Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Lemeât
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 335321" data-attributes="member: 1"><p><strong>Lemeât - Sayfa 1004</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte şimdi biz geldik şu âlem-i vücuda, o sahrâ-yı hâile. Gözümüz de açıldı, şeşcihette biz baktık. Evvel istîtafkârâne önümüze bakarız.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Lâkin beliyyeler, elemler, önümüzde düşmanlar gibi tehacüm eder. Ondan korktuk, çekindik. Sağa sola, anâsır-ı tabâyie bakarız, ondan medet bekleriz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Lâkin biz görüyoruz ki, onların kalbleri kasiye, merhametsiz. Dişlerini bilerler, hiddetli de bakarlar. Ne naz dinler, ne niyaz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Muztar adamlar gibi meyusâne nazarı yukarıya kaldırdık. Hem istimdatkârâneecrâm-ı ulviyeye bakarız; pek dehşetli, tehditkâr da görürüz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Güya birer gülle, bomba olmuşlar, yuvalardan çıkmışlar, hem etraf-ı fezada pek sür’atli geçerler. Her nasılsa ki onlar birbirine dokunmaz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Ger birisi yolunu kazara bir şaşırtsa, el’iyâzü billâh, şu âlem-i şehadet ödü de patlayacak. Tesadüfe bağlıdır; bundan dahi hayır gelmez.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Meyusâne nazarı o cihetten çevirdik, elîm hayrete düştük. Başımız da eğildi, sinemizde saklandık. Nefsimize bakarız, mütalâa ederiz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte işitiyoruz: Zavallı nefsimizden binlerle hâcetlerin sayhaları geliyor, binlerlefâkatlerin eninleri çıkıyor. Teselliyi beklerken tevahhuş ediyoruz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Ondan da hayır gelmedi. Pek ilticakârâne vicdanımıza girdik. İçine bakıyoruz, bir çareyi bekleriz. Eyvah, yine bulmayız. Biz medet vermeliyiz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Zira onda görünür binlerle emelleri, galeyanlı arzular, heyecanlı hissiyat kâinata uzanmış. Herbirinden titreriz, hiç yardım edemeyiz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">O âmâl sıkışmışlar vücud-u adem içinde; bir tarafı ezele, bir tarafı ebede uzanıp gidiyorlar. Öyle vüs’atleri var; ger dünyayı yutarsa o vicdan da tok olmaz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte bu elîm yolda nereye bir başvurduk, onda bir belâ bulduk. Zira mağdub vedâllîn yolları böyle olur. Tesadüf ve dalâlet o yolda nazar-endaz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">O nazarı biz taktık, bu hale böyle düştük. Şimdi dahi halimiz ki mebde’ ve meâdi, hem Sâni ve hem haşri muvakkat unutmuşuz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sâni: herşeyi mükemmel ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>anâsır-ı tabâyi: tabiattaki unsurlar; dağ, taş, deniz vs. gibi (bk. ṭ-b-a)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>beliyye: belâ</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cihet: yön</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dalâlet: hak yoldan sapkınlık, inançsızlık (bk. ḍ-l-l)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dehşetli: korkunç, ürkütücü</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dâllîn: hak yoldan sapmış, inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ebed: sonu olmayan sonsuzluk (bk. e-b-d)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ecrâm-ı ulviye: gökcisimleri, gökteki büyük cisimler</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>elem: acı, keder, sıkıntı</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>elîm: elemli, acı verici</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>el’iyâzü billâh: Allah korusun</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>emel: arzu, istek</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>enin: inleme</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>etraf-ı feza: uzay boşluğu</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ezel: başlangıcı olmayan sonsuzluk (bk. e-z-l)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fâkat: yokluk</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>galeyan: coşup taşma, azgınlık</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ger: eğer</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>güya: sanki</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hayır: iyilik (bk. ḫ-y-r)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>haşir: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplânma (bk. ḥ-ş-r)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hissiyat: hisler, duygular</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hâcet: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ilticakârane: sığınır bir şekilde</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istimdatkârâne: yardım diler bir şekilde</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istîtafkârâne: merhamet isteyene yakışır şekilde</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kasiye: sert, katı</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mağdup: Allah’ın hiddet ve gazabına uğramış</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mebde’ ve meâd: gelinen ve gidilecek olan yer; insanın dünyaya gelişi ve dönüşü, dünya ve âhiret</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>medet: yardım</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>meyusâne: ümitsizce</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muvakkat: geçici</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muztar: çaresiz, zorda kalan</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mütalâa: etraflıca inceleyip düşünme</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nazar: bakış (bk. n-ẓ-r)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nazar-endaz: bakan, seyreden (bk. n-ẓ-r)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nefis: insanı maddî zevk ve isteklere sevk eden kuvvet (bk. n-f-s)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>niyaz: yalvarış, yakarış</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sahrâ-yı hâil: ürperti veren çöl</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sayha: sesleniş</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tehacüm: her taraftan hücum etme</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tehditkâr: tehdit edici</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tevahhuş: korku, ürküntü</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vücud-u adem: yokluk vücudu (bk. v-c-d)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vüs’at: genişlik</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem-i vücud: varlık âlemi (bk. a-l-m; v-c-d)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem-i şehadet: görünen âlem, dünya (bk. a-l-m; ş-h-d)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âmâl: emeller, arzular, istekler</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şeş: altı</strong></span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="color: #111111"><span style="font-family: 'ITCSouvenirStdLight'"><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><em>Copyright © Söz Basım Yayın</em></span></p><p></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 335321, member: 1"] [b]Lemeât - Sayfa 1004[/b] [FONT=tahoma]İşte şimdi biz geldik şu âlem-i vücuda, o sahrâ-yı hâile. Gözümüz de açıldı, şeşcihette biz baktık. Evvel istîtafkârâne önümüze bakarız. [/FONT] [FONT=tahoma]Lâkin beliyyeler, elemler, önümüzde düşmanlar gibi tehacüm eder. Ondan korktuk, çekindik. Sağa sola, anâsır-ı tabâyie bakarız, ondan medet bekleriz. [/FONT] [FONT=tahoma]Lâkin biz görüyoruz ki, onların kalbleri kasiye, merhametsiz. Dişlerini bilerler, hiddetli de bakarlar. Ne naz dinler, ne niyaz. [/FONT] [FONT=tahoma]Muztar adamlar gibi meyusâne nazarı yukarıya kaldırdık. Hem istimdatkârâneecrâm-ı ulviyeye bakarız; pek dehşetli, tehditkâr da görürüz. [/FONT] [FONT=tahoma]Güya birer gülle, bomba olmuşlar, yuvalardan çıkmışlar, hem etraf-ı fezada pek sür’atli geçerler. Her nasılsa ki onlar birbirine dokunmaz. [/FONT] [FONT=tahoma]Ger birisi yolunu kazara bir şaşırtsa, el’iyâzü billâh, şu âlem-i şehadet ödü de patlayacak. Tesadüfe bağlıdır; bundan dahi hayır gelmez. [/FONT] [FONT=tahoma]Meyusâne nazarı o cihetten çevirdik, elîm hayrete düştük. Başımız da eğildi, sinemizde saklandık. Nefsimize bakarız, mütalâa ederiz. [/FONT] [FONT=tahoma]İşte işitiyoruz: Zavallı nefsimizden binlerle hâcetlerin sayhaları geliyor, binlerlefâkatlerin eninleri çıkıyor. Teselliyi beklerken tevahhuş ediyoruz. [/FONT] [FONT=tahoma]Ondan da hayır gelmedi. Pek ilticakârâne vicdanımıza girdik. İçine bakıyoruz, bir çareyi bekleriz. Eyvah, yine bulmayız. Biz medet vermeliyiz. [/FONT] [FONT=tahoma]Zira onda görünür binlerle emelleri, galeyanlı arzular, heyecanlı hissiyat kâinata uzanmış. Herbirinden titreriz, hiç yardım edemeyiz. [/FONT] [FONT=tahoma]O âmâl sıkışmışlar vücud-u adem içinde; bir tarafı ezele, bir tarafı ebede uzanıp gidiyorlar. Öyle vüs’atleri var; ger dünyayı yutarsa o vicdan da tok olmaz. [/FONT] [FONT=tahoma]İşte bu elîm yolda nereye bir başvurduk, onda bir belâ bulduk. Zira mağdub vedâllîn yolları böyle olur. Tesadüf ve dalâlet o yolda nazar-endaz. [/FONT] [FONT=tahoma]O nazarı biz taktık, bu hale böyle düştük. Şimdi dahi halimiz ki mebde’ ve meâdi, hem Sâni ve hem haşri muvakkat unutmuşuz. [/FONT] [FONT=tahoma] [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Sâni: herşeyi mükemmel ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]anâsır-ı tabâyi: tabiattaki unsurlar; dağ, taş, deniz vs. gibi (bk. ṭ-b-a)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]beliyye: belâ[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cihet: yön[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dalâlet: hak yoldan sapkınlık, inançsızlık (bk. ḍ-l-l)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]dehşetli: korkunç, ürkütücü[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dâllîn: hak yoldan sapmış, inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ebed: sonu olmayan sonsuzluk (bk. e-b-d)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ecrâm-ı ulviye: gökcisimleri, gökteki büyük cisimler[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]elem: acı, keder, sıkıntı[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]elîm: elemli, acı verici[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]el’iyâzü billâh: Allah korusun[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]emel: arzu, istek[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]enin: inleme[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]etraf-ı feza: uzay boşluğu[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ezel: başlangıcı olmayan sonsuzluk (bk. e-z-l)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fâkat: yokluk[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]galeyan: coşup taşma, azgınlık[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ger: eğer[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]güya: sanki[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hayır: iyilik (bk. ḫ-y-r)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]haşir: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplânma (bk. ḥ-ş-r)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hissiyat: hisler, duygular[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hâcet: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ilticakârane: sığınır bir şekilde[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]istimdatkârâne: yardım diler bir şekilde[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]istîtafkârâne: merhamet isteyene yakışır şekilde[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kasiye: sert, katı[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mağdup: Allah’ın hiddet ve gazabına uğramış[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mebde’ ve meâd: gelinen ve gidilecek olan yer; insanın dünyaya gelişi ve dönüşü, dünya ve âhiret[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]medet: yardım[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]meyusâne: ümitsizce[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muvakkat: geçici[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muztar: çaresiz, zorda kalan[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mütalâa: etraflıca inceleyip düşünme[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nazar: bakış (bk. n-ẓ-r)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nazar-endaz: bakan, seyreden (bk. n-ẓ-r)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nefis: insanı maddî zevk ve isteklere sevk eden kuvvet (bk. n-f-s)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]niyaz: yalvarış, yakarış[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sahrâ-yı hâil: ürperti veren çöl[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sayha: sesleniş[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tehacüm: her taraftan hücum etme[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tehditkâr: tehdit edici[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tevahhuş: korku, ürküntü[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vücud-u adem: yokluk vücudu (bk. v-c-d)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vüs’at: genişlik[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âlem-i vücud: varlık âlemi (bk. a-l-m; v-c-d)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âlem-i şehadet: görünen âlem, dünya (bk. a-l-m; ş-h-d)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âmâl: emeller, arzular, istekler[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şeş: altı[/B][/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [COLOR=#111111][FONT=ITCSouvenirStdLight][CENTER][FONT=tahoma][I]Copyright © Söz Basım Yayın[/I][/FONT][/CENTER] [/FONT][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Lemeât
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst