına bütün bütün zıttır, kaldırmaz, müsaade etmez.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ve madem, nasıl ki Kâinatın Sahibi, kâinattan zemini ve zeminden nev-i insanı intihap edip gayet büyük bir makam, bir ehemmiyet vermiş. Öyle de, nev-i insandan dahi makàsıd-ı rububiyetine tevafuk eden ve kendilerini iman ve teslim ile Ona sevdiren hakikî insanlar olan enbiya ve evliya ve asfiyayı intihap edip kendine dost ve muhatap ederek onları mucizeler ve tevfiklerle ikram ve düşmanlarını semavî tokatlarla tazip ediyor. Ve bu kıymetli ve sevimli dostlarından dahi, onların imamı ve mefhari olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı intihap ederek, ehemmiyetli küre-i arzın yarısını ve ehemmiyetli nev-i insanın beşten birisini uzun asırlarda onun nuruyla tenvir ediyor. Âdetâ bu kâinat onun için yaratılmış gibi, bütün gayeleri onunla ve Onun diniyle ve Kur’ân’ı ile tezahür ediyor. Ve o pek çok kıymettar ve milyonlar sene yaşayacak kadar hadsiz hizmetlerinin ücretlerini hadsiz bir zamanda almaya müstehak ve lâyık iken, gayet meşakkatler ve mücahedeler içinde, altmış üç sene gibi kısacık bir ömür verilmiş. Acaba hiçbir cihetle hiçbir imkânı, hiçbir ihtimali, hiçbir kabiliyeti var mı ki, o zât, bütün emsâli ve dostlarıyla beraber dirilmesin? Ve şimdi de ruhen diri ve hayy olmasın, idam-ı ebedî ile mahvolsunlar? Hâşâ, yüz bin defa hâşâ ve kellâ! Evet, bütün kâinat ve hakikat-i âlem onun dirilmesini dâvâ eder ve hayatını Sahib-i Kâinattan talep ediyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ve madem, Yedinci Şuâ olan <em>Âyetü’l-Kübrâ’</em>da herbiri bir dağ kuvvetinde otuz üç adet icmâ-ı azîm ispat etmişler ki, bu kâinat bir elden çıkmış ve bir tek Zâtın mülküdür. Ve kemâlât-ı İlâhiyenin medarı olan vahdetini ve ehadiyetini</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Aleyhissalâtü Vesselâm</strong>: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine ol-sun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kâinatın Sahibi</strong>: evrenin ve herşeyin yaratıcısı ve sahibi Allah (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sahib-i Kâinat</strong>: evrenin ve herşeyin yaratıcısı ve sahibi Allah (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>adalet-i mutlaka</strong>: sınırsız, tam ve yerinde adalet (bk. a-d-l; ṭ-l-ḳ) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>asfiya</strong>: Hz. Peygamberin çizgisinde yaşayan ilim ve takvâ sahibi büyük zatlar (bk. ṣ-f-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>biçare</strong>: çaresiz, zavallı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehadiyet</strong>: Allah’ın herbir şeyde kendi varlığına ve sıfatlarına işaret eden birlik tecellisi (bk. v-ḥ-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emsâl</strong>: benzerler (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>enbiya</strong>: peygamberler (bk. n-b-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evliya</strong>: veliler, Allah dostları (bk. v-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gaddar</strong>: acımasız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sayısız, sınırsız</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat-i âlem</strong>: âlemin gerçek mahiyeti, esası, içyüzü (bk. ḥ-ḳ-ḳ; a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikî</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayy</strong>: diri, canlı (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâşâ ve kellâ</strong>: asla ve asla, kesinlikle öyle değil</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>icmâ-ı azîm</strong>: çok büyük fikir birliği (bk. c-m-a; a-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>idam-ı ebedî</strong>: sonsuz yokoluş (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intihap etmek</strong>: seçmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâlât-ı İlâhiye</strong>: Cenâb-ı Allah’ın bütün noksanlıklardan yüce olan mükemmel isim ve sıfatları (bk. k-m-l; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küre-i arz</strong>: yerküre, dünya</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kıymettar</strong>: kıymetli, değerli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahvolmak</strong>: yok olmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>makàsıd-ı rububiyet</strong>: Allah’ın bütün varlık âlemini terbiye edip idaresi ve egemenliği altında tutmasındaki maksat ve gayeler (bk. ḳ-ṣ-d; r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazlum</strong>: zulme, haksızlığa uğrayan (bk. ẓ-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medar</strong>: eksen, dayanak, vesile</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mefhar</strong>: övünme sebebi, övünç kaynağı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meyus</strong>: ümitsiz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meşakkat</strong>: güçlük, sıkıntı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mu’cize</strong>: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâhiyet</strong>: özellik, nitelik, esas</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mücahede</strong>: cihad, savaş (bk. c-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mülk</strong>: sahip olunan ve hükmedilen yer (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müsaade etmek</strong>: izin vermek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müstehak</strong>: layık, hak etmiş (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müsâvat</strong>: eşitlik, denklik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nev-i insan</strong>: insanlık, insan türü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nur</strong>: ışık (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semâvî</strong>: gökten gelen (bk. s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tazip etmek</strong>: azap vermek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tenvir</strong>: nurlandırma, aydınlatma (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevafuk</strong>: denk gelme, uygunluk</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevfik</strong>: yardım</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezahür</strong>: görünme, ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umum</strong>: bütün</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vahdet</strong>: birlik (bk. v-ḥ-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zemin</strong>: yer</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247698, member: 1"] [b]Onuncu Söz - İkinci Nokta - Sayfa 155[/b] [FONT=Tahoma]biçare mazlum meşakkatler içinde ömürlerini geçirirler. Ve umum kâinatta eserleri görünen şu adalet-i mutlakanın mâhiyeti ise, dirilmemek suretiyle o gaddar zâlimlerin ve meyus mazlumların vefat içindeki müsâvatlarına bütün bütün zıttır, kaldırmaz, müsaade etmez. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ve madem, nasıl ki Kâinatın Sahibi, kâinattan zemini ve zeminden nev-i insanı intihap edip gayet büyük bir makam, bir ehemmiyet vermiş. Öyle de, nev-i insandan dahi makàsıd-ı rububiyetine tevafuk eden ve kendilerini iman ve teslim ile Ona sevdiren hakikî insanlar olan enbiya ve evliya ve asfiyayı intihap edip kendine dost ve muhatap ederek onları mucizeler ve tevfiklerle ikram ve düşmanlarını semavî tokatlarla tazip ediyor. Ve bu kıymetli ve sevimli dostlarından dahi, onların imamı ve mefhari olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı intihap ederek, ehemmiyetli küre-i arzın yarısını ve ehemmiyetli nev-i insanın beşten birisini uzun asırlarda onun nuruyla tenvir ediyor. Âdetâ bu kâinat onun için yaratılmış gibi, bütün gayeleri onunla ve Onun diniyle ve Kur’ân’ı ile tezahür ediyor. Ve o pek çok kıymettar ve milyonlar sene yaşayacak kadar hadsiz hizmetlerinin ücretlerini hadsiz bir zamanda almaya müstehak ve lâyık iken, gayet meşakkatler ve mücahedeler içinde, altmış üç sene gibi kısacık bir ömür verilmiş. Acaba hiçbir cihetle hiçbir imkânı, hiçbir ihtimali, hiçbir kabiliyeti var mı ki, o zât, bütün emsâli ve dostlarıyla beraber dirilmesin? Ve şimdi de ruhen diri ve hayy olmasın, idam-ı ebedî ile mahvolsunlar? Hâşâ, yüz bin defa hâşâ ve kellâ! Evet, bütün kâinat ve hakikat-i âlem onun dirilmesini dâvâ eder ve hayatını Sahib-i Kâinattan talep ediyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ve madem, Yedinci Şuâ olan [I]Âyetü’l-Kübrâ’[/I]da herbiri bir dağ kuvvetinde otuz üç adet icmâ-ı azîm ispat etmişler ki, bu kâinat bir elden çıkmış ve bir tek Zâtın mülküdür. Ve kemâlât-ı İlâhiyenin medarı olan vahdetini ve ehadiyetini [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Aleyhissalâtü Vesselâm[/B]: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine ol-sun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kâinatın Sahibi[/B]: evrenin ve herşeyin yaratıcısı ve sahibi Allah (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Sahib-i Kâinat[/B]: evrenin ve herşeyin yaratıcısı ve sahibi Allah (bk. k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]adalet-i mutlaka[/B]: sınırsız, tam ve yerinde adalet (bk. a-d-l; ṭ-l-ḳ) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]asfiya[/B]: Hz. Peygamberin çizgisinde yaşayan ilim ve takvâ sahibi büyük zatlar (bk. ṣ-f-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]biçare[/B]: çaresiz, zavallı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehadiyet[/B]: Allah’ın herbir şeyde kendi varlığına ve sıfatlarına işaret eden birlik tecellisi (bk. v-ḥ-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]emsâl[/B]: benzerler (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]enbiya[/B]: peygamberler (bk. n-b-e)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]evliya[/B]: veliler, Allah dostları (bk. v-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gaddar[/B]: acımasız[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hadsiz[/B]: sayısız, sınırsız[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat-i âlem[/B]: âlemin gerçek mahiyeti, esası, içyüzü (bk. ḥ-ḳ-ḳ; a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikî[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayy[/B]: diri, canlı (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâşâ ve kellâ[/B]: asla ve asla, kesinlikle öyle değil[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]icmâ-ı azîm[/B]: çok büyük fikir birliği (bk. c-m-a; a-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]idam-ı ebedî[/B]: sonsuz yokoluş (bk. e-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]intihap etmek[/B]: seçmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kemâlât-ı İlâhiye[/B]: Cenâb-ı Allah’ın bütün noksanlıklardan yüce olan mükemmel isim ve sıfatları (bk. k-m-l; e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]küre-i arz[/B]: yerküre, dünya[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kıymettar[/B]: kıymetli, değerli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahvolmak[/B]: yok olmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]makàsıd-ı rububiyet[/B]: Allah’ın bütün varlık âlemini terbiye edip idaresi ve egemenliği altında tutmasındaki maksat ve gayeler (bk. ḳ-ṣ-d; r-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mazlum[/B]: zulme, haksızlığa uğrayan (bk. ẓ-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]medar[/B]: eksen, dayanak, vesile[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mefhar[/B]: övünme sebebi, övünç kaynağı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]meyus[/B]: ümitsiz[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meşakkat[/B]: güçlük, sıkıntı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mu’cize[/B]: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mâhiyet[/B]: özellik, nitelik, esas[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mücahede[/B]: cihad, savaş (bk. c-h-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mülk[/B]: sahip olunan ve hükmedilen yer (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müsaade etmek[/B]: izin vermek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müstehak[/B]: layık, hak etmiş (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müsâvat[/B]: eşitlik, denklik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nev-i insan[/B]: insanlık, insan türü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nur[/B]: ışık (bk. n-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]semâvî[/B]: gökten gelen (bk. s-m-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tazip etmek[/B]: azap vermek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tenvir[/B]: nurlandırma, aydınlatma (bk. n-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevafuk[/B]: denk gelme, uygunluk[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tevfik[/B]: yardım[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tezahür[/B]: görünme, ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]umum[/B]: bütün[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vahdet[/B]: birlik (bk. v-ḥ-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zemin[/B]: yer[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst