Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Mesnevi-i Nuriye
nedir bu gurur ve nedir bu gaflet?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TAARUF0663" data-source="post: 194547" data-attributes="member: 17299"><p><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> Hz. Peygamberin bir günü nasıl geçerdi? Bizim bir günümüz o yüce rehberin bir gününün neresinde? </span></span></strong></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> Peygamberin <span style="color: #5e5e5e">Bir Günü</span>"nde de kabiliyetim nisbetince ifade etmeye çalıştım; onun bir günü, her halinde ve her ânında âlemlerin Rabbinin tefekkür ve tezekkürü ile geçerdi. Bugün bize dayatılmaya çalışılan veya bizim zaten gönüllü olarak kabullendiğimiz "ibadet zamanı-ticaret zamanı" türünden bir ayrım yoktu onun hayatının hiçbir gününde. İbadeti zaten Allah için olduğu gibi; ticaretinde de, yemesinde içmesinde de, oturmasında ve yürümesinde de hep O vardı. Kısacası, onun fikri de, zikri de, fiili de hep O"nun içindi; ve O, her halinde hep O"nunla beraberdi. Sanırım, l-i İmran sûresindeki, onun geceleri gökyüzünü seyredip tefekkür ederken tilavet buyurmayı çok sevdiği âyetlerin sadece bir cümlesini hatırlamanın tam zamanı: "Onlar ayakta iken, otururken ve yanları üzere uzanırlarken Allah"ı zikrederler." Modern zamanlarda, <span style="color: #5e5e5e">Kartezyen</span> mantığın ve seküler aklın sevkiyle herşeyi keskin hatlarla ve kesin sınırlarla birbirinden ayırma gibi bir alışkanlık sözkonusu. Bu, bir günün tarifine de yansıyor. <span style="color: #5e5e5e">Zuhurata</span> tâbi olmaktan uzak; şu gün şu saatte kalkarım, şu saatte şunu yaparım, şu vakitte çalışır, şu vakitte dinlenirim gibi keskin bir gün tarifiyle karşılaşıyoruz. Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselamın bir gününde ise, böylesi keskin tariflere rastlamak mümkün değil. Onun her günün olmazsa olmazı sabiteler elbette var; beş vakit namaz bunun en büyük örneği. Ama hâşâ, Peygamber aleyhissalâtu vesselam bir gününü bugün ya yaşadığımız yahut yaşandığını gözlemlediğimiz duygusuz, katı ve keskin bir ayrıma tutarak, bir tür "askerî disiplin" içerisinde de yaşamamıştır. Beş vakit namaz başta olmak üzere vazgeçilmezleri asla terketmemiş; ama âlemlerin Rabbinin gün içinde karşımıza çıkarması muhtemel zuhurata da açık yaşamıştır. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> Peygamber Efendimizin hayatını nasıl anlamalıyız? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> Belki, onun hayatını anlamak için, bizim kendi iç dünyamızda nasıl bir donanım ve niyet üzere olmamız gerektiği üzerinde durmak gerek. Kendi namıma, en başta açık yüreklilik gerekir diye düşünüyorum Peygamber aleyhissalâtu vesselamın hayatını anlamak için. Kendimizi merkeze alıp, kendi hayatımızı "bu şartlarda en iyisi" diye sunmak üzere onun hayatından malzeme ve mazeret arama gibi maalesef zamane insanlarında görebildiğimiz bir halden bilhassa uzak durup, onun hayatını merkeze alarak kendi hayatımızı gözden geçirmek. İlkinin hem sofistike, hem avamî örneklerine çokça rastlıyoruz şu zamanda. "Kur"ân"ın ve sünnetin tarihselliği"ne dair iddialar ilkine, "Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy" gibi uydurma sözleri hâşâ Peygamber aleyhisselama atıfla dillendiren yaklaşımlar ise ikincisine örnek. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> Bugün Batılı zihniyetin esas sıkıntısının ateizmden değil, teizmden; yani, peygambersiz bir Allâh anlayışından kaynaklandığı söyleniyor. Burada Müslüman"a düşen vazife nedir? İnsanlık "en güzel örnek"ten habersiz yaşıyor& </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> Bu noktayı çok önemsiyorum. Modernitenin "postmodern" bir sürece doğru evrildiğinin işaretlerini gördüğümüz şu zamanda Mü"minler için asıl tehdit ateizmden gelmiyor; çünkü en son 1968"de çıktığı zirveden sonra ateizmin yıldan yıla güç kaybettiğini araştırmalar da gösteriyor. Ama bu, ateizmin yerini dinin ve vahyin aldığı anlamına gelmiyor. Semavî bir dine tâbi olmama, vahye tâbi olmama, bir peygambere tâbi olmama yönündeki modern inat olduğu gibi duruyor. "<span style="color: #5e5e5e">Dinsiz</span> olmuyor; ama bari vahiysiz ve peygambersiz bir din olsun" şeklinde bir arayıştan söz etmek mümkün. İnternete girin; hepsi "insan yapımı" onlarca "<span style="color: #5e5e5e">New Age</span>" din bulursunuz. Bu süreçte, mistisizmin kendisini maneviyatın ve dinin yerine ikame edilmek isteniyor oluşunu hak dinin önündeki en büyük tehlikelerden biri olarak görüyorum. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">Oysa unutmamak gerek. Bugün biz "lâ ilâhe illallah" diyebiliyorsak, "muhammedun resûlullah" hakikatine binaen söyleyebiliyoruz. Dolayısıyla, bize düşen, elbette en başta uyanık olmak, bu tehlikenin farkında olmak; peygambersiz bir din, vahiysiz bir maneviyat pazarlamaya kalkışanların ipliğini pazara çıkarmak. Ve en önemlisi, Peygamber aleyhissalâtu vesselamın ahlâkıyla ve haliyle hemhal olup İslâm"ın güzelliğini üzerimizde yansıtmaya çalışmak. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">Kalpler uyanmasın diye parazit yayın yapıyorlar </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> Efendimiz s.a.v. Kur"ân"ı nefsine hâkim kılmıştı. Verdiği hükümde durur, ona koşup boyun eğerdi. Peki, biz mesajı niçin alamıyoruz? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> Âyetleri hatırlayalım. <span style="color: #5e5e5e">Müşrikler</span>, Mescid-i Haram"da Peygamber aleyhissalâtu vesselam Kur"ân okurken, âyetlerin sadâsını kulaklar duymasın, kalbler uyanmasın diye gürültü yapıyorlar, şamata yapıyorlar. Bugünün müşrikleri de aynı şekilde şamata yapıyor, parazit yayın yapıyor, Kur"ân"ın duru mesajının ve Efendimizin aydınlık hayatının akılları ve gönülleri fethetmesinin önüne geçmek için bu kudsî sesi boğmaya, duyurmamaya çalışıyorlar. En başta bu parazit yayınlara karşı uyanık olup, akıl ve kalb vericilerimizi doğru açıya yerleştirmek gerekiyor ki, Kur"ân"ın mesajını lâyıkınca alabilelim. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> Peygamber Efendimizin hayatından sizi en çok etkileyen tablo nedir? </span></span></p><p></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'">> <span style="color: #5e5e5e">Fikrinden</span> ve zikrinden Allah"ın hiç yitip gitmemiş olması. Hicret esnasında mağaradaki o en umutsuz ânda dahi yol arkadaşı Hz. Ebu Bekir"e "<span style="color: #5e5e5e">Hüzünlenme</span>! Allah bizimledir" diyebilmesi; fetih için <span style="color: #5e5e5e">Mekke</span>"ye girmek üzere iken ise "Allah vaadinde durdu, kuluna yardım etti; birleşmiş hizipleri tek başına yenilgiye uğrattı" diyerek, bu en büyük zaferi nefsine en küçük bir pay çıkarmadan O"na hamd ve şükretmesi... Ve bir de, onüç yıl Mekke"de kendilerine yaşatılanlara karşılık, "Bugün hepiniz serbestsiniz" diyerek destansı bir affedicilik sergilemesi</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TAARUF0663, post: 194547, member: 17299"] [B][COLOR=black][FONT=Arial]> Hz. Peygamberin bir günü nasıl geçerdi? Bizim bir günümüz o yüce rehberin bir gününün neresinde? [/FONT][/COLOR][/B] [COLOR=black][FONT=Arial]> Peygamberin [COLOR=#5e5e5e]Bir Günü[/COLOR]"nde de kabiliyetim nisbetince ifade etmeye çalıştım; onun bir günü, her halinde ve her ânında âlemlerin Rabbinin tefekkür ve tezekkürü ile geçerdi. Bugün bize dayatılmaya çalışılan veya bizim zaten gönüllü olarak kabullendiğimiz "ibadet zamanı-ticaret zamanı" türünden bir ayrım yoktu onun hayatının hiçbir gününde. İbadeti zaten Allah için olduğu gibi; ticaretinde de, yemesinde içmesinde de, oturmasında ve yürümesinde de hep O vardı. Kısacası, onun fikri de, zikri de, fiili de hep O"nun içindi; ve O, her halinde hep O"nunla beraberdi. Sanırım, l-i İmran sûresindeki, onun geceleri gökyüzünü seyredip tefekkür ederken tilavet buyurmayı çok sevdiği âyetlerin sadece bir cümlesini hatırlamanın tam zamanı: "Onlar ayakta iken, otururken ve yanları üzere uzanırlarken Allah"ı zikrederler." Modern zamanlarda, [COLOR=#5e5e5e]Kartezyen[/COLOR] mantığın ve seküler aklın sevkiyle herşeyi keskin hatlarla ve kesin sınırlarla birbirinden ayırma gibi bir alışkanlık sözkonusu. Bu, bir günün tarifine de yansıyor. [COLOR=#5e5e5e]Zuhurata[/COLOR] tâbi olmaktan uzak; şu gün şu saatte kalkarım, şu saatte şunu yaparım, şu vakitte çalışır, şu vakitte dinlenirim gibi keskin bir gün tarifiyle karşılaşıyoruz. Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselamın bir gününde ise, böylesi keskin tariflere rastlamak mümkün değil. Onun her günün olmazsa olmazı sabiteler elbette var; beş vakit namaz bunun en büyük örneği. Ama hâşâ, Peygamber aleyhissalâtu vesselam bir gününü bugün ya yaşadığımız yahut yaşandığını gözlemlediğimiz duygusuz, katı ve keskin bir ayrıma tutarak, bir tür "askerî disiplin" içerisinde de yaşamamıştır. Beş vakit namaz başta olmak üzere vazgeçilmezleri asla terketmemiş; ama âlemlerin Rabbinin gün içinde karşımıza çıkarması muhtemel zuhurata da açık yaşamıştır. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]> Peygamber Efendimizin hayatını nasıl anlamalıyız? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]> Belki, onun hayatını anlamak için, bizim kendi iç dünyamızda nasıl bir donanım ve niyet üzere olmamız gerektiği üzerinde durmak gerek. Kendi namıma, en başta açık yüreklilik gerekir diye düşünüyorum Peygamber aleyhissalâtu vesselamın hayatını anlamak için. Kendimizi merkeze alıp, kendi hayatımızı "bu şartlarda en iyisi" diye sunmak üzere onun hayatından malzeme ve mazeret arama gibi maalesef zamane insanlarında görebildiğimiz bir halden bilhassa uzak durup, onun hayatını merkeze alarak kendi hayatımızı gözden geçirmek. İlkinin hem sofistike, hem avamî örneklerine çokça rastlıyoruz şu zamanda. "Kur"ân"ın ve sünnetin tarihselliği"ne dair iddialar ilkine, "Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy" gibi uydurma sözleri hâşâ Peygamber aleyhisselama atıfla dillendiren yaklaşımlar ise ikincisine örnek. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]> Bugün Batılı zihniyetin esas sıkıntısının ateizmden değil, teizmden; yani, peygambersiz bir Allâh anlayışından kaynaklandığı söyleniyor. Burada Müslüman"a düşen vazife nedir? İnsanlık "en güzel örnek"ten habersiz yaşıyor& [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]> Bu noktayı çok önemsiyorum. Modernitenin "postmodern" bir sürece doğru evrildiğinin işaretlerini gördüğümüz şu zamanda Mü"minler için asıl tehdit ateizmden gelmiyor; çünkü en son 1968"de çıktığı zirveden sonra ateizmin yıldan yıla güç kaybettiğini araştırmalar da gösteriyor. Ama bu, ateizmin yerini dinin ve vahyin aldığı anlamına gelmiyor. Semavî bir dine tâbi olmama, vahye tâbi olmama, bir peygambere tâbi olmama yönündeki modern inat olduğu gibi duruyor. "[COLOR=#5e5e5e]Dinsiz[/COLOR] olmuyor; ama bari vahiysiz ve peygambersiz bir din olsun" şeklinde bir arayıştan söz etmek mümkün. İnternete girin; hepsi "insan yapımı" onlarca "[COLOR=#5e5e5e]New Age[/COLOR]" din bulursunuz. Bu süreçte, mistisizmin kendisini maneviyatın ve dinin yerine ikame edilmek isteniyor oluşunu hak dinin önündeki en büyük tehlikelerden biri olarak görüyorum. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]Oysa unutmamak gerek. Bugün biz "lâ ilâhe illallah" diyebiliyorsak, "muhammedun resûlullah" hakikatine binaen söyleyebiliyoruz. Dolayısıyla, bize düşen, elbette en başta uyanık olmak, bu tehlikenin farkında olmak; peygambersiz bir din, vahiysiz bir maneviyat pazarlamaya kalkışanların ipliğini pazara çıkarmak. Ve en önemlisi, Peygamber aleyhissalâtu vesselamın ahlâkıyla ve haliyle hemhal olup İslâm"ın güzelliğini üzerimizde yansıtmaya çalışmak. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]Kalpler uyanmasın diye parazit yayın yapıyorlar [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]> Efendimiz s.a.v. Kur"ân"ı nefsine hâkim kılmıştı. Verdiği hükümde durur, ona koşup boyun eğerdi. Peki, biz mesajı niçin alamıyoruz? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]> Âyetleri hatırlayalım. [COLOR=#5e5e5e]Müşrikler[/COLOR], Mescid-i Haram"da Peygamber aleyhissalâtu vesselam Kur"ân okurken, âyetlerin sadâsını kulaklar duymasın, kalbler uyanmasın diye gürültü yapıyorlar, şamata yapıyorlar. Bugünün müşrikleri de aynı şekilde şamata yapıyor, parazit yayın yapıyor, Kur"ân"ın duru mesajının ve Efendimizin aydınlık hayatının akılları ve gönülleri fethetmesinin önüne geçmek için bu kudsî sesi boğmaya, duyurmamaya çalışıyorlar. En başta bu parazit yayınlara karşı uyanık olup, akıl ve kalb vericilerimizi doğru açıya yerleştirmek gerekiyor ki, Kur"ân"ın mesajını lâyıkınca alabilelim. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]> Peygamber Efendimizin hayatından sizi en çok etkileyen tablo nedir? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Arial]> [COLOR=#5e5e5e]Fikrinden[/COLOR] ve zikrinden Allah"ın hiç yitip gitmemiş olması. Hicret esnasında mağaradaki o en umutsuz ânda dahi yol arkadaşı Hz. Ebu Bekir"e "[COLOR=#5e5e5e]Hüzünlenme[/COLOR]! Allah bizimledir" diyebilmesi; fetih için [COLOR=#5e5e5e]Mekke[/COLOR]"ye girmek üzere iken ise "Allah vaadinde durdu, kuluna yardım etti; birleşmiş hizipleri tek başına yenilgiye uğrattı" diyerek, bu en büyük zaferi nefsine en küçük bir pay çıkarmadan O"na hamd ve şükretmesi... Ve bir de, onüç yıl Mekke"de kendilerine yaşatılanlara karşılık, "Bugün hepiniz serbestsiniz" diyerek destansı bir affedicilik sergilemesi[/FONT][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Mesnevi-i Nuriye
nedir bu gurur ve nedir bu gaflet?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst