Nikbin Kimselerin Vasıfları

La-Tahzen

Well-known member
NİKBİN KİMSELERİN VASIFLARI
spacer.gif

Allah’tan hiçbir zaman ümidini kesmeyen nikbin kimse­ler; ümidin, sürur ve sevincin, neşe ve neşvenin, gayret ve him­metin nuraniyet, muvaffakiyet ve saadeti içinde yaşar­lar.
İmanlı ve nikbin adam her yerde sihirli bir muharrik ve müj­de definesi olarak sevinç ve sürurla istikbal edilir, de­runî bir neşe ve neşvelerle karşılanır.
Onun tahkikî imanla münevver ve mücehhez vücudu gö­rünür görünmez bütün sineler nuranî tebessümlerle müzey­yen olur, bütün yüzler ışıklanır, bütün gönüller İlâhî sevgi ve saygı ile dolup taşar. Sanki gittiği yerlere mânevî ışık, gü­neş ve sevinç götürür. Risale-i Nur ile mücahede-i diniyede muzaffer olmak için mazhar olduğu kudretten ve salabetten ruhlara güç ve kuv­vet akıtır.
İmanlı, nikbin ve ebedî ve ezelî bir gaye sahibi ve cihan-şümul Kur’ânî davanın, ivazsız ve ücretsiz hizmetkârı, Ri­sa­le-i Nur’la tenvir edip sevindirmek istediği her şahsın daima gönlünü ferahlandıracak, ruhunu İlâhî heyecanlarla coşturacak sözleri arayıp bulur.
Onlara sadece boş birkaç cümle söylemez. Her birisi mu­ha­tabının ebedî saadet ve ferahı ile alâkalı olan ve onunla kalp ve kafasında İlâhî tesirler nakşeden, onun sevinç ve ne­şesini arttıracak sözleri, Risale-i Nur’un intişarıyla meydana gelen İslâmi fütuhat müjdelerini öğrenip takip eder, arar, bulur.
Bunları, din kardeşliği sevgisinin coşkunluğu ile halisâne ve nezihâne bir tarzda söyler, onlarla nuranî sohbetler ya­par, nuranî, neşveli bir Cennet husule getirir. O meclis-i nu­ranîde şükür, huzur, sürur, selâmet, sebat ve metanet hâkim olur.
İmanlı idealistler, mukaddes bir hedefe ulaşmayı gaye-i hayat edinen insanlar, Allah’a hadsiz minnet ve şükran his­leri içinde şen ve şakir kimselerdir. Yüzleri daima bu şükran ifa­desini belirten tebessümlerle mütebessimdirler.
Hatta fi­zikî, ruhî ve dimağî bakımdan sıhhat ve afiyetle yaşamayı temsil ederler. Bu zinde müşahitler Risale-i Nur’u tanıma­dan, onu okuyup nur ve kuvvet almadan evvel me’­yus, mücrim, zayıf ve dürüst olmayan kişilerdir.
Risale-i Nur’u okumakta sebat ve sadakata, ibadet ve ta­ate, sabır ve selâmete sahip olmak için devamlı cehdler yaparlar. Kısa bir zamandan sonra artık kendilerini zorla­mak­sızın en zor, en tehlikeli ve başarılmaz gibi görünen meş­ru hareketleri ibadet ve hizmetlerini büyük bir kolay­lıkla ifa etmek başarısına erişirler.
İslâm düşmanlarının, gafil ve cahillerin, başkalarının ve eski arkadaşlarının, hısım ve akrabalarının ve meslektaşla­rı­nın sarsıcı cesaret ve gayret kırıcı sözlerine, telkin ve pro­pa­gandalarına karşı koyduran, işte bu irade ve iman kuvve­tidir.

Zübeyir Gündüzalp
 
Üst