Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Sorularla Kuran-ı Kerim
Nüzul sebebi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kasif1" data-source="post: 263685" data-attributes="member: 1008778"><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Âyetler ekseriyetle bir sual veya hâdise dolayısı ile inerdi. Âyetin nüzulüne sebep olan hâdise veya suale sebebi-nüzûl diyoruz.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">1- Catafan kabilesinden bir adamda kardeşinin yetim oğlunun malı vardı. Yetim bülûğa erince amcasından malını istedi, vermedi. Peygambere müracaat ettiler: "Yetimlere mallarını verin" âyeti nâzil oldu. İşte böyle hâdiseler dolayısıyla âyetler inerek İslâm cemiyetinde ahkâm vaz olunuyordu.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">2- Resulûllah, Mersidi Ganevi'yi, Mekke'deki zayıf Müslümanları getirmek üzere oraya göndermişti. Ganevi Mekke'ye vardığı zaman müşriklerden bir kadın, cahiliyyet zamanında olduğu gibi, kendisini ona arzetti. Kadın güzel, ve zengindi. Fakat Ganevî Allahtan korkarak ondan yüz çevirdi. Kadın sonra ona evlenmek teklifinde bulundu. O da kabul etti. Ancak bunu Resulûllahın müsaadesine bağlı bıraktı. Ganevî, Medine'ye geldiği zaman meseleyi Peygambere arzederek bu evlenme işine izin istedi. O zaman Bakara süresindeki şu âyetler nâzil oldu:</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">"Müşrik kadınları iman etmedikçe, onları nikahla almayın... ''</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Bir çok ahkâm da soru üzerine teşri' olunmuş, hükmü bildirilmiş, cevap</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">verilmiştir. Bu sualleri Mü'minler, Yahudiler, Müşrikler soruyordu. Maksatları</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">muhtelifti:</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"><strong>Ekseriyetle "Yes'elûneke" (Sana soruyorlar) ibaresiyle başlıyanlar şunlardır:</strong></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"><strong>Yes'elûneke Anil-ehille; Sana hilâlları soruyorlar. Yes'elûneke Maza Yünfikûn : Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar Yes'elûneke Anış-Şehril-Harâm: Sana şehri haramı soruyorlar.</strong></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"><strong>Yes'elûneke Vel-meysiri: Sana şarap ve kumarı soruyorlar. Yes'elûneke Anil-Yetâmâ: Sana yetimlerden ötürü soruyorlar.</strong></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"><strong>Yes'elûneke Anil-mahîd: Sana hayzı soruyorlar.</strong></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"><strong>Yes'elûneke Maza Uhille lehüm : Sana onlara neler helâl kılındı diye soruyorlar. Yes'elûneke Anis-saati: Sana kıyameti soruyorlar. Yes'elûneke Anil-enfâli: Sana enfali, ganimeti soruyorlar.</strong></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"><strong>Yes'elûneke Anir-ruh : Sana ruhu soruyorlar. Yes'elûneke An Zül-karneyni: Sana Zülkarneyni soruyorlar.</strong></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"><strong>Yes'elûneke Anil-Cibal: Sana dağlardan ötürü soruyorlar.</strong></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Bazan soran müphemdir, bazan insanlar soruyor gibi, umumîdir. Bazan ehli kitabın sorduğu tasrih olunur.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Müfessirler sebebi nüzul dediğimiz bu münasebetlere ehemmiyet vermişler, müstakil eserler meydana getirmişlerdir. Nüzulün sebebini anlamak Kur'an'ı anlamakta esastır. Sebebi nüzulü bilmenin âyeti anlamaya büyük yardımı vardır.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Eshabı Kiram da böyle idi. Hazreti Ömer bir defa İbni Abbas'a dedi ki:</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">— Peygamber birken, bu ümmet nasıl olur da ihtilâfa düşer? İbni Abbas cevap verdi:</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">— Yâ Emirel mü'minin! Kur'an bize nâzil oldu, onu okuyoruz, ne hakkında nâzil olduğunu biliyoruz. Bizden sonra bazı kavimler, cemaatler olacak, Kur'an okuyacaklar, fakat ne hakkında nâzil olduğunu bilmiyecekler. Herbirinin bir re'yi olacak. Re'ye düşünce de ihtilâf edecekler, ihtilâf da mukateleye, döğüşe götürür,</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Buharî'nin nakline göre, İbni Mesud derdi ki: "Kitabullahtan hiç bir âyet yoktur ki, nerede ve ne hakkında nâzil olduğunu herkesten daha iyi bilmiş olmayayım." O, sebebi nüzulü iyi bildiğinden yanlış tefsirleri düzeltirdi.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Bir adam bir defa kendisine gelerek dedi ki:</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">— Mescitte bir adam var: ''Göğün açık bir dumanla geleceği günü bekle" âyetini şöyle tefsir ediyor: Kıyamet gününde insanları bir duman kaplayacak, nefeslerini tıkayacak, ilâh..."</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">İbni Mesud dedi ki:</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">— Kim bir şey bilirse söylesin, bilmezse Allah bilir, desin.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Bu âyetin nüzul sebebi vardır. Kureyş, Resulûllaha karşı gittiklerinden</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">beddua etti. Kıtlık oldu. Kureyşliler açlıktan leşleri, kurumuş derileri yediler. O derece zayflamışlardı ki, gözlerinin feri kaçmış, her tarafı dumanlı görüyorlardı, bu onu anlatır.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Ebu Süfyan'ın müracaatı üzerine Resulûllah dua etmiş, kıtlık zâil olmuş, fakat Kureyş yine düşmanlığını göstermiş, sonunda Kureyşin uğrayacağı azabın daha şiddetli olacağı bildirilmişti. Bu da Bedir harbinde tahakkuk etmiştir.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">İşte bu âyetler onu anlatır:</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"><strong>"Dinle, bir gün gök apaçık dumanlı olacak, Herkes bunu acı bir azap sayacak: "Yarab bizim üzerimizden bu azabı kaldır, iman edeceğiz!" diyecekler. Onlar nasıl ibret alabilirler ki onlara her şeyi izah eden bir Peygamber geldiği halde ondan yüz çevirerek: "Bu adam kendine bir takım şeyler öğretilmiş bir mecnundur'' dediler. Biz azabı biraz kaldıracağız, fakat yine döneceksiniz. Biz de size büyük darbeyi indireceğiz ve sizden intikam alacağız"</strong></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Buharî ve Müslim rivayet ediyorlar:</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">"Verilenlere sevinenler..." âyetini Mervan bini Hakem anlayamadı. Tereddüde düştü: "Eğer herkes verilenle sevinince ve yapmadığı bir şeyle öğününce azab olunursa birimiz kurtulamayız." dedi.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Hazreti İbni Abbas ona âyeti nüzul sebebiyle izah etti: "Bu âyet ehli kitap hakkında inmiştir. Peygamberimiz onlara bir şey sordu, sakladılar. Yanlış haber verdiler, sorulanı haber vermişler gibi gösterdiler ve öğünmek istediler. İşte âyet bunların riyakârlığını anlatır."</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Nüzul sebebine dayanan bu izahtan sonra Mervan'ın müşkülü halledilmiş oldu.</span></span></p><p><span style="color: #4b0082"><span style="font-size: 15px">Âyetler, hâdiselere göre iniyordu. Nisa' Sûresi, Uhud harbinden sonra nâzil oldu. Bu harbde şehit düşenler olmuştu. Onların eşleri dul, evlâtları yetim kaldı. Onların ahvalini beyan etmek, bahis konusu yapmak lâzımdı; Evlenmeleri, yetimleri, bunlara temas edilerek bildiriliyor. İşte nüzul sebebi bu demektir.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kasif1, post: 263685, member: 1008778"] [COLOR=#4b0082][SIZE=4]Âyetler ekseriyetle bir sual veya hâdise dolayısı ile inerdi. Âyetin nüzulüne sebep olan hâdise veya suale sebebi-nüzûl diyoruz. 1- Catafan kabilesinden bir adamda kardeşinin yetim oğlunun malı vardı. Yetim bülûğa erince amcasından malını istedi, vermedi. Peygambere müracaat ettiler: "Yetimlere mallarını verin" âyeti nâzil oldu. İşte böyle hâdiseler dolayısıyla âyetler inerek İslâm cemiyetinde ahkâm vaz olunuyordu. 2- Resulûllah, Mersidi Ganevi'yi, Mekke'deki zayıf Müslümanları getirmek üzere oraya göndermişti. Ganevi Mekke'ye vardığı zaman müşriklerden bir kadın, cahiliyyet zamanında olduğu gibi, kendisini ona arzetti. Kadın güzel, ve zengindi. Fakat Ganevî Allahtan korkarak ondan yüz çevirdi. Kadın sonra ona evlenmek teklifinde bulundu. O da kabul etti. Ancak bunu Resulûllahın müsaadesine bağlı bıraktı. Ganevî, Medine'ye geldiği zaman meseleyi Peygambere arzederek bu evlenme işine izin istedi. O zaman Bakara süresindeki şu âyetler nâzil oldu: "Müşrik kadınları iman etmedikçe, onları nikahla almayın... '' Bir çok ahkâm da soru üzerine teşri' olunmuş, hükmü bildirilmiş, cevap verilmiştir. Bu sualleri Mü'minler, Yahudiler, Müşrikler soruyordu. Maksatları muhtelifti: [B]Ekseriyetle "Yes'elûneke" (Sana soruyorlar) ibaresiyle başlıyanlar şunlardır: Yes'elûneke Anil-ehille; Sana hilâlları soruyorlar. Yes'elûneke Maza Yünfikûn : Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar Yes'elûneke Anış-Şehril-Harâm: Sana şehri haramı soruyorlar. Yes'elûneke Vel-meysiri: Sana şarap ve kumarı soruyorlar. Yes'elûneke Anil-Yetâmâ: Sana yetimlerden ötürü soruyorlar. Yes'elûneke Anil-mahîd: Sana hayzı soruyorlar. Yes'elûneke Maza Uhille lehüm : Sana onlara neler helâl kılındı diye soruyorlar. Yes'elûneke Anis-saati: Sana kıyameti soruyorlar. Yes'elûneke Anil-enfâli: Sana enfali, ganimeti soruyorlar. Yes'elûneke Anir-ruh : Sana ruhu soruyorlar. Yes'elûneke An Zül-karneyni: Sana Zülkarneyni soruyorlar. Yes'elûneke Anil-Cibal: Sana dağlardan ötürü soruyorlar.[/B] Bazan soran müphemdir, bazan insanlar soruyor gibi, umumîdir. Bazan ehli kitabın sorduğu tasrih olunur. Müfessirler sebebi nüzul dediğimiz bu münasebetlere ehemmiyet vermişler, müstakil eserler meydana getirmişlerdir. Nüzulün sebebini anlamak Kur'an'ı anlamakta esastır. Sebebi nüzulü bilmenin âyeti anlamaya büyük yardımı vardır. Eshabı Kiram da böyle idi. Hazreti Ömer bir defa İbni Abbas'a dedi ki: — Peygamber birken, bu ümmet nasıl olur da ihtilâfa düşer? İbni Abbas cevap verdi: — Yâ Emirel mü'minin! Kur'an bize nâzil oldu, onu okuyoruz, ne hakkında nâzil olduğunu biliyoruz. Bizden sonra bazı kavimler, cemaatler olacak, Kur'an okuyacaklar, fakat ne hakkında nâzil olduğunu bilmiyecekler. Herbirinin bir re'yi olacak. Re'ye düşünce de ihtilâf edecekler, ihtilâf da mukateleye, döğüşe götürür, Buharî'nin nakline göre, İbni Mesud derdi ki: "Kitabullahtan hiç bir âyet yoktur ki, nerede ve ne hakkında nâzil olduğunu herkesten daha iyi bilmiş olmayayım." O, sebebi nüzulü iyi bildiğinden yanlış tefsirleri düzeltirdi. Bir adam bir defa kendisine gelerek dedi ki: — Mescitte bir adam var: ''Göğün açık bir dumanla geleceği günü bekle" âyetini şöyle tefsir ediyor: Kıyamet gününde insanları bir duman kaplayacak, nefeslerini tıkayacak, ilâh..." İbni Mesud dedi ki: — Kim bir şey bilirse söylesin, bilmezse Allah bilir, desin. Bu âyetin nüzul sebebi vardır. Kureyş, Resulûllaha karşı gittiklerinden beddua etti. Kıtlık oldu. Kureyşliler açlıktan leşleri, kurumuş derileri yediler. O derece zayflamışlardı ki, gözlerinin feri kaçmış, her tarafı dumanlı görüyorlardı, bu onu anlatır. Ebu Süfyan'ın müracaatı üzerine Resulûllah dua etmiş, kıtlık zâil olmuş, fakat Kureyş yine düşmanlığını göstermiş, sonunda Kureyşin uğrayacağı azabın daha şiddetli olacağı bildirilmişti. Bu da Bedir harbinde tahakkuk etmiştir. İşte bu âyetler onu anlatır: [B]"Dinle, bir gün gök apaçık dumanlı olacak, Herkes bunu acı bir azap sayacak: "Yarab bizim üzerimizden bu azabı kaldır, iman edeceğiz!" diyecekler. Onlar nasıl ibret alabilirler ki onlara her şeyi izah eden bir Peygamber geldiği halde ondan yüz çevirerek: "Bu adam kendine bir takım şeyler öğretilmiş bir mecnundur'' dediler. Biz azabı biraz kaldıracağız, fakat yine döneceksiniz. Biz de size büyük darbeyi indireceğiz ve sizden intikam alacağız"[/B] Buharî ve Müslim rivayet ediyorlar: "Verilenlere sevinenler..." âyetini Mervan bini Hakem anlayamadı. Tereddüde düştü: "Eğer herkes verilenle sevinince ve yapmadığı bir şeyle öğününce azab olunursa birimiz kurtulamayız." dedi. Hazreti İbni Abbas ona âyeti nüzul sebebiyle izah etti: "Bu âyet ehli kitap hakkında inmiştir. Peygamberimiz onlara bir şey sordu, sakladılar. Yanlış haber verdiler, sorulanı haber vermişler gibi gösterdiler ve öğünmek istediler. İşte âyet bunların riyakârlığını anlatır." Nüzul sebebine dayanan bu izahtan sonra Mervan'ın müşkülü halledilmiş oldu. Âyetler, hâdiselere göre iniyordu. Nisa' Sûresi, Uhud harbinden sonra nâzil oldu. Bu harbde şehit düşenler olmuştu. Onların eşleri dul, evlâtları yetim kaldı. Onların ahvalini beyan etmek, bahis konusu yapmak lâzımdı; Evlenmeleri, yetimleri, bunlara temas edilerek bildiriliyor. İşte nüzul sebebi bu demektir.[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Sorularla Kuran-ı Kerim
Nüzul sebebi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst