Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Meal ve Tefsir
Mübahele Ayeti
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ümmüebiha" data-source="post: 199075" data-attributes="member: 1006580"><p><strong><span style="color: red">Ehlibeyt’in Üstünlük ve Azametini Gösteren Canlı Bir Belge</span></strong></p><p><strong>Şia ve Ehlisünnet müfessirleri mübahele ayetinin Resulullah’ın (s.a.a) Ehlibeyt’i hakkında indiğini açıklamış ve Resulullah’ın (s.a.a) zevceleri ve ashabından hiç birini değil, sadece iki torunu Hasan ve Hüseyin’i (a.s), kızı Fatıma (s.a) ve Hz. Ali’yi (a.s) götürdüğünü bildirmişlerdir. Bu demektir ki, ayette geçen “evlatlarımızı” kelimesinden maksat sadece Hasan ve Hüseyin’dir ve “kadınlarımız” kelimesinden maksat Hz. Fatıma (s.a) ve “nefislerimiz” kelimesinden de sadece Hz. Ali (as) kastediliyor ki bu konuda çok sayıda hadisler de nakledilmiştir.</strong></p><p><strong>Kazi Nurullah-i Şuşteri yeni basılan “İlkak-ul Hak” adlı nefis kitabının 3.cildinde sayfa 46'da diyor ki: <span style="color: red">“Mübahele ayetinde geçen “evlatlarımızı” kelimesinden maksadın Hasan’la Hüseyin (a.s) olduğu, “kadınlarımızdan” Hz. Fatıma (s.a) ve “nefislerimizden” maksadın da Hz. Ali’nin (a.s) olduğu konusunda müfessirler ittifak etmişlerdir.”</span></strong></p><p><strong>Daha sonra aynı kitabın dipnotunda, Mübahele ayetinin Ehlibeyt (a.s) hakkında indiğine tasrih eden büyük Ehlisünnet âlimlerinden yaklaşık altmış kişinin ismini kaydediyor ki kitabının 46. Sayfasından 76’ya kadar onların isimlerini ve kitaplarını genişçe zikrediyor.</strong></p><p><strong><span style="color: red">Mübahele Ayetinin Mesajları</span></strong></p><p><strong>1-Eğer insan hedefine ve inancına inanırsa inancı uğruna kendisini ve en yakın azizlerini feda etmeye hazır olur (من بعد ما جائك من العلم )</strong></p><p><strong>2-Müminin en keskin silahı duadır. (فقل تعالوا ندع )</strong></p><p><strong>3-Kız evladından olan evlat ile erkek evladından olan evlat insanın kendi evladı gibidir ve aralarında hiçbir fark yoktur. (ابنائنا) dolayısıyla da İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) Allah Resulü’nün (s.a.a) evlatlarıdır.</strong></p><p><strong>4-Dini ilgilendiren çeşitli toplumsal olaylarda erkek ve kadın eşittir. (نسائنا)</strong></p><p><strong>5-Duada dua önemli olan dua edenin içinde bulunduğu manevi haldir. Dua edenlerin sayıca az ya da çok olmaları önemli değildir. Mübaheleye katılanların sayısı beş kişiydi. (ابنائنا، نسائنا، انفسنا)</strong></p><p><strong>6-Ali b. Ebu Talib (a.s) Resul-i Ekrem’in (s.a.a) canı ve nefsidir. (انفسنا)</strong></p><p><strong>7-Dua toplantılarına çocuklarımız da götürelim. (ابنائنا)</strong></p><p><strong>8-Peygamberin (s.a.a) Ehlibeyt’i (a.s) duaları geri çevrilmeyen hacetler kapısıdır. (ابنائنا، نسائنا، انفسنا)</strong></p><p><strong>9-İnsanın elinden gelen çabayı göstermesinden sonra gayptan yardım dilemesi doğaldır. (نبتهل )</strong></p><p><strong>10-Delil ve mucizeden sonra hakkı kabul etmeyen inkârcılarla mübahele edilmelidir. (تعالوا... نبتهل )</strong></p><p><strong>11-Eğer müminler inançlarında ve davalarında sağlam bir şekilde direnirlerse inkârcılar ve düşmanlar mutlaka geri çekilecektir. (ندع ... نبتهل )</strong></p><p><strong>12-Sunulan delile delil ile cevap verilmelidir. İnat ve cedel ile mücadele edilmelidir. (لعنة اللّه على الكاذبين )</strong></p><p><strong>13-Resul-i Ekrem (s.a.a) yalnız başına da beddua edip lanetleşebilirdi, bu işte Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (s.a), Hz. İmam Hasan (a.s) ve Hz. İmam Hüseyin’e haceti yoktu. Ancak Allah ve Resulü (s.a.a) onları mübaheleye götürmekle İslam ümmeti için çok önemli bir mesaj vermiştir: Bu zatlar Allah Resulü’nün hak davetinde onun yardımcılarıdırlar. Onlar Allah Resulü’nün (s.a.a) mirasçıları olarak Peygambere (s.a.a) yönelecek tehlikelere kucak açmışlardır.</strong></p><p><strong>Bu ayetin Hz. Ali’nin (a.s) imametine delildir. Çünkü Allah Teâlâ bu ayeti kerimede Hz. Ali'yi Resulullah'ın nefsi (kendisi) makamında saymıştır. Nitekim İbn-i Abbas'ın Hz. Resulullah’tan (s.a.a) naklettiği hadiste de İslam Peygamberi (s.a.a) Ümmü Seleme'ye hitaben: "Ali bendendir, ben de Ali'denim. Onun eti kanı bendendir. Onun bana olan nispeti, Harun'un Musa'ya olan nispeti gibidir" buyurmaktadır. Bu durumda Hz. Ali, nübüvvet hariç her konuda Hz. Resulullah'ın konumuna sahip olur. Bu ayet bu manayı ima etmektedir. Dolayısıyla Hz. Resulullah’dan (s.a.a) sonra Hz. Ali (a.s) Hazret'le aynı konum ve makamda olduğundan, bütün Müslümanların o Hazret'e itaat etmesi gerekir. Zaten imamet makamı bundan gayri bir şey değildir.</strong></p><p><strong>Mübahele sadece belirli bir zamana mahsus değildir. Bütün zamanlar için geçerlidir. Resul-i Ekrem (s.a.a) daha önceleri Yahudilerle de mübaheleye kalkışmıştır ancak onlar yanaşmamışlardır. </strong></p><p><strong><span style="color: red">Bu Konuyu Açıkça Kaydeden Meşhur Ehlisünnet Bilginlerinden Bazıları</span> </strong></p><p><strong>1-Müslim b.Hacca-i meşhur “Sahih” adlı kitabında, C.7, S.120’de, Muhammed Ali Sabih-Mısır, basımı. Bu kitap Ehlisünnet’in altı hadis, kaynağından (Kutub-i Sitte’den) biridir.</strong></p><p><strong>2-Ahmed b.Hanbel, “Müsned” kitabında C.1, S.185, Mısır basımı.</strong></p><p><strong>3-Taberi meşhur tefsirinde Mübahele Ayetinin tefsirinde, C.3, S.192, Meymeneyi-Mısır basımı</strong></p><p><strong>4-Hâkim “Müstedrek’inde C.3, S.150, Haydarabad-Deken basımı.</strong></p><p><strong>5-Hafız Ebu Nuaym-i İsfahani, “Delail-un Nübüvvet” adlı kitabında, S.197, Haydarabad basımı.</strong></p><p><strong>6-Vahidi Nişaburi, “Esbab-un Nüzul” adlı kitabında, S.74, el-Hindiyye basımı.</strong></p><p><strong>7-Fahrur Razi meşhur Tefsirinde, C.8, S.85, el-Behiyye-Mısır basımı.</strong></p><p><strong>8-İbni-i Esir, “Camiul Usul” adlı kitabında, C.9, S.470, Sünnet-ul Muhammediyye-Mısır basımı.</strong></p><p><strong>9-İbn-i Cevzi, “Tezkiret-ül Havas” adlı kitabında, S.17, Necef basımı.</strong></p><p><strong>10-Kazi Beyzavi kendi Tefsirinde, C.2, S.22, Mustafa Muhammed-Mısır basımı.</strong></p><p><strong>11-Alusi, “Ruh-ul Meani” adlı tefsirinde, C.3, S.167, Muniriyye-Mısır basımı.</strong></p><p><strong>12-Meşhur müfessir Tantavi “el-Cevahir” adlı kitab. C.2, S.120, Mısır basımı.</strong></p><p><strong>13-Zemahşeri, “Keşşaf” adlı tefsir, C.1, S.193, Mustafa Muhammed, Mısır bas. </strong></p><p><strong>14- Hafız Ahmed b.Hacer-i Askalani, “el-İsabe” adlı kitabında, C.2, S.503, Mustafa Muhammed, Mısır basımı.</strong></p><p><strong>15-İbn-i Sabbağ, “el-Fusul-il Muhimme” adlı kitabında, S.108, Necef basımı.</strong></p><p><strong>16-Allame Kurtubi, “el-Cami-u Li Ahkâm-il Kur’an” adlı eserinde, C.3, S.104, 1936, Mısır basımı.</strong></p><p><strong>Yine Sahih-i Tirmizi ve diğer Ehlisünnet kaynaklarına müracaat edilsin.</strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ümmüebiha, post: 199075, member: 1006580"] [B][COLOR=red]Ehlibeyt’in Üstünlük ve Azametini Gösteren Canlı Bir Belge[/COLOR] Şia ve Ehlisünnet müfessirleri mübahele ayetinin Resulullah’ın (s.a.a) Ehlibeyt’i hakkında indiğini açıklamış ve Resulullah’ın (s.a.a) zevceleri ve ashabından hiç birini değil, sadece iki torunu Hasan ve Hüseyin’i (a.s), kızı Fatıma (s.a) ve Hz. Ali’yi (a.s) götürdüğünü bildirmişlerdir. Bu demektir ki, ayette geçen “evlatlarımızı” kelimesinden maksat sadece Hasan ve Hüseyin’dir ve “kadınlarımız” kelimesinden maksat Hz. Fatıma (s.a) ve “nefislerimiz” kelimesinden de sadece Hz. Ali (as) kastediliyor ki bu konuda çok sayıda hadisler de nakledilmiştir. Kazi Nurullah-i Şuşteri yeni basılan “İlkak-ul Hak” adlı nefis kitabının 3.cildinde sayfa 46'da diyor ki: [COLOR=red]“Mübahele ayetinde geçen “evlatlarımızı” kelimesinden maksadın Hasan’la Hüseyin (a.s) olduğu, “kadınlarımızdan” Hz. Fatıma (s.a) ve “nefislerimizden” maksadın da Hz. Ali’nin (a.s) olduğu konusunda müfessirler ittifak etmişlerdir.”[/COLOR] Daha sonra aynı kitabın dipnotunda, Mübahele ayetinin Ehlibeyt (a.s) hakkında indiğine tasrih eden büyük Ehlisünnet âlimlerinden yaklaşık altmış kişinin ismini kaydediyor ki kitabının 46. Sayfasından 76’ya kadar onların isimlerini ve kitaplarını genişçe zikrediyor. [COLOR=red]Mübahele Ayetinin Mesajları[/COLOR] 1-Eğer insan hedefine ve inancına inanırsa inancı uğruna kendisini ve en yakın azizlerini feda etmeye hazır olur (من بعد ما جائك من العلم ) 2-Müminin en keskin silahı duadır. (فقل تعالوا ندع ) 3-Kız evladından olan evlat ile erkek evladından olan evlat insanın kendi evladı gibidir ve aralarında hiçbir fark yoktur. (ابنائنا) dolayısıyla da İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) Allah Resulü’nün (s.a.a) evlatlarıdır. 4-Dini ilgilendiren çeşitli toplumsal olaylarda erkek ve kadın eşittir. (نسائنا) 5-Duada dua önemli olan dua edenin içinde bulunduğu manevi haldir. Dua edenlerin sayıca az ya da çok olmaları önemli değildir. Mübaheleye katılanların sayısı beş kişiydi. (ابنائنا، نسائنا، انفسنا) 6-Ali b. Ebu Talib (a.s) Resul-i Ekrem’in (s.a.a) canı ve nefsidir. (انفسنا) 7-Dua toplantılarına çocuklarımız da götürelim. (ابنائنا) 8-Peygamberin (s.a.a) Ehlibeyt’i (a.s) duaları geri çevrilmeyen hacetler kapısıdır. (ابنائنا، نسائنا، انفسنا) 9-İnsanın elinden gelen çabayı göstermesinden sonra gayptan yardım dilemesi doğaldır. (نبتهل ) 10-Delil ve mucizeden sonra hakkı kabul etmeyen inkârcılarla mübahele edilmelidir. (تعالوا... نبتهل ) 11-Eğer müminler inançlarında ve davalarında sağlam bir şekilde direnirlerse inkârcılar ve düşmanlar mutlaka geri çekilecektir. (ندع ... نبتهل ) 12-Sunulan delile delil ile cevap verilmelidir. İnat ve cedel ile mücadele edilmelidir. (لعنة اللّه على الكاذبين ) 13-Resul-i Ekrem (s.a.a) yalnız başına da beddua edip lanetleşebilirdi, bu işte Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (s.a), Hz. İmam Hasan (a.s) ve Hz. İmam Hüseyin’e haceti yoktu. Ancak Allah ve Resulü (s.a.a) onları mübaheleye götürmekle İslam ümmeti için çok önemli bir mesaj vermiştir: Bu zatlar Allah Resulü’nün hak davetinde onun yardımcılarıdırlar. Onlar Allah Resulü’nün (s.a.a) mirasçıları olarak Peygambere (s.a.a) yönelecek tehlikelere kucak açmışlardır. Bu ayetin Hz. Ali’nin (a.s) imametine delildir. Çünkü Allah Teâlâ bu ayeti kerimede Hz. Ali'yi Resulullah'ın nefsi (kendisi) makamında saymıştır. Nitekim İbn-i Abbas'ın Hz. Resulullah’tan (s.a.a) naklettiği hadiste de İslam Peygamberi (s.a.a) Ümmü Seleme'ye hitaben: "Ali bendendir, ben de Ali'denim. Onun eti kanı bendendir. Onun bana olan nispeti, Harun'un Musa'ya olan nispeti gibidir" buyurmaktadır. Bu durumda Hz. Ali, nübüvvet hariç her konuda Hz. Resulullah'ın konumuna sahip olur. Bu ayet bu manayı ima etmektedir. Dolayısıyla Hz. Resulullah’dan (s.a.a) sonra Hz. Ali (a.s) Hazret'le aynı konum ve makamda olduğundan, bütün Müslümanların o Hazret'e itaat etmesi gerekir. Zaten imamet makamı bundan gayri bir şey değildir. Mübahele sadece belirli bir zamana mahsus değildir. Bütün zamanlar için geçerlidir. Resul-i Ekrem (s.a.a) daha önceleri Yahudilerle de mübaheleye kalkışmıştır ancak onlar yanaşmamışlardır. [COLOR=red]Bu Konuyu Açıkça Kaydeden Meşhur Ehlisünnet Bilginlerinden Bazıları[/COLOR] 1-Müslim b.Hacca-i meşhur “Sahih” adlı kitabında, C.7, S.120’de, Muhammed Ali Sabih-Mısır, basımı. Bu kitap Ehlisünnet’in altı hadis, kaynağından (Kutub-i Sitte’den) biridir. 2-Ahmed b.Hanbel, “Müsned” kitabında C.1, S.185, Mısır basımı. 3-Taberi meşhur tefsirinde Mübahele Ayetinin tefsirinde, C.3, S.192, Meymeneyi-Mısır basımı 4-Hâkim “Müstedrek’inde C.3, S.150, Haydarabad-Deken basımı. 5-Hafız Ebu Nuaym-i İsfahani, “Delail-un Nübüvvet” adlı kitabında, S.197, Haydarabad basımı. 6-Vahidi Nişaburi, “Esbab-un Nüzul” adlı kitabında, S.74, el-Hindiyye basımı. 7-Fahrur Razi meşhur Tefsirinde, C.8, S.85, el-Behiyye-Mısır basımı. 8-İbni-i Esir, “Camiul Usul” adlı kitabında, C.9, S.470, Sünnet-ul Muhammediyye-Mısır basımı. 9-İbn-i Cevzi, “Tezkiret-ül Havas” adlı kitabında, S.17, Necef basımı. 10-Kazi Beyzavi kendi Tefsirinde, C.2, S.22, Mustafa Muhammed-Mısır basımı. 11-Alusi, “Ruh-ul Meani” adlı tefsirinde, C.3, S.167, Muniriyye-Mısır basımı. 12-Meşhur müfessir Tantavi “el-Cevahir” adlı kitab. C.2, S.120, Mısır basımı. 13-Zemahşeri, “Keşşaf” adlı tefsir, C.1, S.193, Mustafa Muhammed, Mısır bas. 14- Hafız Ahmed b.Hacer-i Askalani, “el-İsabe” adlı kitabında, C.2, S.503, Mustafa Muhammed, Mısır basımı. 15-İbn-i Sabbağ, “el-Fusul-il Muhimme” adlı kitabında, S.108, Necef basımı. 16-Allame Kurtubi, “el-Cami-u Li Ahkâm-il Kur’an” adlı eserinde, C.3, S.104, 1936, Mısır basımı. Yine Sahih-i Tirmizi ve diğer Ehlisünnet kaynaklarına müracaat edilsin.[/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Meal ve Tefsir
Mübahele Ayeti
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst