Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247693" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - İkinci Nokta - Sayfa 152</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Yâ Rab! Bunların ders ve talimlerinin hakkı ve hürmeti için bize ve Risale-i Nur talebelerine iman-ı ekmel ve hüsn-ü hâtime ver. Ve bizleri onların şefaatlerine mazhar eyle. Âmin.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem nasıl ki Kur’ân’ın, belki bütün semâvî kitapların hakkaniyetini ispat eden umum deliller ve hüccetler ve Habibullahın, belki bütün enbiyanın nübüvvetlerini ispat eden umum mucizeler ve burhanlar, dolayısıyla, en büyük müddeâları olan âhiretin tahakkukuna delâlet ederler. Aynen öyle de, Vâcibü’l-Vücudun vücuduna ve vahdetine şehadet eden ekser deliller ve hüccetler, dolayısıyla rububiyetin ve ulûhiyetin en büyük medarı ve mazharı olan dâr-ı saadetin ve âlem-i bekànın vücuduna, açılmasına şehadet ederler. Çünkü, gelecek makamatta beyan ve ispat edileceği gibi, Zât-ı Vâcibü’l-Vücudun hem mevcudiyeti, hem umum sıfatları, hem ekser isimleri, hem rububiyet, ulûhiyet, rahmet, inâyet, hikmet, adalet gibi vasıfları, şe’nleri, lüzum derecesinde âhireti iktiza ve vücub derecesinde bâki bir âlemi istilzam ve zaruret derecesinde mükâfat ve mücâzât için haşri ve neşri isterler.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, madem ezelî ve ebedî bir Allah var; elbette saltanat-ı ulûhiyetinin sermedî bir medarı olan âhiret vardır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ve madem bu kâinatta ve zîhayatta gayet haşmetli ve hikmetli ve şefkatli bir rubûbiyet-i mutlaka var ve görünüyor. Elbette o rububiyetin haşmetini sukuttan ve hikmetini abesiyetten ve şefkatini gadirden kurtaran ebedî bir dâr-ı saadet bulunacak ve girilecek.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Habibullah</strong>: Allah’ın sevgili kulu Hz. Muhammed (bk. ḥ-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Vâcibü’l-Vücud</strong>: varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan Allah (bk. v-c-b; v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Yâ Rab</strong>: ey herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye eden ve idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>abesiyet</strong>: faydasızlık, gayesizlik </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beyan</strong>: açıklama (bk. b-y-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>burhan</strong>: delil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâki</strong>: devamlı ve kalıcı (bk. b-ḳ-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>delâlet</strong>: delil olma, işaret etme </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dâr-ı saadet</strong>: mutluluk yurdu, âhiret</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ebedî</strong>: varlığının sonu olmayan, sonsuz (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ekser</strong>: pekçok (bk. k-s̱-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>enbiya</strong>: peygamberler (bk. n-b-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ezelî</strong>: varlığının başlangıcı olmayan, sonsuz (bk. e-z-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gadir</strong>: zulüm, acımasızlık </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakkaniyet</strong>: doğruluk (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşir</strong>: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşmet</strong>: büyüklük, heybet, görkem</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hüccet</strong>: delil, kanıt</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hüsn-ü hâtime</strong>: güzel son, imanlı bir şekilde ölme (bk. ḥ-s-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iktiza</strong>: gerektirme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iman-ı ekmel</strong>: en mükemmel iman (bk. e-m-n; k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inayet</strong>: yardım, lütuf; bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenlilik (bk. a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istilzam</strong>: gerektirme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>makamat</strong>: makamlar, konuyla ilgili yerler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhar</strong>: erişmiş, sahip olmuş (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medar</strong>: sebep, dayanak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevcudiyet</strong>: var olma hali (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mu’cize</strong>: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mücâzât</strong>: ceza</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müddeâ</strong>: iddia edilen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mükâfat</strong>: ödül</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neşr</strong>: yayma; kıyametten sonra bir yerde toplanmış olan insanların yayılmaları</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nübüvvet</strong>: peygamberlik (bk. n-b-e)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rububiyet/rubûbiyet-i mutlaka</strong>: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b; ṭ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saltanat-ı ulûhiyet</strong>: ilâhlık saltanatı (bk. s-l-ṭ; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semâvî</strong>: vahiyle gelen (bk. s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sermedî</strong>: devamlı, sürekli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sukut</strong>: düşüş, alçalış</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tahakkuk</strong>: gerçekleşme (bk. ḥ-ḳ-ḳ) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tâlim</strong>: öğretme (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ulûhiyet</strong>: ilâhlık (bk. e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umum</strong>: bütün</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vahdet</strong>: birlik (bk. v-ḥ-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vasıf</strong>: özellik, nitelik (bk. v-ṣ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücub</strong>: zorunluluk, gereklilik (bk. v-c-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaruret</strong>: zorunluluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zîhayat</strong>: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âhiret</strong>: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i bekà</strong>: devamlı ve kalıcı olan âlem, âhiret (bk. a-l-m; b-ḳ-y) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âmin</strong>: Allahım kabul eyle (bk. e-m-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şefaat</strong>: günahlarımızın bağışlanması için aracılık etme (bk. ş-f-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şe’n</strong>: Cenâb-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevk eden Zâtına ait mukaddes özellikler (bk. ş-e-n)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247693, member: 1"] [b]Onuncu Söz - İkinci Nokta - Sayfa 152[/b] [FONT=Tahoma]Yâ Rab! Bunların ders ve talimlerinin hakkı ve hürmeti için bize ve Risale-i Nur talebelerine iman-ı ekmel ve hüsn-ü hâtime ver. Ve bizleri onların şefaatlerine mazhar eyle. Âmin. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem nasıl ki Kur’ân’ın, belki bütün semâvî kitapların hakkaniyetini ispat eden umum deliller ve hüccetler ve Habibullahın, belki bütün enbiyanın nübüvvetlerini ispat eden umum mucizeler ve burhanlar, dolayısıyla, en büyük müddeâları olan âhiretin tahakkukuna delâlet ederler. Aynen öyle de, Vâcibü’l-Vücudun vücuduna ve vahdetine şehadet eden ekser deliller ve hüccetler, dolayısıyla rububiyetin ve ulûhiyetin en büyük medarı ve mazharı olan dâr-ı saadetin ve âlem-i bekànın vücuduna, açılmasına şehadet ederler. Çünkü, gelecek makamatta beyan ve ispat edileceği gibi, Zât-ı Vâcibü’l-Vücudun hem mevcudiyeti, hem umum sıfatları, hem ekser isimleri, hem rububiyet, ulûhiyet, rahmet, inâyet, hikmet, adalet gibi vasıfları, şe’nleri, lüzum derecesinde âhireti iktiza ve vücub derecesinde bâki bir âlemi istilzam ve zaruret derecesinde mükâfat ve mücâzât için haşri ve neşri isterler. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, madem ezelî ve ebedî bir Allah var; elbette saltanat-ı ulûhiyetinin sermedî bir medarı olan âhiret vardır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ve madem bu kâinatta ve zîhayatta gayet haşmetli ve hikmetli ve şefkatli bir rubûbiyet-i mutlaka var ve görünüyor. Elbette o rububiyetin haşmetini sukuttan ve hikmetini abesiyetten ve şefkatini gadirden kurtaran ebedî bir dâr-ı saadet bulunacak ve girilecek. [/FONT] [FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Habibullah[/B]: Allah’ın sevgili kulu Hz. Muhammed (bk. ḥ-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Vâcibü’l-Vücud[/B]: varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan Allah (bk. v-c-b; v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Yâ Rab[/B]: ey herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye eden ve idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]abesiyet[/B]: faydasızlık, gayesizlik [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]beyan[/B]: açıklama (bk. b-y-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]burhan[/B]: delil[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bâki[/B]: devamlı ve kalıcı (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]delâlet[/B]: delil olma, işaret etme [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dâr-ı saadet[/B]: mutluluk yurdu, âhiret[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ebedî[/B]: varlığının sonu olmayan, sonsuz (bk. e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ekser[/B]: pekçok (bk. k-s̱-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]enbiya[/B]: peygamberler (bk. n-b-e)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ezelî[/B]: varlığının başlangıcı olmayan, sonsuz (bk. e-z-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gadir[/B]: zulüm, acımasızlık [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakkaniyet[/B]: doğruluk (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşir[/B]: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşmet[/B]: büyüklük, heybet, görkem[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hüccet[/B]: delil, kanıt[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hüsn-ü hâtime[/B]: güzel son, imanlı bir şekilde ölme (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iktiza[/B]: gerektirme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]iman-ı ekmel[/B]: en mükemmel iman (bk. e-m-n; k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inayet[/B]: yardım, lütuf; bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenlilik (bk. a-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istilzam[/B]: gerektirme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]makamat[/B]: makamlar, konuyla ilgili yerler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mazhar[/B]: erişmiş, sahip olmuş (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]medar[/B]: sebep, dayanak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mevcudiyet[/B]: var olma hali (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mu’cize[/B]: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mücâzât[/B]: ceza[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müddeâ[/B]: iddia edilen[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mükâfat[/B]: ödül[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]neşr[/B]: yayma; kıyametten sonra bir yerde toplanmış olan insanların yayılmaları[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nübüvvet[/B]: peygamberlik (bk. n-b-e)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rububiyet/rubûbiyet-i mutlaka[/B]: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b; ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]saltanat-ı ulûhiyet[/B]: ilâhlık saltanatı (bk. s-l-ṭ; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]semâvî[/B]: vahiyle gelen (bk. s-m-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sermedî[/B]: devamlı, sürekli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sukut[/B]: düşüş, alçalış[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tahakkuk[/B]: gerçekleşme (bk. ḥ-ḳ-ḳ) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tâlim[/B]: öğretme (bk. a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ulûhiyet[/B]: ilâhlık (bk. e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]umum[/B]: bütün[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vahdet[/B]: birlik (bk. v-ḥ-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vasıf[/B]: özellik, nitelik (bk. v-ṣ-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vücub[/B]: zorunluluk, gereklilik (bk. v-c-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zaruret[/B]: zorunluluk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zîhayat[/B]: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âhiret[/B]: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i bekà[/B]: devamlı ve kalıcı olan âlem, âhiret (bk. a-l-m; b-ḳ-y) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âmin[/B]: Allahım kabul eyle (bk. e-m-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şefaat[/B]: günahlarımızın bağışlanması için aracılık etme (bk. ş-f-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şe’n[/B]: Cenâb-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevk eden Zâtına ait mukaddes özellikler (bk. ş-e-n)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst