Bir azm, eğer iman dolu bir kalbe girerse,
İnsan da, o imandaki son sırra ererse,
Volkan gibi coşkun akıyor durduramazlar…
Rabb’imden iner azmine kuvvet veren
ilham…
Peygamberi rüyada görür belki her akşam…
Hep nur onun iman dolu kalbindeki mihrab.
Kandil olamaz ufkuna dünyadaki mehtab…
Kar, kış demez, irkilmez, üzülmez,
acı duymaz…
Mevsim, bütün ömrünce ılık gölgeli bir yaz…
Cennet’teki alemleri dünyada görür de,
Mahvolsa eğilmez, sıra dağlar gibi derde…
En sarp uçurumlar gelip etrafını sarsa,
Ay batsa, güneş sönse, ufuklar da kararsa,
Gökler yığılıp çökse, yolundan yine dönmez!
Ruhundaki imanla yanan meş’ale sönmez!…
Kalbinde yanardağ gibi, iman ne mukaddes!
Vicdanına her an şunu haykırmada bir ses:
Ey yolcu! Şafaklar sökecek durma, ilerle.
Zulmetlere kan ağlatacak meş’alelerle…
Yıldızlara bas, çık yüce alemlere yüksel!
İnsanlığı kurtarmaya Cennet’ten inen el!..”
ALİ ULVİ KURUCU
İnsan da, o imandaki son sırra ererse,
Volkan gibi coşkun akıyor durduramazlar…
Rabb’imden iner azmine kuvvet veren
ilham…
Peygamberi rüyada görür belki her akşam…
Hep nur onun iman dolu kalbindeki mihrab.
Kandil olamaz ufkuna dünyadaki mehtab…
Kar, kış demez, irkilmez, üzülmez,
acı duymaz…
Mevsim, bütün ömrünce ılık gölgeli bir yaz…
Cennet’teki alemleri dünyada görür de,
Mahvolsa eğilmez, sıra dağlar gibi derde…
En sarp uçurumlar gelip etrafını sarsa,
Ay batsa, güneş sönse, ufuklar da kararsa,
Gökler yığılıp çökse, yolundan yine dönmez!
Ruhundaki imanla yanan meş’ale sönmez!…
Kalbinde yanardağ gibi, iman ne mukaddes!
Vicdanına her an şunu haykırmada bir ses:
Ey yolcu! Şafaklar sökecek durma, ilerle.
Zulmetlere kan ağlatacak meş’alelerle…
Yıldızlara bas, çık yüce alemlere yüksel!
İnsanlığı kurtarmaya Cennet’ten inen el!..”
ALİ ULVİ KURUCU