Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
Ihlas Risâlesi Uzerine
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Tesnîm" data-source="post: 120422" data-attributes="member: 11174"><p><strong>İhlâs nasıl kazanılır?</strong></p><p></p><p>Bu Risâle'de ihlâsı kazanmak için en başta insanların, dünyanın fânî, kendilerinin de ölümlü olduklarını unutmamaları, hattâ hiç akıllarından çıkarmamaları gerektiği vurgulanıyor. Bu konuda Allah Resûlü (sallAllahu aleyhi ve sellem) ölçüyü şu şekilde vermiştir: أَكْثِرُوا ذِكْرَ هَاذِمِ اللَّذَّاتLezzetleri tahrib edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz!" (Tirmizî, zühd 4; Nesâî, cenâiz 3; İbn Mâce, zühd 31)</p><p></p><p>Efendimiz'in bu emri, Hak dostları tarafından değişik usûllerle ölümü ve ötesini hatırlama, hattâ onu bizzat yaşama mânâsına "Rabıta-yı mevt" adı altında önemli bir düstur olmuş; sonu gelmeyen arzulardan ve ölüm yokmuş gibi düşünüp yaşama şeklinde insanı yoldan çıkaran hastalıklardan kurtulma vesilesi olarak görülmüştür.</p><p></p><p>Daha sonra ihlâsı kazanmanın ikinci vesilesi olarak da "tefekkür" dile getiriliyor. Zîrâ bu tefekkür sayesinde insan hep Allah'ın huzurunda bulunduğunun şuurunda olacak ve O'nun rızasını kazanmanın yolunu araştıracaktır. Bunun da en önemli vesilesi O'nun adını herkese duyurmak ve bu yolda bir ömür boyu hizmet etmektir.</p><p></p><p>M. Fethullah Gülen Hocaefendi de, "Yapılan işler karşısında maddî-mânevî bir beklentiye girmemenin ölçüsü nedir?" şeklinde bir soruya cevap verirken Üstad'ın işaret ettiği "rabıta-yı mevt" ve "tefekkür" gibi ihlâsı kazandıran hususları saymış, daha sonra da bunlara, kalbî hayatı Allah'a açık olan insanlarla oturup kalkmak ve her şeye rağmen bu insanlardan ayrılmamak, selef-i sâlihînin hayat-ı seniyyelerinin örnek alınması şeklinde bazı maddeler de eklemiştir.10 Bu cevaptan da her iki müellifin ihlâsı, "beklentilere girmeden hizmet etmek" şeklinde yorumladığı anlaşılmaktadır.</p><p></p><p>İhlâsı kazanma vesileleriyle alâkalı bu bölüm bitirilirken, eserlerde "riyâdan kurtaracak, ihlâsı kazandıracak çok hakâik (hakikatler) zikredildiğinden ona havale edip, burada kısa kesiyoruz." denilerek bu Risâle'nin, diğer Risâlelerle bütünlük içinde okunması gerektiğine işaret edilmektedir.</p><p></p><p>Bunlar anlatıldıktan sonra ihlâsın, -burada anlatılan şekliyle hizmetin- önündeki engeller ve hizmet yolunda karşılaşılan bazı problemler zikredilmektedir. Esasen bunların her birisi üzerinde ciltlerce kitap yazılacak türden psikolojik ve sosyolojik durumları ifade etmektedir. Bu mânâda önce, rekabet söz konusu edilmektedir. Maksadı Allah'ın rızasına nâil olmak olan bir işte birbirine engel olma neticesini veren bir rekabet ciddi problemlere sebebiyet verebilir. Zîrâ, dine ve insanlığa hizmet rekabetsiz bir yarış, hizmet edenler de rakipsiz yarışçılardır.</p><p></p><p>İhlâsı kıran ikinci mâni ise, içinde pek çok hususu ihtiva etmektedir: "Hubb-i câhtan gelen şöhretperestlik sâikasıyla ve şan ü şeref perdesi altında teveccüh-i âmmeyi kazanmak, nazar-ı dikkati kendine celbetmekle enaniyeti okşamak ve nefs-i emmâreye bir makam vermektir ki, en mühim bir maraz-ı rûhî olduğu gibi "şirk-i hafî" tâbir edilen riyâkârlığa, hodfüruşluğa kapı açar, ihlâsı zedeler." Burada hem makam sevgisi, hem şöhretperestlik, hem şan ve şeref peşinde koşma, hem insanların teveccühünü kendine çekmeye çalışma, hem enaniyet, hem nefs-i emmâreye bir makam verme, hem de şirk-i hafî olan riyâkarlığa dikkat çekilmekte ve bunların her birisinin birer virüs gibi dinî hayata zarar veren hususlar olduğu vurgulanmaktadır.</p><p></p><p>Üçüncü mâni olarak, korku ve açgözlülük, başkalarına ait olan şeylere göz dikme mânâsına gelen tamâ zikredildikten sonra bunların ve hizmetin önündeki diğer engellerin özellikle "Hücumât-ı Sitte"de11 izah edildiği dikkatlere sunulmaktadır.</p><p></p><p>Bu da İhlâs Risâlesi'nin Risâle-i Nur bütünlüğü içinde okunması gerektiğini ifade eden ikinci bir vurgudur. Esasen bu bütünlüğe dikkat, bütün okumalarda, müellifi anlamak için en önemli esasların başında gelir.</p><p></p><p>Hâsılı, iman ve Kur'ân'a hizmetin esasları ve temel düsturları, bizzat Bediüzzaman Hazretleri'nin kendi hayatıyla temsil edilmiştir. Bu düsturların en önemlileri de, -diğerlerine atıflarda bulunularak- 1934 yılında "İhlâs Risâlesi" olarak yazılmıştır. İnsanlar bu düsturlarla iman ve Kur'ân yolunda hizmete başlamışlar ve bu yolda karşılarına bazı problemler çıkmıştır. Bu problemleri ve getirilen çözümleri genellikle Lâhikalar'da ve özellikle de Kastamonu Lahikası'nda görmek mümkündür. Lâhikalar bu gözle okunursa hem hizmetin temel düsturlarının hem de Yirminci Lem'a'nın kalan noktalarının buralara serpiştirildiği görülebilir.</p><p></p><p><em>Osman Karyagdi</em></p><p></p><p>Dipnotlar</p><p>1. Yaptığı hizmet ve getirdiği orijinal yaklaşımlarıyla Bediüzzaman Hazretleri'nin enfes bir portresini çizen bir makale için bkz.: M. Fethullah Gülen, Ruhumuzun Heykelini Dikerken, s. 65</p><p>2. Son Şahitler, Nesil Yay., 2005, 1/386</p><p>3. İşârâtü'l-İ'câz, s. 86.</p><p>4. Barla Lahikası, s. 291</p><p>5. Hizmet Rehberi, s. 10</p><p>6. İsfahânî, el-Müfredât, h-l-s md.</p><p>7. M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, 1/95.</p><p>8. M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, s. 28</p><p>9. Bkz.: Kastamonu Lâhikası, Şahdamar Yayınları, s. 212-214.</p><p>10. M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla, 4/3</p><p>11. Hücumat-ı Sitte, Yirmi Dokuzuncu Mektubun Altıncı Risale olan Altıncı kısmıdır. Burada sırasıyla, hubb-i câh (makam sevgisi), hiss-i havf (korku), tamâ, asabiyet-i milliye (ırkçılık), enâniyet, tembellik, ten-perverlik (rahat düşkünlüğü) ve vazifedarlık (işkolik olma) gibi hususlar anlatılmaktadır ve bunlar birer damar olarak zikredilmektedir. Bunların hizmette birer problem olduğuna dikkat çekilmektedir. Bu risalenin sonunda ise Üstad, "Ey kardeşlerim, dikkat ediniz! Vazifeniz kudsiyedir, hizmetiniz ulvîdir. Her bir saatiniz, bir gün ibadet geçebilecek bir kıymettedir. Biliniz ki, elinizden kaçmasın!..." diyerek Allah yolunda yapılması gereken hizmete dikkat çekmektedir. (Bkz.: Mektubat, Şahdamar Yayınları, s. 604-626)</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Tesnîm, post: 120422, member: 11174"] [B]İhlâs nasıl kazanılır?[/B] Bu Risâle'de ihlâsı kazanmak için en başta insanların, dünyanın fânî, kendilerinin de ölümlü olduklarını unutmamaları, hattâ hiç akıllarından çıkarmamaları gerektiği vurgulanıyor. Bu konuda Allah Resûlü (sallAllahu aleyhi ve sellem) ölçüyü şu şekilde vermiştir: أَكْثِرُوا ذِكْرَ هَاذِمِ اللَّذَّاتLezzetleri tahrib edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz!" (Tirmizî, zühd 4; Nesâî, cenâiz 3; İbn Mâce, zühd 31) Efendimiz'in bu emri, Hak dostları tarafından değişik usûllerle ölümü ve ötesini hatırlama, hattâ onu bizzat yaşama mânâsına "Rabıta-yı mevt" adı altında önemli bir düstur olmuş; sonu gelmeyen arzulardan ve ölüm yokmuş gibi düşünüp yaşama şeklinde insanı yoldan çıkaran hastalıklardan kurtulma vesilesi olarak görülmüştür. Daha sonra ihlâsı kazanmanın ikinci vesilesi olarak da "tefekkür" dile getiriliyor. Zîrâ bu tefekkür sayesinde insan hep Allah'ın huzurunda bulunduğunun şuurunda olacak ve O'nun rızasını kazanmanın yolunu araştıracaktır. Bunun da en önemli vesilesi O'nun adını herkese duyurmak ve bu yolda bir ömür boyu hizmet etmektir. M. Fethullah Gülen Hocaefendi de, "Yapılan işler karşısında maddî-mânevî bir beklentiye girmemenin ölçüsü nedir?" şeklinde bir soruya cevap verirken Üstad'ın işaret ettiği "rabıta-yı mevt" ve "tefekkür" gibi ihlâsı kazandıran hususları saymış, daha sonra da bunlara, kalbî hayatı Allah'a açık olan insanlarla oturup kalkmak ve her şeye rağmen bu insanlardan ayrılmamak, selef-i sâlihînin hayat-ı seniyyelerinin örnek alınması şeklinde bazı maddeler de eklemiştir.10 Bu cevaptan da her iki müellifin ihlâsı, "beklentilere girmeden hizmet etmek" şeklinde yorumladığı anlaşılmaktadır. İhlâsı kazanma vesileleriyle alâkalı bu bölüm bitirilirken, eserlerde "riyâdan kurtaracak, ihlâsı kazandıracak çok hakâik (hakikatler) zikredildiğinden ona havale edip, burada kısa kesiyoruz." denilerek bu Risâle'nin, diğer Risâlelerle bütünlük içinde okunması gerektiğine işaret edilmektedir. Bunlar anlatıldıktan sonra ihlâsın, -burada anlatılan şekliyle hizmetin- önündeki engeller ve hizmet yolunda karşılaşılan bazı problemler zikredilmektedir. Esasen bunların her birisi üzerinde ciltlerce kitap yazılacak türden psikolojik ve sosyolojik durumları ifade etmektedir. Bu mânâda önce, rekabet söz konusu edilmektedir. Maksadı Allah'ın rızasına nâil olmak olan bir işte birbirine engel olma neticesini veren bir rekabet ciddi problemlere sebebiyet verebilir. Zîrâ, dine ve insanlığa hizmet rekabetsiz bir yarış, hizmet edenler de rakipsiz yarışçılardır. İhlâsı kıran ikinci mâni ise, içinde pek çok hususu ihtiva etmektedir: "Hubb-i câhtan gelen şöhretperestlik sâikasıyla ve şan ü şeref perdesi altında teveccüh-i âmmeyi kazanmak, nazar-ı dikkati kendine celbetmekle enaniyeti okşamak ve nefs-i emmâreye bir makam vermektir ki, en mühim bir maraz-ı rûhî olduğu gibi "şirk-i hafî" tâbir edilen riyâkârlığa, hodfüruşluğa kapı açar, ihlâsı zedeler." Burada hem makam sevgisi, hem şöhretperestlik, hem şan ve şeref peşinde koşma, hem insanların teveccühünü kendine çekmeye çalışma, hem enaniyet, hem nefs-i emmâreye bir makam verme, hem de şirk-i hafî olan riyâkarlığa dikkat çekilmekte ve bunların her birisinin birer virüs gibi dinî hayata zarar veren hususlar olduğu vurgulanmaktadır. Üçüncü mâni olarak, korku ve açgözlülük, başkalarına ait olan şeylere göz dikme mânâsına gelen tamâ zikredildikten sonra bunların ve hizmetin önündeki diğer engellerin özellikle "Hücumât-ı Sitte"de11 izah edildiği dikkatlere sunulmaktadır. Bu da İhlâs Risâlesi'nin Risâle-i Nur bütünlüğü içinde okunması gerektiğini ifade eden ikinci bir vurgudur. Esasen bu bütünlüğe dikkat, bütün okumalarda, müellifi anlamak için en önemli esasların başında gelir. Hâsılı, iman ve Kur'ân'a hizmetin esasları ve temel düsturları, bizzat Bediüzzaman Hazretleri'nin kendi hayatıyla temsil edilmiştir. Bu düsturların en önemlileri de, -diğerlerine atıflarda bulunularak- 1934 yılında "İhlâs Risâlesi" olarak yazılmıştır. İnsanlar bu düsturlarla iman ve Kur'ân yolunda hizmete başlamışlar ve bu yolda karşılarına bazı problemler çıkmıştır. Bu problemleri ve getirilen çözümleri genellikle Lâhikalar'da ve özellikle de Kastamonu Lahikası'nda görmek mümkündür. Lâhikalar bu gözle okunursa hem hizmetin temel düsturlarının hem de Yirminci Lem'a'nın kalan noktalarının buralara serpiştirildiği görülebilir. [I]Osman Karyagdi[/I] Dipnotlar 1. Yaptığı hizmet ve getirdiği orijinal yaklaşımlarıyla Bediüzzaman Hazretleri'nin enfes bir portresini çizen bir makale için bkz.: M. Fethullah Gülen, Ruhumuzun Heykelini Dikerken, s. 65 2. Son Şahitler, Nesil Yay., 2005, 1/386 3. İşârâtü'l-İ'câz, s. 86. 4. Barla Lahikası, s. 291 5. Hizmet Rehberi, s. 10 6. İsfahânî, el-Müfredât, h-l-s md. 7. M. Fethullah Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, 1/95. 8. M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, s. 28 9. Bkz.: Kastamonu Lâhikası, Şahdamar Yayınları, s. 212-214. 10. M. Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla, 4/3 11. Hücumat-ı Sitte, Yirmi Dokuzuncu Mektubun Altıncı Risale olan Altıncı kısmıdır. Burada sırasıyla, hubb-i câh (makam sevgisi), hiss-i havf (korku), tamâ, asabiyet-i milliye (ırkçılık), enâniyet, tembellik, ten-perverlik (rahat düşkünlüğü) ve vazifedarlık (işkolik olma) gibi hususlar anlatılmaktadır ve bunlar birer damar olarak zikredilmektedir. Bunların hizmette birer problem olduğuna dikkat çekilmektedir. Bu risalenin sonunda ise Üstad, "Ey kardeşlerim, dikkat ediniz! Vazifeniz kudsiyedir, hizmetiniz ulvîdir. Her bir saatiniz, bir gün ibadet geçebilecek bir kıymettedir. Biliniz ki, elinizden kaçmasın!..." diyerek Allah yolunda yapılması gereken hizmete dikkat çekmektedir. (Bkz.: Mektubat, Şahdamar Yayınları, s. 604-626) [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
Ihlas Risâlesi Uzerine
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst