Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Kutsal Kitaplar
Kızılbaşlık ne demektir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="NuruAhsen" data-source="post: 23188" data-attributes="member: 857"><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Kızılbaşlık, Anadolu Aleviliği için en çok kullanılan ve Alevilerce genel anlamıyla benimsenen isimlerden biridir. Bu kelimenin kullanımı on beşinci ve on altıncı asırlara kadar uzanır. Aleviliğe bu adın verilmesi ile ilgili değişik görüşler ileri sürülmektedir:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><strong>Birincisi:</strong> Hz. Peygamber, Uhud Harbinde Mekkeliler tarafından yaralanınca, akan kanlar başını tamamen kızıla boyar. Adeta bu hatırayı yad etmek isteyen Hz. Ali, iştirak ettiği diğer savaşlarda başına kırmızı bir taç takar. Kızılbaş tabiri de bundan ötürü verilmiş ve kullanıla gelmiştir.(1) Bu rivayetin değişik bir varyantını da diğer bir alevi yazar şöyle dile getirir: “Uhut’ta Hz. Muhammed’in yaralarından akan kanı Ali, başına sürerek yere damlamasını önlemiştir. Ali, Uhut’ta kendisini Peygamber’e siper etmiş, herkes kaçarken, Peygamberi korumuştu. Bu çarpışmada tam 16 yerinden yaralanmış, eli, yüzü kan içinde kalmıştı. Başlığı da kandan kıpkızıl olduğu için Ali’ye “Kızılbaş” denilmiştir.”(2) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><strong>İkincisi: </strong>Şah İsmail, II. Bayezid ile bir anlaşma yaparak, askerlerini Anadolu’dan Suriye’ye geçirir. Bu askerlerin başlarında kırmızı takkeler bulunmaktadır. Bundan dolayı Şiilere Kızılbaş adı verilirken, Anadolu Alevileri de Kızılbaş adını almışlardır.(3) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><strong>Üçüncüsü: </strong>Bu görüş de yine Şah İsmail’in askerleri ile ilgilidir. Şah İsmail’in Şii olan askerleri, diğerlerinden farklı olarak başlarında kırmızı bir külah taşımaktadırlar. Onlara izafeten Anadolu Alevilerine de Kızılbaş denilmiştir. (4)</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><strong>Dördüncüsü: </strong>Müslümanlık’tan önce Şamanlık dinine mensup olan ve daha sonra Aleviliği kabul eden Türkmenlerin dini ayinlerini idare eden Şamanlar, başlarına kırmızı bir külah giyerlerdi. Alevi dedeleri de, başlarına kırmızı külah giyerek derneklerini idare ettiklerinden dolayı Sünni Türkler tarafından Anadolu Alevilerine Kızılbaş ismi verilmiştir. Bu nedenle şu dörtlüğü dile getirmişlerdir5) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Melikoff’a göre, Kızılbaş kelimesinin Osmanlı belgelerinde kötüleyici bir anlam yüklenmiş olmasının sebebi, bu toplumun isyanlara karışmış olmalarıdır.(6) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><strong>Sonuç olarak şunu söyleyelim: </strong>Her ne kadar bazı kimseler Kızılbaş ismini bir hakaret ifadesi olarak ele alsalar da, bir grup Aleviler bunu bir iftihar vesilesi olarak algılamaktadırlar. Konuyla ilgili Zelyut şöyle der: <strong>“Aleviler, Kızılbaş olmaktan utanç ve küçüklük duymazlar. Onlar; karşıt insanların bu sözü hakaret anlamında kullanılmasına kızarlar. Hatta, “Kızılbaşlık gibi unvanımız var” diyerek Kızılbaş olmaları ile övünürler... Aleviler, Kızılbaşlık olayını Hz. Ali’ye bağlarlar.” </strong>(7)</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Bu dört görüşün dışında iki ayrı görüş daha bulunmaktadır. Bize göre, bu iki görüş diğerlerinden isabetli görülmektedir. Bunlardan biri, kırmızı börk veya başlık giyen Türkmen boyları ile alakalıdır. Türkler arasında başa takılan başlıklara izafeten, urug, boy ve oymak isimlerine rastlanmaktadır. Mesela, siyah başlık (papak, kalpak) giyen bir Türk boyunun adı “Karakalpak” veya “Karapapak” tır. Buhara Mektebine mensup bir sünni tarikatı da “Yeşilbaş” olarak adlandırılmaktadır. </span></span></span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Türkiye</span></span></span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">’de “Karabörk”, “Karabörklü”, Kızılbörklü”, “Akbaşlı” ve “Akbaşlar” isimleri ile pek çok köy bulunmaktadır. ( 8 </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Aşıkpaşaoğlu Tarihi’nde bu hususla ilgili olmak üzere, şu örnek bulunmaktadır: Orhan Gazi, babası Osman Gazi gibi kızıl börk giyiyor ve askerine de giydiriyordu. Kardeşi Alaaddin Paşa, bu konuda kendisine şu öğüdü verir: “Hanım! Senin askerine bir alamet koyalım ki, başka askerlerde olmasın.” Orhan Gazi’nin, <strong>“Kardeş! Her ne ki sen dersen ben onu kabul ederim.” </strong>demesi üzerine Alaaddin Paşa, <strong>“Etraftaki beylerin börkleri kızıldır. Seninki ak olsun.” </strong>diyerek teklifte bulunur. Bunun üzerine Orhan Gazi Bilecik’te ak börk işlenmesini emretmiştir. (9) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Kızılbaş isminin menşei ile ilgili olarak bir diğer görüş de şöyledir: Erdebil tekkesi şeyhlerinden Şeyh Haydar (894/148, on iki dilimli kızıl bir taç giymiş ve kızıl sarık sarmaya başlamış ve derecelerine göre müritlerine de aynı tacı sarıklı veya sarıksız olarak giydirmiştir. Bu nedenle Erdebil Tekkesi mensuplarına “Kızılbaş” adı verilmiştir. (10) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><strong>Kaynaklar: </strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">1- Enver Behnan Şapolyo, Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi, İstanbul 1964, s. 254.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">2- Zelyut, Alevilik., s. 82.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">3- Şapolyo, Mezhepler ve Tarikatlar., ss. 254.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">4- Şapolyo, a.g.e., ss. 255.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">5- Şapolyo, a.g.e., ss. 255.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">6- İrene Melikoff, “Alevi-Bektaşiliği Tarihi Kökenleri Bektaşi-Kızılbaş (Alevi) Bölünmesi ve Neticeleri”, Tarihi ve Kültürel Boyutlarıyla </span></span></span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Türkiye</span></span></span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">’de Aleviler Bektaşiler Nusayriler, İstanbul 1999, s.23.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">7- Zelyut, a.g.e., s. 82.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">8- Mehmet Eröz, </span></span></span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Türkiye</span><span style="font-size: 12px">’de Alevilik Bektaşilik, Ankara 1990, ss. 81-82; Ethem Ruhi Fığlalı, </span><span style="font-size: 12px">Türkiye</span></span></span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">’de Alevilik Bektaşilik, Ankara 1989, ss. 9-10; Şapolyo, a.g.e., s. 255.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">9- Aşıkpaşaoğlu, Tevarih-i Al-i Osman, Atsız Neşri, İstanbul 1949, s.117.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">10- Fığlalı, </span></span></span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Türkiye</span><span style="font-size: 12px">’de Alevilik Bektaşilik, s. 12; Bekir Kütükoğlu, Osmanlı-İran Siyasi Münasebetleri, İstanbul 1993, s. 2; CL. Huart, “Haydar”, İ:A:, İstanbul 1993, V, 387; Abdülbaki Gölpınarlı, “Kızılbaş”, İA, cilt 6, s.789; Sayın Dalkıran, İbn-i Kemal ve Düşünce Tarihimiz, İstanbul 1997, s. 20; Osmanlı Devleti’nde Ehl-i Sünnet’in Şii Akidesine Tenkidleri, İstanbul 2000, s. 9.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="NuruAhsen, post: 23188, member: 857"] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Kızılbaşlık, Anadolu Aleviliği için en çok kullanılan ve Alevilerce genel anlamıyla benimsenen isimlerden biridir. Bu kelimenin kullanımı on beşinci ve on altıncı asırlara kadar uzanır. Aleviliğe bu adın verilmesi ile ilgili değişik görüşler ileri sürülmektedir:[/SIZE][/COLOR][/FONT] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][B]Birincisi:[/B] Hz. Peygamber, Uhud Harbinde Mekkeliler tarafından yaralanınca, akan kanlar başını tamamen kızıla boyar. Adeta bu hatırayı yad etmek isteyen Hz. Ali, iştirak ettiği diğer savaşlarda başına kırmızı bir taç takar. Kızılbaş tabiri de bundan ötürü verilmiş ve kullanıla gelmiştir.(1) Bu rivayetin değişik bir varyantını da diğer bir alevi yazar şöyle dile getirir: “Uhut’ta Hz. Muhammed’in yaralarından akan kanı Ali, başına sürerek yere damlamasını önlemiştir. Ali, Uhut’ta kendisini Peygamber’e siper etmiş, herkes kaçarken, Peygamberi korumuştu. Bu çarpışmada tam 16 yerinden yaralanmış, eli, yüzü kan içinde kalmıştı. Başlığı da kandan kıpkızıl olduğu için Ali’ye “Kızılbaş” denilmiştir.”(2) [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][B]İkincisi: [/B]Şah İsmail, II. Bayezid ile bir anlaşma yaparak, askerlerini Anadolu’dan Suriye’ye geçirir. Bu askerlerin başlarında kırmızı takkeler bulunmaktadır. Bundan dolayı Şiilere Kızılbaş adı verilirken, Anadolu Alevileri de Kızılbaş adını almışlardır.(3) [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][B]Üçüncüsü: [/B]Bu görüş de yine Şah İsmail’in askerleri ile ilgilidir. Şah İsmail’in Şii olan askerleri, diğerlerinden farklı olarak başlarında kırmızı bir külah taşımaktadırlar. Onlara izafeten Anadolu Alevilerine de Kızılbaş denilmiştir. (4)[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][B]Dördüncüsü: [/B]Müslümanlık’tan önce Şamanlık dinine mensup olan ve daha sonra Aleviliği kabul eden Türkmenlerin dini ayinlerini idare eden Şamanlar, başlarına kırmızı bir külah giyerlerdi. Alevi dedeleri de, başlarına kırmızı külah giyerek derneklerini idare ettiklerinden dolayı Sünni Türkler tarafından Anadolu Alevilerine Kızılbaş ismi verilmiştir. Bu nedenle şu dörtlüğü dile getirmişlerdir5) [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Melikoff’a göre, Kızılbaş kelimesinin Osmanlı belgelerinde kötüleyici bir anlam yüklenmiş olmasının sebebi, bu toplumun isyanlara karışmış olmalarıdır.(6) [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][B]Sonuç olarak şunu söyleyelim: [/B]Her ne kadar bazı kimseler Kızılbaş ismini bir hakaret ifadesi olarak ele alsalar da, bir grup Aleviler bunu bir iftihar vesilesi olarak algılamaktadırlar. Konuyla ilgili Zelyut şöyle der: [B]“Aleviler, Kızılbaş olmaktan utanç ve küçüklük duymazlar. Onlar; karşıt insanların bu sözü hakaret anlamında kullanılmasına kızarlar. Hatta, “Kızılbaşlık gibi unvanımız var” diyerek Kızılbaş olmaları ile övünürler... Aleviler, Kızılbaşlık olayını Hz. Ali’ye bağlarlar.” [/B](7)[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Bu dört görüşün dışında iki ayrı görüş daha bulunmaktadır. Bize göre, bu iki görüş diğerlerinden isabetli görülmektedir. Bunlardan biri, kırmızı börk veya başlık giyen Türkmen boyları ile alakalıdır. Türkler arasında başa takılan başlıklara izafeten, urug, boy ve oymak isimlerine rastlanmaktadır. Mesela, siyah başlık (papak, kalpak) giyen bir Türk boyunun adı “Karakalpak” veya “Karapapak” tır. Buhara Mektebine mensup bir sünni tarikatı da “Yeşilbaş” olarak adlandırılmaktadır. [/COLOR][/FONT][/SIZE][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Türkiye[/SIZE][/COLOR][/FONT][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]’de “Karabörk”, “Karabörklü”, Kızılbörklü”, “Akbaşlı” ve “Akbaşlar” isimleri ile pek çok köy bulunmaktadır. ( 8 [/SIZE][/COLOR][/FONT] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Aşıkpaşaoğlu Tarihi’nde bu hususla ilgili olmak üzere, şu örnek bulunmaktadır: Orhan Gazi, babası Osman Gazi gibi kızıl börk giyiyor ve askerine de giydiriyordu. Kardeşi Alaaddin Paşa, bu konuda kendisine şu öğüdü verir: “Hanım! Senin askerine bir alamet koyalım ki, başka askerlerde olmasın.” Orhan Gazi’nin, [B]“Kardeş! Her ne ki sen dersen ben onu kabul ederim.” [/B]demesi üzerine Alaaddin Paşa, [B]“Etraftaki beylerin börkleri kızıldır. Seninki ak olsun.” [/B]diyerek teklifte bulunur. Bunun üzerine Orhan Gazi Bilecik’te ak börk işlenmesini emretmiştir. (9) [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Kızılbaş isminin menşei ile ilgili olarak bir diğer görüş de şöyledir: Erdebil tekkesi şeyhlerinden Şeyh Haydar (894/148, on iki dilimli kızıl bir taç giymiş ve kızıl sarık sarmaya başlamış ve derecelerine göre müritlerine de aynı tacı sarıklı veya sarıksız olarak giydirmiştir. Bu nedenle Erdebil Tekkesi mensuplarına “Kızılbaş” adı verilmiştir. (10) [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][B]Kaynaklar: [/B][/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]1- Enver Behnan Şapolyo, Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi, İstanbul 1964, s. 254.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]2- Zelyut, Alevilik., s. 82.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]3- Şapolyo, Mezhepler ve Tarikatlar., ss. 254.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]4- Şapolyo, a.g.e., ss. 255.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]5- Şapolyo, a.g.e., ss. 255.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]6- İrene Melikoff, “Alevi-Bektaşiliği Tarihi Kökenleri Bektaşi-Kızılbaş (Alevi) Bölünmesi ve Neticeleri”, Tarihi ve Kültürel Boyutlarıyla [/COLOR][/FONT][/SIZE][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Türkiye[/SIZE][/COLOR][/FONT][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]’de Aleviler Bektaşiler Nusayriler, İstanbul 1999, s.23.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]7- Zelyut, a.g.e., s. 82.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]8- Mehmet Eröz, [/COLOR][/FONT][/SIZE][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Türkiye[/SIZE][SIZE=3]’de Alevilik Bektaşilik, Ankara 1990, ss. 81-82; Ethem Ruhi Fığlalı, [/SIZE][SIZE=3]Türkiye[/SIZE][/COLOR][/FONT][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]’de Alevilik Bektaşilik, Ankara 1989, ss. 9-10; Şapolyo, a.g.e., s. 255.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]9- Aşıkpaşaoğlu, Tevarih-i Al-i Osman, Atsız Neşri, İstanbul 1949, s.117.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]10- Fığlalı, [/COLOR][/FONT][/SIZE][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Türkiye[/SIZE][SIZE=3]’de Alevilik Bektaşilik, s. 12; Bekir Kütükoğlu, Osmanlı-İran Siyasi Münasebetleri, İstanbul 1993, s. 2; CL. Huart, “Haydar”, İ:A:, İstanbul 1993, V, 387; Abdülbaki Gölpınarlı, “Kızılbaş”, İA, cilt 6, s.789; Sayın Dalkıran, İbn-i Kemal ve Düşünce Tarihimiz, İstanbul 1997, s. 20; Osmanlı Devleti’nde Ehl-i Sünnet’in Şii Akidesine Tenkidleri, İstanbul 2000, s. 9.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Kutsal Kitaplar
Kızılbaşlık ne demektir?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst