Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Sekizinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 249679" data-attributes="member: 1"><p><strong>On Sekizinci Söz - Sayfa 315</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">mazharı olan kış hadiselerinin tazyikinden ve tâzibinden muhafaza etmek için, nazdar çiçeklerin dostları olan nazenin hayvancıkları vazife-i hayattan terhis etmekle beraber, o kış perdesi altında nazenin, taze, güzel bir bahara yer ihzar etmektir. Fırtına, zelzele, veba gibi hadiselerin perdeleri altında gizlenen pek çok mânevî çiçeklerin inkişafı vardır. Tohumlar gibi neşvünemasız kalan birçok istidat çekirdekleri, zahiri çirkin görünen hadiseler yüzünden sünbüllenip güzelleşir. Güya umum inkılâplar ve küllî tahavvüller birer mânevî yağmurdur.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Fakat insan, hem zahirperest, hem hodgâm olduğundan, zahire bakıp çirkinlikle hükmeder. Hodgâmlık cihetiyle, yalnız kendine bakan netice ile muhakeme ederek şer olduğuna hükmeder. Halbuki, eşyanın insana ait gayesi bir ise, Sâniinin esmâsına ait binlerdir. Meselâ, kudret-i fâtıranın büyük mu’cizelerinden olan dikenli otları ve ağaçları muzır, mânâsız telâkki eder. Halbuki onlar, otların ve ağaçların mücehhez kahramanlarıdırlar. Meselâ, atmaca kuşu serçelere tasliti, zahiren rahmete uygun gelmez. Halbuki, serçe kuşunun istidadı, o taslitle inkişaf eder. Meselâ, “kar“ı pek bâridâne ve tatsız telâkki ederler. Halbuki, o bârid, tatsız perdesi altında o kadar hararetli gayeler ve öyle şeker gibi tatlı neticeler vardır ki, tarif edilmez.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem insan, hodgâmlık ve zahirperestliğiyle beraber, herşeyi kendine bakan yüzüyle muhakeme ettiğinden, pek çok mahz-ı edebî olan şeyleri hilâf-ı edep zanneder. Meselâ, alet-i tenasül-ü insan, insan nazarında bahsi hacâlet-âverdir. Fakat şu perde-i hacâlet, insana bakan yüzdedir. Yoksa, hilkate, san’ata ve gayât-ı fıtrata bakan yüzler öyle perdelerdir ki, hikmet nazarıyla bakılsa ayn-ı edeptir, hacâlet ona hiç temas etmez.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, menba-ı edep olan Kur’ân-ı Hakîmin bazı tâbirâtı bu yüzler ve perdelere göredir. Nasıl ki, bize görünen çirkin mahlûkların ve hadiselerin zahirî yüzleri altında gayet güzel ve hikmetli san’at ve hilkatine bakan güzel yüzler var ki, Sâniine bakar; ve çok güzel perdeler var ki, hikmetleri saklar; ve pek çok zahirî intizamsızlıklar ve karışıklıklar var ki, pek muntazam bir kitabet-i kudsiyedir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kur’ân-ı Hakîm</strong>: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sâni</strong>: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>alet-i tenasül-ü insan</strong>: insanın üreme organı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ayn-ı edep</strong>: edebin tâ kendisi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bârid</strong>: soğuk</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâridâne</strong>: soğukça</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ</strong>: isimler (bk. s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>eşya</strong>: şeyler, varlıklar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gayât-ı fıtrat</strong>: yaratılış gayeleri (bk. f-ṭ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hacâlet</strong>: utanç</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hacâlet-âver</strong>: utanç verici</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hararetli</strong>: sıcak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilkat</strong>: yaratılış (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilâf-ı edep</strong>: edebe aykırı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hodgâm</strong>: kendi keyfini düşünen, bencil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihzar</strong>: hazırlama (bk. ḥ-ḍ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkişaf</strong>: açılma, gelişme (bk. k-ş-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkılâp</strong>: değişim, dönüşüm</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intizamsızlık</strong>: düzensizlik (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istidat</strong>: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kitabet-i kudsiye</strong>: kutsal yazılımlar, yazılar (bk. k-t-b; ḳ-d-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret-i fâtıra</strong>: yaratıcı kudret (bk. ḳ-d-r; f-ṭ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küllî</strong>: büyük, genel (bk. k-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûk</strong>: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahz-ı edebî</strong>: edebin tâ kendisi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhar</strong>: görünme yeri (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>menba-ı edep</strong>: edep kaynağı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhakeme</strong>: değerlendirme (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muntazam</strong>: düzenli (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muzır</strong>: zararlı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mânâsız</strong>: anlamsız (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mücehhez</strong>: cihazlanmış, donanmış</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazar</strong>: bakış, düşünce (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazdar</strong>: nazlı, cilveli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazenin</strong>: ince, nazik, nazlı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neşvünema</strong>: büyüyüp gelişme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>perde-i hacâlet</strong>: utanç perdesi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tahavvül</strong>: değişim, başkalaşma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taslit</strong>: musallat olma, sataşma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tazyik</strong>: baskı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>telâkki etmek</strong>: kabul etmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>terhis</strong>: vazifeye son verme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tâbirât</strong>: tabirler, ifadeler (bk. a-b-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tâzib</strong>: azap, eziyet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vazife-i hayat</strong>: hayat vazifesi (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahir</strong>: dış görünüş (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahiren</strong>: görünüş itibariyle (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahiri</strong>: görünürde (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahirperest</strong>: dış görünüşe önem veren (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahirperestlik</strong>: dış görünüşe önem verme (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zelzele</strong>: deprem, sarsıntı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şer</strong>: kötü</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 249679, member: 1"] [b]On Sekizinci Söz - Sayfa 315[/b] [FONT=Tahoma]mazharı olan kış hadiselerinin tazyikinden ve tâzibinden muhafaza etmek için, nazdar çiçeklerin dostları olan nazenin hayvancıkları vazife-i hayattan terhis etmekle beraber, o kış perdesi altında nazenin, taze, güzel bir bahara yer ihzar etmektir. Fırtına, zelzele, veba gibi hadiselerin perdeleri altında gizlenen pek çok mânevî çiçeklerin inkişafı vardır. Tohumlar gibi neşvünemasız kalan birçok istidat çekirdekleri, zahiri çirkin görünen hadiseler yüzünden sünbüllenip güzelleşir. Güya umum inkılâplar ve küllî tahavvüller birer mânevî yağmurdur. [/FONT] [FONT=Tahoma]Fakat insan, hem zahirperest, hem hodgâm olduğundan, zahire bakıp çirkinlikle hükmeder. Hodgâmlık cihetiyle, yalnız kendine bakan netice ile muhakeme ederek şer olduğuna hükmeder. Halbuki, eşyanın insana ait gayesi bir ise, Sâniinin esmâsına ait binlerdir. Meselâ, kudret-i fâtıranın büyük mu’cizelerinden olan dikenli otları ve ağaçları muzır, mânâsız telâkki eder. Halbuki onlar, otların ve ağaçların mücehhez kahramanlarıdırlar. Meselâ, atmaca kuşu serçelere tasliti, zahiren rahmete uygun gelmez. Halbuki, serçe kuşunun istidadı, o taslitle inkişaf eder. Meselâ, “kar“ı pek bâridâne ve tatsız telâkki ederler. Halbuki, o bârid, tatsız perdesi altında o kadar hararetli gayeler ve öyle şeker gibi tatlı neticeler vardır ki, tarif edilmez. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem insan, hodgâmlık ve zahirperestliğiyle beraber, herşeyi kendine bakan yüzüyle muhakeme ettiğinden, pek çok mahz-ı edebî olan şeyleri hilâf-ı edep zanneder. Meselâ, alet-i tenasül-ü insan, insan nazarında bahsi hacâlet-âverdir. Fakat şu perde-i hacâlet, insana bakan yüzdedir. Yoksa, hilkate, san’ata ve gayât-ı fıtrata bakan yüzler öyle perdelerdir ki, hikmet nazarıyla bakılsa ayn-ı edeptir, hacâlet ona hiç temas etmez. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, menba-ı edep olan Kur’ân-ı Hakîmin bazı tâbirâtı bu yüzler ve perdelere göredir. Nasıl ki, bize görünen çirkin mahlûkların ve hadiselerin zahirî yüzleri altında gayet güzel ve hikmetli san’at ve hilkatine bakan güzel yüzler var ki, Sâniine bakar; ve çok güzel perdeler var ki, hikmetleri saklar; ve pek çok zahirî intizamsızlıklar ve karışıklıklar var ki, pek muntazam bir kitabet-i kudsiyedir. [/FONT] [FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Kur’ân-ı Hakîm[/B]: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Sâni[/B]: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]alet-i tenasül-ü insan[/B]: insanın üreme organı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ayn-ı edep[/B]: edebin tâ kendisi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bârid[/B]: soğuk[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bâridâne[/B]: soğukça[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ[/B]: isimler (bk. s-m-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]eşya[/B]: şeyler, varlıklar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]gayât-ı fıtrat[/B]: yaratılış gayeleri (bk. f-ṭ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hacâlet[/B]: utanç[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hacâlet-âver[/B]: utanç verici[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hararetli[/B]: sıcak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hilkat[/B]: yaratılış (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hilâf-ı edep[/B]: edebe aykırı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hodgâm[/B]: kendi keyfini düşünen, bencil[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihzar[/B]: hazırlama (bk. ḥ-ḍ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]inkişaf[/B]: açılma, gelişme (bk. k-ş-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkılâp[/B]: değişim, dönüşüm[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]intizamsızlık[/B]: düzensizlik (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istidat[/B]: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kitabet-i kudsiye[/B]: kutsal yazılımlar, yazılar (bk. k-t-b; ḳ-d-s)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kudret-i fâtıra[/B]: yaratıcı kudret (bk. ḳ-d-r; f-ṭ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]küllî[/B]: büyük, genel (bk. k-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûk[/B]: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahz-ı edebî[/B]: edebin tâ kendisi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mazhar[/B]: görünme yeri (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]menba-ı edep[/B]: edep kaynağı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhakeme[/B]: değerlendirme (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muntazam[/B]: düzenli (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muzır[/B]: zararlı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mânâsız[/B]: anlamsız (bk. a-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mücehhez[/B]: cihazlanmış, donanmış[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazar[/B]: bakış, düşünce (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazdar[/B]: nazlı, cilveli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazenin[/B]: ince, nazik, nazlı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]neşvünema[/B]: büyüyüp gelişme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]perde-i hacâlet[/B]: utanç perdesi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tahavvül[/B]: değişim, başkalaşma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]taslit[/B]: musallat olma, sataşma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tazyik[/B]: baskı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]telâkki etmek[/B]: kabul etmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]terhis[/B]: vazifeye son verme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tâbirât[/B]: tabirler, ifadeler (bk. a-b-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tâzib[/B]: azap, eziyet[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vazife-i hayat[/B]: hayat vazifesi (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zahir[/B]: dış görünüş (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zahiren[/B]: görünüş itibariyle (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zahiri[/B]: görünürde (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zahirperest[/B]: dış görünüşe önem veren (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zahirperestlik[/B]: dış görünüşe önem verme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zelzele[/B]: deprem, sarsıntı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şer[/B]: kötü[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Sekizinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst