Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
İslama Göre Hayat
İki Öğünlü Hayat, Oh Ne Rahat!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="nurul reþha" data-source="post: 214855" data-attributes="member: 1008015"><p><strong><strong>Az Yemenin Faydaları:</strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>1-Kalbi Parlatır- Aydınlatır:</strong> Az yemek kalbî fonksiyonların artışına vesile olacaktır. Çok yemek ise zekâyı köreltir </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>“Kalp, az yemekle saf ve ince olur”</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>“Az yemeye devam edenler, zeki-akıllı ve fikren kuvvetli olurlar”</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>“Yemeği doyasıya yemeyiniz ki; kalbinizde marifet ateşi sönmesin. Marifet cennet yolu, az yemek de marifetin kapısıdır”</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>2-Kalp İnceliği ve Fikir Artar. Bu da Zikir ve Duadan Lezzet Almayı Sağlar:</strong></strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Çok yemek, kızgınlık-öfke ve uyku verir. Çok yiyen, ibadete cesaret ve kuvvet bulamaz. İbadet etse, zikir yapsa dahi bu dilde kalır, kalbe, gönle inmez, lezzeti ruhuna işlemez.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>“Sofra Allah’la sizin aranıza perdedir. Sofraya düşkün olanın duadan, zikirden haz alması imkansızdır” (Cüneyd-i Bağdadi)</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>3-Az Yemek Acizlik ve Kırıklık Verir:</strong> Çok yemek başkaldırıcı, isyankâr nefsi körüklemektir. Az yiyen mütevazı, kırık ve aciz olur. Kul kendi acziyetini görmedikçe Allah önünde gerçek anlamda secde etmiş olmaz. Acziyetini hissetmenin bir yolu da az yemektir. Az yiyen, Allah’ın nimetlerine şükretmeyi, O’nun önünde yalvarmayı daha fazla başaracaktır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yeryüzünün hazineleri Resulullah’a sunulunca şöyle buyurdu: “İstemem!..Bir gün oruçlu olup, bir gün iftar etmeyi daha fazla severim. Çünkü oruçken sabreder, iftar edince şükrederim”</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>4-Açlık;</strong> Aç Olanları Hatırlatır, Şefkat ve Merhamet Artar: Açlık cehennem ehlinin sıkıntısını, susuzluk mahşer yerinin kızgınlığını hatıra getirir. Açlık çekmeyen kişi, akşamdan sabaha yiyecek lokması olmayan fakir ve miskinlerin halini hiç anlayamaz. Az yiyen, zaman zaman oruç tutan kimse; fakirlerin halini daha iyi anlar. Bu da merhamet-şefkat duygularının canlanmasına; sadaka-zekâtın ve yardımlaşmanın artışına vesile olur. Merhamet ve Şefkat; Cennetin anahtarlarındandır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Hz.Yunus(a.s)’a: “Sen yeryüzü hazinelerine sahipsin, neden aç durursun?” diye sordular. “Tok olursam açların halini unuturum” diye cevap verdi.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>5-Çok Yemek Nefsi Azdırır:</strong></strong></p><p><strong><strong></strong></strong></p><p><strong><strong></strong>Nefsin azması ise;kişinin başta şehvet olmak üzere, tüm hayvanî duygu ve dürtülere teslim olması, onların emrine girmesi demektir. Nefis, en iyi açlıkla terbiye edilir. Doyasıya yemek; günahlara kendi eliyle davetiye çıkarmak demektir.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>6-Az Yemek Yiyen, Az Uyur:</strong></strong></p><p><strong><strong></strong></strong></p><p><strong><strong></strong>Çok yemek uyku ve gafleti çağırmaktır. Bu ise tembelliği, çalışmaya, ibadete karşı isteksizliği beraberinde getirir. Bunlar, insanın felaketine neden olurlar. Tembel kişi gerek zihinsel gerekse fiili çalışmalarda kendine gereken enerjiyi bedeninde bulamayacaktır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>7-Az Yiyenin Zamanı Çok Olur:</strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yemeğe az vakit ayıran kişi, İlim tahsili-Okuma-Çalışma-Dinleme-Ders gibi yararlı işlere daha fazla vakit bulacaktır. En basit ifade ile yemeği hazırlamak, satın almak, taşımak gibi zahmetlere ayıracağı vakit kendine kalacaktır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>8-Az Yiyen Hastalıktan-İlaçtan, Doktorlardan Kurtulur:</strong> Hastalıkların temelinde abur-cubur yeme vardır. Bütün doktorların baş tedavi unsurunun perhiz olduğunu düşünürsek az yemenin başka bir faydalı yönü kendiliğinden anlaşılacaktır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>“Oruç tutunuz ki, sağlık bulasınız” hadisinin ne derece anlamlı olduğunu modern tıp tasdik etmiştir.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>9-Az Yiyenin Masrafı Az Olur:</strong></strong></p><p><strong><strong></strong></strong></p><p><strong><strong></strong>Çok yiyen kişi mala, servete ihtiyaç duyar. Az yiyen ise zaten kanaatkar olacaktır. Bu sebeple harcamaları, masrafı az olur.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İbrahim Edhem pazarda gezerken bir malın pahalı olduğundan şikâyetlenen birine şöyle dedi: “O malı ucuzlatmak ister misin?” Adam “Evet” dedi. İbrahim Edhem şöyle dedi:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>“Malı ucuza almanın en kolay yolu, onu satın almamaktır”</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><strong>10-Az Yiyen Sadaka-Sabır ve Kanaate Güç Bulur:</strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İsraf etmeden yiyen kişi sadakaya da ayıracak mal ve imkânı kendinde bulabilecek, sabrı ve kanaati herkesten daha fazla kavrayacaktır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Resulullah, göbekli bir sahabenin karnına dokunarak şöyle buyurdu:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>“Buraya koyduğunu başka yere koysa idin senin için faydalı olurdu”</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sırra erenler şöyle dediler:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>“Mideye doldurulan yemek; tuvalete yatırım olur. Sadaka verilen ise cennete sermayedir.”</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mideyi fazlaca doldurmanın da israf olduğunu biliyoruz. Çok yemenin zararları bugün tıp tarafından da tescil edilmiştir. İstatistik rakamlarının Türkiye’de bir yılda israf edilen ekmekle ikinci bir yıl insanların doyabileceğini göstermesi acıdır. Fakirlik çeken insanlar varken, ekmek ve yemeği israf etmemizin bedelini bedenen hastalık çekmek, manen de bereketsizlik içinde yaşamak şeklinde çok pahalı ödüyoruz. Ülkemizde ekonomik dengelerin bozuk olması, enflasyonun yüksek çıkmasının altında dahi mideye olan düşkünlük ve bunun getirdiği israf vardır! Burada yıllar evvel devlet kademelerinde görev yapan yaşlı bir amirden dinlediklerimi aktarmak isterim:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ellili yılların ortalarında Menderes Hükümeti ülkeyi kalkındırmak için bir dizi programlar hazırlar. İkinci Dünya Savaşından çıktığı halde gözle görülür bir atılım yapan Almanya örnek alınacaktır. Alman ekonomi bakanı Türkiye’ye çağrılır. Bizim ekonomi planlamacılarına bir konferans verecek olan bakan, lüks bir otelde yemeğe götürülür. Adet olduğu üzere çorba ile başlanır. Bakan çorbasını bitirirken bizim bürokratlar iki kaşık alıp iade ederler. Bizimkilerin anlayışında tabağı bitirmek görgüsüzlüktür. Az bir şey de olsa bırakılmalıdır. Peşinden gelen yemekte de bizimkiler aynı davranırken bakan yine bitirir. En son pilav yenilirken bizimkiler yine iki kaşık iade edecekken Alman Bakan “Durun!” diye çıkışır. “Herkes tabağındaki pirinç tanelerini saysın!” der tercüman aracılığı ile. Bürokrat ve politikacılar şaşkın vaziyette misafirin dediğini yaparlar. “Çıkan rakamları toplayın ve Türkiye nüfusunun yarısı ile çarpın” der. Rakamlar çarpılır ve tonlarca pirinci israf ettiğimiz anlaşılır. Bunun ekonomik maliyeti ise korkunç büyüklükte rakamlardır. Alman Bakan topluluğa döner ve şöyle der:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>“Türk Milleti her yıl bu kadar ürünü israf ediyorsa benim size verebileceğim hiçbir ders yok beyler! Biz Almanlar mucize yaratmadık, sadece kaynaklarımızı iyi kullandık ve israf etmedik!”</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mideye doldurulacak olanlar, bedene ve sonuçta tuvalete yatırım olup, manevi hiçbir kazanç getirmezler. Mideden kısıp insanlara vermek, ölçülü yiyip-içmek, arada bir oruç tutup hem bedenin sıhhatine katkıda bulunmak hem de sevap kazanmak en kârlı yatırım olacaktır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Beyni mideye endeksli olanlar hiçbir zaman manevi ve fikri çalışmalarda başarılı olamazlar. Mideye sadece işlevini yerine getiren, beyne enerji sağlayan bir depo olarak yaklaşırsak verimli çalışmalar ortaya koymamız mümkündür.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Geçmişte sırra ermeye çabalayanların RİYAZAT adlı çalışmalarla açlık-susuzluk deneyimleri çekerek Hakk’a erdiklerini, Resul ve Nebilerin doyasıya yemediklerini, bizim Resulümüz Hz.Muhammed (s.av)’in arpa ekmeğine doyamadığını, bazı günler bir hurma ve bir bardak su ile iftar ettiğini de unutmayalım.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>SORULARLA İSLAMİYET</strong></p><p><strong></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="nurul reþha, post: 214855, member: 1008015"] [B][B]Az Yemenin Faydaları:[/B] [B]1-Kalbi Parlatır- Aydınlatır:[/B] Az yemek kalbî fonksiyonların artışına vesile olacaktır. Çok yemek ise zekâyı köreltir “Kalp, az yemekle saf ve ince olur” “Az yemeye devam edenler, zeki-akıllı ve fikren kuvvetli olurlar” “Yemeği doyasıya yemeyiniz ki; kalbinizde marifet ateşi sönmesin. Marifet cennet yolu, az yemek de marifetin kapısıdır” [B]2-Kalp İnceliği ve Fikir Artar. Bu da Zikir ve Duadan Lezzet Almayı Sağlar:[/B][/B] [B] Çok yemek, kızgınlık-öfke ve uyku verir. Çok yiyen, ibadete cesaret ve kuvvet bulamaz. İbadet etse, zikir yapsa dahi bu dilde kalır, kalbe, gönle inmez, lezzeti ruhuna işlemez. “Sofra Allah’la sizin aranıza perdedir. Sofraya düşkün olanın duadan, zikirden haz alması imkansızdır” (Cüneyd-i Bağdadi) [B]3-Az Yemek Acizlik ve Kırıklık Verir:[/B] Çok yemek başkaldırıcı, isyankâr nefsi körüklemektir. Az yiyen mütevazı, kırık ve aciz olur. Kul kendi acziyetini görmedikçe Allah önünde gerçek anlamda secde etmiş olmaz. Acziyetini hissetmenin bir yolu da az yemektir. Az yiyen, Allah’ın nimetlerine şükretmeyi, O’nun önünde yalvarmayı daha fazla başaracaktır. Yeryüzünün hazineleri Resulullah’a sunulunca şöyle buyurdu: “İstemem!..Bir gün oruçlu olup, bir gün iftar etmeyi daha fazla severim. Çünkü oruçken sabreder, iftar edince şükrederim” [B]4-Açlık;[/B] Aç Olanları Hatırlatır, Şefkat ve Merhamet Artar: Açlık cehennem ehlinin sıkıntısını, susuzluk mahşer yerinin kızgınlığını hatıra getirir. Açlık çekmeyen kişi, akşamdan sabaha yiyecek lokması olmayan fakir ve miskinlerin halini hiç anlayamaz. Az yiyen, zaman zaman oruç tutan kimse; fakirlerin halini daha iyi anlar. Bu da merhamet-şefkat duygularının canlanmasına; sadaka-zekâtın ve yardımlaşmanın artışına vesile olur. Merhamet ve Şefkat; Cennetin anahtarlarındandır. Hz.Yunus(a.s)’a: “Sen yeryüzü hazinelerine sahipsin, neden aç durursun?” diye sordular. “Tok olursam açların halini unuturum” diye cevap verdi. [B]5-Çok Yemek Nefsi Azdırır: [/B]Nefsin azması ise;kişinin başta şehvet olmak üzere, tüm hayvanî duygu ve dürtülere teslim olması, onların emrine girmesi demektir. Nefis, en iyi açlıkla terbiye edilir. Doyasıya yemek; günahlara kendi eliyle davetiye çıkarmak demektir. [B]6-Az Yemek Yiyen, Az Uyur: [/B]Çok yemek uyku ve gafleti çağırmaktır. Bu ise tembelliği, çalışmaya, ibadete karşı isteksizliği beraberinde getirir. Bunlar, insanın felaketine neden olurlar. Tembel kişi gerek zihinsel gerekse fiili çalışmalarda kendine gereken enerjiyi bedeninde bulamayacaktır. [B]7-Az Yiyenin Zamanı Çok Olur:[/B] Yemeğe az vakit ayıran kişi, İlim tahsili-Okuma-Çalışma-Dinleme-Ders gibi yararlı işlere daha fazla vakit bulacaktır. En basit ifade ile yemeği hazırlamak, satın almak, taşımak gibi zahmetlere ayıracağı vakit kendine kalacaktır. [B]8-Az Yiyen Hastalıktan-İlaçtan, Doktorlardan Kurtulur:[/B] Hastalıkların temelinde abur-cubur yeme vardır. Bütün doktorların baş tedavi unsurunun perhiz olduğunu düşünürsek az yemenin başka bir faydalı yönü kendiliğinden anlaşılacaktır. “Oruç tutunuz ki, sağlık bulasınız” hadisinin ne derece anlamlı olduğunu modern tıp tasdik etmiştir. [B]9-Az Yiyenin Masrafı Az Olur: [/B]Çok yiyen kişi mala, servete ihtiyaç duyar. Az yiyen ise zaten kanaatkar olacaktır. Bu sebeple harcamaları, masrafı az olur. İbrahim Edhem pazarda gezerken bir malın pahalı olduğundan şikâyetlenen birine şöyle dedi: “O malı ucuzlatmak ister misin?” Adam “Evet” dedi. İbrahim Edhem şöyle dedi: “Malı ucuza almanın en kolay yolu, onu satın almamaktır” [B]10-Az Yiyen Sadaka-Sabır ve Kanaate Güç Bulur:[/B] İsraf etmeden yiyen kişi sadakaya da ayıracak mal ve imkânı kendinde bulabilecek, sabrı ve kanaati herkesten daha fazla kavrayacaktır. Resulullah, göbekli bir sahabenin karnına dokunarak şöyle buyurdu: “Buraya koyduğunu başka yere koysa idin senin için faydalı olurdu” Sırra erenler şöyle dediler: “Mideye doldurulan yemek; tuvalete yatırım olur. Sadaka verilen ise cennete sermayedir.” Mideyi fazlaca doldurmanın da israf olduğunu biliyoruz. Çok yemenin zararları bugün tıp tarafından da tescil edilmiştir. İstatistik rakamlarının Türkiye’de bir yılda israf edilen ekmekle ikinci bir yıl insanların doyabileceğini göstermesi acıdır. Fakirlik çeken insanlar varken, ekmek ve yemeği israf etmemizin bedelini bedenen hastalık çekmek, manen de bereketsizlik içinde yaşamak şeklinde çok pahalı ödüyoruz. Ülkemizde ekonomik dengelerin bozuk olması, enflasyonun yüksek çıkmasının altında dahi mideye olan düşkünlük ve bunun getirdiği israf vardır! Burada yıllar evvel devlet kademelerinde görev yapan yaşlı bir amirden dinlediklerimi aktarmak isterim: Ellili yılların ortalarında Menderes Hükümeti ülkeyi kalkındırmak için bir dizi programlar hazırlar. İkinci Dünya Savaşından çıktığı halde gözle görülür bir atılım yapan Almanya örnek alınacaktır. Alman ekonomi bakanı Türkiye’ye çağrılır. Bizim ekonomi planlamacılarına bir konferans verecek olan bakan, lüks bir otelde yemeğe götürülür. Adet olduğu üzere çorba ile başlanır. Bakan çorbasını bitirirken bizim bürokratlar iki kaşık alıp iade ederler. Bizimkilerin anlayışında tabağı bitirmek görgüsüzlüktür. Az bir şey de olsa bırakılmalıdır. Peşinden gelen yemekte de bizimkiler aynı davranırken bakan yine bitirir. En son pilav yenilirken bizimkiler yine iki kaşık iade edecekken Alman Bakan “Durun!” diye çıkışır. “Herkes tabağındaki pirinç tanelerini saysın!” der tercüman aracılığı ile. Bürokrat ve politikacılar şaşkın vaziyette misafirin dediğini yaparlar. “Çıkan rakamları toplayın ve Türkiye nüfusunun yarısı ile çarpın” der. Rakamlar çarpılır ve tonlarca pirinci israf ettiğimiz anlaşılır. Bunun ekonomik maliyeti ise korkunç büyüklükte rakamlardır. Alman Bakan topluluğa döner ve şöyle der: “Türk Milleti her yıl bu kadar ürünü israf ediyorsa benim size verebileceğim hiçbir ders yok beyler! Biz Almanlar mucize yaratmadık, sadece kaynaklarımızı iyi kullandık ve israf etmedik!” Mideye doldurulacak olanlar, bedene ve sonuçta tuvalete yatırım olup, manevi hiçbir kazanç getirmezler. Mideden kısıp insanlara vermek, ölçülü yiyip-içmek, arada bir oruç tutup hem bedenin sıhhatine katkıda bulunmak hem de sevap kazanmak en kârlı yatırım olacaktır. Beyni mideye endeksli olanlar hiçbir zaman manevi ve fikri çalışmalarda başarılı olamazlar. Mideye sadece işlevini yerine getiren, beyne enerji sağlayan bir depo olarak yaklaşırsak verimli çalışmalar ortaya koymamız mümkündür. Geçmişte sırra ermeye çabalayanların RİYAZAT adlı çalışmalarla açlık-susuzluk deneyimleri çekerek Hakk’a erdiklerini, Resul ve Nebilerin doyasıya yemediklerini, bizim Resulümüz Hz.Muhammed (s.av)’in arpa ekmeğine doyamadığını, bazı günler bir hurma ve bir bardak su ile iftar ettiğini de unutmayalım. SORULARLA İSLAMİYET [/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
İslama Göre Hayat
İki Öğünlü Hayat, Oh Ne Rahat!
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst