Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
.. imam ve mürşid yapmaması imkânı var mıdır?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 512314" data-attributes="member: 1040028"><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Arkadaş! </strong>Risalet-i Ahmediye'yi isbat eden deliller pek büyük bir yekûn teşkil ediyor. Ondokuzuncu Söz namındaki risalemde o delillerden bir kısmı zikredilmiştir. O zâtın izhar ettiği bine yakın mu'cizeleriyle Yirmibeşinci Söz namındaki eserimde tafsil edilen kırk vech-i i'caza baliğ olan Kur'an, risalet-i Ahmediyeye (A.S.M.) şehadet ettiği gibi, bu kâinat da -âyâtıyla- o zâtın nübüvvetine delalet eder. Evet kâinatta yazılan sayısız âyetler Zât-ı Ehad'in vahdaniyetine şehadet ettikleri gibi risalet-i Ahmediyeye de (A.S.M.) delalet ve şehadet ederler.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Risalet-i Ahmediye: Hz. Muhammedin (asm) peygamberliği.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Yekûn: Toplam.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Namında: Adında.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İzhar: Açığa vurma, meydana çıkarma, gösterme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Vech-i i'caz: Mucizelik yönü.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Baliğ: Yetişmiş, ulaşmış, erişmiş.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zât-ı Ehad: Her bir varlık ile birliğini gösteren Allah (cc).</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Vahdaniyet: Birlik, Allah’ın birliği.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Delalet: Delil olma, yol gösterme.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Ezcümle: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Kâinatta görünen hüsn-ü san'at dahi risalet-i Ahmediyeye (A.S.M.) delalet ve şehadet eden kat'î bir delildir. Zira, şu zînetli masnuatın cemali, hüsn-ü san'at ve zîneti izhar eder. San'at ve suretin güzelliği, Sâni'de güzelleştirmek ve zînetlendirmek isteği mevcud olduğuna delalet eder. Güzelleştirmek ve zînetlendirmek sıfatları, Sâni'in san'atına olan muhabbetine delalet eder. Bu muhabbet ise, masnuatın en ekmeli insan olduğuna delildir. Çünki o muhabbetin mazhar ve medarı insandır. İnsan dahi masnuatın en câmi' ve en garibi olduğundan şecere-i hilkate bir semere-i şuuriyedir. İnsan bir semere gibi olduğu cihetle kâinatın eczası arasında en câmi' ve baîd bir cüz'dür. İnsan zîşuur ve câmi' olduğu cihetle, nazarı âmm, şuuru küllî olur. Nazarı âmm olduğundan şecere-i hilkati tamamıyla görür; şuuru da küllî olduğundan Sâni'in makasıdını bilir. Öyle ise, insan Sâni'in muhatab-ı hâssıdır.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hüsn-ü san'at: Sanat güzelliği.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zinet: Süs, güzellik.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Masnuat: Sanatlı eserler, sanatlı yaratılmış varlıklar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cemal: Güzellik.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sâni': Sanatkar yaratıcı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ekmel: En mükemmel, en eksiksiz.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Câmi': Kendinde toplayan, çok özellikli, toplayıcı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Âmm: Umumi, genel.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şecere-i hilkat: Hilkat şeceresi, yaratılış ağacı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Muhatab-ı hâssı: Has muhatabı.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet âmm ve şümullü olan nazar ve şuurunu Sâni'in ibadetine ve muhabbetine sarf ve san'atını istihsan, takdir ve teşhirine tevcih ve nimetlerinin şükrüne istimal eden bir ferd, verdiği nimetlere karşı şükür isteyen ve yarattığı mahlukatı ibadete, şükre davet eden Sâni'in has muhatab ve habibidir.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şümul: Kapsama, kaplama</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Muhabbet: Sevgi, sevme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İstihsan: Beğenme, güzel bulma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İstimal: Kullanma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Habib: Sevgili, sevilen, dost.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ey insanlar! Zikredilen ahval ve şuunatla muttasıf olan Hazret-i Muhammed'in (A.S.M.) Sâni'in o ferd-i ferîd dediğimiz muhatab-ı hâssı olmamasına imkân var mıdır? Ve tarihinizin gösterdiği nev'-i beşerden en büyük insanlar arasında, bu makama daha lâyık diğer bir şahıs var mıdır?</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ahval: Haller, vaziyetler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şuunat: Keyfiyetler, haller.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Muttasıf: Vasıflanmış, nitelenmiş.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ferd-i ferîd: Benzeri bulunmayan şahıs, eşsiz kişi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Nev'-i beşer: İnsan türü, insanlar.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><u>Ey gözleri sağlam ve kalbleri kör olmayan insanlar! Bakınız, insan âleminde iki daire ve iki levha vardır:</u></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Birinci daire:</strong> </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Rububiyet dairesidir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>İkinci daire: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong>Ubudiyet dairesidir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Birinci levha: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hüsn-ü san'attır.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>İkinci levha ise: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Tefekkür ve istihsandır. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Rububiyet: Allah’ın (cc) terbiyecilik sıfatı, Allah’ın her şeyin sahibi, ihtiyaçlarının karşılayıcısı ve terbiye edicisi olması.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ubudiyet: Kulluk, Allah’ın(cc) emir ve yasaklarına uymak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hüsn-ü san'at: Sanat güzelliği.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tefekkür: Düşünmek, düşünceyi hareketlendirmek.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İstihsan: Beğenme, güzel bulma.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bu iki daire ile iki levha arasındaki münasebete bakınız ki: Ubudiyet dairesi bütün kuvvetiyle rububiyet dairesi hesabına çalışıyor. Tefekkür, teşekkür, istihsan levhası da bütün işaretleriyle hüsn-ü san'at ve nimet levhasına bakıyor. Bu hakikatı gözün ile gördükten sonra, rububiyet ve ubudiyet dairelerinin reisleri arasında en büyük bir münasebetin bulunmamasına aklınca imkân var mıdır? Ve Sâni'in makasıdına kemal-i ihlas ile hizmet eden ubudiyet reisinin Sâni' ile azîm bir münasebeti ve kavî bir intisabı ve o intisab ile her iki daire reisleri arasında bir muarefe ve mükâleme ve alış-verişin olmamasına ihtimal var mıdır? Öyle ise bilbedahe tahakkuk etti ki; ubudiyet reisi, rububiyetin has mahbub ve makbulüdür.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sâni': Sanatkar yaratıcı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kemal-i ihlas: Tam ihlas, Allah emrettiği için ve rızası için olmanın mükemmelliği.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ubudiyet: Kulluk, Allah’ın(cc) emir ve yasaklarına uymak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Azîm: Büyük, yüce.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kavî: Kuvvetli.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İntisab: Bağlılık.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Muarefe:Görüşme ve tanışma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mükâleme: Konuşma, karşılıklı konuşma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Bilbedahe: Apaçık, açık olarak, besbelli.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tahakkuk: Doğruluğu meydana çıkma, gerçekleşmek, gerçeklik kazanmak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mahbub: Muhabbet edilen, sevilen, sevgili.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ey insan! Bu süslü masnuatı enva'-ı mehasinle tezyin eden ve bütün zîhayat olanların zevklerine, iştihalarına göre bu kadar nimetleri in'am eden Sâni'in en kâmil, en cemil ve ibadetine kemal-i iştiyakla teveccüh eden ve Sâni'in mehasin-i san'atına takdir ve istihsanatıyla arş ve ferşi taraba, sevinmeye getiren ve Sâni'in ihsanatına yaptığı teşekkürat ve tekbirat ile berr ve bahri cezbeye getiren şu güzel mahluk ve masnuuna iltifat edip sözünü nazar-ı itibara almaması ve teşekküratına mukabele etmemesi ve teveccüh edip kendisiyle konuşmaması ve iktidarına göre bütün mahlukata bir <strong>imam ve mürşid yapmaması imkânı var mıdır?</strong></span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Masnuat: Sanatlı eserler, sanatlı yaratılmış varlıklar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Enva'-ı mehasin: Güzelliklerin çeşitleri.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tezyin: Süslemek, bezemek.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zîhayat: Hayat sahibi, canlı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İn’am: Nimetlendirme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kâmil: Kusursuz ve eksiksiz. *Üstün derecede manevi olgunluğa ulaşmış, olgun.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cemil: Güzel.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kemal-i iştiyak: Tam iştiyak, son derece kuvvetli istek ve arzu.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Teveccüh: Yönelme, dönme, yöneliş. </span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mehasin-i san'at: Sanat güzellikleri.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İstihsanat: Beğenmeler, güzel bulmalar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ferş: Yer, dünya.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Taraba: Sevinçliğe, şenliğe.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İhsanat: İhsanlar, iyilikler, bağışlar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Teşekkürat: Teşekkürler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Berr: Kara, yeryüzü, toprak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Bahr: Deniz.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Masnuuna: Sanatlı varlığına.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Nazar-ı itibar: Değer verici bakış, önem vererek bakmak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mürşid: Doğru yolu gösteren.</span></span></p><p></p><p><strong><em><p style="text-align: right"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial'">Said Nursi</span></span></p><p></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 512314, member: 1040028"] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Arkadaş! [/B]Risalet-i Ahmediye'yi isbat eden deliller pek büyük bir yekûn teşkil ediyor. Ondokuzuncu Söz namındaki risalemde o delillerden bir kısmı zikredilmiştir. O zâtın izhar ettiği bine yakın mu'cizeleriyle Yirmibeşinci Söz namındaki eserimde tafsil edilen kırk vech-i i'caza baliğ olan Kur'an, risalet-i Ahmediyeye (A.S.M.) şehadet ettiği gibi, bu kâinat da -âyâtıyla- o zâtın nübüvvetine delalet eder. Evet kâinatta yazılan sayısız âyetler Zât-ı Ehad'in vahdaniyetine şehadet ettikleri gibi risalet-i Ahmediyeye de (A.S.M.) delalet ve şehadet ederler.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Risalet-i Ahmediye: Hz. Muhammedin (asm) peygamberliği. Yekûn: Toplam. Namında: Adında. İzhar: Açığa vurma, meydana çıkarma, gösterme. Vech-i i'caz: Mucizelik yönü. Baliğ: Yetişmiş, ulaşmış, erişmiş. Zât-ı Ehad: Her bir varlık ile birliğini gösteren Allah (cc). Vahdaniyet: Birlik, Allah’ın birliği. Delalet: Delil olma, yol gösterme.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Ezcümle: [/B] Kâinatta görünen hüsn-ü san'at dahi risalet-i Ahmediyeye (A.S.M.) delalet ve şehadet eden kat'î bir delildir. Zira, şu zînetli masnuatın cemali, hüsn-ü san'at ve zîneti izhar eder. San'at ve suretin güzelliği, Sâni'de güzelleştirmek ve zînetlendirmek isteği mevcud olduğuna delalet eder. Güzelleştirmek ve zînetlendirmek sıfatları, Sâni'in san'atına olan muhabbetine delalet eder. Bu muhabbet ise, masnuatın en ekmeli insan olduğuna delildir. Çünki o muhabbetin mazhar ve medarı insandır. İnsan dahi masnuatın en câmi' ve en garibi olduğundan şecere-i hilkate bir semere-i şuuriyedir. İnsan bir semere gibi olduğu cihetle kâinatın eczası arasında en câmi' ve baîd bir cüz'dür. İnsan zîşuur ve câmi' olduğu cihetle, nazarı âmm, şuuru küllî olur. Nazarı âmm olduğundan şecere-i hilkati tamamıyla görür; şuuru da küllî olduğundan Sâni'in makasıdını bilir. Öyle ise, insan Sâni'in muhatab-ı hâssıdır.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Hüsn-ü san'at: Sanat güzelliği. Zinet: Süs, güzellik. Masnuat: Sanatlı eserler, sanatlı yaratılmış varlıklar. Cemal: Güzellik. Sâni': Sanatkar yaratıcı. Ekmel: En mükemmel, en eksiksiz. Câmi': Kendinde toplayan, çok özellikli, toplayıcı. Âmm: Umumi, genel. Şecere-i hilkat: Hilkat şeceresi, yaratılış ağacı. Muhatab-ı hâssı: Has muhatabı.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Evet âmm ve şümullü olan nazar ve şuurunu Sâni'in ibadetine ve muhabbetine sarf ve san'atını istihsan, takdir ve teşhirine tevcih ve nimetlerinin şükrüne istimal eden bir ferd, verdiği nimetlere karşı şükür isteyen ve yarattığı mahlukatı ibadete, şükre davet eden Sâni'in has muhatab ve habibidir.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Şümul: Kapsama, kaplama Muhabbet: Sevgi, sevme. İstihsan: Beğenme, güzel bulma. İstimal: Kullanma. Habib: Sevgili, sevilen, dost.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Ey insanlar! Zikredilen ahval ve şuunatla muttasıf olan Hazret-i Muhammed'in (A.S.M.) Sâni'in o ferd-i ferîd dediğimiz muhatab-ı hâssı olmamasına imkân var mıdır? Ve tarihinizin gösterdiği nev'-i beşerden en büyük insanlar arasında, bu makama daha lâyık diğer bir şahıs var mıdır?[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Ahval: Haller, vaziyetler. Şuunat: Keyfiyetler, haller. Muttasıf: Vasıflanmış, nitelenmiş. Ferd-i ferîd: Benzeri bulunmayan şahıs, eşsiz kişi. Nev'-i beşer: İnsan türü, insanlar.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3][U]Ey gözleri sağlam ve kalbleri kör olmayan insanlar! Bakınız, insan âleminde iki daire ve iki levha vardır:[/U] [B]Birinci daire:[/B] Rububiyet dairesidir. [B]İkinci daire: [/B]Ubudiyet dairesidir. [B]Birinci levha: [/B] Hüsn-ü san'attır. [B]İkinci levha ise: [/B] Tefekkür ve istihsandır. [/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Rububiyet: Allah’ın (cc) terbiyecilik sıfatı, Allah’ın her şeyin sahibi, ihtiyaçlarının karşılayıcısı ve terbiye edicisi olması. Ubudiyet: Kulluk, Allah’ın(cc) emir ve yasaklarına uymak. Hüsn-ü san'at: Sanat güzelliği. Tefekkür: Düşünmek, düşünceyi hareketlendirmek. İstihsan: Beğenme, güzel bulma.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Bu iki daire ile iki levha arasındaki münasebete bakınız ki: Ubudiyet dairesi bütün kuvvetiyle rububiyet dairesi hesabına çalışıyor. Tefekkür, teşekkür, istihsan levhası da bütün işaretleriyle hüsn-ü san'at ve nimet levhasına bakıyor. Bu hakikatı gözün ile gördükten sonra, rububiyet ve ubudiyet dairelerinin reisleri arasında en büyük bir münasebetin bulunmamasına aklınca imkân var mıdır? Ve Sâni'in makasıdına kemal-i ihlas ile hizmet eden ubudiyet reisinin Sâni' ile azîm bir münasebeti ve kavî bir intisabı ve o intisab ile her iki daire reisleri arasında bir muarefe ve mükâleme ve alış-verişin olmamasına ihtimal var mıdır? Öyle ise bilbedahe tahakkuk etti ki; ubudiyet reisi, rububiyetin has mahbub ve makbulüdür.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Sâni': Sanatkar yaratıcı. Kemal-i ihlas: Tam ihlas, Allah emrettiği için ve rızası için olmanın mükemmelliği. Ubudiyet: Kulluk, Allah’ın(cc) emir ve yasaklarına uymak. Azîm: Büyük, yüce. Kavî: Kuvvetli. İntisab: Bağlılık. Muarefe:Görüşme ve tanışma. Mükâleme: Konuşma, karşılıklı konuşma. Bilbedahe: Apaçık, açık olarak, besbelli. Tahakkuk: Doğruluğu meydana çıkma, gerçekleşmek, gerçeklik kazanmak. Mahbub: Muhabbet edilen, sevilen, sevgili.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Ey insan! Bu süslü masnuatı enva'-ı mehasinle tezyin eden ve bütün zîhayat olanların zevklerine, iştihalarına göre bu kadar nimetleri in'am eden Sâni'in en kâmil, en cemil ve ibadetine kemal-i iştiyakla teveccüh eden ve Sâni'in mehasin-i san'atına takdir ve istihsanatıyla arş ve ferşi taraba, sevinmeye getiren ve Sâni'in ihsanatına yaptığı teşekkürat ve tekbirat ile berr ve bahri cezbeye getiren şu güzel mahluk ve masnuuna iltifat edip sözünü nazar-ı itibara almaması ve teşekküratına mukabele etmemesi ve teveccüh edip kendisiyle konuşmaması ve iktidarına göre bütün mahlukata bir [B]imam ve mürşid yapmaması imkânı var mıdır?[/B][/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Masnuat: Sanatlı eserler, sanatlı yaratılmış varlıklar. Enva'-ı mehasin: Güzelliklerin çeşitleri. Tezyin: Süslemek, bezemek. Zîhayat: Hayat sahibi, canlı. İn’am: Nimetlendirme. Kâmil: Kusursuz ve eksiksiz. *Üstün derecede manevi olgunluğa ulaşmış, olgun. Cemil: Güzel. Kemal-i iştiyak: Tam iştiyak, son derece kuvvetli istek ve arzu. Teveccüh: Yönelme, dönme, yöneliş. Mehasin-i san'at: Sanat güzellikleri. İstihsanat: Beğenmeler, güzel bulmalar. Ferş: Yer, dünya. Taraba: Sevinçliğe, şenliğe. İhsanat: İhsanlar, iyilikler, bağışlar. Teşekkürat: Teşekkürler. Berr: Kara, yeryüzü, toprak. Bahr: Deniz. Masnuuna: Sanatlı varlığına. Nazar-ı itibar: Değer verici bakış, önem vererek bakmak. Mürşid: Doğru yolu gösteren.[/FONT][/COLOR] [B][I][RIGHT][SIZE=4][FONT=Arial]Said Nursi[/FONT][/SIZE][/RIGHT][/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
.. imam ve mürşid yapmaması imkânı var mıdır?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst