Müceddidlik Tesbitinde Çelişen Yazar Ali Kara

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Kıymetli ve Değerli kardeşlerim;

İnternet üzerinde araştırma yaparken bir makaleye denk geldim: ilgili yazıya ilgili sayfada cevap vermeye yer olmadığından burada hem sizlerle paylaşmak hemde yazar Ali Kara'ya cevap vermek istedim. Nitekim müceddidlik hakkında gerek sitemizde gerek başka sitelerde gerek ise bir çok eserlerde ilmi tesbitlerle değerlendirmeler yapılmıştır. Bir köşe yazısı niteliği olan bir yazı ile böyle ehemmiyeli meselelere atıfda bulunmak hiçbir ilmi bir özellik kazanamayacağı gibi bir düşünceden ibaret kalır. Yalnız bir düşünce ifade edilirken iyi tartılmalıdır.

Yazının detaylarına ulaşmak isteyenler bu adresden bakabilirler : ASRIN MÜCEDDİDİ MAHMUD EFENDİ HAZRETLERİDİR.....

Bu yazıda Ali Kara asrın müceddidin Mahmud Efendi hazretleri olduğunu söylerken bir çok ifadesinde çelişmesine rağmen apaçık iki ifadesini ele alalım. Niyeti gayemiz hüsnü teveccühlerini kırmak ya da Mahmud Efendi hazretlerinin müceddid olamayacağı değil bilakis yazısındaki çelişkilerden ve birnevi sui zan olabilecek hususu açıklamaktır. Şöyle ki:

Değerlendirmesi :

[BILGI]Bediuzzaman hakkında böyle bir tasdik olmuşmu? Yok. Vaktinde bulunan alimler içinde müceddid olmaya layık başkası yokmuydu? Elbette vardı ama o dönem islamın yıkılış vakti olduğundan müceddid olan zatın kıymeti asla bilinemezdi ve gizli kaldı. Hatta Abdul Hamid Han için vaktin müceddididir diyenler de olmuştur, zira ilmin kaybolmaması için kurduğu matbaalarda yüz binlerce dini kitab basmıştır. Cumhuriyyetin yakıp yıkmasına rağmen o kitablar elden ele evden eve bu güne kadar gelmiş birer antika ve vesikadırlar.[/BILGI]

Değerlendirmesinden değerlendirmesine cevap :

[BILGI]Evet bir mücadele verilmiş, onlarca risale yazılmış, ancak bu gibi hizmet türlerinin asırlarca islam alimlerinin bir çoğundan meydana geldiğini tabakat kitabları yazar ve onların hiç birine de müceddid demezler.[/BILGI]

Bu değerlendirmelerden görüyoruz ki islami eserleri basanı ve çoğaltanı müceddid kabul etmek varken asrın pek yüksek alimleri tarafından ilmi ve kıymeti tasdik olmuş bir zatı ekmelin müellifi olduğu ve neşrinin şekli ve şemali ortada olan ve yine kıymeti kelimeler ile ifade edilemeyecek Risale-i Nurlar varken müceddid olamayacağını ifade etmenin izahatını ehli aklın fehimlerine havale ederiz.

Değerlendirmesi :

[BILGI]Sevginin dozunu kaçırmayalım, meseleyi doğru görüp hakkı kabul edelim.[/BILGI]


Değerlendirmesinden değerlendirmesine cevap :

[BILGI][h=2]ASRIN MÜCEDDİDİ MAHMUD EFENDİ HAZRETLERİDİR.....[/h][/BILGI]

Bu değerlendirmelerde görüyoruz ki bir muhterem zatı müceddid kabul ederken bir başka muhterem zatın kıymetini nakıs göstermek ne kadar büyük bir hata ve cinayet olduğu ehli aklın idrakine havale ederiz.
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Sen, mesleğini ve efkârını hak bildiğin vakit; "Mesleğim haktır veya daha güzeldir" demeye hakkın var. Fakat "Yalnız hak benim mesleğimdir" demeye hakkın yoktur. وَعَيْنُ الرِّضَا عَنْ كُلِّ عَيْبٍ كَلِيلَةٌ وَلكِنَّ عَيْنَ السُّخْطِ تُبْدِى الْمَسَاوِيَا sırrınca, insafsız nazarın ve düşkün fikrin hakem olamaz. Başkasının mesleğini butlan ile mahkûm edemez.


Mektubat ( 265 )
 
Üst