Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Nebe Sûresi Hakkında
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 524258" data-attributes="member: 1040028"><p><strong>dünyaya ait işler, kırılmağa mahkûm şişeler hükmündedir</strong></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Şu dünya hayatında en bahtiyar odur ki: Dünyayı bir misafirhane-i askerî telakki etsin ve öyle de iz'an etsin ve ona göre hareket etsin. Ve o telakki ile, en büyük mertebe olan mertebe-i rızayı çabuk elde edebilir. Kırılacak şişe pahasına, daimî bir elmasın fiatını vermez; istikamet ve lezzetle hayatını geçirir. Evet dünyaya ait işler, kırılmağa mahkûm şişeler hükmündedir; bâki umûr-u uhreviye ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir. İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inadlı taleb ve hâkeza şedid hissiyatlar, umûr-u uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir. O hissiyatı, şiddetli bir surette fâni umûr-u dünyeviyeye tevcih etmek, fâni ve kırılacak şişelere, bâki elmas fiatlarını vermek demektir. Şu münasebetle bir nokta hatıra gelmiş, söyleyeceğim. Şöyle ki:</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Misafirhane-i askerî: Askere ait müsafirhane.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Telakki: Kabul etmek, karşılamak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İz'an: Anlayış, benimseme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mertebe-i rıza: Rıza mertebesi, Allah'ın(cc) rızasını (hoşnutluğunu) kazanma derecesi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Bâki: Ebedî, sonsuz, ölümsüz olan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Umûr-u uhreviye: Ahirete ait işler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hâkeza: Bunlar gibi, bunun gibi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şedid: Şiddetli, kuvvetli.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hissiyat: Hisler, duygular.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Umûr-u dünyeviye: Dünyaya ait işler, dünya ile ilgili işler.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Aşk, şiddetli bir muhabbettir; fâni mahbublara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimî bir azab ve elemde bırakır veyahut o mecazî mahbub, o şiddetli muhabbetin fiatına değmediği için bâki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî, aşk-ı hakikîye inkılab eder.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Muhabbet: Sevgi, sevme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mahbub: Muhabbet edilen, sevilen, sevgili.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Müteveccih: Yönelmiş, dönmüş, bakan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Elem: Acı, dert, kaygı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Aşk-ı mecazî: Geçici ve ölümlü varlıklara karşı Allah (cc) adına olmayan sevgi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Aşk-ı hakikî: Gerçek aşk, Allah'a (cc) ve Allah adına olan sevgi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İnkılab: Kökten değişiklik, özünden değişme, başka hale geçme.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte insanda binlerle hissiyat var. Herbirisinin aşk gibi iki mertebesi var. Biri mecazî, biri hakikî. Meselâ: Endişe-i istikbal hissi herkeste var; şiddetli bir surette endişe ettiği vakit bakar ki, o endişe ettiği istikbale yetişmek için elinde sened yok. Hem rızık cihetinde bir taahhüd altında ve kısa olan bir istikbal, o şiddetli endişeye değmiyor. Ondan yüzünü çevirip, kabirden sonra hakikî ve uzun ve gafiller hakkında taahhüd altına alınmamış bir istikbale teveccüh eder. Hem mala ve câha karşı şiddetli bir hırs gösterir.. bakar ki: Muvakkaten onun nezaretine verilmiş o fâni mal ve âfetli şöhret ve tehlikeli ve riyaya medar olan câh, o şiddetli hırsa değmiyor. Ondan, hakikî câh olan meratib-i maneviyeye ve derecat-ı kurbiyeye ve zâd-ı âhirete ve hakikî mal olan a'mal-i sâlihaya teveccüh eder. Fena haslet olan hırs-ı mecazî ise, âlî bir haslet olan hırs-ı hakikîye inkılab eder..</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Endişe-i istikbal: İstikbal endişesi, geleceğini sağlama alma kaygısı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cihet: Yön, taraf.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Taahhüd: Söz verip üstlenme, söz vererek üzerine alma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kabir: Mezar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Teveccüh: Yönelme, dönme, yöneliş. *Alaka, ilgi gösterme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Câh: Makam.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Muvakkaten: Geçici olarak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Riya: Gösteriş, iki yüzlülük.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Meratib-i maneviye: Manevî mertebeler, manevi dereceler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Derecat-ı kurbiye: Yakınlık dereceleri.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zâd-ı âhiret: Ahiret için için hazırlık. Âhiret azığı. İbadet ve sâlih amel. </span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">A'mal-i sâliha: Salih ameller.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Haslet: Ahlak, huy.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hırs-ı mecazî: Gerçek ve asıl olmayan aşırı istek ve arzu.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Âlî: Büyük, yüksek, yüce, üstün.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hırs-ı hakikî: Hakiki hırs, Allah'ın(cc) emrine ve rızasına karşı aşırı istek vedüşkünlük.</span></span></p><p></p><p><em><strong><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px">Said Nursi</span></span></p><p></strong></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 524258, member: 1040028"] [b]dünyaya ait işler, kırılmağa mahkûm şişeler hükmündedir[/b] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Şu dünya hayatında en bahtiyar odur ki: Dünyayı bir misafirhane-i askerî telakki etsin ve öyle de iz'an etsin ve ona göre hareket etsin. Ve o telakki ile, en büyük mertebe olan mertebe-i rızayı çabuk elde edebilir. Kırılacak şişe pahasına, daimî bir elmasın fiatını vermez; istikamet ve lezzetle hayatını geçirir. Evet dünyaya ait işler, kırılmağa mahkûm şişeler hükmündedir; bâki umûr-u uhreviye ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir. İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inadlı taleb ve hâkeza şedid hissiyatlar, umûr-u uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir. O hissiyatı, şiddetli bir surette fâni umûr-u dünyeviyeye tevcih etmek, fâni ve kırılacak şişelere, bâki elmas fiatlarını vermek demektir. Şu münasebetle bir nokta hatıra gelmiş, söyleyeceğim. Şöyle ki:[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Misafirhane-i askerî: Askere ait müsafirhane. Telakki: Kabul etmek, karşılamak. İz'an: Anlayış, benimseme. Mertebe-i rıza: Rıza mertebesi, Allah'ın(cc) rızasını (hoşnutluğunu) kazanma derecesi. Bâki: Ebedî, sonsuz, ölümsüz olan. Umûr-u uhreviye: Ahirete ait işler. Hâkeza: Bunlar gibi, bunun gibi. Şedid: Şiddetli, kuvvetli. Hissiyat: Hisler, duygular. Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan. Umûr-u dünyeviye: Dünyaya ait işler, dünya ile ilgili işler.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Aşk, şiddetli bir muhabbettir; fâni mahbublara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimî bir azab ve elemde bırakır veyahut o mecazî mahbub, o şiddetli muhabbetin fiatına değmediği için bâki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî, aşk-ı hakikîye inkılab eder.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Muhabbet: Sevgi, sevme. Mahbub: Muhabbet edilen, sevilen, sevgili. Müteveccih: Yönelmiş, dönmüş, bakan. Elem: Acı, dert, kaygı. Aşk-ı mecazî: Geçici ve ölümlü varlıklara karşı Allah (cc) adına olmayan sevgi. Aşk-ı hakikî: Gerçek aşk, Allah'a (cc) ve Allah adına olan sevgi. İnkılab: Kökten değişiklik, özünden değişme, başka hale geçme.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]İşte insanda binlerle hissiyat var. Herbirisinin aşk gibi iki mertebesi var. Biri mecazî, biri hakikî. Meselâ: Endişe-i istikbal hissi herkeste var; şiddetli bir surette endişe ettiği vakit bakar ki, o endişe ettiği istikbale yetişmek için elinde sened yok. Hem rızık cihetinde bir taahhüd altında ve kısa olan bir istikbal, o şiddetli endişeye değmiyor. Ondan yüzünü çevirip, kabirden sonra hakikî ve uzun ve gafiller hakkında taahhüd altına alınmamış bir istikbale teveccüh eder. Hem mala ve câha karşı şiddetli bir hırs gösterir.. bakar ki: Muvakkaten onun nezaretine verilmiş o fâni mal ve âfetli şöhret ve tehlikeli ve riyaya medar olan câh, o şiddetli hırsa değmiyor. Ondan, hakikî câh olan meratib-i maneviyeye ve derecat-ı kurbiyeye ve zâd-ı âhirete ve hakikî mal olan a'mal-i sâlihaya teveccüh eder. Fena haslet olan hırs-ı mecazî ise, âlî bir haslet olan hırs-ı hakikîye inkılab eder.. [/SIZE][/FONT][/I][COLOR="#008000"][FONT=Arial]Endişe-i istikbal: İstikbal endişesi, geleceğini sağlama alma kaygısı. Cihet: Yön, taraf. Taahhüd: Söz verip üstlenme, söz vererek üzerine alma. Kabir: Mezar. Teveccüh: Yönelme, dönme, yöneliş. *Alaka, ilgi gösterme. Câh: Makam. Muvakkaten: Geçici olarak. Riya: Gösteriş, iki yüzlülük. Meratib-i maneviye: Manevî mertebeler, manevi dereceler. Derecat-ı kurbiye: Yakınlık dereceleri. Zâd-ı âhiret: Ahiret için için hazırlık. Âhiret azığı. İbadet ve sâlih amel. A'mal-i sâliha: Salih ameller. Haslet: Ahlak, huy. Hırs-ı mecazî: Gerçek ve asıl olmayan aşırı istek ve arzu. Âlî: Büyük, yüksek, yüce, üstün. Hırs-ı hakikî: Hakiki hırs, Allah'ın(cc) emrine ve rızasına karşı aşırı istek vedüşkünlük.[/FONT][/COLOR] [I][B][RIGHT][FONT=Arial][SIZE=4]Said Nursi[/SIZE][/FONT][/RIGHT][/B][/I] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Nebe Sûresi Hakkında
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst