Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Lemeât
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 291365" data-attributes="member: 1"><p><strong>Lemeât - Sayfa 984</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Dolayısıyla, bir hak bir bâtıla mağlûptur. Muvakkaten, bilvasıta olmuştur. Yoksa bizzat, hem daima değildir.Lâkin âkıbetü’l-âkıbe, her dem yine hakkındır.<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> Kuvvetin bir hakkı var, bir sırr-ı hilkati var.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İkinci nokta şudur:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Her Müslimin her vasfı Müslim olmak vâcip iken, haricen her dem vaki, sabit değildir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Öyle de, her kâfirin her vasfı kâfir olmak, küfründen neş’et etmek yine lâzım değildir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Her fâsıkın her vasfı fâsık olmak, fıskından neş’et etmek, öyle de, her dem sabit değildir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Demek bir kâfirin Müslim olan bir vasfı, Müslimdeki lâmeşru vasfına galip olur. Bilvasıta, o kâfir dahi ona galiptir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Hem dünyada, hayatın hakkı şamil ve âmmdır. O rahmet-i âmmenin bir cilve‑i mânidar, onun bir sırr-ı hikmeti var; küfür mâni değildir.<em></em></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><em></em></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><em>Üçüncü nokta şudur:</em> </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">O Zât-ı Zülcelâlin iki vasf-ı kemâlden iki şer’î tecellî, vasf-ı iradeden gelen meşietle takdirdir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">O da şer-i tekvînî. Vasf-ı kelâmdan gelen şeriat-i meşhure. Teşriî evâmire karşı itaat, isyan</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Nasıl olur.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Öyle de, tekvînî evâmire itaat ve isyan olur. Birincisi galiben dâr-ı uhrâda görür</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Mücâzâtı, sevabı. İkincisi ağleban dâr-ı dünyada çeker mükâfat ve ikabı. Meselâ, nasıl sabrın mükâfâtı zaferdir, atâletin mücâzâtı sefalet. Öyle de, sa’yin sevabı olur servet.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Sebatta da galebedir mükâfat. Zehirin ikabı bir maraz, panzehirin sevabı bir sıhhattir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">[NOT]Dipnot-1</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">bk. Hûd Sûresi, 11:49; Kasas Sûresi, 28:83; Lokman Sûresi, 31:22.[/NOT]</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Müslim</strong>: Müslüman (bk. s-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Zât-ı Zülcelâl</strong>: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan Zât, Allah (bk. ẕü; c-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>atâlet</strong>: tembellik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ağleben</strong>: genellikle</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bilvasıta</strong>: vasıtayla, dolaylı olarak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bizzat</strong>: kendisi, aslı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bâtıl</strong>: hak olmayan, gerçek dışı, yalan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cilve-i mânidar</strong>: mânâlı, anlamlı görüntü (bk. c-l-y; a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dem</strong>: vakit, an</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dâr-ı dünya</strong>: dünya yurdu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dâr-ı uhrâ</strong>: âhiret yurdu (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>evâmir</strong>: emirler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fâsık</strong>: yoldan çıkmış, günahkâr</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fısk</strong>: günah, günahkârlık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>galebe</strong>: üstün gelme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>galiben</strong>: çoğunlukla</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hak</strong>: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>haricen</strong>: dışarıdan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ikab</strong>: azap</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâfir</strong>: Allah’ı veya Onun kesin olarak emrettiği şeylerden herhangi birini inkâr eden kimse (bk. k-f-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>küfür</strong>: inkâr, inançsızlık (bk. k-f-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>lâmeşru</strong>: şeriata aykırı, meşru olmayan (bk. lâ; ş-r-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>maraz</strong>: hastalık</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mağlûp</strong>: yenilen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>meşiet</strong>: dileme, arzu</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muvakkaten</strong>: geçici olarak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mâni</strong>: engel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mücâzât</strong>: ceza</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mükâfat</strong>: ödül</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>neş’et etmek</strong>: doğmak, kaynaklanmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>panzehir</strong>: zehire karşı ilâç</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rahmet-i âmme</strong>: her şeyi kaplayan rahmet (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sa’y</strong>: çalışma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sebat</strong>: kararlılık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sefalet</strong>: perişanlık, yoksulluk</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sırr-ı hikmet</strong>: hikmet sırrı (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sırr-ı hilkat</strong>: yaratılış sırrı (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tecellî</strong>: yansıma (bk. c-l-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tekvînî evamir</strong>: kâinattaki kanunlar, İlâhî emirler (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>teşriî</strong>: şeriata dair (bk. ş-r-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vaki</strong>: olan, meydana gelen</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vasf-ı irade</strong>: irade sıfatı (bk. v-ṣ-f; r-v-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vasf-ı kelâm</strong>: kelam sıfatı (bk. v-ṣ-f; k-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vasf-ı kemâl</strong>: kemal sıfatı (bk. v-ṣ-f; k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vâcip</strong>: zorunlu, gerekli (bk. v-c-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âkıbetü’l-akıbe</strong>: nihâî sonuç, neticenin sonu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âmm</strong>: umumî, genel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şer-i tekvînî</strong>: Cenâb-ı Hakkın kâinata koyduğu kanun (bk. ş-r-a; k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şeriat-i meşhure</strong>: herkesçe bilinen şeriat; Allah tarafından bildirilen İlâhî emir ve yasaklara dayanan hükümlerin hepsi (bk. ş-r-a)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şer’î</strong>: şeriatla ilgili (bk. ş-r-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şâmil</strong>: kapsamlı</span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 291365, member: 1"] [b]Lemeât - Sayfa 984[/b] [FONT=tahoma]Dolayısıyla, bir hak bir bâtıla mağlûptur. Muvakkaten, bilvasıta olmuştur. Yoksa bizzat, hem daima değildir.Lâkin âkıbetü’l-âkıbe, her dem yine hakkındır.[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] Kuvvetin bir hakkı var, bir sırr-ı hilkati var. İkinci nokta şudur: Her Müslimin her vasfı Müslim olmak vâcip iken, haricen her dem vaki, sabit değildir. Öyle de, her kâfirin her vasfı kâfir olmak, küfründen neş’et etmek yine lâzım değildir. Her fâsıkın her vasfı fâsık olmak, fıskından neş’et etmek, öyle de, her dem sabit değildir. Demek bir kâfirin Müslim olan bir vasfı, Müslimdeki lâmeşru vasfına galip olur. Bilvasıta, o kâfir dahi ona galiptir. Hem dünyada, hayatın hakkı şamil ve âmmdır. O rahmet-i âmmenin bir cilve‑i mânidar, onun bir sırr-ı hikmeti var; küfür mâni değildir.[I] Üçüncü nokta şudur:[/I] O Zât-ı Zülcelâlin iki vasf-ı kemâlden iki şer’î tecellî, vasf-ı iradeden gelen meşietle takdirdir. O da şer-i tekvînî. Vasf-ı kelâmdan gelen şeriat-i meşhure. Teşriî evâmire karşı itaat, isyan Nasıl olur. Öyle de, tekvînî evâmire itaat ve isyan olur. Birincisi galiben dâr-ı uhrâda görür Mücâzâtı, sevabı. İkincisi ağleban dâr-ı dünyada çeker mükâfat ve ikabı. Meselâ, nasıl sabrın mükâfâtı zaferdir, atâletin mücâzâtı sefalet. Öyle de, sa’yin sevabı olur servet. Sebatta da galebedir mükâfat. Zehirin ikabı bir maraz, panzehirin sevabı bir sıhhattir. [NOT]Dipnot-1 bk. Hûd Sûresi, 11:49; Kasas Sûresi, 28:83; Lokman Sûresi, 31:22.[/NOT] [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Müslim[/B]: Müslüman (bk. s-l-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Zât-ı Zülcelâl[/B]: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan Zât, Allah (bk. ẕü; c-l-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]atâlet[/B]: tembellik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ağleben[/B]: genellikle[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bilvasıta[/B]: vasıtayla, dolaylı olarak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]bizzat[/B]: kendisi, aslı[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bâtıl[/B]: hak olmayan, gerçek dışı, yalan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cilve-i mânidar[/B]: mânâlı, anlamlı görüntü (bk. c-l-y; a-n-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dem[/B]: vakit, an[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]dâr-ı dünya[/B]: dünya yurdu[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dâr-ı uhrâ[/B]: âhiret yurdu (bk. e-ḫ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]evâmir[/B]: emirler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fâsık[/B]: yoldan çıkmış, günahkâr[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fısk[/B]: günah, günahkârlık[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]galebe[/B]: üstün gelme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]galiben[/B]: çoğunlukla[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hak[/B]: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]haricen[/B]: dışarıdan[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ikab[/B]: azap[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kâfir[/B]: Allah’ı veya Onun kesin olarak emrettiği şeylerden herhangi birini inkâr eden kimse (bk. k-f-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]küfür[/B]: inkâr, inançsızlık (bk. k-f-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]lâmeşru[/B]: şeriata aykırı, meşru olmayan (bk. lâ; ş-r-a)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]maraz[/B]: hastalık[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mağlûp[/B]: yenilen[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]meşiet[/B]: dileme, arzu[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muvakkaten[/B]: geçici olarak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mâni[/B]: engel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mücâzât[/B]: ceza[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mükâfat[/B]: ödül[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]neş’et etmek[/B]: doğmak, kaynaklanmak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]panzehir[/B]: zehire karşı ilâç[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]rahmet-i âmme[/B]: her şeyi kaplayan rahmet (bk. r-ḥ-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sa’y[/B]: çalışma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sebat[/B]: kararlılık[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sefalet[/B]: perişanlık, yoksulluk[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sırr-ı hikmet[/B]: hikmet sırrı (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sırr-ı hilkat[/B]: yaratılış sırrı (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tecellî[/B]: yansıma (bk. c-l-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tekvînî evamir[/B]: kâinattaki kanunlar, İlâhî emirler (bk. k-v-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]teşriî[/B]: şeriata dair (bk. ş-r-a)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vaki[/B]: olan, meydana gelen[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vasf-ı irade[/B]: irade sıfatı (bk. v-ṣ-f; r-v-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vasf-ı kelâm[/B]: kelam sıfatı (bk. v-ṣ-f; k-l-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vasf-ı kemâl[/B]: kemal sıfatı (bk. v-ṣ-f; k-m-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vâcip[/B]: zorunlu, gerekli (bk. v-c-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âkıbetü’l-akıbe[/B]: nihâî sonuç, neticenin sonu[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âmm[/B]: umumî, genel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şer-i tekvînî[/B]: Cenâb-ı Hakkın kâinata koyduğu kanun (bk. ş-r-a; k-v-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şeriat-i meşhure[/B]: herkesçe bilinen şeriat; Allah tarafından bildirilen İlâhî emir ve yasaklara dayanan hükümlerin hepsi (bk. ş-r-a)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şer’î[/B]: şeriatla ilgili (bk. ş-r-a)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şâmil[/B]: kapsamlı[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Lemeât
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst