Kur’an ve sünnet penceresinden tasavvufi hayat (6)

mihrimah

Well-known member
Her şeyin bir hedefi, bir temeli ve esası olduğu gibi, tasavvuf erbabının da gayesine ulaşması için bir takım kuralları vardır. Ancak bu kurallara uyulduğu takdirde hedefe varılır. İşte tasavvuf erbabının uyması gereken birinci kural TEVBEDİR. Tevbe kulun kendi iradesi ile günahlarından pişman olup, Allah'a dönmesidir. Tevbe, ruhi bir hadise olup, kulun kusurunu Allah'a götürüp itiraf edip, pişmanlığını beyan edip O'na sığınmasıdır.(Tevbe konusu başka bir yazımızda açıklanacaktır.)

Tasavvufun ikinci esası İHLAS'dır. Gönülden gelen bir dostlukla, halis ve samimi bir niyetle bağlanmaya İHLAS denir. Samimiyetten uzak gönüllerin, güzel sıfatlarla donanması mümkün değildir. İhlasın zıddı riyadır. Yani gösteriş için bir şeyi yapmak. Bu durum insanı münafıklığa bile götürür.


İhlas, insanın kalbini saf ve berrak hale getirir. Bir kelam-ı kibarda bu durumu şöyle belirtmiştir. ''Sanma ey hace ki senden zer ü sim isterler. Yevme la yenfeuda kalb-i selim isterler.''


Tasavvufun diğer bir esası ise ZÜHD'dür. Zühd, masiva dediğimiz dünyevi her türlü maddi arzulardan uzaklaşmaktır. Zühd, ruhun esas geldiği yerin (bezmi elest) hatırlanmasını, gönlünün Allah sevgisiyle dolmasını temin eden bir egzersizdir. Dünyaya karşı duyulan her rağbeti, gönülden söküp atmaktır. Zühd, tasavvuf erbabının tanınmasına vesile olan en yüce makamdır. Bir gün Peygamberimize bir kişi şöyle sorar: ''Ya Resulullah, bana öyle bir amel söyle ki hem Allah'ın rızasını kazanayım hem de insanların sevgisini kazanayım.'' Peygamberimiz:''Dünyadan yüz çevirirsen, Allah seni sever. İnsanların elinde olandan yüz çevirirsen insanlar tarafından sevilirsin'' buyurmuşlardır.


Tasavvufun esaslarından biri de ''SABIR''dır. Sabır, Tasavvuf erbabının elem ve belalara şikayeti terk anlamına gelir. Hatta nefse haz veren şeylerden uzaklaşmak şeklinde de ifade edebiliriz. Sabır; musibetlerden üzüntü duymamak, belayı rıza ile karşılamaktır. Nefisle mücadelenin en büyük şartı sabırdır. Sabır insanın saadet sırrıdır.


Tasavvufun diğer bir esası ise AŞK'tır. Aşk, tasavvuf erbabının Hakka ulaştıran en hızlı yoldur. Onun için “Aşk bir şuledir ki, parlayınca maşuktan başkasını yakar mahveder” denilmiştir. Aşkı en güzel şekilde mutasavvıfların beyitlerinde görmekteyiz. Aşk üzerine bazı beyitler;


''Ya Rab belayı aşk ile kıl aşına beni Bir dem bela-yı aşktan etme cüda beni''


''Hoştur bana senden gelen ya gonca gül, yahut diken. Ya hilat u yahut kefen: lütfunda hoş, kahrında hoş.''


''Aşk derdiyle hoşem, el çek ilacımdan tabib. Kılma dermanım kim helakim zehr-i dermanındadır.''


''Yârin cefası cümle vefadır cefa değil, Yârin cefa kılar diyen ehl-i vefa değil.''


''Sanman taleb-i devletü cah etmeye geldik. Biz âlemde bir yar için ah etmeye geldik.''


‘AHH..KÜLLİ MİNEL AŞK’
Muhammmed Kocakaya
 
Üst