Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
HZ. FATlMA-TÜZ ZEHRA (Radıyallahü Anhâ)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ASHAB-I BEDR" data-source="post: 377253" data-attributes="member: 1013691"><p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Bir gün, Resûlullah (s.a.v.) Hz. Ali’ye: “Yâ Ali! Allahü teâlâ hazretlerini sever misin?” diye sordu. Hz. Ali “Evet severim”, dedi.</span></span></span></em></strong></span></span><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">“Beni sever misin?”</span><span style="color: #333300"> buyurdu. Hz. Ali de: “Evet” dedi. “Hasan ve Hüseyin’i sever misin?” buyurdu. Hz. Ali yine: “Evet severim” dedi. Habîb-i Ekrem:</span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">“Yâ Ali! Bu kadar sevgiyi bir kalbe nasıl sığdırıyorsun?” buyurdu.</span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Hz. Ali bir cevap veremiyeceğini söyledi. Hz. Fâtıma’ya durumu anlatınca: “Bunda düşünecek ve üzülecek ne var? Hak teâlâyı ve Resûlünü (s.a.v.) sevmen imândandır. Beni sevmen nefsin içindir. Hasan ve Hüseyin’i sevmen tabiatındandır.” dedi. Hazret-i Ali bu cevâbı Resûlullaha (s.a.v.) söyledi. Resûl-i ekrem (s.a.v.): “Bu meyve ancak Peygamberlik ağacından alınmıştır.” buyurdular.</span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Yani bu cevap senden değil Fâtıma (r.anha)’dandır, demek istediler. Peygamberimiz (s.a.v.) hastalığı şiddetlenince, Hz. Fâtıma’yı istedi. Gelince sinesine çekip, kulağına bir söz söyledi. Fâtıma (r.anha) ağladı. Sonra birşey daha söyledi. Sevindi. Âişe (r.anha) Bu hâdiseyi bildirir, der ki:</span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">(Ey Fâtıma, bir anda hem üzülmek, hem de sevinmek görmedik. Bunun sebebi nedir?) Resûlullahın sırrını beyan etmek caiz değildir, dedi. Resûlullah (s.a.v.) ahirete gittikten sonra, o sözler ne idi, diye sordum. Cevabında: “Resûlullah (s.a.v.) bana buyurdu ki:</span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #D3C5E6"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">“Cebrâil aleyhisselâm her sene bana bir kerre Kur’ân-ı kerîmi arz ederdi. Bu sene iki kerre arz etti. Anladığım ecelim yaklaşmıştır.” Ben bundan ağladım. Sonra bana: “Ehl-i beytimden en önce sen bana gelir, kavuşursun.” buyurdu onun için sevindim” dedi.</span></span></span></em></strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ASHAB-I BEDR, post: 377253, member: 1013691"] [CENTER][COLOR=#D3C5E6][FONT=Times New Roman][B][I][SIZE=3][FONT=book antiqua][COLOR=#333300]Bir gün, Resûlullah (s.a.v.) Hz. Ali’ye: “Yâ Ali! Allahü teâlâ hazretlerini sever misin?” diye sordu. Hz. Ali “Evet severim”, dedi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/I][/B][/FONT][/COLOR][COLOR=#D3C5E6][FONT=Times New Roman][B][I][SIZE=3][FONT=book antiqua][COLOR=#333300]“Beni sever misin?”[/COLOR][COLOR=#333300] buyurdu. Hz. Ali de: “Evet” dedi. “Hasan ve Hüseyin’i sever misin?” buyurdu. Hz. Ali yine: “Evet severim” dedi. Habîb-i Ekrem: “Yâ Ali! Bu kadar sevgiyi bir kalbe nasıl sığdırıyorsun?” buyurdu. Hz. Ali bir cevap veremiyeceğini söyledi. Hz. Fâtıma’ya durumu anlatınca: “Bunda düşünecek ve üzülecek ne var? Hak teâlâyı ve Resûlünü (s.a.v.) sevmen imândandır. Beni sevmen nefsin içindir. Hasan ve Hüseyin’i sevmen tabiatındandır.” dedi. Hazret-i Ali bu cevâbı Resûlullaha (s.a.v.) söyledi. Resûl-i ekrem (s.a.v.): “Bu meyve ancak Peygamberlik ağacından alınmıştır.” buyurdular. Yani bu cevap senden değil Fâtıma (r.anha)’dandır, demek istediler. Peygamberimiz (s.a.v.) hastalığı şiddetlenince, Hz. Fâtıma’yı istedi. Gelince sinesine çekip, kulağına bir söz söyledi. Fâtıma (r.anha) ağladı. Sonra birşey daha söyledi. Sevindi. Âişe (r.anha) Bu hâdiseyi bildirir, der ki: (Ey Fâtıma, bir anda hem üzülmek, hem de sevinmek görmedik. Bunun sebebi nedir?) Resûlullahın sırrını beyan etmek caiz değildir, dedi. Resûlullah (s.a.v.) ahirete gittikten sonra, o sözler ne idi, diye sordum. Cevabında: “Resûlullah (s.a.v.) bana buyurdu ki: “Cebrâil aleyhisselâm her sene bana bir kerre Kur’ân-ı kerîmi arz ederdi. Bu sene iki kerre arz etti. Anladığım ecelim yaklaşmıştır.” Ben bundan ağladım. Sonra bana: “Ehl-i beytimden en önce sen bana gelir, kavuşursun.” buyurdu onun için sevindim” dedi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/I][/B][/FONT][/COLOR][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
HZ. FATlMA-TÜZ ZEHRA (Radıyallahü Anhâ)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst