Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Lemeât
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 335319" data-attributes="member: 1"><p><strong>Lemeât - Sayfa 1002</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Tabiat-ı arzı deleriz, o tarafa geçeriz. Ya fıtrî bir tünelden titreyerek gideriz. Bir vakitte bu yolda seyrettim de geçtim bî-naz ve pür-niyazı.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Fakat o zaman tabiatın zemini eritecek, yırtacak bir madde var idi elimde. Üçüncü yolun o delil-i mu’cizi,Kur’ân onu bana vermişti. Kardeşim, arkamı da bırakma, hiç de korkma. Bak, ha, şurada tünelvâri mağaralar, tahte’l-arz akıntılar beklerler ikimizi.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Bizi geçirecekler. Tabiatta şu müthiş cümudiyeleri de seni hiç korkutmasın. Zira bu abus çehresi altında merhametli sahibinin tebessümlü yüzü.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Radyumvâri o madde-i Kur’ân’ı ışıkla sezmiştim. İşte, gözüne aydın! Ziyadar âleme çıktık. Bak şu zemin-i pür-nâzı.Bu fezâ-yı lâtif, şirin. Yahu başını kaldır. Bak, semâvâta ser çekmiş, bulutları da yırtmış, aşağıda bırakmış, davet ediyor bizi</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Şu şecere-i tûbâ. Meğer o Kur’ân imiş. Dalları her tarafa uzanmış. Tedellî eden bu dala biz de asılmalıyız; oraya alsın bizi.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">O şecere-i semâvî bir timsali zeminde olmuş şer’-i enveri. Demek zahmet çekmeden o yol ile çıkardık bu âlem-i ziyaya, sıkmadan zahmet bizi.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Madem yanlış etmişiz; eski yere döneriz, doğru yolu buluruz. Bak, üçüncü yolumuz, şu dağlar üstünde durmuş olan şehbâzi,</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Hem de bütün cihana okuyor bir ezanı. Bak müezzin-i âzama: Muhammedü’l-Hâşimî(a.s.m.) davet eder insanı âlem-i nur-u envere. İlzam eder niyaz ile namazı.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Bulutları da yırtmış, bak bu hüdâ dağlarına. Semâvâta ser çekmiş, bak şeriatcibâline. Nasıl müzeyyen etmiş zeminimizin yüzü gözü.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte çıkmalıyız buradan himmet tayyaresiyle. Ziya-yı nesim orada, nur-u cemâlorada. İşte buradadır Uhud-u tevhid, o cebel-i azizi.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte şuradadır Cûdî-i İslâmiyet, o cebel-i selâmet. İşte Cebelü’l-Kamer olan Kur’ân-ı ezher; zülâl-i Nil akıyor o muhteşem menbadan. İç o âb-ı lezizi.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Cebelü’l-Kamer: Kamer Dağı; Nil Nehrinin çıktığı dağ</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Cûdî-i İslâmiyet: İslâmiyetin Cûdî Dağı; insanları maddî ve mânevî tufanlardan ve felâketlerden koruyan İslâm dini için bir benzetme olarak kullanılmış (bk. s-l-m)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Kur’ân-ı ezher: parlak Kur’ân (ayrıca burada Kur’ân, insanlığın bütün kabiliyet ve donanımının gelişmesine hitap ettiği için evrensel üniversite anlamında Ezher Üniversitesine benzetilmiş de olabilir.)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Muhammedü’l-Hâşimî: Haşimoğulları soyundan gelen Peygamberimiz Hz. Muhammed (bk. ḥ-m-d)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Uhud-u tevhid: tevhidin Uhud Dağı; sağlam ve sarsılmaz tevhid inancı için bir benzetme olarak kullanılmış (bk. v-ḥ-d)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>abus: asık ve ekşi yüzlü</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bî-naz: naz etmeden, nazlanmadan</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cebel-i aziz: şerefli, üstün ve yüce dağ (bk. a-z-z)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cebel-i selâmet: kurtuluşun sembolü olan esenlikli ve güvenli dağ (bk. s-l-m)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cibâl: dağlar</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cihan: dünya</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cümudiye: cansızlık; buzdağı gibi olma</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>delil-i mu’ciz: mu’cizeli delil (bk. a-c-z)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fezâ-yı lâtif: güzel, hoş uzay (bk. l-ṭ-f)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fıtrî: doğal (bk. f-ṭ-r)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>himmet: çalışma, gayret gösterme</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hüdâ: hidayet, doğru yol olan hak din, İslâmiyet (bk. h-d-y)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ilzam etme: lüzumlu kılma, ayrılmaz bir unsur yapma; yükümlü tutma</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>madde-i Kur’ân: Kur’ân’ın maddesi</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>menba: kaynak</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müezzin-i âzam: en büyük müezzin (bk. a-ẓ-m)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müzeyyen: süsleme (bk. z-y-n)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>niyaz: dua, yalvarış</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nur-u cemâl: güzellik nuru (bk. n-v-r; c-m-l)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>pür-niyaz: yalvararak, niyaz ederek</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>radyumvâri: radyum gibi</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>semâvât: gökler (bk. s-m-v)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ser: baş</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tabiat-ı arz: yerin tabiatı (bk. ṭ-b-a)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tahte’l-arz: yer altı</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tayyare: uçak</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tedellî: uzanıp aşağıya inme, eğilme</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>timsal: örnek, görüntü (bk. m-s-l)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tünelvâri: tünel gibi</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zemin: yer</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zemin-i pür-nâz: çok nazlı yer</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ziya-yı nesim: tatlı, hoş rüzgâr ışığı</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ziyadar: ışıklı</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zülâl-i Nil: Nil’in tatlı, hoş suyu (bk. bilgiler – Nil Nehri)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âb-ı leziz: lezzetli su</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem: dünya (bk. a-l-m)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem-i nur-u enver: çok parlak nur âlemi (bk. a-l-m; n-v-r)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem-i ziya: ışıklı âlem, dünya (bk. a-l-m)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şecere-i semâvî: göğe ait ağaç (bk. s-m-v)</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şecere-i tûbâ: tûba ağacı</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şehbâz: atik, becerikli, şanlı yiğit</strong></span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şeriat: Allah tarafından bildirilen kanun ve hükümler (bk. ş-r-a)</strong></span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şer’-i enver: çok nurlu, parlak şeriat (bk. ş-r-a; n-v-r)</strong></span></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="color: #111111"><p style="text-align: center"><em>Copyright © Söz Basım Yayın</em></p><p></span></span><span style="color: #111111"><span style="font-family: 'ITCSouvenirStdLight'"><p style="text-align: center"></p><p></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 335319, member: 1"] [b]Lemeât - Sayfa 1002[/b] [FONT=tahoma]Tabiat-ı arzı deleriz, o tarafa geçeriz. Ya fıtrî bir tünelden titreyerek gideriz. Bir vakitte bu yolda seyrettim de geçtim bî-naz ve pür-niyazı. Fakat o zaman tabiatın zemini eritecek, yırtacak bir madde var idi elimde. Üçüncü yolun o delil-i mu’cizi,Kur’ân onu bana vermişti. Kardeşim, arkamı da bırakma, hiç de korkma. Bak, ha, şurada tünelvâri mağaralar, tahte’l-arz akıntılar beklerler ikimizi. Bizi geçirecekler. Tabiatta şu müthiş cümudiyeleri de seni hiç korkutmasın. Zira bu abus çehresi altında merhametli sahibinin tebessümlü yüzü. Radyumvâri o madde-i Kur’ân’ı ışıkla sezmiştim. İşte, gözüne aydın! Ziyadar âleme çıktık. Bak şu zemin-i pür-nâzı.Bu fezâ-yı lâtif, şirin. Yahu başını kaldır. Bak, semâvâta ser çekmiş, bulutları da yırtmış, aşağıda bırakmış, davet ediyor bizi Şu şecere-i tûbâ. Meğer o Kur’ân imiş. Dalları her tarafa uzanmış. Tedellî eden bu dala biz de asılmalıyız; oraya alsın bizi. O şecere-i semâvî bir timsali zeminde olmuş şer’-i enveri. Demek zahmet çekmeden o yol ile çıkardık bu âlem-i ziyaya, sıkmadan zahmet bizi. Madem yanlış etmişiz; eski yere döneriz, doğru yolu buluruz. Bak, üçüncü yolumuz, şu dağlar üstünde durmuş olan şehbâzi, Hem de bütün cihana okuyor bir ezanı. Bak müezzin-i âzama: Muhammedü’l-Hâşimî(a.s.m.) davet eder insanı âlem-i nur-u envere. İlzam eder niyaz ile namazı. Bulutları da yırtmış, bak bu hüdâ dağlarına. Semâvâta ser çekmiş, bak şeriatcibâline. Nasıl müzeyyen etmiş zeminimizin yüzü gözü. İşte çıkmalıyız buradan himmet tayyaresiyle. Ziya-yı nesim orada, nur-u cemâlorada. İşte buradadır Uhud-u tevhid, o cebel-i azizi. İşte şuradadır Cûdî-i İslâmiyet, o cebel-i selâmet. İşte Cebelü’l-Kamer olan Kur’ân-ı ezher; zülâl-i Nil akıyor o muhteşem menbadan. İç o âb-ı lezizi. [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Cebelü’l-Kamer: Kamer Dağı; Nil Nehrinin çıktığı dağ[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Cûdî-i İslâmiyet: İslâmiyetin Cûdî Dağı; insanları maddî ve mânevî tufanlardan ve felâketlerden koruyan İslâm dini için bir benzetme olarak kullanılmış (bk. s-l-m)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Kur’ân-ı ezher: parlak Kur’ân (ayrıca burada Kur’ân, insanlığın bütün kabiliyet ve donanımının gelişmesine hitap ettiği için evrensel üniversite anlamında Ezher Üniversitesine benzetilmiş de olabilir.)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Muhammedü’l-Hâşimî: Haşimoğulları soyundan gelen Peygamberimiz Hz. Muhammed (bk. ḥ-m-d)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Uhud-u tevhid: tevhidin Uhud Dağı; sağlam ve sarsılmaz tevhid inancı için bir benzetme olarak kullanılmış (bk. v-ḥ-d)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]abus: asık ve ekşi yüzlü[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bî-naz: naz etmeden, nazlanmadan[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cebel-i aziz: şerefli, üstün ve yüce dağ (bk. a-z-z)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]cebel-i selâmet: kurtuluşun sembolü olan esenlikli ve güvenli dağ (bk. s-l-m)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cibâl: dağlar[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]cihan: dünya[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cümudiye: cansızlık; buzdağı gibi olma[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]delil-i mu’ciz: mu’cizeli delil (bk. a-c-z)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fezâ-yı lâtif: güzel, hoş uzay (bk. l-ṭ-f)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fıtrî: doğal (bk. f-ṭ-r)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]himmet: çalışma, gayret gösterme[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hüdâ: hidayet, doğru yol olan hak din, İslâmiyet (bk. h-d-y)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ilzam etme: lüzumlu kılma, ayrılmaz bir unsur yapma; yükümlü tutma[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]madde-i Kur’ân: Kur’ân’ın maddesi[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]menba: kaynak[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]müezzin-i âzam: en büyük müezzin (bk. a-ẓ-m)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]müzeyyen: süsleme (bk. z-y-n)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]niyaz: dua, yalvarış[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nur-u cemâl: güzellik nuru (bk. n-v-r; c-m-l)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]pür-niyaz: yalvararak, niyaz ederek[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]radyumvâri: radyum gibi[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]semâvât: gökler (bk. s-m-v)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ser: baş[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tabiat-ı arz: yerin tabiatı (bk. ṭ-b-a)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tahte’l-arz: yer altı[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tayyare: uçak[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tedellî: uzanıp aşağıya inme, eğilme[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]timsal: örnek, görüntü (bk. m-s-l)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tünelvâri: tünel gibi[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zemin: yer[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]zemin-i pür-nâz: çok nazlı yer[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ziya-yı nesim: tatlı, hoş rüzgâr ışığı[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ziyadar: ışıklı[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zülâl-i Nil: Nil’in tatlı, hoş suyu (bk. bilgiler – Nil Nehri)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âb-ı leziz: lezzetli su[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âlem: dünya (bk. a-l-m)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âlem-i nur-u enver: çok parlak nur âlemi (bk. a-l-m; n-v-r)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âlem-i ziya: ışıklı âlem, dünya (bk. a-l-m)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şecere-i semâvî: göğe ait ağaç (bk. s-m-v)[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şecere-i tûbâ: tûba ağacı[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şehbâz: atik, becerikli, şanlı yiğit[/B][/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şeriat: Allah tarafından bildirilen kanun ve hükümler (bk. ş-r-a)[/B][/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şer’-i enver: çok nurlu, parlak şeriat (bk. ş-r-a; n-v-r)[/B][/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma][COLOR=#111111][CENTER][I]Copyright © Söz Basım Yayın[/I][/CENTER] [/COLOR][/FONT][COLOR=#111111][FONT=ITCSouvenirStdLight][CENTER][/CENTER] [/FONT][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Lemeât
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst