Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Tabiun ve Tebe-i Tabiin
Necran Hıristiyanlarıyla Mübahele
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ümmüebiha" data-source="post: 197657" data-attributes="member: 1006580"><p><strong><span style="color: darkorchid">Necran Hıristiyanlarıyla Mübahele</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Necran Hıristiyanlarının liderleri ile düşünce adamları, Hz. Peygamber'in (s.a.a) kendilerini İslâm'a çağırmayı içeren mektup konusunu incelemek üzere bir araya geldiler. Yaptıkları bu toplantıda kesin bir görüşe varamadılar. Çünkü ellerinde İsa Peygamber'den sonra bir peygamberin geleceğini haber veren kutsal metinler vardı ve Hz. Muhammed'in sergilediği görüntü onun peygamber olduğuna işaret ediyordu. Bundan dolayı Necranlı Hıristiyan liderler ile düşünürler Hz. Peygamber'le (s.a.a) bizzat görüşerek onunla diyalog kur-mak için bir heyet göndermeye karar verdiler.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Hz. Peygamber (s.a.a) bu büyük heyeti karşıladı. Fakat yüzünde, putperestlik karakterini yansıtan görüntülerinden hoşlanmadığını belirten bir ifade açıkça belirdi. Çünkü halis ipekten ve ipekli kumaşlardan dikilmiş cüppeler giymişlerdi, altın takıları vardı ve boyunlarında haçlar taşıyorlardı. Aynı kişiler ertesi gün dış görünüşlerini değiştirerek ikinci defa geldiklerinde, Hz. Peygamber kendilerini hoş karşıladı, kendilerine saygılı davrandı ve dinî törenlerini uygulamaları için onlara alan açtı.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Arkasından onlara İslâm'ı takdim etti ve kendilerine Kur-ân'dan bazı ayetler okudu. Ancak onlar İslâm'ı kabul etmeye yanaşmadılar ve aralarındaki tartışma uzun sürdü. Sonunda Hz. Peygamber'le (s.a.a) mübahele yapmayı kabul ettiler. Bu, yüce Allah'ın emrinin gereği idi. Mübahele günü olarak da sözbirliği ile ertesi günü kararlaştırdılar.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid">Resulullah (s.a.a) yüce Allah'ın aşağıdaki ayetinde ifadesini bulan ilâhî emir uyarınca Necran Hıristiyanlarının karşısına mübahele amacı ile çıktı. Onlarla karşılaşmaya çıkarken Hz. Hüseyin'i kucağına aldı, Hz. Hasan'ın elinden tuttu; kızı Fatıma ile amcasının oğlu Ali b. Ebu Talip de arkasında yer almışlardı. Allah'ın emrini içeren ayette şöyle buyuruluyor: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid">Artık sana gelen bilgiden sonra kim onun hakkında seninle tartışacak olursa, de ki: Gelin, biz kendi oğullarımızı, siz kendi oğullarınızı, biz kendi kadınlarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz kendimizi ve siz kendinizi çağıralım. Sonra da dua edelim de Allah'ın lânetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım. [1]</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Hz. Peygamber bu saydığımız yakınları dışında başka hiç kimseyi yanına almadı. Amacı, peygamberliğinin ve ilâhî elçiliğinin doğruluğunu herkese ispat etmekti. Bu durum karşısında Necran'ın başpapazı şunları söyledi: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Ey Hıristiyanlar, ben karşımda öyle yüzler görüyorum ki, eğer Allah'tan bir dağı yerinden oynatmayı isteseler, Allah o dağı yerinden oynatır. Sakın onlarla mübaheleye, karşılıklı lânetleşmeye kalkışmayın ki, yok olursunuz ve yeryüzünde bir tek Hıristiyan kalmaz.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Necranlılar Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'i (tümüne Allah'ın selâmı olsun) ile karşılıklı lânetleşmeden vazgeçince, Allah'ın Resulü onlara şöyle dedi: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Mademki lânetleşmekten kaçındınız, öyleyse Müs-lüman olmak suretiyle onların sahip oldukları hak ve sorumluluklara siz de sahip olun. </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Bunu da reddettiklerinde, Hz. Peygamber (s.a.a) onlara: "O hâlde ben sizi savaş meydanına davet ediyorum." karşılığını verdi. Hz. Peygamber'in (s.a.a) bu meydan okuması üzerine şöyle dediler: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Bizim Araplarla savaşacak gücümüz yok. Biz seninle, bize saldırmaman ve bizi dinimizden döndürmeye çalışmaman şartı ile barış anlaşması yapmak istiyoruz. Teklif ettiğimiz bu anlaşmanın şartı olarak sana bin tanesi safer ve bin tanesi recep ayında olmak üzere yılda iki bin top kumaş elbise ile otuz tane demirden yapılmış normal zırh vermeyi taahhüt ediyoruz.</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Hz. Peygamber (s.a.a), Necranlı Hıristiyanlar ile bu şartla anlaşma yaptıktan sonra şunları söyledi: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, yok olmak, Necran halkının üzerine inmek üzereydi. Eğer lânetleşselerdi, çarpılarak maymunlara ve domuzlara dönüşeceklerdi. Vadileri tutuşup üzerlerine ateş yağdıracaktı. Necran bölgesinin halkı, ağaç tepelerindeki kuşlara varıncaya kadar, yok olacaktı. Hıristiyanların üzerinden bir yıl geçmeden hepsi helâk olacaklardı. </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Böylece Necran Hıristiyanlarının temsilcileri Müslümanlığı kabul etmeden beldelerine döndüler.[2]</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"> Rivayet edildiğine göre Necran Hıristiyanlarının Seyyid ve Akıb isimli liderleri çok kısa bir süre sonra Müslümanlığı kabul ettiklerini açıklamak üzere Hz. Peygamber'in (s.a.a) yanına geri döndüler.[3]</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="color: darkorchid"> </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p> <strong><span style="color: darkorchid">[1]- Âl-i İmrân, 61</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p> <strong><span style="color: darkorchid">[2]- Tefsir-i Kebir, Fahr-i Razî, c.8, s.85</span></strong></p><p><strong><span style="color: darkorchid"></span></strong></p><p> <strong><span style="color: darkorchid">[3]- et-Tabakat, c.1, s.357</span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ümmüebiha, post: 197657, member: 1006580"] [B][COLOR=darkorchid]Necran Hıristiyanlarıyla Mübahele Necran Hıristiyanlarının liderleri ile düşünce adamları, Hz. Peygamber'in (s.a.a) kendilerini İslâm'a çağırmayı içeren mektup konusunu incelemek üzere bir araya geldiler. Yaptıkları bu toplantıda kesin bir görüşe varamadılar. Çünkü ellerinde İsa Peygamber'den sonra bir peygamberin geleceğini haber veren kutsal metinler vardı ve Hz. Muhammed'in sergilediği görüntü onun peygamber olduğuna işaret ediyordu. Bundan dolayı Necranlı Hıristiyan liderler ile düşünürler Hz. Peygamber'le (s.a.a) bizzat görüşerek onunla diyalog kur-mak için bir heyet göndermeye karar verdiler. Hz. Peygamber (s.a.a) bu büyük heyeti karşıladı. Fakat yüzünde, putperestlik karakterini yansıtan görüntülerinden hoşlanmadığını belirten bir ifade açıkça belirdi. Çünkü halis ipekten ve ipekli kumaşlardan dikilmiş cüppeler giymişlerdi, altın takıları vardı ve boyunlarında haçlar taşıyorlardı. Aynı kişiler ertesi gün dış görünüşlerini değiştirerek ikinci defa geldiklerinde, Hz. Peygamber kendilerini hoş karşıladı, kendilerine saygılı davrandı ve dinî törenlerini uygulamaları için onlara alan açtı. Arkasından onlara İslâm'ı takdim etti ve kendilerine Kur-ân'dan bazı ayetler okudu. Ancak onlar İslâm'ı kabul etmeye yanaşmadılar ve aralarındaki tartışma uzun sürdü. Sonunda Hz. Peygamber'le (s.a.a) mübahele yapmayı kabul ettiler. Bu, yüce Allah'ın emrinin gereği idi. Mübahele günü olarak da sözbirliği ile ertesi günü kararlaştırdılar. Resulullah (s.a.a) yüce Allah'ın aşağıdaki ayetinde ifadesini bulan ilâhî emir uyarınca Necran Hıristiyanlarının karşısına mübahele amacı ile çıktı. Onlarla karşılaşmaya çıkarken Hz. Hüseyin'i kucağına aldı, Hz. Hasan'ın elinden tuttu; kızı Fatıma ile amcasının oğlu Ali b. Ebu Talip de arkasında yer almışlardı. Allah'ın emrini içeren ayette şöyle buyuruluyor: Artık sana gelen bilgiden sonra kim onun hakkında seninle tartışacak olursa, de ki: Gelin, biz kendi oğullarımızı, siz kendi oğullarınızı, biz kendi kadınlarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz kendimizi ve siz kendinizi çağıralım. Sonra da dua edelim de Allah'ın lânetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım. [1] Hz. Peygamber bu saydığımız yakınları dışında başka hiç kimseyi yanına almadı. Amacı, peygamberliğinin ve ilâhî elçiliğinin doğruluğunu herkese ispat etmekti. Bu durum karşısında Necran'ın başpapazı şunları söyledi: Ey Hıristiyanlar, ben karşımda öyle yüzler görüyorum ki, eğer Allah'tan bir dağı yerinden oynatmayı isteseler, Allah o dağı yerinden oynatır. Sakın onlarla mübaheleye, karşılıklı lânetleşmeye kalkışmayın ki, yok olursunuz ve yeryüzünde bir tek Hıristiyan kalmaz. Necranlılar Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'i (tümüne Allah'ın selâmı olsun) ile karşılıklı lânetleşmeden vazgeçince, Allah'ın Resulü onlara şöyle dedi: Mademki lânetleşmekten kaçındınız, öyleyse Müs-lüman olmak suretiyle onların sahip oldukları hak ve sorumluluklara siz de sahip olun. Bunu da reddettiklerinde, Hz. Peygamber (s.a.a) onlara: "O hâlde ben sizi savaş meydanına davet ediyorum." karşılığını verdi. Hz. Peygamber'in (s.a.a) bu meydan okuması üzerine şöyle dediler: Bizim Araplarla savaşacak gücümüz yok. Biz seninle, bize saldırmaman ve bizi dinimizden döndürmeye çalışmaman şartı ile barış anlaşması yapmak istiyoruz. Teklif ettiğimiz bu anlaşmanın şartı olarak sana bin tanesi safer ve bin tanesi recep ayında olmak üzere yılda iki bin top kumaş elbise ile otuz tane demirden yapılmış normal zırh vermeyi taahhüt ediyoruz. Hz. Peygamber (s.a.a), Necranlı Hıristiyanlar ile bu şartla anlaşma yaptıktan sonra şunları söyledi: Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, yok olmak, Necran halkının üzerine inmek üzereydi. Eğer lânetleşselerdi, çarpılarak maymunlara ve domuzlara dönüşeceklerdi. Vadileri tutuşup üzerlerine ateş yağdıracaktı. Necran bölgesinin halkı, ağaç tepelerindeki kuşlara varıncaya kadar, yok olacaktı. Hıristiyanların üzerinden bir yıl geçmeden hepsi helâk olacaklardı. Böylece Necran Hıristiyanlarının temsilcileri Müslümanlığı kabul etmeden beldelerine döndüler.[2] Rivayet edildiğine göre Necran Hıristiyanlarının Seyyid ve Akıb isimli liderleri çok kısa bir süre sonra Müslümanlığı kabul ettiklerini açıklamak üzere Hz. Peygamber'in (s.a.a) yanına geri döndüler.[3] [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkorchid][/COLOR][/B] [B][COLOR=darkorchid] [1]- Âl-i İmrân, 61 [2]- Tefsir-i Kebir, Fahr-i Razî, c.8, s.85 [3]- et-Tabakat, c.1, s.357[/COLOR][/B] [COLOR=darkorchid][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Tabiun ve Tebe-i Tabiin
Necran Hıristiyanlarıyla Mübahele
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst