Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Küfür ihtimaline yapışır.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 511888" data-attributes="member: 1040028"><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Sual: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Eğer denilse: Dalalette öyle dehşetli bir elem ve bir korku var ki; kâfir, değil hayattan lezzet alması, hiç yaşamaması lâzım geliyor. Belki o elemden ezilmeli ve o korkudan ödü patlamalı idi. Çünki insaniyet itibariyle hadsiz eşyaya müştak ve hayata âşık olduğu halde, küfür vasıtasıyla mevtini bir i'dam-ı ebedî ve bir firak-ı lâyezalî ve zeval-i mevcudatı ve ahbabının vefatlarını ve bütün sevdiklerini i'dam ve müfarakat-ı ebediye suretinde gözü önünde daima küfür vasıtasıyla gören insan, nasıl yaşayabilir? Nasıl hayattan lezzet alabilir?</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Dalalet: Sapıtma, doğru yoldan ayrılma, iman ve İslam yolundan sapmak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Elem: Acı, dert, kaygı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İnsaniyet: İnsanlık.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hadsiz: Sınırsız, sayısız.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Müştak: İştiyaklı, çok istekli, çok arzulu.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mevt: Ölüm.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İ'dam-ı ebedî: Ebedi idam, sonsuz yok etme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zeval-i mevcudat: Mevcudatın zevali, varlıkların sona ermesi, varlıkların göçüp gitmesi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ahbab: Dost, sevilen kimseler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Müfarakat-ı ebediye: Ebedi ayrılık, sonsuz ayrılık.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Elcevab: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Acib bir mağlata-i şeytaniye ile kendini aldatır, yaşar. Surî bir lezzet alır zanneder. Meşhur bir temsil ile onun mahiyetine işaret edeceğiz. Şöyle ki:</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Acib: Şaşırtan, hayret uyandıran.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mağlata-i şeytaniye: Şeytana ait mağlata, şeytanın aldatıcı ve yanıltıcı sözleri ve kuruntuları.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Surî: Surete ait, görünüşle ilgili, görünüşteki. Hakiki olmayan, ciddi ve samimi olmayan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mahiyet: İç yüz, esas, asıl, temel özellik, temel gerçek.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Deniliyor: Deve kuşuna demişler:</strong> "Kanatların var, uç!" O da kanatlarını kısıp, "Ben deveyim" demiş, uçmamış. Fakat avcının tuzağına düşmüş. Avcı beni görmesin diye başını kuma sokmuş. Halbuki koca gövdesini dışarıda bırakmış, avcıya hedef etmiş. Sonra ona demişler: "Madem deveyim diyorsun, yük götür!" O zaman kanatlarını açıvermiş, "Ben kuşum" demiş, yükün zahmetinden kurtulmuş. Fakat hâmisiz ve yemsiz olarak avcıların hücumuna hedef olmuş. Aynen onun gibi; kâfir, Kur'anın semavî ilânatına karşı küfr-ü mutlakı bırakıp meşkuk bir küfre inmiş. Ona denilse: "Madem mevt ve zevali, bir i'dam-ı ebedî biliyorsun; kendini asacak olan darağacı göz önünde... Ona her vakit bakan, nasıl yaşar? Nasıl lezzet alır?" O adam, Kur'anın umumî vech-i rahmet ve şümullü nurundan aldığı bir hisse ile der: Mevt i'dam değil, ihtimal beka var. Veyahud deve kuşu gibi başını gaflet kumuna sokar, tâ ki ecel onu görmesin ve kabir ona bakmasın ve zeval-i eşya ona ok atmasın!</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hâmi: Koruyucu, koruyan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Semavî: Semaya ait, gökle ilgili. *Allah(cc) katına ait.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İlânat: İlanlar, duyurular.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Küfr-ü mutlak: Mutlak küfür, tam ve kesin inkarcılık, koyu inkarcılık.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Meşkuk: Şüpheli.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mevt: Ölüm.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zeval: Sona erme, son bulma, göçüp gitme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İ'dam-ı ebedî: Ebedi idam, sonsuz yok etme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Umumî: Umumla alakalı, herkesle ilgili, genel.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Vech-i rahmet: Rahmet vechi, merhamet yönü.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şümul: Kapsama, kaplama, içine alma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İhtimal: Olabilirlik, mümkün olma, olabilir olma, olabilme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Beka: Sonsuzluk, devamlılık.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Gaflet: Düşüncesizlik ve ihmal sebebiyle, içinde bulunduğu gerçeklerden habersiz olma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kabir: Mezar.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Elhasıl:</strong> O meşkuk küfür vasıtasıyla deve kuşu gibi mevt ve zevali i'dam manasında gördüğü vakit Kur'an ve semavî kitabların iman-ı bil'âhirete dair kat'î ihbaratı ona bir ihtimal verir. O kâfir, o ihtimale yapışır, o dehşetli elemi üzerine almaz. O vakit ona denilse: "Madem bâki bir âleme gidilecek; o âlemde güzel yaşamak için tekâlif-i diniye meşakkatini çekmek gerektir." O adam şekk-i küfrî cihetiyle der: "Belki yoktur; yok için neden çalışayım?" Yani: Vakta ki o hükm-ü Kur'anın verdiği ihtimal-i beka cihetiyle i'dam-ı ebedî âlâmından kurtulur; ve meşkuk küfrün verdiği ihtimal-i adem cihetiyle tekâlif-i diniye meşakkati ona müteveccih olur, ona karşı küfür ihtimaline yapışır, o zahmetten kurtulur. Demek bu nokta-i nazarda, mü'minden ziyade bu hayatta lezzet alır zannediyor. Çünki tekâlif-i diniyenin zahmetinden ihtimal-i küfrî ile kurtuluyor ve âlâm-ı ebediyeden ise ihtimal-i imanî cihetiyle kendi üzerine almaz. Halbuki bu mağlata-i şeytaniyenin hükmü, gayet sathî ve faidesiz ve muvakkattır.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Elhasıl: Kısacası, özetle, sözün kısası ve özü.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Meşkuk: Şüpheli.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mevt: Ölüm.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zeval: Sona erme, son bulma, göçüp gitme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Semavî: Semaya ait, gökle ilgili. *Allah(cc) katına ait.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İman-ı bil'âhiret: Ahirete inanmak, öbür dünyaya inanmak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kat'î: Kesin.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İhbarat: Haberler, haber vermeler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İhtimal: Olabilirlik, mümkün olma, olabilir olma, olabilme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Elem: Acı, dert, kaygı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Bâki: Ebedi, sonsuz, ölümsüz olan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tekâlif-i diniye: Dinin teklifleri, dinin yükümlülükleri, dinin yüklediği görevler (emirler ve yasaklar)</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Meşakkat: Zahmet, sıkıntı, güçlük, zorluk.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şekk-i küfrî: Küfre ait şekk, inkarla ilgili şüphe, inkarla ilgili kuşku, inkardaki tereddüt.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Vatka: Ne vakit, ne zaman.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İhtimal-i beka: Beka ihtimali, ebedilik ihtimali, sürekli ve sonsuz olabilme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cihet: Yön, taraf.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İ'dam-ı ebedî: Ebedi idam, sonsuz yok etme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Âlâm: Elemler, acılar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İhtimal-i adem: Yokluk ihtimali, hiçliğin olabilirliği.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Müteveccih: Yönelmiş, dönmüş, bakan, dönük.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Nokta-i nazar: Bakış açısı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Alâm-ı ebediye: Ebedi elemler, kesintisiz sürekli devam eden acılar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İhtimal-i imanî: İmana ait ihtimal, imanın olabilirliği, imanla ilgili olabilirliği, imanla ilgili olabilirlik.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mağlata-i şeytaniye: Şeytana ait mağlata, şeytanın aldatıcı ve yanıltıcı sözleri ve kuruntuları.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte Kur'an-ı Hakîm'in küffarlar hakkında da bir nevi cihet-i rahmeti vardır ki; hayat-ı dünyeviyeyi onlara Cehennem olmaktan bir derece kurtarıp bir nevi şekk vererek, şekk ile yaşıyorlar. Yoksa âhiret cehennemini andıracak bu dünyada dahi manevî bir cehennem azabı çekeceklerdi ve intihara mecbur olacaklardı.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Küffar: Kafirler, inkarcılar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Nevi: Çeşit, tür.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cihet-i rahmet: Merhamet yönü.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hayat-ı dünyeviye: Dünyaya ait hayat, dünyadaki yaşantı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şekk: Şüphe.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte ey ehl-i iman! Sizi i'dam-ı ebedîden ve dünyevî ve uhrevî cehennemlerden kurtaran Kur'anın himayeti altına mü'minane ve mu'temidane giriniz ve Sünnet-i Seniyesinin dairesine teslimkârane ve müstahsinane dâhil olunuz, dünya şekavetinden ve âhirette azabdan kurtulunuz!</span></span></em></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Ehl-i iman: İman edenler, inananlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">İ'dam-ı ebedî: Ebedi idam, sonsuz yok etme.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Dünyevî: Dünya hayatına ait, dünyadaki yaşantıyla ilgili.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Uhrevî: Ahrete ait, ahretle alakalı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Himayet: Koruma, koruyuculuk.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Mü'minane: İnanır şekilde, inanırcasına.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Mu'temidane: İtimat eder şekilde, güvenircesine, güvenip bağlanarak.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Sünnet-i Seniye: Pergamberimizin(asm) yüksek ve değerli sünneti.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Teslimkârane: Teslim olurcasına.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Müstahsinane: Beğenircesine, beğenir şekilde, iyi ve güzel bulur şekilde.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Şekavet: Her türlü kötülükler içinde olma, bela ve sıkıntılara düşme.</span></span></p><p><strong><em><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p></em></strong></p><p style="text-align: right"><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px">Lemalar</span></span></p><p></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 511888, member: 1040028"] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Sual: [/B] Eğer denilse: Dalalette öyle dehşetli bir elem ve bir korku var ki; kâfir, değil hayattan lezzet alması, hiç yaşamaması lâzım geliyor. Belki o elemden ezilmeli ve o korkudan ödü patlamalı idi. Çünki insaniyet itibariyle hadsiz eşyaya müştak ve hayata âşık olduğu halde, küfür vasıtasıyla mevtini bir i'dam-ı ebedî ve bir firak-ı lâyezalî ve zeval-i mevcudatı ve ahbabının vefatlarını ve bütün sevdiklerini i'dam ve müfarakat-ı ebediye suretinde gözü önünde daima küfür vasıtasıyla gören insan, nasıl yaşayabilir? Nasıl hayattan lezzet alabilir?[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Dalalet: Sapıtma, doğru yoldan ayrılma, iman ve İslam yolundan sapmak. Elem: Acı, dert, kaygı. İnsaniyet: İnsanlık. Hadsiz: Sınırsız, sayısız. Müştak: İştiyaklı, çok istekli, çok arzulu. Mevt: Ölüm. İ'dam-ı ebedî: Ebedi idam, sonsuz yok etme. Zeval-i mevcudat: Mevcudatın zevali, varlıkların sona ermesi, varlıkların göçüp gitmesi. Ahbab: Dost, sevilen kimseler. Müfarakat-ı ebediye: Ebedi ayrılık, sonsuz ayrılık.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Elcevab: [/B] Acib bir mağlata-i şeytaniye ile kendini aldatır, yaşar. Surî bir lezzet alır zanneder. Meşhur bir temsil ile onun mahiyetine işaret edeceğiz. Şöyle ki:[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Acib: Şaşırtan, hayret uyandıran. Mağlata-i şeytaniye: Şeytana ait mağlata, şeytanın aldatıcı ve yanıltıcı sözleri ve kuruntuları. Surî: Surete ait, görünüşle ilgili, görünüşteki. Hakiki olmayan, ciddi ve samimi olmayan. Mahiyet: İç yüz, esas, asıl, temel özellik, temel gerçek. [/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Deniliyor: Deve kuşuna demişler:[/B] "Kanatların var, uç!" O da kanatlarını kısıp, "Ben deveyim" demiş, uçmamış. Fakat avcının tuzağına düşmüş. Avcı beni görmesin diye başını kuma sokmuş. Halbuki koca gövdesini dışarıda bırakmış, avcıya hedef etmiş. Sonra ona demişler: "Madem deveyim diyorsun, yük götür!" O zaman kanatlarını açıvermiş, "Ben kuşum" demiş, yükün zahmetinden kurtulmuş. Fakat hâmisiz ve yemsiz olarak avcıların hücumuna hedef olmuş. Aynen onun gibi; kâfir, Kur'anın semavî ilânatına karşı küfr-ü mutlakı bırakıp meşkuk bir küfre inmiş. Ona denilse: "Madem mevt ve zevali, bir i'dam-ı ebedî biliyorsun; kendini asacak olan darağacı göz önünde... Ona her vakit bakan, nasıl yaşar? Nasıl lezzet alır?" O adam, Kur'anın umumî vech-i rahmet ve şümullü nurundan aldığı bir hisse ile der: Mevt i'dam değil, ihtimal beka var. Veyahud deve kuşu gibi başını gaflet kumuna sokar, tâ ki ecel onu görmesin ve kabir ona bakmasın ve zeval-i eşya ona ok atmasın![/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Hâmi: Koruyucu, koruyan. Semavî: Semaya ait, gökle ilgili. *Allah(cc) katına ait. İlânat: İlanlar, duyurular. Küfr-ü mutlak: Mutlak küfür, tam ve kesin inkarcılık, koyu inkarcılık. Meşkuk: Şüpheli. Mevt: Ölüm. Zeval: Sona erme, son bulma, göçüp gitme. İ'dam-ı ebedî: Ebedi idam, sonsuz yok etme. Umumî: Umumla alakalı, herkesle ilgili, genel. Vech-i rahmet: Rahmet vechi, merhamet yönü. Şümul: Kapsama, kaplama, içine alma. İhtimal: Olabilirlik, mümkün olma, olabilir olma, olabilme. Beka: Sonsuzluk, devamlılık. Gaflet: Düşüncesizlik ve ihmal sebebiyle, içinde bulunduğu gerçeklerden habersiz olma. Kabir: Mezar.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Elhasıl:[/B] O meşkuk küfür vasıtasıyla deve kuşu gibi mevt ve zevali i'dam manasında gördüğü vakit Kur'an ve semavî kitabların iman-ı bil'âhirete dair kat'î ihbaratı ona bir ihtimal verir. O kâfir, o ihtimale yapışır, o dehşetli elemi üzerine almaz. O vakit ona denilse: "Madem bâki bir âleme gidilecek; o âlemde güzel yaşamak için tekâlif-i diniye meşakkatini çekmek gerektir." O adam şekk-i küfrî cihetiyle der: "Belki yoktur; yok için neden çalışayım?" Yani: Vakta ki o hükm-ü Kur'anın verdiği ihtimal-i beka cihetiyle i'dam-ı ebedî âlâmından kurtulur; ve meşkuk küfrün verdiği ihtimal-i adem cihetiyle tekâlif-i diniye meşakkati ona müteveccih olur, ona karşı küfür ihtimaline yapışır, o zahmetten kurtulur. Demek bu nokta-i nazarda, mü'minden ziyade bu hayatta lezzet alır zannediyor. Çünki tekâlif-i diniyenin zahmetinden ihtimal-i küfrî ile kurtuluyor ve âlâm-ı ebediyeden ise ihtimal-i imanî cihetiyle kendi üzerine almaz. Halbuki bu mağlata-i şeytaniyenin hükmü, gayet sathî ve faidesiz ve muvakkattır.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Elhasıl: Kısacası, özetle, sözün kısası ve özü. Meşkuk: Şüpheli. Mevt: Ölüm. Zeval: Sona erme, son bulma, göçüp gitme. Semavî: Semaya ait, gökle ilgili. *Allah(cc) katına ait. İman-ı bil'âhiret: Ahirete inanmak, öbür dünyaya inanmak. Kat'î: Kesin. İhbarat: Haberler, haber vermeler. İhtimal: Olabilirlik, mümkün olma, olabilir olma, olabilme. Elem: Acı, dert, kaygı. Bâki: Ebedi, sonsuz, ölümsüz olan. Tekâlif-i diniye: Dinin teklifleri, dinin yükümlülükleri, dinin yüklediği görevler (emirler ve yasaklar) Meşakkat: Zahmet, sıkıntı, güçlük, zorluk. Şekk-i küfrî: Küfre ait şekk, inkarla ilgili şüphe, inkarla ilgili kuşku, inkardaki tereddüt. Vatka: Ne vakit, ne zaman. İhtimal-i beka: Beka ihtimali, ebedilik ihtimali, sürekli ve sonsuz olabilme. Cihet: Yön, taraf. İ'dam-ı ebedî: Ebedi idam, sonsuz yok etme. Âlâm: Elemler, acılar. İhtimal-i adem: Yokluk ihtimali, hiçliğin olabilirliği. Müteveccih: Yönelmiş, dönmüş, bakan, dönük. Nokta-i nazar: Bakış açısı. Alâm-ı ebediye: Ebedi elemler, kesintisiz sürekli devam eden acılar. İhtimal-i imanî: İmana ait ihtimal, imanın olabilirliği, imanla ilgili olabilirliği, imanla ilgili olabilirlik. Mağlata-i şeytaniye: Şeytana ait mağlata, şeytanın aldatıcı ve yanıltıcı sözleri ve kuruntuları.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]İşte Kur'an-ı Hakîm'in küffarlar hakkında da bir nevi cihet-i rahmeti vardır ki; hayat-ı dünyeviyeyi onlara Cehennem olmaktan bir derece kurtarıp bir nevi şekk vererek, şekk ile yaşıyorlar. Yoksa âhiret cehennemini andıracak bu dünyada dahi manevî bir cehennem azabı çekeceklerdi ve intihara mecbur olacaklardı.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Küffar: Kafirler, inkarcılar. Nevi: Çeşit, tür. Cihet-i rahmet: Merhamet yönü. Hayat-ı dünyeviye: Dünyaya ait hayat, dünyadaki yaşantı. Şekk: Şüphe.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]İşte ey ehl-i iman! Sizi i'dam-ı ebedîden ve dünyevî ve uhrevî cehennemlerden kurtaran Kur'anın himayeti altına mü'minane ve mu'temidane giriniz ve Sünnet-i Seniyesinin dairesine teslimkârane ve müstahsinane dâhil olunuz, dünya şekavetinden ve âhirette azabdan kurtulunuz![/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][COLOR="#008000"]Ehl-i iman: İman edenler, inananlar. İ'dam-ı ebedî: Ebedi idam, sonsuz yok etme. Dünyevî: Dünya hayatına ait, dünyadaki yaşantıyla ilgili. Uhrevî: Ahrete ait, ahretle alakalı. Himayet: Koruma, koruyuculuk. Mü'minane: İnanır şekilde, inanırcasına. Mu'temidane: İtimat eder şekilde, güvenircesine, güvenip bağlanarak. Sünnet-i Seniye: Pergamberimizin(asm) yüksek ve değerli sünneti. Teslimkârane: Teslim olurcasına. Müstahsinane: Beğenircesine, beğenir şekilde, iyi ve güzel bulur şekilde. Şekavet: Her türlü kötülükler içinde olma, bela ve sıkıntılara düşme.[/COLOR][/FONT] [B][I][RIGHT][FONT=Arial][SIZE=4] Lemalar[/SIZE][/FONT][/RIGHT][/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Küfür ihtimaline yapışır.
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst