Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
İslama Göre Hayat
O kafa…
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Eyvàh!" data-source="post: 100195" data-attributes="member: 12"><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">O KAFA </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">ÖNCE TALİBANI İŞ BAŞINA GETİRDİ</span>O KAFA Afganistan'ı ele geçirmeden önce bakın neler yaptı? Bu satırları okuduğunuzda şaşıracaksınız, çünkü çok az kişin duyduğu şeyleri yazacağız. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Son bağımsız Afganistan devletinin yönetimi Taliban'ın elinde bulunuyordu. Taliban kimdir ve devlet yönetmeni nasıl ele geçirdi? </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Afgan halkı Rusları ülkelerinden çıkardıktan sonra, yukarıda da belirttiğimiz üzere, şiddetli bir post kavgası başladı. Guruplar iktidarı ele geçirmek için birbirleriyle kıyasıya savaşırken, az sayıdaki idealist insan, eğitim hareketi başlattı. Ülkenin dört bir yanında insanları eğitmeye, öğretmeye başladılar. Taliban denilmesinin sebebi talebeden geldiği içindir. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Taliban'ın yönetimi devraldığı zamana kadar, Amerika'nın verdiği desteğe bakalım.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">"1982–92 yılları arasında Pakistan'da 100 binden fazla İslamcı eğitildi. En sonunda Usame Bin Laden'ın El–Kaidesi'ne yada Taliban'a katılacak olan operasyon sorumluları, New York Brooklyn'deki İslami bir okulda istihdam edildi ve Virginia'daki bir CIA kampında paramiliter eğitimden geçirildiler."(12) </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Amerika Taliban'ı sadece eğitmekle kalmadı, yönetimi ele geçirmesi için her türlü yardım ve destekte bulundu. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">"Taliban sadece Washington yönetimi tarafından hoş karşılanmakla kalmadı, aynı zamanda Taliban liderleri, o dönem şu anki başkan Bush'un valiliğini yaptığı Teksas'a götürüldü ve Unocal (United Oil California) petrol şirketinin üst düzey yöneticileri tarafından Huston'da ağırlandı.(13) </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Taliban yönetimi ele geçirmek için hazırlık yaparken, iç çekişmelere karışmıyor, diğer gurupların birbirini yiyip bitirmesini seyrediyordu. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Hiç şüphesiz, Amerika bir taraftan Taliban'ı yönetime hazırlarken diğer tarafta da savaşan gurupların daha çok kan, daha çok tahribat yapmaları için elinden geleli yapıyordu. Bir Amerikalı kuruluş, New York merkezli Human Rights Watch raporuna göre; "Sadece 1994 yılında Kabil'de, roket ve top ateşi sonucu 25 bin insan ölmüş, neredeyse şehrin üçte biri enkaza dönüşmüştü."(14) </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">TALİBAN O KAFA'YA HİZMET ETTİ</span>Netice olarak, Taliban liderleri talebelerine sadece ayağa kalkın dedi ve Afganistan yönetimini zorlanmadan ele geçirdiler. Ta ki Amerikan işgaline kadar, Taliban ülkenin her noktasına hâkimdi, otoritesini sağlamıştı. Ne zamanki; Amerika'nın işgal hareketi başladı, her şey değişti. Amerika Afganistan'ı yemeyi kafasına oymuş, bunun için uzun yıllara dayalı palanı işleterek, son darbeyi indiriyordu. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">O KAFA şunun cevabını vermelidir. On yılı aşkın bir sure, aralarında su sızmayan, Amerika'nın her türlü desteğini arkasına alan Taliban, son bir iki yılda mı bozuldu. Bu soruyu tersine Taliban'daki O KAFA'YA sormak lazım. Amerika ile on beş yıl, iyi ilişki kurdun, o zaman Amerika iyiydi de bir iki yılda mı değişti?</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Her iki sorunun cevabı hayırdır, ne Taliban değişti, nede Amerika, değişen hiçbir şey yok. Sadece O KAFA ve O KAFA'YA bilerek yada bilmeyerek hizmet eden akılsızlar vardı. O akılsızlar dünyaya at gözlüğü ile baktıklarından, ancak bir iki metre önlerini görebiliyorlar. Amerika'nın orta ev uzun vadeli planlarını görecek derecede zekâları gelişmemişti. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">İki dost sonra bakın ne duruma düştü. O KAFA ülkesini ne duruma düşürdü.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">"Amerika, Afganistan'a on bin ton bomba attı. BM'nin tahminlerine göre, bombardımanın sonucu olarak ülke geneline dağılmış, uzun ömürlü 14 bin civarında cluster bombası var. Bunlar ve diğer kara mayınları, her hafta ortalama 100 kadar kişinin ölmesine yada yaralanmasına neden oluyor.(15) </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Sonuçta Amerika Afganistan'ı işgal etti. Ne kadar planlı programlı yaptı bu işi. Önce iç dinamikleri birbirine kırdırdı. Öyle yaptı ki, bir daha ayağa kalkamayacak şekilde adamları zayıflattı, bittirdi. Sonra yetişmesine katkı sağladığı insanları iş başına getirdi. Onlarada ülkede otorite sağlattı. Ardından da bir tokatla adamları aşağı indirdi ve kendi adamını koltuğa oturttu. Şu an Amerikan adına idareyi elinde bulunduran zihniyet daha uzun yıllar orada kalacağa benziyor. Çünkü Afganistan da O KAFA'YA dur diyecek, ne insan kaldı, nede herhangi bir kuvvet. Amerika'nın Afganistan'da yaptıklarını anlatmak için kitaplar yetmez. On binlerce, yüz binlerce yetişmiş kalifiye elemanı katletti. Sadece bir hadiseyi sizinle paylaşalım ve gerisini varın siz düşünün.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">"Kalenin içindeki Taliban esirleri, hali bombardımanına tabı tutuldular. Halı bombardımanından canını kurtaranların bazılarının üzerine benzin dökülüp ateşe verildi, bazıları ise elleri arkadan bağlanarak tek kurşunla infaz edildi. Büyük bir kısmı da, üst üste konteynırlara tıkılarak, sıcaktan ve havasızlıktan öldürüldüler. Bu şekilde 4 bin kadar Taliban mensubu öldürüldü.(16) </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Bu işte bütün suç dıştaki O KAFA'LARDA olsa da, içerdeki O KAFA'LARIN hiç mi kabahati yok. Taliban ve onun idarecilerini kastediyorum. Yazık, günah değil mi? Düne kadar kucak kucağa olduğunuz Amerika, sizi nasıl tuzağa düşürdü? Siz perişan, ülkeniz perişan, halkınız perişan, perişanlıkların ne kadar sürecek belirsiz… </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Bunda Amerika ne kadar suçluysa içerdeki O KAFA'DA o kadar suçludur. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">O KAFA </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">SADDAM HÜSEYİN'İN KULLANILMAYA </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">MUSAİT OLDUĞUNU TESBİT ETMİŞTİ</span>Afganistan'ın tıpatıp benzerini Irak yaşadı. Saddam Hüseyin'i yetiştirip, iş başına gelmesini sağlayan Amerika'dır. Bir Amerika'lı yazarın bu konuda anlattıkları düşündürücüdür.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">"Saddam, Amerikanın adamıydı. Hatta biyografisini yazan Said Aburish bir karesinde bana Saddam 'Saddam CIA' ya büyük bir teşekkür borçlu' demişti. 'Baas Partisi'ni iktidara getirdikleri, kişisel olarak kendisine yardım ettikleri, İran ile yaptığı savaşta maddi olarak kendisini destekledikleri ve iç darbeleri önledikleri için onlara teşekkür etmeli."(17) </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Saddam iş başına geldiği andan itibaren Amerika ve İsrail ile iyi ilişki içinde hareket etmiş, özellikle İran ile savaşta, Amerika ve İsrail'den sınırsız destek görmüştü.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Saddam Hüseyin ile ilgili tahlili bir Mossad ajanından dinleyelim.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">"Eski Mossad ajanı Viktor Ostrovsky, Körfez savaşanın ardından yazdığı kitabında Saddam Hüseyin için şu tahlili yapmaktadır." Irak diktatörü İsrail tarafından iktidarda tutulmak isteniyor. Çünkü uluslararası politika açısından tümüyle akıl dışı ve İsrail tarafından kullanılabilecek 'faydalı bir aptallık yapmaya oldukça yakındır.'(18) </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Bir ülkenin bir milletin kaderi böyle aptalların eline teslim edilirse olacağı budur. Amerika ve İsrail ortaklığı Afganistan ve Irak'ta aynı planı uyguladı. Yemek yapmak misali, önce malzemeleri hazırladı, sonra tencereye doldurdu, altına ateşi yaktı, bir güzel pişirdi, sonra da yedi. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Dışarıdaki O KAFA, içerdeki O KAFA'LARI kullanarak, emanet olarak Saddam'a verdikleri Irak günü gelince geri aldılar. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">O KAFA </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">IRAK'IN BÖLÜNECEĞİNİ </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">25 YIL ÖNCE SÖYLEMİŞTİ </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Meselelere at gözlüğü ile bakmayanlar, akıl ve ilmi birleştirip sağlıklı tahlil yapanlar gidişatın seyrini görüyorlardı. Ancak içerdeki O KAFA'LAR o kadar nefislerinin esiri olmuşlardı ki, hakikat gözlerini çıkarsa, yinede göremiyorlardı. 1991–1998 yıları arasında, beş yaşın altında beş yüz bin çocuk öldü.(19) O KAFA bunu bile görecek durumda değildi.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Saddam hakikati nasıl görsün ki; adam petrol geliri ile saray yaptırmaktan, zevk sefa peşinde koşmaktan fırsat bulabiliyor muydu? </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Saddam O KAFA'YA uşaklık ettiği yılarda, onun akıbeti ile ilgili kararlar çoktan alınmıştı. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">"İsrail Dış İşleri Bakanlığı'nda üst düzey görevlisi olan Oded Yinon, 1982'de, Dünya Siyonist Örgütü'nün Kivunim adlı yayın organında yazdığı "İsrail için strateji" adlı yazıda Irak'ın 3'e bölünmesi planı şöyle açıklanıyordu.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">"Irak etnik ve mezhebi temeller üzerine bölünecek; kuzeyde bir Kürt Devleti; ortada bir Sünni ve güneyde Şii devleti."(20) </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Dikkatinizi çekeriz, bunlar bundan 25 yıl önce söylenen sözlerdir. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Amerika ve İsrail'in 20. yüz yılda çizdikleri yol haritasının önüne bir adam taş koydu. Eğer o taş konulmasaydı, gidişat çok daha farklı olacaktı. O taşı koyan da İmam Humeyni'dir. Hiç kimsenin beklemediği bir anda İran'da yönetim değişince, hesaplar altüst oldu. Irak'ın üçe bölünmesini bu kadar uzun vadeli düşünülmemişti. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Iran çok akıllı ve uygulanabilir politikalarla yolunda ilerliyor. İran'ın bu gidişatı, Amerika ve İsrail'i derin derin düşündürüyor. </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">1898 yılında Hindistan Genel Valisi olan Lord Gurzon, dünyanın gidişatına şu notu düştü: </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">"Bana göre, itiraf etmem gerekirse, ülkeler, dünya hâkimiyetine yönelik bir oyunun oynandığı satranç tahtasının üzerindeki piyonlardan başka bir şey değiller."(21) </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">O KAFA'NIN ülkemizdeki uzantılarını ve yaptığı faaliyetleri yazacaktık, ancak yerimiz dolduğu için bir başka zamana kaldı.</span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Eyvàh!, post: 100195, member: 12"] [B][SIZE=3][COLOR=red]O KAFA ÖNCE TALİBANI İŞ BAŞINA GETİRDİ[/COLOR]O KAFA Afganistan'ı ele geçirmeden önce bakın neler yaptı? Bu satırları okuduğunuzda şaşıracaksınız, çünkü çok az kişin duyduğu şeyleri yazacağız. Son bağımsız Afganistan devletinin yönetimi Taliban'ın elinde bulunuyordu. Taliban kimdir ve devlet yönetmeni nasıl ele geçirdi? Afgan halkı Rusları ülkelerinden çıkardıktan sonra, yukarıda da belirttiğimiz üzere, şiddetli bir post kavgası başladı. Guruplar iktidarı ele geçirmek için birbirleriyle kıyasıya savaşırken, az sayıdaki idealist insan, eğitim hareketi başlattı. Ülkenin dört bir yanında insanları eğitmeye, öğretmeye başladılar. Taliban denilmesinin sebebi talebeden geldiği içindir. Taliban'ın yönetimi devraldığı zamana kadar, Amerika'nın verdiği desteğe bakalım. "1982–92 yılları arasında Pakistan'da 100 binden fazla İslamcı eğitildi. En sonunda Usame Bin Laden'ın El–Kaidesi'ne yada Taliban'a katılacak olan operasyon sorumluları, New York Brooklyn'deki İslami bir okulda istihdam edildi ve Virginia'daki bir CIA kampında paramiliter eğitimden geçirildiler."(12) Amerika Taliban'ı sadece eğitmekle kalmadı, yönetimi ele geçirmesi için her türlü yardım ve destekte bulundu. "Taliban sadece Washington yönetimi tarafından hoş karşılanmakla kalmadı, aynı zamanda Taliban liderleri, o dönem şu anki başkan Bush'un valiliğini yaptığı Teksas'a götürüldü ve Unocal (United Oil California) petrol şirketinin üst düzey yöneticileri tarafından Huston'da ağırlandı.(13) Taliban yönetimi ele geçirmek için hazırlık yaparken, iç çekişmelere karışmıyor, diğer gurupların birbirini yiyip bitirmesini seyrediyordu. Hiç şüphesiz, Amerika bir taraftan Taliban'ı yönetime hazırlarken diğer tarafta da savaşan gurupların daha çok kan, daha çok tahribat yapmaları için elinden geleli yapıyordu. Bir Amerikalı kuruluş, New York merkezli Human Rights Watch raporuna göre; "Sadece 1994 yılında Kabil'de, roket ve top ateşi sonucu 25 bin insan ölmüş, neredeyse şehrin üçte biri enkaza dönüşmüştü."(14) [COLOR=red]TALİBAN O KAFA'YA HİZMET ETTİ[/COLOR]Netice olarak, Taliban liderleri talebelerine sadece ayağa kalkın dedi ve Afganistan yönetimini zorlanmadan ele geçirdiler. Ta ki Amerikan işgaline kadar, Taliban ülkenin her noktasına hâkimdi, otoritesini sağlamıştı. Ne zamanki; Amerika'nın işgal hareketi başladı, her şey değişti. Amerika Afganistan'ı yemeyi kafasına oymuş, bunun için uzun yıllara dayalı palanı işleterek, son darbeyi indiriyordu. O KAFA şunun cevabını vermelidir. On yılı aşkın bir sure, aralarında su sızmayan, Amerika'nın her türlü desteğini arkasına alan Taliban, son bir iki yılda mı bozuldu. Bu soruyu tersine Taliban'daki O KAFA'YA sormak lazım. Amerika ile on beş yıl, iyi ilişki kurdun, o zaman Amerika iyiydi de bir iki yılda mı değişti? Her iki sorunun cevabı hayırdır, ne Taliban değişti, nede Amerika, değişen hiçbir şey yok. Sadece O KAFA ve O KAFA'YA bilerek yada bilmeyerek hizmet eden akılsızlar vardı. O akılsızlar dünyaya at gözlüğü ile baktıklarından, ancak bir iki metre önlerini görebiliyorlar. Amerika'nın orta ev uzun vadeli planlarını görecek derecede zekâları gelişmemişti. İki dost sonra bakın ne duruma düştü. O KAFA ülkesini ne duruma düşürdü. "Amerika, Afganistan'a on bin ton bomba attı. BM'nin tahminlerine göre, bombardımanın sonucu olarak ülke geneline dağılmış, uzun ömürlü 14 bin civarında cluster bombası var. Bunlar ve diğer kara mayınları, her hafta ortalama 100 kadar kişinin ölmesine yada yaralanmasına neden oluyor.(15) Sonuçta Amerika Afganistan'ı işgal etti. Ne kadar planlı programlı yaptı bu işi. Önce iç dinamikleri birbirine kırdırdı. Öyle yaptı ki, bir daha ayağa kalkamayacak şekilde adamları zayıflattı, bittirdi. Sonra yetişmesine katkı sağladığı insanları iş başına getirdi. Onlarada ülkede otorite sağlattı. Ardından da bir tokatla adamları aşağı indirdi ve kendi adamını koltuğa oturttu. Şu an Amerikan adına idareyi elinde bulunduran zihniyet daha uzun yıllar orada kalacağa benziyor. Çünkü Afganistan da O KAFA'YA dur diyecek, ne insan kaldı, nede herhangi bir kuvvet. Amerika'nın Afganistan'da yaptıklarını anlatmak için kitaplar yetmez. On binlerce, yüz binlerce yetişmiş kalifiye elemanı katletti. Sadece bir hadiseyi sizinle paylaşalım ve gerisini varın siz düşünün. "Kalenin içindeki Taliban esirleri, hali bombardımanına tabı tutuldular. Halı bombardımanından canını kurtaranların bazılarının üzerine benzin dökülüp ateşe verildi, bazıları ise elleri arkadan bağlanarak tek kurşunla infaz edildi. Büyük bir kısmı da, üst üste konteynırlara tıkılarak, sıcaktan ve havasızlıktan öldürüldüler. Bu şekilde 4 bin kadar Taliban mensubu öldürüldü.(16) Bu işte bütün suç dıştaki O KAFA'LARDA olsa da, içerdeki O KAFA'LARIN hiç mi kabahati yok. Taliban ve onun idarecilerini kastediyorum. Yazık, günah değil mi? Düne kadar kucak kucağa olduğunuz Amerika, sizi nasıl tuzağa düşürdü? Siz perişan, ülkeniz perişan, halkınız perişan, perişanlıkların ne kadar sürecek belirsiz… Bunda Amerika ne kadar suçluysa içerdeki O KAFA'DA o kadar suçludur. [/SIZE][/B][B][SIZE=3][COLOR=red]O KAFA SADDAM HÜSEYİN'İN KULLANILMAYA MUSAİT OLDUĞUNU TESBİT ETMİŞTİ[/COLOR]Afganistan'ın tıpatıp benzerini Irak yaşadı. Saddam Hüseyin'i yetiştirip, iş başına gelmesini sağlayan Amerika'dır. Bir Amerika'lı yazarın bu konuda anlattıkları düşündürücüdür. "Saddam, Amerikanın adamıydı. Hatta biyografisini yazan Said Aburish bir karesinde bana Saddam 'Saddam CIA' ya büyük bir teşekkür borçlu' demişti. 'Baas Partisi'ni iktidara getirdikleri, kişisel olarak kendisine yardım ettikleri, İran ile yaptığı savaşta maddi olarak kendisini destekledikleri ve iç darbeleri önledikleri için onlara teşekkür etmeli."(17) Saddam iş başına geldiği andan itibaren Amerika ve İsrail ile iyi ilişki içinde hareket etmiş, özellikle İran ile savaşta, Amerika ve İsrail'den sınırsız destek görmüştü. Saddam Hüseyin ile ilgili tahlili bir Mossad ajanından dinleyelim. "Eski Mossad ajanı Viktor Ostrovsky, Körfez savaşanın ardından yazdığı kitabında Saddam Hüseyin için şu tahlili yapmaktadır." Irak diktatörü İsrail tarafından iktidarda tutulmak isteniyor. Çünkü uluslararası politika açısından tümüyle akıl dışı ve İsrail tarafından kullanılabilecek 'faydalı bir aptallık yapmaya oldukça yakındır.'(18) Bir ülkenin bir milletin kaderi böyle aptalların eline teslim edilirse olacağı budur. Amerika ve İsrail ortaklığı Afganistan ve Irak'ta aynı planı uyguladı. Yemek yapmak misali, önce malzemeleri hazırladı, sonra tencereye doldurdu, altına ateşi yaktı, bir güzel pişirdi, sonra da yedi. Dışarıdaki O KAFA, içerdeki O KAFA'LARI kullanarak, emanet olarak Saddam'a verdikleri Irak günü gelince geri aldılar. O KAFA [/SIZE][/B][B][SIZE=3][COLOR=red]IRAK'IN BÖLÜNECEĞİNİ 25 YIL ÖNCE SÖYLEMİŞTİ [/COLOR] Meselelere at gözlüğü ile bakmayanlar, akıl ve ilmi birleştirip sağlıklı tahlil yapanlar gidişatın seyrini görüyorlardı. Ancak içerdeki O KAFA'LAR o kadar nefislerinin esiri olmuşlardı ki, hakikat gözlerini çıkarsa, yinede göremiyorlardı. 1991–1998 yıları arasında, beş yaşın altında beş yüz bin çocuk öldü.(19) O KAFA bunu bile görecek durumda değildi. Saddam hakikati nasıl görsün ki; adam petrol geliri ile saray yaptırmaktan, zevk sefa peşinde koşmaktan fırsat bulabiliyor muydu? Saddam O KAFA'YA uşaklık ettiği yılarda, onun akıbeti ile ilgili kararlar çoktan alınmıştı. "İsrail Dış İşleri Bakanlığı'nda üst düzey görevlisi olan Oded Yinon, 1982'de, Dünya Siyonist Örgütü'nün Kivunim adlı yayın organında yazdığı "İsrail için strateji" adlı yazıda Irak'ın 3'e bölünmesi planı şöyle açıklanıyordu. "Irak etnik ve mezhebi temeller üzerine bölünecek; kuzeyde bir Kürt Devleti; ortada bir Sünni ve güneyde Şii devleti."(20) Dikkatinizi çekeriz, bunlar bundan 25 yıl önce söylenen sözlerdir. Amerika ve İsrail'in 20. yüz yılda çizdikleri yol haritasının önüne bir adam taş koydu. Eğer o taş konulmasaydı, gidişat çok daha farklı olacaktı. O taşı koyan da İmam Humeyni'dir. Hiç kimsenin beklemediği bir anda İran'da yönetim değişince, hesaplar altüst oldu. Irak'ın üçe bölünmesini bu kadar uzun vadeli düşünülmemişti. Iran çok akıllı ve uygulanabilir politikalarla yolunda ilerliyor. İran'ın bu gidişatı, Amerika ve İsrail'i derin derin düşündürüyor. 1898 yılında Hindistan Genel Valisi olan Lord Gurzon, dünyanın gidişatına şu notu düştü: "Bana göre, itiraf etmem gerekirse, ülkeler, dünya hâkimiyetine yönelik bir oyunun oynandığı satranç tahtasının üzerindeki piyonlardan başka bir şey değiller."(21) O KAFA'NIN ülkemizdeki uzantılarını ve yaptığı faaliyetleri yazacaktık, ancak yerimiz dolduğu için bir başka zamana kaldı.[/SIZE][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
İslama Göre Hayat
O kafa…
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst