Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247599" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Mukaddime - Onuncu Hakikat - Sayfa 132</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">bir inkılâb-ı hakaiktir. Hattâ, herşeyin vücudunu ve kendi nefsinin vücudunu inkâr eden ahmak Sofestâîler dahi bunun tasavvuruna kolay kolay yanaşamazlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Elhasıl:</strong> Şu görünen şuûnat, dünyadaki vüs’atli içtimaat-ı hayatiye ve sür’atli iftirakat-ı mevtiye ve haşmetli toplanmalar ve çabuk dağılmalar ve azametli ihtifâlât ve büyük tecelliyat ile ve onların bu âleme ait, bu dünya-yı fânide, kısa bir zamanda, malûmumuz olan semerât-ı cüz’iyeleri, ehemmiyetsiz ve muvakkat gayeleri mabeyninde hiç münasebet olmadığından, adeta küçük bir taşa bir büyük dağ kadar hikmetler, gayeler takmak, bir büyük dağa bir küçük taş gibi muvakkat bir gaye-i cüz’iye vermeye benzer ki, hiçbir akıl ve hikmete uygun gelemez.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Demek, şu mevcudat ve şuûnat ile ve dünyaya ait gayeleri ortasında bu derece nisbetsizlik, kat’iyen şehadet eder ki, bu mevcudatın yüzleri âlem-i mânâya müteveccihtir; münasip meyveleri orada veriyor. Ve gözleri Esmâ-i Kudsiyeye dikkat ediyor. Gayeleri o âleme bakıyor. Ve özleri dünya toprağı altında, sünbülleri âlem-i misalde inkişaf ediyor. İnsan, istidadı nisbetinde burada ekiyor ve ekiliyor, âhirette mahsul alıyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, şu eşyanın esmâ-i İlâhiyeye ve âlem-i âhirete müteveccih yüzlerine baksan göreceksin ki, mucize-i kudret olan herbir çekirdeğin bir ağaç kadar gayesi var. Kelime-i hikmet olan herbir çiçeğin,<strong><u><strong><u>HAŞİYE-1</u></strong></u></strong> bir ağaç çiçekleri kadar mânâları var. Ve o harika-i san’at ve manzume-i rahmet olan herbir meyvenin, bir ağacın meyveleri kadar hikmetleri var. Bizlere rızık olması ise, o binler hikmetlerinden</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Haşiye-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Sual: Eğer dense, “Neden en çok misalleri çiçekten ve çekirdekten ve meyveden getiriyorsun?” Elcevap: Çünkü onlar hem mucizât-ı kudretin en antikaları, en harikaları, en nazeninleridirler. Hem ehl-i tabiat ve ehl-i dalâlet ve ehl-i felsefe, onlardaki kalem-i kader ve kudretin yazdığı ince hattı okuyamadıkları için onlarda boğulmuşlar, tabiat bataklığına düşmüşler.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Esmâ-i Kudsiye</strong>: Allah’ın mukaddes, her türlü kusur ve noksandan yüce isimleri (bk. s-m-v; ḳ-d-s) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sofestâîler</strong>: kâinatın yaratıcısını kabul etmemek için herşeyi, hatta kendilerini dahi inkâr edenler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>azametli</strong>: büyük (bk. a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dünya-yı fani</strong>: geçici ve ölümlü dünya (bk. f-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i dalâlet</strong>: hak yoldan sapmış inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i felsefe</strong>: felsefeyle uğraşanlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i tabiat</strong>: herşeyin tabiatın tesiriyle meydana geldiğine inananlar (bk. ṭ-b-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>elhasıl</strong>: özetle, sonuç olarak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ-i İlâhiye</strong>: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>eşya</strong>: şeyler, varlıklar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gaye-i cüz’iye</strong>: küçük bir gaye (bk. c-z-e)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>harika-i san’at</strong>: san’at harikası (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşiye</strong>: dipnot, açıklayıcı not</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iftirakat-ı mevtiye</strong>: ölümle gelen ayrılıklar (bk. f-r-ḳ; m-v-t)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihtifâlât</strong>: törenler, merasimler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkişaf</strong>: açığa çıkma (bk. k-ş-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkâr</strong>: inanmama (bk. n-k-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkılâb-ı hakaik</strong>: sabit gerçeklerin zıttına dönüşmesi (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istidat</strong>: kabiliyet (bk. a-d-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>içtimaat-ı hayatiye</strong>: hayatın devamlılığını sağlayan parçaların bir araya gelmesi (bk. c-m-a; ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kalem-i kader ve kudret yazması</strong>: Allah’ın olacak hadiseleri önceden bilip takdir etmesi, yazması ve kudretiyle yaratması (bk. ḳ-d-r) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kat’iyen</strong>: kesinlikle</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelime-i hikmet</strong>: hikmet ifade eden kelime (bk. k-l-m; ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mabeyn</strong>: ara</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahsul</strong>: ürün</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>malûm</strong>: bilinen (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>manzume-i rahmet</strong>: rahmet dizilişleri (bk. n-ẓ-m; r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muvakkat</strong>: geçici</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mu’cize-i kudret</strong>: Allah’ın kudret mu’cizesi (bk. a-c-z; ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münasebet</strong>: ilgi, bağlantı (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münasip</strong>: uygun (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteveccih</strong>: yönelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazenin</strong>: ince, latîf, narin</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nisbetsizlik</strong>: ölçüsüzlük, oransızlık (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semerât-ı cüz’iye</strong>: az miktardaki verim (bk. c-z-e)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sür’atli</strong>: hızlı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabiat</strong>: doğa, canlı cansız bütün varlıklar, maddî âlem (bk. ṭ-b-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasavvur</strong>: düşünme, hayal etme (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tecelliyat</strong>: tecelliler, yansımalar (bk. c-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vüs’atli</strong>: geniş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âhiret</strong>: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem</strong>: dünya (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i misal</strong>: bütün varlıkların ve olayların görüntülerinin yansıdığı madde ötesi âlem (bk. a-l-m; m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i mânâ</strong>: maddî gözle görünmeyen mânevî âlem (bk. a-l-m; a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i âhiret</strong>: âhiret âlemi, öteki dünya (bk. a-l-m; e-ḫ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şuûnat</strong>: işler, fiiller ve tasarruflar (bk. ş-e-n)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247599, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Mukaddime - Onuncu Hakikat - Sayfa 132[/b] [FONT=Tahoma]bir inkılâb-ı hakaiktir. Hattâ, herşeyin vücudunu ve kendi nefsinin vücudunu inkâr eden ahmak Sofestâîler dahi bunun tasavvuruna kolay kolay yanaşamazlar. [/FONT][FONT=Tahoma][B]Elhasıl:[/B] Şu görünen şuûnat, dünyadaki vüs’atli içtimaat-ı hayatiye ve sür’atli iftirakat-ı mevtiye ve haşmetli toplanmalar ve çabuk dağılmalar ve azametli ihtifâlât ve büyük tecelliyat ile ve onların bu âleme ait, bu dünya-yı fânide, kısa bir zamanda, malûmumuz olan semerât-ı cüz’iyeleri, ehemmiyetsiz ve muvakkat gayeleri mabeyninde hiç münasebet olmadığından, adeta küçük bir taşa bir büyük dağ kadar hikmetler, gayeler takmak, bir büyük dağa bir küçük taş gibi muvakkat bir gaye-i cüz’iye vermeye benzer ki, hiçbir akıl ve hikmete uygun gelemez. [/FONT] [FONT=Tahoma]Demek, şu mevcudat ve şuûnat ile ve dünyaya ait gayeleri ortasında bu derece nisbetsizlik, kat’iyen şehadet eder ki, bu mevcudatın yüzleri âlem-i mânâya müteveccihtir; münasip meyveleri orada veriyor. Ve gözleri Esmâ-i Kudsiyeye dikkat ediyor. Gayeleri o âleme bakıyor. Ve özleri dünya toprağı altında, sünbülleri âlem-i misalde inkişaf ediyor. İnsan, istidadı nisbetinde burada ekiyor ve ekiliyor, âhirette mahsul alıyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, şu eşyanın esmâ-i İlâhiyeye ve âlem-i âhirete müteveccih yüzlerine baksan göreceksin ki, mucize-i kudret olan herbir çekirdeğin bir ağaç kadar gayesi var. Kelime-i hikmet olan herbir çiçeğin,[B][U][B][U]HAŞİYE-1[/U][/B][/U][/B] bir ağaç çiçekleri kadar mânâları var. Ve o harika-i san’at ve manzume-i rahmet olan herbir meyvenin, bir ağacın meyveleri kadar hikmetleri var. Bizlere rızık olması ise, o binler hikmetlerinden [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Haşiye-1[/FONT] [FONT=Tahoma] Sual: Eğer dense, “Neden en çok misalleri çiçekten ve çekirdekten ve meyveden getiriyorsun?” Elcevap: Çünkü onlar hem mucizât-ı kudretin en antikaları, en harikaları, en nazeninleridirler. Hem ehl-i tabiat ve ehl-i dalâlet ve ehl-i felsefe, onlardaki kalem-i kader ve kudretin yazdığı ince hattı okuyamadıkları için onlarda boğulmuşlar, tabiat bataklığına düşmüşler.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Esmâ-i Kudsiye[/B]: Allah’ın mukaddes, her türlü kusur ve noksandan yüce isimleri (bk. s-m-v; ḳ-d-s) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Sofestâîler[/B]: kâinatın yaratıcısını kabul etmemek için herşeyi, hatta kendilerini dahi inkâr edenler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]azametli[/B]: büyük (bk. a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dünya-yı fani[/B]: geçici ve ölümlü dünya (bk. f-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i dalâlet[/B]: hak yoldan sapmış inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i felsefe[/B]: felsefeyle uğraşanlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i tabiat[/B]: herşeyin tabiatın tesiriyle meydana geldiğine inananlar (bk. ṭ-b-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]elhasıl[/B]: özetle, sonuç olarak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ-i İlâhiye[/B]: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]eşya[/B]: şeyler, varlıklar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]gaye-i cüz’iye[/B]: küçük bir gaye (bk. c-z-e)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]harika-i san’at[/B]: san’at harikası (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşiye[/B]: dipnot, açıklayıcı not[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iftirakat-ı mevtiye[/B]: ölümle gelen ayrılıklar (bk. f-r-ḳ; m-v-t)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihtifâlât[/B]: törenler, merasimler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkişaf[/B]: açığa çıkma (bk. k-ş-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]inkâr[/B]: inanmama (bk. n-k-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkılâb-ı hakaik[/B]: sabit gerçeklerin zıttına dönüşmesi (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istidat[/B]: kabiliyet (bk. a-d-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]içtimaat-ı hayatiye[/B]: hayatın devamlılığını sağlayan parçaların bir araya gelmesi (bk. c-m-a; ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kalem-i kader ve kudret yazması[/B]: Allah’ın olacak hadiseleri önceden bilip takdir etmesi, yazması ve kudretiyle yaratması (bk. ḳ-d-r) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kat’iyen[/B]: kesinlikle[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kelime-i hikmet[/B]: hikmet ifade eden kelime (bk. k-l-m; ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mabeyn[/B]: ara[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahsul[/B]: ürün[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]malûm[/B]: bilinen (bk. a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]manzume-i rahmet[/B]: rahmet dizilişleri (bk. n-ẓ-m; r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muvakkat[/B]: geçici[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mu’cize-i kudret[/B]: Allah’ın kudret mu’cizesi (bk. a-c-z; ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]münasebet[/B]: ilgi, bağlantı (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münasip[/B]: uygun (bk. n-s-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müteveccih[/B]: yönelik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazenin[/B]: ince, latîf, narin[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nisbetsizlik[/B]: ölçüsüzlük, oransızlık (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]semerât-ı cüz’iye[/B]: az miktardaki verim (bk. c-z-e)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sür’atli[/B]: hızlı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tabiat[/B]: doğa, canlı cansız bütün varlıklar, maddî âlem (bk. ṭ-b-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasavvur[/B]: düşünme, hayal etme (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tecelliyat[/B]: tecelliler, yansımalar (bk. c-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vüs’atli[/B]: geniş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âhiret[/B]: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlem[/B]: dünya (bk. a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i misal[/B]: bütün varlıkların ve olayların görüntülerinin yansıdığı madde ötesi âlem (bk. a-l-m; m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i mânâ[/B]: maddî gözle görünmeyen mânevî âlem (bk. a-l-m; a-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i âhiret[/B]: âhiret âlemi, öteki dünya (bk. a-l-m; e-ḫ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şuûnat[/B]: işler, fiiller ve tasarruflar (bk. ş-e-n)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst