Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Makamların zirvesi Allah’a kulluk makamıdır!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Denis" data-source="post: 331316" data-attributes="member: 1022482"><p><img src="http://www.nurnet.org/wp-content/uploads/2012/03/namaz-motosikletliler-sahil.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </p><p></p><p></p><p></p><p> <span style="font-size: 12px"> Peygamber Efendimizin (asm) kulluğu, resûllüğünden önce gelir. O (asm) kul olmasaydı, resûl olmazdı. O kendisine risâlet verilmeden önce de, verildikten sonra da önce kulluğunu yaşadı.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Makamların zirvesi Allah’a kulluk makamıdır!</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu bakımdan Peygamberler, önce kul insandırlar. Allah’a kulluğun zirvesindedirler.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber Efendimiz de (asm) Allah’a kullukta zirve noktadaydı.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Şöyle de diyebiliriz: Peygamber Efendimiz (asm) en kul bir kuldu!</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Nitekim Kur’ân da onu (asm) önce kul olarak takdim ediyor: “Kulunu bir gece Mescid-i haramdan Mescid-i Aksa’ya kadar götüren Allah münezzehtir.” 1</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu âyette kul ifadesi ile Hazret-i Muhammed (asm) kast edilmiştir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Teşehhütte ‘abduhu’ kelimesi, ‘resulühü’ kelimesinden önce gelmiştir. Yani Peygamber Efendimizin (asm) kulluğu, resûllüğünden önce gelir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">O (asm) kul olmasaydı, resûl olmazdı. O kendisine risâlet verilmeden önce de, verildikten sonra da önce kulluğunu yaşadı, kulluğunu bildi, kulluğunu gösterdi ve kulluğunda örnek oldu.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Çünkü risâlet sadece O’na mahsus bir istihdamdır.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Kulluk ise, bütün insanların içinde bulunduğu, bulunması gerektiği, bulunmakla yükümlü olduğu ve bu sebeple de Mahkeme-i Kübra’ya çıkacağı, hesap sorulacağı ana caddedir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Herkes kulluktan hesap verecektir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu sebeple onun (asm) önce kulluğu gelir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ardından, kulluk zemininde risalet abidesi yükseliyor.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu sebeple bizim için de ubudiyet, yani kulluk sıfatı her sıfattan önce geliyor.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Önce kul olduk mu, Cenâb-ı Hak duâmızı kabul eder ve bizi katında yükseltir. Bizi korktuklarımızdan emîn, umduklarımıza nail eder.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuyor mu; “Kim ki mütevazı olursa, Allah onu yükseltir.” diye.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">İşte, tevazuun kemali Allah’a kullukla yaşanır ve gösterilir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Merhametin kemali Allah’a kullukla yaşanır ve gösterilir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Vefanın, emniyetin, emanete riayetin, ilmin, hikmetin, doğruluğun, sadakatin, yükümlülüğün kemali Allah’a kullukla yaşanır ve gösterilir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Güzel ahlâkın kemali Allah’a kullukla yaşanır ve gösterilir. Kur’ân bu sebeple ona (asm), “Sen pek büyük bir ahlâk üzeresin.” 2 buyuruyor.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Keza bunun için Kur’ân “Sizin için Resûlullah’ta bir güzel numune-i imtisâl vardır.” 3 buyuruyor ve bizi O’nun (asm) güzel ahlâkını öğrenmeye ve yaşamaya dâvet ediyor.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Arsız bir kadın vardı. Sözleri diken gibi insanlara batardı. Konuştu mu edepsizce konuşurdu. Ona buna lâf atmaktan pek hoşlanırdı.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu kadın bir gün Resulullah’ın (asm) yanından geçiyordu.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Resulullah (asm) ise o anda bir seki üzerinde bir taşın üzerine oturmuş; sulu et yemeği yiyordu.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Kadın arsızca:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“Şuna bakınız! Nasıl da oturuyor! Bir kulun oturduğu gibi oturmuş, kulun yediği gibi yiyor!” diye çattı.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber Efendimiz (asm) ise:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“Benden daha kul bir kul var mıdır?” buyurdu. Kadın: “Kendisi yiyor da bize yedirmiyor!” dedi.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber Efendimiz (asm):</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“Gel; sen de ye!” buyurdu. Kadın:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“O halde kendi ellerinle bana ver! ” dedi.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber Efendimiz (asm) ona kendi eliyle yemek yedirdi.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Kadının arsızlığı devam ediyordu:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“O ağzındaki lokmayı benim ağzıma koy!” dedi.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Resulullah Efendimiz de (asm) mübarek ağzındaki lokmayı kadının ağzına koydu.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Kadın bu lokmayı yedikten sonra hayâ ve edep timsâli bir kadın oldu. Ölünceye kadar artık hiçbir edepsizlikte ve hayâsızlıkta bulunmadı. 4</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu örnekte geçen, “Benden kul bir kul var mıdır?” sözü kulaklarımızda küpe olmalıdır.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Onun kulluğunu kendimize rehber kabul etmeye Sünnet-i Seniyye diyoruz. Nitekim Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, “Sünnet-i Seniyye edeptir. …Edebin envâını, Cenâb-ı Hak, Habibinde cem etmiştir.” 5</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">DUÂ</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ey Rabb-i Rahim! Bizi Kendine kul eyle! Nefsimize kul eyleme! Bize Resulullah’ın (asm) örnek olduğu kulluğu, edebi ve ahlâk-ı hamideyi öğret! Bizi edepsiz ve ahlâksız kılma! </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Taksiratımızı affet! Hatalarımız dolayısıyla bizi tecziye etme! Âmin!</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Dipnotlar:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">1- İsra Sûresi: 1.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">2- Kalem Sûresi: 4.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">3- Ahzab Sûresi: 21.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">4- Heysemi, IX/21 (Taberani, Ebu Umame’den); Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/112.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">5- Lem’alar, s. 59.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Süleyman KÖSMENE</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Denis, post: 331316, member: 1022482"] [img]http://www.nurnet.org/wp-content/uploads/2012/03/namaz-motosikletliler-sahil.jpg[/img] [SIZE=3] Peygamber Efendimizin (asm) kulluğu, resûllüğünden önce gelir. O (asm) kul olmasaydı, resûl olmazdı. O kendisine risâlet verilmeden önce de, verildikten sonra da önce kulluğunu yaşadı. Makamların zirvesi Allah’a kulluk makamıdır! Bu bakımdan Peygamberler, önce kul insandırlar. Allah’a kulluğun zirvesindedirler. Peygamber Efendimiz de (asm) Allah’a kullukta zirve noktadaydı. Şöyle de diyebiliriz: Peygamber Efendimiz (asm) en kul bir kuldu! Nitekim Kur’ân da onu (asm) önce kul olarak takdim ediyor: “Kulunu bir gece Mescid-i haramdan Mescid-i Aksa’ya kadar götüren Allah münezzehtir.” 1 Bu âyette kul ifadesi ile Hazret-i Muhammed (asm) kast edilmiştir. Teşehhütte ‘abduhu’ kelimesi, ‘resulühü’ kelimesinden önce gelmiştir. Yani Peygamber Efendimizin (asm) kulluğu, resûllüğünden önce gelir. O (asm) kul olmasaydı, resûl olmazdı. O kendisine risâlet verilmeden önce de, verildikten sonra da önce kulluğunu yaşadı, kulluğunu bildi, kulluğunu gösterdi ve kulluğunda örnek oldu. Çünkü risâlet sadece O’na mahsus bir istihdamdır. Kulluk ise, bütün insanların içinde bulunduğu, bulunması gerektiği, bulunmakla yükümlü olduğu ve bu sebeple de Mahkeme-i Kübra’ya çıkacağı, hesap sorulacağı ana caddedir. Herkes kulluktan hesap verecektir. Bu sebeple onun (asm) önce kulluğu gelir. Ardından, kulluk zemininde risalet abidesi yükseliyor. Bu sebeple bizim için de ubudiyet, yani kulluk sıfatı her sıfattan önce geliyor. Önce kul olduk mu, Cenâb-ı Hak duâmızı kabul eder ve bizi katında yükseltir. Bizi korktuklarımızdan emîn, umduklarımıza nail eder. Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuyor mu; “Kim ki mütevazı olursa, Allah onu yükseltir.” diye. İşte, tevazuun kemali Allah’a kullukla yaşanır ve gösterilir. Merhametin kemali Allah’a kullukla yaşanır ve gösterilir. Vefanın, emniyetin, emanete riayetin, ilmin, hikmetin, doğruluğun, sadakatin, yükümlülüğün kemali Allah’a kullukla yaşanır ve gösterilir. Güzel ahlâkın kemali Allah’a kullukla yaşanır ve gösterilir. Kur’ân bu sebeple ona (asm), “Sen pek büyük bir ahlâk üzeresin.” 2 buyuruyor. Keza bunun için Kur’ân “Sizin için Resûlullah’ta bir güzel numune-i imtisâl vardır.” 3 buyuruyor ve bizi O’nun (asm) güzel ahlâkını öğrenmeye ve yaşamaya dâvet ediyor. Arsız bir kadın vardı. Sözleri diken gibi insanlara batardı. Konuştu mu edepsizce konuşurdu. Ona buna lâf atmaktan pek hoşlanırdı. Bu kadın bir gün Resulullah’ın (asm) yanından geçiyordu. Resulullah (asm) ise o anda bir seki üzerinde bir taşın üzerine oturmuş; sulu et yemeği yiyordu. Kadın arsızca: “Şuna bakınız! Nasıl da oturuyor! Bir kulun oturduğu gibi oturmuş, kulun yediği gibi yiyor!” diye çattı. Peygamber Efendimiz (asm) ise: “Benden daha kul bir kul var mıdır?” buyurdu. Kadın: “Kendisi yiyor da bize yedirmiyor!” dedi. Peygamber Efendimiz (asm): “Gel; sen de ye!” buyurdu. Kadın: “O halde kendi ellerinle bana ver! ” dedi. Peygamber Efendimiz (asm) ona kendi eliyle yemek yedirdi. Kadının arsızlığı devam ediyordu: “O ağzındaki lokmayı benim ağzıma koy!” dedi. Resulullah Efendimiz de (asm) mübarek ağzındaki lokmayı kadının ağzına koydu. Kadın bu lokmayı yedikten sonra hayâ ve edep timsâli bir kadın oldu. Ölünceye kadar artık hiçbir edepsizlikte ve hayâsızlıkta bulunmadı. 4 Bu örnekte geçen, “Benden kul bir kul var mıdır?” sözü kulaklarımızda küpe olmalıdır. Onun kulluğunu kendimize rehber kabul etmeye Sünnet-i Seniyye diyoruz. Nitekim Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, “Sünnet-i Seniyye edeptir. …Edebin envâını, Cenâb-ı Hak, Habibinde cem etmiştir.” 5 DUÂ Ey Rabb-i Rahim! Bizi Kendine kul eyle! Nefsimize kul eyleme! Bize Resulullah’ın (asm) örnek olduğu kulluğu, edebi ve ahlâk-ı hamideyi öğret! Bizi edepsiz ve ahlâksız kılma! Taksiratımızı affet! Hatalarımız dolayısıyla bizi tecziye etme! Âmin! Dipnotlar: 1- İsra Sûresi: 1. 2- Kalem Sûresi: 4. 3- Ahzab Sûresi: 21. 4- Heysemi, IX/21 (Taberani, Ebu Umame’den); Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/112. 5- Lem’alar, s. 59. Süleyman KÖSMENE [/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Makamların zirvesi Allah’a kulluk makamıdır!
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst