Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
.......Hz. Aişe ..........
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Eyvàh!" data-source="post: 40457" data-attributes="member: 12"><p>Peygamberimiz (s.a.s.) 632 senesinde hastalanınca son gününü Hz. Âişe validemizin evinde geçirdi. Rebiü´levvel ayinin on ikinci pazartesi günü öğleden önce mübarek başı, Hz. Âişe validemizin göğsüne yaslanmış olduğu halde vefat etti. Resulullah´ın vefatından sonra Ashâb-i Kirâm, Hz. Aişe validemize müminlerin annesi adini vererek, ona büyük hürmet göstermişlerdir. Hz. Âişe de, sahâbe içinde, kırk yıla yakin bir müddet daha yaşamış ve pek çok hadis rivayet etmiştir. </p><p></p><p></p><p></p><p>Hz. Âişenin bu son kırk yıllık hayatındaki en önemli olay; Cemel Vakası´dır. Hz. Osmanın karışıklık çıkaran entrikacı asiler tarafından şehit edilmesinden sonra halîfe olan Hz. Ali, katilleri bulmak ve kısas yapmak hususunda günün şartları gereği olarak sabırla hareket etmeyi uygun bulmuştu. Bu yumuşak davranıştan yüz bulan asiler taşkınlıklarını artırarak fenalıklarına devam ettiler.</p><p></p><p></p><p></p><p>Durum böyle endişe verici bir hâl alınca Ashâb-i Kiram´ın büyüklerinden bir kısmi (Talha, Zübeyr...) Mekke´ye giderek o sırada hac için orada bulunan Hz. Âişeyi ziyaret edip, olaylara el koymasını ve kendilerine yardımcı olmasını istediler. Hz. Âişe de; acele etmemelerini, sabırla bir köseye çekilip Hz. Ali´ye yardımcı olmalarını tavsiye etti. Ashâb-i Kirâm´ın büyükleri de Hz. Âişenin tavsiyesine uyarak, askerleriyle Irak ve Basra´ya gitmeyi uygun gördüler. Hz. Âişeye de: "Ortalık düzelinceye ve halifeye kavuşuncaya kadar bizimle beraber bulun, bize destek ol, çünkü sen Müslümanların annesi ve Resulullah´ın muhterem zevcesisin, herkes seni sayar dediler. Hz. Âişe de, Müslümanların rahat etmesi ve Ashâb-i Kirâm´ın korunması için onlarla birlikte Basra´ya hareket etti. Bu gidisi asiler, Hz. Ali´ye başka türlü anlattılar. Bu arada Hz. Ali´yi de zorlayarak Basra´ya gitmesini sağladılar. Hz. Ali de Basra´ya gelince Hz. Âişeye bir haberci yollayarak, olaylar ve yolculuğu hakkındaki düşüncelerini sordu. Hz. Âişe, fitneyi önlemek ve sulhu sağlamak için Basra´ya geldiğini; öncelikle katillerin yakalanmasını istediklerini halife Hz. Ali´ye bildirdi. Bu görüsü Hz. Ali de uygun bularak sevindi. Memnun olan her iki taraf üç gün sonra birleşmeyi kararlaştırdılar. </p><p></p><p></p><p></p><p>Bu barış haberini ve memnunluğu işiten münafıklar birleşmeye engel olmak için, gece karanlık basınca, her iki tarafa da ayrı ayrı askerlerle saldırdılar. Taraflara da: "Bakin, karşınızdakiler sözünde durmadı" deyip bu gece baskını ile ortalığı karıştırdılar. Karanlıkta neye uğradıklarını bilemeyen Müslümanlar harb etmeye başladılar. Her iki taraf da karsısındakini suçluyordu. İste bu iki Müslüman grup arasında meydana gelen çatışmaya Cemel Vakası denir. </p><p></p><p></p><p></p><p>Bu vakada Hz. Aişenin içtihadı Hz. Ali´nin içtihadına uymamıştı. Buna rağmen galip olan Hz. Ali, müminlere anneliği Kur´an-ı Kerim ayeti ile sabit olan Hz. Aişeye ikram ve izzette bulundu. "Ali´yi sevmek imandandır." hadisini haber veren Hz. Âişe de Hz. Ali´yi çok severdi. Daha sonra Hz. Ali´nin şehâdetine üzüldü ve çok ağladı. Çünkü sahabeler birbirlerini çok severlerdi. </p><p></p><p></p><p></p><p>Hayatinin son devrelerini müçtehid olarak bilhassa kadınlara mahsus hallere dair fikhî hükümlerde fetvalar vererek geçirdi. 676 yılında Medine-i Münevverde vefat etti. Cenazesini Ashaptan Ebû Hureyre (r.a.) kıldırdı. Vasiyeti üzerine Medine´de el-Bakî´ kabristanına defnedildi. Küçük yaslarda iken Âişenin eğitim ve öğretimiyle bizzat babası Hz. Ebû Bekir (r.a.) ilgilenmiştir. Bütün müminlerin annesi olan Âişe validemiz daha küçük yaslarda iken okuma yazma öğrenmiş, zekâsı ve kabiliyeti ile etrafının dikkatini çekmiştir. Öğrendiklerini unutmaz, ezbere tekrar ederdi. Hafızası çok kuvvetli idi. Akilli, zeki, âlime, edibe, iffet sahibi bir hanim idi. Pek çok konuları şiirle anlatan sanatkârca bir ifadeye sahipti. Ashâb, karakter ve hâfızasına güvendikleri ayet-i kerime ile övüldüğünü bildikleri için birçok meseleyi ondan sorar ve öğrenirlerdi. </p><p></p><p></p><p></p><p>Hz. Âişe vâlidemiz babası Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, Hz. Osmanın hilâfetleri zamanında Hz. Peygamber´den işittiklerini Müslümanlara anlattı. Devamlı oruç tutar ve daima gece namazı kılardı. Hz. Âişe fıkıh ve ictihadda keskin, kuvvetli görüşe sahiptir. Fıkıh ilminin kurucularından sayılır. Devrinin üstün âlimlerinden ve Fukahâ-i Seb´a*dandir.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Eyvàh!, post: 40457, member: 12"] Peygamberimiz (s.a.s.) 632 senesinde hastalanınca son gününü Hz. Âişe validemizin evinde geçirdi. Rebiü´levvel ayinin on ikinci pazartesi günü öğleden önce mübarek başı, Hz. Âişe validemizin göğsüne yaslanmış olduğu halde vefat etti. Resulullah´ın vefatından sonra Ashâb-i Kirâm, Hz. Aişe validemize müminlerin annesi adini vererek, ona büyük hürmet göstermişlerdir. Hz. Âişe de, sahâbe içinde, kırk yıla yakin bir müddet daha yaşamış ve pek çok hadis rivayet etmiştir. Hz. Âişenin bu son kırk yıllık hayatındaki en önemli olay; Cemel Vakası´dır. Hz. Osmanın karışıklık çıkaran entrikacı asiler tarafından şehit edilmesinden sonra halîfe olan Hz. Ali, katilleri bulmak ve kısas yapmak hususunda günün şartları gereği olarak sabırla hareket etmeyi uygun bulmuştu. Bu yumuşak davranıştan yüz bulan asiler taşkınlıklarını artırarak fenalıklarına devam ettiler. Durum böyle endişe verici bir hâl alınca Ashâb-i Kiram´ın büyüklerinden bir kısmi (Talha, Zübeyr...) Mekke´ye giderek o sırada hac için orada bulunan Hz. Âişeyi ziyaret edip, olaylara el koymasını ve kendilerine yardımcı olmasını istediler. Hz. Âişe de; acele etmemelerini, sabırla bir köseye çekilip Hz. Ali´ye yardımcı olmalarını tavsiye etti. Ashâb-i Kirâm´ın büyükleri de Hz. Âişenin tavsiyesine uyarak, askerleriyle Irak ve Basra´ya gitmeyi uygun gördüler. Hz. Âişeye de: "Ortalık düzelinceye ve halifeye kavuşuncaya kadar bizimle beraber bulun, bize destek ol, çünkü sen Müslümanların annesi ve Resulullah´ın muhterem zevcesisin, herkes seni sayar dediler. Hz. Âişe de, Müslümanların rahat etmesi ve Ashâb-i Kirâm´ın korunması için onlarla birlikte Basra´ya hareket etti. Bu gidisi asiler, Hz. Ali´ye başka türlü anlattılar. Bu arada Hz. Ali´yi de zorlayarak Basra´ya gitmesini sağladılar. Hz. Ali de Basra´ya gelince Hz. Âişeye bir haberci yollayarak, olaylar ve yolculuğu hakkındaki düşüncelerini sordu. Hz. Âişe, fitneyi önlemek ve sulhu sağlamak için Basra´ya geldiğini; öncelikle katillerin yakalanmasını istediklerini halife Hz. Ali´ye bildirdi. Bu görüsü Hz. Ali de uygun bularak sevindi. Memnun olan her iki taraf üç gün sonra birleşmeyi kararlaştırdılar. Bu barış haberini ve memnunluğu işiten münafıklar birleşmeye engel olmak için, gece karanlık basınca, her iki tarafa da ayrı ayrı askerlerle saldırdılar. Taraflara da: "Bakin, karşınızdakiler sözünde durmadı" deyip bu gece baskını ile ortalığı karıştırdılar. Karanlıkta neye uğradıklarını bilemeyen Müslümanlar harb etmeye başladılar. Her iki taraf da karsısındakini suçluyordu. İste bu iki Müslüman grup arasında meydana gelen çatışmaya Cemel Vakası denir. Bu vakada Hz. Aişenin içtihadı Hz. Ali´nin içtihadına uymamıştı. Buna rağmen galip olan Hz. Ali, müminlere anneliği Kur´an-ı Kerim ayeti ile sabit olan Hz. Aişeye ikram ve izzette bulundu. "Ali´yi sevmek imandandır." hadisini haber veren Hz. Âişe de Hz. Ali´yi çok severdi. Daha sonra Hz. Ali´nin şehâdetine üzüldü ve çok ağladı. Çünkü sahabeler birbirlerini çok severlerdi. Hayatinin son devrelerini müçtehid olarak bilhassa kadınlara mahsus hallere dair fikhî hükümlerde fetvalar vererek geçirdi. 676 yılında Medine-i Münevverde vefat etti. Cenazesini Ashaptan Ebû Hureyre (r.a.) kıldırdı. Vasiyeti üzerine Medine´de el-Bakî´ kabristanına defnedildi. Küçük yaslarda iken Âişenin eğitim ve öğretimiyle bizzat babası Hz. Ebû Bekir (r.a.) ilgilenmiştir. Bütün müminlerin annesi olan Âişe validemiz daha küçük yaslarda iken okuma yazma öğrenmiş, zekâsı ve kabiliyeti ile etrafının dikkatini çekmiştir. Öğrendiklerini unutmaz, ezbere tekrar ederdi. Hafızası çok kuvvetli idi. Akilli, zeki, âlime, edibe, iffet sahibi bir hanim idi. Pek çok konuları şiirle anlatan sanatkârca bir ifadeye sahipti. Ashâb, karakter ve hâfızasına güvendikleri ayet-i kerime ile övüldüğünü bildikleri için birçok meseleyi ondan sorar ve öğrenirlerdi. Hz. Âişe vâlidemiz babası Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, Hz. Osmanın hilâfetleri zamanında Hz. Peygamber´den işittiklerini Müslümanlara anlattı. Devamlı oruç tutar ve daima gece namazı kılardı. Hz. Âişe fıkıh ve ictihadda keskin, kuvvetli görüşe sahiptir. Fıkıh ilminin kurucularından sayılır. Devrinin üstün âlimlerinden ve Fukahâ-i Seb´a*dandir. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
.......Hz. Aişe ..........
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst