Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
İslama Göre Hayat
ölüm kucakla ruhumu!!!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="medine gülü" data-source="post: 16017" data-attributes="member: 221"><p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">İnsanoğlunun fıtratından mıdır nedir, her gün başkalarının ölümüne şahit olduğu halde her nedense, çok uzakmış gibi bir zanla ölümü kendine yakıştıramaz. Oysaki yemin edildiğinde keffaret gerektirmeyen tek gerçeğin ölüm olduğunu bildiğimiz halde, arkadaş ortamlarında ölüm söz konusu olduğunda, ustaca bir tavırla konuyu değiştirme yoluna gideriz. </span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Eskiden, kabirleri camilerin yada evlerin önlerine yaparlardı ki insanlar gelip geçtikçe ölümü hatırlasınlar. Şimdi yüksek yüksek mezarlık duvarları iyice unutturdu bize ölümü. Her gün minarelerden duyulan yanık sâdâlar ve ekranlarda izlediğimiz ölüm haberlerini öyle kanıksamışız ki sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi bir tavrın içindeyiz.</span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Oysa ruhları mahfuz olan kutsiler, ebedi ölümsüzlüğe geçiş olan ölümü her daim terennüm etmişler ve ruhlarının nurani vasıflarla donatılmaları nedeniyle bedenlerini, sadece Allah’a ulaşmak için zaruri ve geçici bir araç olarak görmüşlerdir.</span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Onlara göre ölüm, her zaman unutulmayan bir gerçek ve sonsuz bir yolculuğun habercisi olmuştur. Öyle bir yolculuk ki ölümsüzlükle donatılan ruhun, belli bir süre hapsedildiği ten kafesinden sıyrılıp adeta sonsuzluk yurduna yürümesidir. Hani demişti ya Mevlânâ “ruh gurbette, asli vatanını arzular” diye. </span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Yine bir Allah dostu şöyle demiş; “ârif ölümü dost, rahatlığı da düşman görür. Allah-u Teâlâ’yı devamlı hatırlamayı en büyük saadet bilir. Başının üstünde dolaşan ölümü düşünerek son yolculuğu için hazırlığını tam yapar.</span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Ölümü bir felaket olarak görenlere ise büyük mutasavvıf İmam-ı Rabbani Hazretleri ne güzel söylemiş; “Ölmek felaket değildir, öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek felakettir.” </span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Gelin şimdi de Asr-ı Saadet’e bir lahzâ uzanalım ve O kutlu sahabenin bu konudaki haleti ruhiyesine bakalım. </span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Ağlıyordu Ebu Hureyre (r.a), inci inci dökülmüştü de sakalını ıslatmıştı billur gözyaşları, o mübarek sahabenin. Vefatının yaklaştığını hissediyordu: “Kardeşlerim, öyle bir sefere çıkıyorum ki yol çok uzak, azık az, yakînim zaif, bir de sırat üzerinden geçerken cehenneme düşmek korkusu var” diyordu.</span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Ebu Zerr (r.a) de şöyle diyordu: “Ey ölüm, haydi tez gel! Canım Rabbine kavuşmak sevgisiyle çırpınmaktadır.”</span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Selam olsun, ölümü bir sevgili gibi kucaklayanlara…</span></span></strong></em></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">Zekeriya MARAL</span></span></strong></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="medine gülü, post: 16017, member: 221"] [CENTER][I][B][SIZE=3][COLOR=purple]İnsanoğlunun fıtratından mıdır nedir, her gün başkalarının ölümüne şahit olduğu halde her nedense, çok uzakmış gibi bir zanla ölümü kendine yakıştıramaz. Oysaki yemin edildiğinde keffaret gerektirmeyen tek gerçeğin ölüm olduğunu bildiğimiz halde, arkadaş ortamlarında ölüm söz konusu olduğunda, ustaca bir tavırla konuyu değiştirme yoluna gideriz. [/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Eskiden, kabirleri camilerin yada evlerin önlerine yaparlardı ki insanlar gelip geçtikçe ölümü hatırlasınlar. Şimdi yüksek yüksek mezarlık duvarları iyice unutturdu bize ölümü. Her gün minarelerden duyulan yanık sâdâlar ve ekranlarda izlediğimiz ölüm haberlerini öyle kanıksamışız ki sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi bir tavrın içindeyiz.[/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Oysa ruhları mahfuz olan kutsiler, ebedi ölümsüzlüğe geçiş olan ölümü her daim terennüm etmişler ve ruhlarının nurani vasıflarla donatılmaları nedeniyle bedenlerini, sadece Allah’a ulaşmak için zaruri ve geçici bir araç olarak görmüşlerdir.[/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Onlara göre ölüm, her zaman unutulmayan bir gerçek ve sonsuz bir yolculuğun habercisi olmuştur. Öyle bir yolculuk ki ölümsüzlükle donatılan ruhun, belli bir süre hapsedildiği ten kafesinden sıyrılıp adeta sonsuzluk yurduna yürümesidir. Hani demişti ya Mevlânâ “ruh gurbette, asli vatanını arzular” diye. [/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Yine bir Allah dostu şöyle demiş; “ârif ölümü dost, rahatlığı da düşman görür. Allah-u Teâlâ’yı devamlı hatırlamayı en büyük saadet bilir. Başının üstünde dolaşan ölümü düşünerek son yolculuğu için hazırlığını tam yapar.[/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Ölümü bir felaket olarak görenlere ise büyük mutasavvıf İmam-ı Rabbani Hazretleri ne güzel söylemiş; “Ölmek felaket değildir, öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek felakettir.” [/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Gelin şimdi de Asr-ı Saadet’e bir lahzâ uzanalım ve O kutlu sahabenin bu konudaki haleti ruhiyesine bakalım. [/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Ağlıyordu Ebu Hureyre (r.a), inci inci dökülmüştü de sakalını ıslatmıştı billur gözyaşları, o mübarek sahabenin. Vefatının yaklaştığını hissediyordu: “Kardeşlerim, öyle bir sefere çıkıyorum ki yol çok uzak, azık az, yakînim zaif, bir de sırat üzerinden geçerken cehenneme düşmek korkusu var” diyordu.[/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Ebu Zerr (r.a) de şöyle diyordu: “Ey ölüm, haydi tez gel! Canım Rabbine kavuşmak sevgisiyle çırpınmaktadır.”[/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Selam olsun, ölümü bir sevgili gibi kucaklayanlara…[/COLOR][/SIZE][/B][/I] [I][B][SIZE=3][COLOR=purple]Zekeriya MARAL[/COLOR][/SIZE][/B][/I][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
İslama Göre Hayat
ölüm kucakla ruhumu!!!
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst