kenz-i mahfi
Sorumlu
MAVZER (Almanca)
Mauser (Mavzer) 1811 yılında Prusya Ordusu için tüfek üretimi yapan Alman firmasıdır.
Üretilen ilk tüfek Mauser Model 1871 diğer adıyla Infanterie-Gewehr 71'dir. (Almanca infanterie gewehr, "piyade tüfeği" demektir.) O dönemde Alman İmparatorluğu'nda standart piyade tüfeği haline gelmiştir. Sonraki modeller bu tüfek üzerinden geliştirilecektir. Firmanın ürettiği en meşhur tüfek, Wehrmacht'ın 1935'te envanterine dahil ettiği ve II. Dünya Savaşı'nda büyük rol oynamış Kar 98k adlı tüfektir. Ayrıca "mavzer" terimi, I. Dünya Savaşı sırasında Alman İmparatorluğu'nun ürettiği, Osmanlı İmparatorluğu'nun da kullandığı sürgülü tüfeğe Türkçede verilen genel isimdir. Silahın gerçek adı Gewehr 98'dir. Genel olarak "Model 98" (Gewehr 98) olarak da adlandırılan bu tüfek gelmiş geçmiş en başarılı sürgülü tüfektir. Kar 98k da Model 98'in namlusunun kısaltılmış versiyonudur.
Gewehr 98 (kısaca G98 ya da Gew 98), 1898'ten 1935'e kadar Alman piyadelerinin standart piyade tüfeğidir. 1935'te hizmete giren Mauser Kar 98k, bu tüfeğin karabina modelidir. Birçok savaşta kulanılmıştır. Günümüzde bile sağlam olanları ve sonradan üretilenleri av için kullanılmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu ordusunun ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından en çok kullanmış olduğu tüfeklerden biridir. 1950 yılında Türkiye'nin Kore Savaşı'na girmesiyle M1 Garand TSK'nın envanterine girdi ve Gewehr 98 kullanımdan çıkarıldı.
G98, 740 mm'lik uzun bir namluya sahiptir. Karabina modelinden çok daha hızlı bir namlu çıkış hızına sahiptir. Standart olarak zamanında askerlere süngü ile gelirdi. Kundak içi mermi yuvası 5 mermi alır. Sürgülü olduğu için her atıştan sonra mermi sürgü çekilerek el yardımıyla dışarı atılır. Sürgü geri itildiğinde tüfek tekrar atışa hazır hale gelir. 5 mermi aynı anda bir klavuz metal parçasıyla aynı anda üstten bastırılarak silah doldurulur. Standart 7.92x57mm Mauser mühimmat kullanır.
Bu tüfekler, Osmanlı İmparatorluğu'nun envanterine II. Abdülhamit zamanında girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, ABD'nin silah satmayı durdurması üzerine II. Abdülhamit'in girişimleri ile Alman İmparatorluğu'ndan bu silahları almayı başarmıştır. Alman İmparatorluğu müttefik arayışında olduğundan Osmanlı-Alman işbirliği gerçekleşmiştir. II. Wilhelm bu yakınlaşmanın üzerine bugün Alman Çeşmesi olarak bilinen çeşmeyi hediye etmiştir. Çok iyi tüfekler olması ve o zamana kadar daha iyileri geliştirilememesi nedeniyle uzun yıllar Türkiye Cumhuriyeti'nde de hizmet vermişlerdir. Üretilen tüfeklerde seri numarası üzerinde kullanan ülkenin amblemi vardır. Türk tüfeklerinin çoğu Amerikan M1 Garand'ın kullanılmaya başlaması ile hurda olarak yurtdışına satılmıştır. Bugün ABD ve Avrupa'da sivil koleksiyonerler arasında sürgü sisteminin üstündeki seri numarasının yanında ay-yıldız olan Türk Mauser'leri de bulunmaktadır. Bu tüfekler ABD'de kuvvetli ve ucuz oldukları için sivil avcılar ve atışçılar tarafından kullanılmaktadır. Bir tabancanın ortalama 600 dolar olduğu ABD'de bu tüfekler 100 dolara satılmaktadır. Türkiye içinde de siviller arasında az sayıda olsa da bu tüfeklerden halen bulunmaktadır. Bu tüfekler uzun yıllar model adı olan 98 yerine marka adı olan Mauser adıyla tanınmıştır. Bu nedenle Türkçe'ye Mavzer tüfek deyimi yerleşmiştir. Cumhuriyet döneminde Kırıkkale'de modifiye edilmiş Türk Mauser modelleri üretilmiştir. Bunlar Kırıkkale 38 adıyla bilinir.
Alman İmparatorluğu ve müttefikleri, I. Dünya Savaşı'nda bu tüfekle donatılmıştır. Türk Kurtuluş Savaşı'nda da kullanılmıştır. Çağının gelmiş geçmiş en iyi 2 silahından biridir.
Mauser (Mavzer) marka tüfeklerin üretildiği yer Almanya'da küçük bir kasaba olan Oberndorf am Neckar'dır.
Oberndorf am Neckar: Almanya'nın güneybatısında Baden-Württemberg Bölgesi'nde Freiburg iline bağlı Rotweil ilçesinde bir kasaba'dır. Rottweil ilçesinin yaklaşık olarak 15 km. kuzeyinde yer alan ve Almanya'nın silah endüstrisinde önemli bir yere sahip olan kasabadır. O zamanlarda pek çok Almanın ismini dahi bilmediği Kara Ormanlar bölgesinde yer alan bu küçük kasaba milyonların ölümüne sebep olan mavzer tüfeğinin üretildiği yerdir. Halen yaklaşık olarak 14.000 nüfuslu bir yerleşim birimidir.
Nice ölümlere neden, nice türkülere ve şiirlere konu olduğu için neredeyse herkes tarafından bilinir duruma gelen ‘Mavzer’ ismi, Almanya’nın güneyinde Kara Ormanlar’ın eteğine kurulu küçük bir yerleşim yeri olan Oberndorf am Neckar’dan gelir.
Bir çok Alman’ın dahi varlığından haberdar olmadığı Oberndorf, ormanın kuytuluklarında kurulu bu küçük şehir, bir dönemler imparatorların, silah ticaretiyle uğraşanların ilgi odağı olmuş. Württemberg kralı Kayzer Friedrich tarafından 1811′de boş bir manastıra kurulan mavzer fabrikası Prusya ordusuna piyade tüfeği üretmeye başlamış. Başlangıçta kimsenin dikkatini çekmeyen mavzer fabrikasında durum Wilhelm ile Paul Mauser kardeşler 1872′de ölüm saçan bu silah fabrikasını ele alınca değişmiş.
Böylece 19. Yüzyıl’ın son çeyreğinde yüzbinlerce silah üretimine başlanır. Egemenliğini teminat altına almak isteyenler dünyanın dört bir yanında Oberndorf’a gelirler. Kimler yok ki aralarında; Çin, Sırbistan, Rusya, İspanya, Meksika, İran, Ekvator, Osmanlılar… 34 ülke buradan silah almak için adeta birbirleriyle yarışır hale gelmişler.
Osmanlı ile doğrudan görüşmek üzere İstanbul’a giden Paul Mauser, yüklü bir siparişle geri döner. Bu gezinin hemen ardından Osmanlı adına gelen heyet, şartları görüşmek ve silah eğitimi gibi konularda bilgi almak için uzun bir süre Oberndorf’ta kalmak ister. Bunun üzerine Osmanlı mimarisine uygun bir konaklama evi yapılır. Bu binanın bugün sadece resmi vardır. İkinci Dünya Savaşında bombalamalar sonucu yıkılmıştır.
Silah ticaretinde Fransa, İngiltere ve Almaya birbirleriyle kıyasıya çatışırlar. Zira koca bir pazar var ve topraklarında ulusal kurtuluş savaşları bitmek bilmiyor. Osmanlı devleti silah alımında zaman zaman koca şehirlerin (Konya, Adana, Kastamonu) tüm vergi gelirlerini teminat olarak gösterebiliyordu.
Osmanlı imparatorluğu ile yapılan büyük anlaşma sonrası Mavzer fabrikasının ünü daha da büyür. Üretilen tüfek modellerine satış yapılan ülkelerin adı verilir. Örneğin 1887′de üretilen bir silah modeline Türken Mauser denmesi gibi… Ölüm saçan araçlar üreten Mauser Werke’de çalışanların sayısı da hızla artar. 1914′e kadar Mavzer Fabrikası’nda 6800 kişi çalışmaktadır. Öyle ki siparişler yetiştirilemez duruma gelinmişti. Üretilen silahlar çatışma halindeki Rusya ile Osmanlı’ya büyük bir keyifle satılıyordu. Rivayete göre milyonlarla ifade edilen Mavzer tüfekleri birbirine eklense dünyayı iki kez sarmalayabilir.
Ne ki Mavzer de Osmanlı’nın ve birçok imparatorluğun sonunun gelmesini engelleyemez. Birinci Dünya Savaşı sonrası, İtilaf Devletleri ile yapılan Versay Barış Antlaşması gereği Almanya’da silah üretimi bir süreliğine durdurulur. Bu, Mavzer’in çöküşü anlamına gelir. Silah üreten fabrika bu kez; hesap makineleri, ölçüm aletleri, otomobiller ve dikiş makineleri üretmeye başlar. Ancak bütün bunlar sönmekte olan yıldızının parlamasına yetmez.
İmdada Naziler ve İkinci Dünya Savaşı yetişir. Hitler iktidara gelir gelmez 1935′te Versay Anlaşması’nı rafa kaldırır. Almanya’da silah üretimi korkunç denecek şekilde devam eder. Mauser fabrikasında çalışanların sayısı 12 bini bulur. Savaş yıllarında kadınlar, Polonyalı göçmenler ve Sovyet savaş esirleri burada ölümüne çalıştırılırlar. Spor ve av aletleri üretiyormuş gibi masumane pozlarla reklamı yapılan Mavzer artık dünya markası olmuştur.
Hitler’in sonu yaklaştıkça Mavzer silah fabrikasının da sonu yaklaşır. Nisan 1945′te Fransa küçük bir vadide kurulu Oberndorf’a bombalarla girer. 1946′da ünlü fabrika yıkılır. Fabrika yıkılmakla kalınmaz her türden metal üretimi dahi yasaklanır. Bir zamanlar Alman İmparatorluğu’nun resmi silahı olan piyade tüfeği üreten Mauser Werke bir kez daha çökmüştür…
Bugün Oberndorf’ta Mauser’în devamı olarak bilinen Heckler-Koch firması var. Güya bu firmada da yalnızca av tüfekleri ve küçük silahlar üretiliyor….
Mauser (Mavzer) 1811 yılında Prusya Ordusu için tüfek üretimi yapan Alman firmasıdır.
Üretilen ilk tüfek Mauser Model 1871 diğer adıyla Infanterie-Gewehr 71'dir. (Almanca infanterie gewehr, "piyade tüfeği" demektir.) O dönemde Alman İmparatorluğu'nda standart piyade tüfeği haline gelmiştir. Sonraki modeller bu tüfek üzerinden geliştirilecektir. Firmanın ürettiği en meşhur tüfek, Wehrmacht'ın 1935'te envanterine dahil ettiği ve II. Dünya Savaşı'nda büyük rol oynamış Kar 98k adlı tüfektir. Ayrıca "mavzer" terimi, I. Dünya Savaşı sırasında Alman İmparatorluğu'nun ürettiği, Osmanlı İmparatorluğu'nun da kullandığı sürgülü tüfeğe Türkçede verilen genel isimdir. Silahın gerçek adı Gewehr 98'dir. Genel olarak "Model 98" (Gewehr 98) olarak da adlandırılan bu tüfek gelmiş geçmiş en başarılı sürgülü tüfektir. Kar 98k da Model 98'in namlusunun kısaltılmış versiyonudur.
Gewehr 98 (kısaca G98 ya da Gew 98), 1898'ten 1935'e kadar Alman piyadelerinin standart piyade tüfeğidir. 1935'te hizmete giren Mauser Kar 98k, bu tüfeğin karabina modelidir. Birçok savaşta kulanılmıştır. Günümüzde bile sağlam olanları ve sonradan üretilenleri av için kullanılmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu ordusunun ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından en çok kullanmış olduğu tüfeklerden biridir. 1950 yılında Türkiye'nin Kore Savaşı'na girmesiyle M1 Garand TSK'nın envanterine girdi ve Gewehr 98 kullanımdan çıkarıldı.
G98, 740 mm'lik uzun bir namluya sahiptir. Karabina modelinden çok daha hızlı bir namlu çıkış hızına sahiptir. Standart olarak zamanında askerlere süngü ile gelirdi. Kundak içi mermi yuvası 5 mermi alır. Sürgülü olduğu için her atıştan sonra mermi sürgü çekilerek el yardımıyla dışarı atılır. Sürgü geri itildiğinde tüfek tekrar atışa hazır hale gelir. 5 mermi aynı anda bir klavuz metal parçasıyla aynı anda üstten bastırılarak silah doldurulur. Standart 7.92x57mm Mauser mühimmat kullanır.
Bu tüfekler, Osmanlı İmparatorluğu'nun envanterine II. Abdülhamit zamanında girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, ABD'nin silah satmayı durdurması üzerine II. Abdülhamit'in girişimleri ile Alman İmparatorluğu'ndan bu silahları almayı başarmıştır. Alman İmparatorluğu müttefik arayışında olduğundan Osmanlı-Alman işbirliği gerçekleşmiştir. II. Wilhelm bu yakınlaşmanın üzerine bugün Alman Çeşmesi olarak bilinen çeşmeyi hediye etmiştir. Çok iyi tüfekler olması ve o zamana kadar daha iyileri geliştirilememesi nedeniyle uzun yıllar Türkiye Cumhuriyeti'nde de hizmet vermişlerdir. Üretilen tüfeklerde seri numarası üzerinde kullanan ülkenin amblemi vardır. Türk tüfeklerinin çoğu Amerikan M1 Garand'ın kullanılmaya başlaması ile hurda olarak yurtdışına satılmıştır. Bugün ABD ve Avrupa'da sivil koleksiyonerler arasında sürgü sisteminin üstündeki seri numarasının yanında ay-yıldız olan Türk Mauser'leri de bulunmaktadır. Bu tüfekler ABD'de kuvvetli ve ucuz oldukları için sivil avcılar ve atışçılar tarafından kullanılmaktadır. Bir tabancanın ortalama 600 dolar olduğu ABD'de bu tüfekler 100 dolara satılmaktadır. Türkiye içinde de siviller arasında az sayıda olsa da bu tüfeklerden halen bulunmaktadır. Bu tüfekler uzun yıllar model adı olan 98 yerine marka adı olan Mauser adıyla tanınmıştır. Bu nedenle Türkçe'ye Mavzer tüfek deyimi yerleşmiştir. Cumhuriyet döneminde Kırıkkale'de modifiye edilmiş Türk Mauser modelleri üretilmiştir. Bunlar Kırıkkale 38 adıyla bilinir.
Alman İmparatorluğu ve müttefikleri, I. Dünya Savaşı'nda bu tüfekle donatılmıştır. Türk Kurtuluş Savaşı'nda da kullanılmıştır. Çağının gelmiş geçmiş en iyi 2 silahından biridir.
Mauser (Mavzer) marka tüfeklerin üretildiği yer Almanya'da küçük bir kasaba olan Oberndorf am Neckar'dır.
Oberndorf am Neckar: Almanya'nın güneybatısında Baden-Württemberg Bölgesi'nde Freiburg iline bağlı Rotweil ilçesinde bir kasaba'dır. Rottweil ilçesinin yaklaşık olarak 15 km. kuzeyinde yer alan ve Almanya'nın silah endüstrisinde önemli bir yere sahip olan kasabadır. O zamanlarda pek çok Almanın ismini dahi bilmediği Kara Ormanlar bölgesinde yer alan bu küçük kasaba milyonların ölümüne sebep olan mavzer tüfeğinin üretildiği yerdir. Halen yaklaşık olarak 14.000 nüfuslu bir yerleşim birimidir.
Nice ölümlere neden, nice türkülere ve şiirlere konu olduğu için neredeyse herkes tarafından bilinir duruma gelen ‘Mavzer’ ismi, Almanya’nın güneyinde Kara Ormanlar’ın eteğine kurulu küçük bir yerleşim yeri olan Oberndorf am Neckar’dan gelir.
Bir çok Alman’ın dahi varlığından haberdar olmadığı Oberndorf, ormanın kuytuluklarında kurulu bu küçük şehir, bir dönemler imparatorların, silah ticaretiyle uğraşanların ilgi odağı olmuş. Württemberg kralı Kayzer Friedrich tarafından 1811′de boş bir manastıra kurulan mavzer fabrikası Prusya ordusuna piyade tüfeği üretmeye başlamış. Başlangıçta kimsenin dikkatini çekmeyen mavzer fabrikasında durum Wilhelm ile Paul Mauser kardeşler 1872′de ölüm saçan bu silah fabrikasını ele alınca değişmiş.
Böylece 19. Yüzyıl’ın son çeyreğinde yüzbinlerce silah üretimine başlanır. Egemenliğini teminat altına almak isteyenler dünyanın dört bir yanında Oberndorf’a gelirler. Kimler yok ki aralarında; Çin, Sırbistan, Rusya, İspanya, Meksika, İran, Ekvator, Osmanlılar… 34 ülke buradan silah almak için adeta birbirleriyle yarışır hale gelmişler.
Osmanlı ile doğrudan görüşmek üzere İstanbul’a giden Paul Mauser, yüklü bir siparişle geri döner. Bu gezinin hemen ardından Osmanlı adına gelen heyet, şartları görüşmek ve silah eğitimi gibi konularda bilgi almak için uzun bir süre Oberndorf’ta kalmak ister. Bunun üzerine Osmanlı mimarisine uygun bir konaklama evi yapılır. Bu binanın bugün sadece resmi vardır. İkinci Dünya Savaşında bombalamalar sonucu yıkılmıştır.
Silah ticaretinde Fransa, İngiltere ve Almaya birbirleriyle kıyasıya çatışırlar. Zira koca bir pazar var ve topraklarında ulusal kurtuluş savaşları bitmek bilmiyor. Osmanlı devleti silah alımında zaman zaman koca şehirlerin (Konya, Adana, Kastamonu) tüm vergi gelirlerini teminat olarak gösterebiliyordu.
Osmanlı imparatorluğu ile yapılan büyük anlaşma sonrası Mavzer fabrikasının ünü daha da büyür. Üretilen tüfek modellerine satış yapılan ülkelerin adı verilir. Örneğin 1887′de üretilen bir silah modeline Türken Mauser denmesi gibi… Ölüm saçan araçlar üreten Mauser Werke’de çalışanların sayısı da hızla artar. 1914′e kadar Mavzer Fabrikası’nda 6800 kişi çalışmaktadır. Öyle ki siparişler yetiştirilemez duruma gelinmişti. Üretilen silahlar çatışma halindeki Rusya ile Osmanlı’ya büyük bir keyifle satılıyordu. Rivayete göre milyonlarla ifade edilen Mavzer tüfekleri birbirine eklense dünyayı iki kez sarmalayabilir.
Ne ki Mavzer de Osmanlı’nın ve birçok imparatorluğun sonunun gelmesini engelleyemez. Birinci Dünya Savaşı sonrası, İtilaf Devletleri ile yapılan Versay Barış Antlaşması gereği Almanya’da silah üretimi bir süreliğine durdurulur. Bu, Mavzer’in çöküşü anlamına gelir. Silah üreten fabrika bu kez; hesap makineleri, ölçüm aletleri, otomobiller ve dikiş makineleri üretmeye başlar. Ancak bütün bunlar sönmekte olan yıldızının parlamasına yetmez.
İmdada Naziler ve İkinci Dünya Savaşı yetişir. Hitler iktidara gelir gelmez 1935′te Versay Anlaşması’nı rafa kaldırır. Almanya’da silah üretimi korkunç denecek şekilde devam eder. Mauser fabrikasında çalışanların sayısı 12 bini bulur. Savaş yıllarında kadınlar, Polonyalı göçmenler ve Sovyet savaş esirleri burada ölümüne çalıştırılırlar. Spor ve av aletleri üretiyormuş gibi masumane pozlarla reklamı yapılan Mavzer artık dünya markası olmuştur.
Hitler’in sonu yaklaştıkça Mavzer silah fabrikasının da sonu yaklaşır. Nisan 1945′te Fransa küçük bir vadide kurulu Oberndorf’a bombalarla girer. 1946′da ünlü fabrika yıkılır. Fabrika yıkılmakla kalınmaz her türden metal üretimi dahi yasaklanır. Bir zamanlar Alman İmparatorluğu’nun resmi silahı olan piyade tüfeği üreten Mauser Werke bir kez daha çökmüştür…
Bugün Oberndorf’ta Mauser’în devamı olarak bilinen Heckler-Koch firması var. Güya bu firmada da yalnızca av tüfekleri ve küçük silahlar üretiliyor….