Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Kat'â ve aslâ!..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 460714" data-attributes="member: 1040028"><p><span style="font-size: 12px">Eğer desen: "Kader bizi böyle bağlamış. Hürriyetimizi selbetmiştir. İnbisat ve cevelana müştak olan kalb ve ruh için kadere iman bir ağırlık, bir sıkıntı vermiyor mu?"</span></p><p><span style="color: #008000">Selb: Kapma, zorla alma, rızasız alma. *İptal etme. *Kaldırma, giderme. </span></p><p><span style="color: #008000">İnbisat: Yayılma, açılma, genleşme. *Ferahlama.</span></p><p><span style="color: #008000">Cevelan: Gezme, dolaşma.</span></p><p><span style="color: #008000">Müştak: Arzulu, fazla istekli, iştiyak gösteren.</span></p><p></p><p><span style="font-size: 12px">Elcevab: Kat'â ve aslâ!.. Sıkıntı vermediği gibi, nihayetsiz bir hıffet, bir rahatlık ve revh u reyhanı veren ve emn ü emanı temin eden bir sürur, bir nur veriyor. Çünki insan kadere iman etmezse, küçük bir dairede cüz'î bir serbestiyet, muvakkat bir hürriyet içinde, dünya kadar ağır bir yükü, bîçare ruhun omuzunda taşımaya mecburdur. Çünki insan bütün kâinatla alâkadardır. Nihayetsiz makasıd ve metalibi var. Kudreti, iradesi, hürriyeti milyondan birisine kâfi gelmediği için, çektiği manevî sıkıntı ağırlığı, ne kadar müdhiş ve muvahhiş olduğu anlaşılır. İşte kadere iman, bütün o ağırlığı kaderin sefinesine atar, kemal-i rahat ile, ruh ve kalbin kemal-i hürriyetiyle kemalâtında serbest cevelanına meydan veriyor. Yalnız nefs-i emmarenin cüz'î hürriyetini selbeder ve firavuniyetini ve rububiyetini ve keyfemâyeşa hareketini kırar. Kadere iman o kadar lezzetli, saadetlidir ki, tarif edilmez. Yalnız şu temsil ile o lezzete ve o saadete bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:</span></p><p><span style="color: #008000">Kat'â: Kesinlikle, asla.</span></p><p><span style="color: #008000">Aslâ: Hiçbir zaman.</span></p><p><span style="color: #008000">Nihayetsiz: Sonsuz.</span></p><p><span style="color: #008000">Hıffet: Hafiflik.</span></p><p><span style="color: #008000">Revh u reyhan: İç açıklığı ve hoşluk, canlılık ve güzellik.</span></p><p><span style="color: #008000">Emn ü eman: Güvenlik ve korkusuzluk.</span></p><p><span style="color: #008000">Temin: Sağlama, elde etme.</span></p><p><span style="color: #008000">Sürur: Sevinç, neşe.</span></p><p><span style="color: #008000">Cüz'î: Küçük, sınırlı.</span></p><p><span style="color: #008000">Serbestiyet: Serbestlik.</span></p><p><span style="color: #008000">Muvakkat: Geçici, az bir zaman için.</span></p><p><span style="color: #008000">Bîçare: Çaresiz.</span></p><p><span style="color: #008000">Kâinat: Yaratılan bütün varlıklar, evren.</span></p><p><span style="color: #008000">Alâkadar: Alakalı, ilgili.</span></p><p><span style="color: #008000">Makasıd: Gayeler, amaçlar.</span></p><p><span style="color: #008000">Metalib: İstekler, arzular, istenenler, arzu edilenler.</span></p><p><span style="color: #008000">Kudret: Güç</span></p><p><span style="color: #008000">İrade: Dilediği şekilde karar verme serbestliğini sağlayan güç.</span></p><p><span style="color: #008000">Muvahhiş: Korkutucu.</span></p><p><span style="color: #008000">Kader: Allah`ın kâinatta olmuş ve olacak herşeyin vasıflarını, özelliklerini ve sâir geleceğini ezelden bilip, Levh-i Mahfuzunda takdir ve yazması. İlâhî hüküm. Cenab-ı Hakk'ın ezelî ilmi ile, kâinatta olmuş ve olacak bütün şeylerin varlık ve yokluğunu, geçmiş ve geleceğini bilmesi. Cenab-ı hakkın takdir ve tayin etmesi.</span></p><p><span style="color: #008000">Sefine: Gemi.</span></p><p><span style="color: #008000">Kemal-i rahat: Tam rahat, mükemmel bir rahatlık.</span></p><p><span style="color: #008000">Kemal-i hürriyet: Tam hürriyet, serbestliğin son derecesi.</span></p><p><span style="color: #008000">Kemalât: Mükemmellikler, olgunluklar, üstünlükler.</span></p><p><span style="color: #008000">Cevelan: Gezme, dolaşma.</span></p><p><span style="color: #008000">Nefs-i emare: İnsanı kötülüğe sürükleyen nefis, insana kötü ve günah olan işlerin yapılmasını emreden nefis.</span></p><p><span style="color: #008000">Selb: Kapma, zorla alma, rızasız alma. *İptal etme. *Kaldırma, giderme. </span></p><p><span style="color: #008000">Firavuniyet: Firavunluk, dinsizlik, isyankarlıkla Allah'ı(cc) tanımama, kendisini ilâh olarak gösterme, firavunlaşma. *Fazla inatçılık ve kibirlilik.</span></p><p><span style="color: #008000">Keyfemâyeşa: Nasıl isterse, istediği gibi, kendi keyfince.</span></p><p><span style="color: #008000">Saadet: Mutluluk.</span></p><p></p><p><span style="font-size: 12px">İki adam, bir padişahın payitahtına giderler. O padişahın mahall-i garaib olan has sarayına girerler. Biri, padişahı bilmez; o yerde gasıbane, sârıkane tavattun etmek ister. Fakat o bahçe, o sarayın iktiza ettikleri idare ve tedbir ve vâridat ve makinelerini işlettirmek ve garib hayvanatın erzakını vermek gibi zahmetli külfetleri görür, mütemadiyen ızdırab çeker. O cennet gibi bahçe, başına bir cehennem gibi oluyor. Herşeye acıyor. İdare edemiyor. Teessüfle vaktini geçirir. Sonra da, o hırsız edebsiz adam, te'dib suretiyle hapse atılır. İkinci adam, padişahı tanır, padişaha kendini misafir bilir. Bütün o bahçede, o sarayda olan işler, bir nizam-ı kanunla cereyan ettiğini, herşey bir proğramla, kemal-i sühuletle işlediğini itikad eder. Zahmet ve külfetleri, padişahın kanununa bırakıp kemal-i safa ile o cennet-misal bahçenin bütün lezzetlerinden istifade edip padişahın merhametine ve idare kanunlarının güzelliğine istinaden herşeyi hoş görür, kemal-i lezzet ve saadetle hayatını geçirir. İşte</span></p><p><span style="font-size: 12px">ﻣَﻦْ ﺍَﻣَﻦَ ﺑِﺎﻟْﻘَﺪَﺭِ ﺍَﻣِﻦَ ﻣِﻦَ ﺍﻟْﻜَﺪَﺭِ(Kim kadere imân ederse kederden emîn olur.)</span></p><p><span style="font-size: 12px">sırrını anla.</span></p><p><span style="color: #008000">Payitaht: Başşehir, başkent.</span></p><p><span style="color: #008000">Mahall-i garaib: Hayret verici şeylerin bulunduğu yer.</span></p><p><span style="color: #008000">Gasıbane: Gasp edercesine, zorla alırcasına.</span></p><p><span style="color: #008000">Sârıkane: Hırsızcasına.</span></p><p><span style="color: #008000">Tavattun: Vatan edinmek, yerleşmek.</span></p><p><span style="color: #008000">İktiza: Gerekme, lazım gelme.</span></p><p><span style="color: #008000">Hayvanat: Hayvanlar.</span></p><p><span style="color: #008000">Erzak: ihtiyaç maddeleri.</span></p><p><span style="color: #008000">Külfet: Zahmet, zorluk.</span></p><p><span style="color: #008000">Mütemadiyen: Devamlı olarak, sürekli olarak.</span></p><p><span style="color: #008000">Teessüf: Eseflenmek, yazıklanmak, üzüntü çekmek.</span></p><p><span style="color: #008000">Te'dib: Edeplendirme, terbiye etme, terbiye verme.</span></p><p><span style="color: #008000">Nizam-ı kanunla: Düzenleyici kanun gereği.</span></p><p><span style="color: #008000">Cereyan: Gidiş, meydana gelme.</span></p><p><span style="color: #008000">Kemal-i sühulet: Tam kolayluk, mükemmel kolaylık.</span></p><p><span style="color: #008000">İtikad: İnanmak, inanç.</span></p><p><span style="color: #008000">Külfet: Zorluk.</span></p><p><span style="color: #008000">Kemal-i safa: Tam safa, mükemmel eğlence ve gönül şenliği.</span></p><p><span style="color: #008000">Cennet-misal: Cennet gibi.</span></p><p><span style="color: #008000">İstifade: Faydalanma, yararlanma.</span></p><p><span style="color: #008000">İstinaden: Dayanarak.</span></p><p></p><p><span style="font-size: 15px">Sözler</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 460714, member: 1040028"] [SIZE=3]Eğer desen: "Kader bizi böyle bağlamış. Hürriyetimizi selbetmiştir. İnbisat ve cevelana müştak olan kalb ve ruh için kadere iman bir ağırlık, bir sıkıntı vermiyor mu?"[/SIZE] [COLOR="#008000"]Selb: Kapma, zorla alma, rızasız alma. *İptal etme. *Kaldırma, giderme. İnbisat: Yayılma, açılma, genleşme. *Ferahlama. Cevelan: Gezme, dolaşma. Müştak: Arzulu, fazla istekli, iştiyak gösteren.[/COLOR] [SIZE=3]Elcevab: Kat'â ve aslâ!.. Sıkıntı vermediği gibi, nihayetsiz bir hıffet, bir rahatlık ve revh u reyhanı veren ve emn ü emanı temin eden bir sürur, bir nur veriyor. Çünki insan kadere iman etmezse, küçük bir dairede cüz'î bir serbestiyet, muvakkat bir hürriyet içinde, dünya kadar ağır bir yükü, bîçare ruhun omuzunda taşımaya mecburdur. Çünki insan bütün kâinatla alâkadardır. Nihayetsiz makasıd ve metalibi var. Kudreti, iradesi, hürriyeti milyondan birisine kâfi gelmediği için, çektiği manevî sıkıntı ağırlığı, ne kadar müdhiş ve muvahhiş olduğu anlaşılır. İşte kadere iman, bütün o ağırlığı kaderin sefinesine atar, kemal-i rahat ile, ruh ve kalbin kemal-i hürriyetiyle kemalâtında serbest cevelanına meydan veriyor. Yalnız nefs-i emmarenin cüz'î hürriyetini selbeder ve firavuniyetini ve rububiyetini ve keyfemâyeşa hareketini kırar. Kadere iman o kadar lezzetli, saadetlidir ki, tarif edilmez. Yalnız şu temsil ile o lezzete ve o saadete bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:[/SIZE] [COLOR="#008000"]Kat'â: Kesinlikle, asla. Aslâ: Hiçbir zaman. Nihayetsiz: Sonsuz. Hıffet: Hafiflik. Revh u reyhan: İç açıklığı ve hoşluk, canlılık ve güzellik. Emn ü eman: Güvenlik ve korkusuzluk. Temin: Sağlama, elde etme. Sürur: Sevinç, neşe. Cüz'î: Küçük, sınırlı. Serbestiyet: Serbestlik. Muvakkat: Geçici, az bir zaman için. Bîçare: Çaresiz. Kâinat: Yaratılan bütün varlıklar, evren. Alâkadar: Alakalı, ilgili. Makasıd: Gayeler, amaçlar. Metalib: İstekler, arzular, istenenler, arzu edilenler. Kudret: Güç İrade: Dilediği şekilde karar verme serbestliğini sağlayan güç. Muvahhiş: Korkutucu. Kader: Allah`ın kâinatta olmuş ve olacak herşeyin vasıflarını, özelliklerini ve sâir geleceğini ezelden bilip, Levh-i Mahfuzunda takdir ve yazması. İlâhî hüküm. Cenab-ı Hakk'ın ezelî ilmi ile, kâinatta olmuş ve olacak bütün şeylerin varlık ve yokluğunu, geçmiş ve geleceğini bilmesi. Cenab-ı hakkın takdir ve tayin etmesi. Sefine: Gemi. Kemal-i rahat: Tam rahat, mükemmel bir rahatlık. Kemal-i hürriyet: Tam hürriyet, serbestliğin son derecesi. Kemalât: Mükemmellikler, olgunluklar, üstünlükler. Cevelan: Gezme, dolaşma. Nefs-i emare: İnsanı kötülüğe sürükleyen nefis, insana kötü ve günah olan işlerin yapılmasını emreden nefis. Selb: Kapma, zorla alma, rızasız alma. *İptal etme. *Kaldırma, giderme. Firavuniyet: Firavunluk, dinsizlik, isyankarlıkla Allah'ı(cc) tanımama, kendisini ilâh olarak gösterme, firavunlaşma. *Fazla inatçılık ve kibirlilik. Keyfemâyeşa: Nasıl isterse, istediği gibi, kendi keyfince. Saadet: Mutluluk.[/COLOR] [SIZE=3]İki adam, bir padişahın payitahtına giderler. O padişahın mahall-i garaib olan has sarayına girerler. Biri, padişahı bilmez; o yerde gasıbane, sârıkane tavattun etmek ister. Fakat o bahçe, o sarayın iktiza ettikleri idare ve tedbir ve vâridat ve makinelerini işlettirmek ve garib hayvanatın erzakını vermek gibi zahmetli külfetleri görür, mütemadiyen ızdırab çeker. O cennet gibi bahçe, başına bir cehennem gibi oluyor. Herşeye acıyor. İdare edemiyor. Teessüfle vaktini geçirir. Sonra da, o hırsız edebsiz adam, te'dib suretiyle hapse atılır. İkinci adam, padişahı tanır, padişaha kendini misafir bilir. Bütün o bahçede, o sarayda olan işler, bir nizam-ı kanunla cereyan ettiğini, herşey bir proğramla, kemal-i sühuletle işlediğini itikad eder. Zahmet ve külfetleri, padişahın kanununa bırakıp kemal-i safa ile o cennet-misal bahçenin bütün lezzetlerinden istifade edip padişahın merhametine ve idare kanunlarının güzelliğine istinaden herşeyi hoş görür, kemal-i lezzet ve saadetle hayatını geçirir. İşte ﻣَﻦْ ﺍَﻣَﻦَ ﺑِﺎﻟْﻘَﺪَﺭِ ﺍَﻣِﻦَ ﻣِﻦَ ﺍﻟْﻜَﺪَﺭِ(Kim kadere imân ederse kederden emîn olur.) sırrını anla.[/SIZE] [COLOR="#008000"]Payitaht: Başşehir, başkent. Mahall-i garaib: Hayret verici şeylerin bulunduğu yer. Gasıbane: Gasp edercesine, zorla alırcasına. Sârıkane: Hırsızcasına. Tavattun: Vatan edinmek, yerleşmek. İktiza: Gerekme, lazım gelme. Hayvanat: Hayvanlar. Erzak: ihtiyaç maddeleri. Külfet: Zahmet, zorluk. Mütemadiyen: Devamlı olarak, sürekli olarak. Teessüf: Eseflenmek, yazıklanmak, üzüntü çekmek. Te'dib: Edeplendirme, terbiye etme, terbiye verme. Nizam-ı kanunla: Düzenleyici kanun gereği. Cereyan: Gidiş, meydana gelme. Kemal-i sühulet: Tam kolayluk, mükemmel kolaylık. İtikad: İnanmak, inanç. Külfet: Zorluk. Kemal-i safa: Tam safa, mükemmel eğlence ve gönül şenliği. Cennet-misal: Cennet gibi. İstifade: Faydalanma, yararlanma. İstinaden: Dayanarak.[/COLOR] [SIZE=4]Sözler[/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Kat'â ve aslâ!..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst