Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Din Kültür ve Ahlak
Hüsnüzan ve Suizan
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="FaKiR" data-source="post: 192434" data-attributes="member: 10"><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkorange">Hüsnüzan ile suizan edilecek yerleri söyleyebilir misiniz? Veya bu iki husus için bir ölçü verebilir misiniz?</span></span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkorange">Hüsnüzan,</span> bir insan hakkında güzel kanaat ve düşüncede bulunma, suizan ise kötü kanaat ve düşünce taşıma demektir. </span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkorange">Hüsnüzan,</span> kayıtsız şartsız, doğrudan doğruya, bir mü'minin diğer bir mü'mine karşı olması gerekli olan tavrının ifadesidir. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkorange">Suizanna </span>gelince, ille de olacaksa mutlak mânâda bir mü'minin, ehl-i dalâlet, iman ve Kur'ân düşmanları hakkında iradi tavır ve davranışın ifadesidir.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Bir mü'min, bir mü'min hakkında suizan ettiğinde, -onu böyle bir şeye sevk eden vak'aları da düşünmüş olabilir- ekseriyet itibarıyla yanılır ve aldanmış olur. Kâfir hakkında da hüsnüzan ettiği zaman ekseriyet itibarıyla aldanmış olur. Çünkü burada zanların yeri değişmiştir. Hüsnüzan mü'mine, suizan gösterilecek ise o da ehl-i dalâlete gösterilir. Bu itibarla, ehl-i imana karşı, onların davranışlarını, müspete ve doğruya hamledip, haklarında iyi düşünmek bir mü'minlik vasfı ve vazifesidir.. <span style="color: darkorange">evet mümkün oldukça ehl-i iman ve ehl-i İslâm'a hüsnüzan edilmelidir.</span> </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Hatırımda kaldığı kadarıyla mevzuyla alâkalı, <span style="color: red">Merhum Hâdimî, İmam Birgivî Hazretleri'nin</span> Tarikat-ı Muhammediye'sine yazmış olduğu şerhte şöyle bir ölçü vermektedir: </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Bir mü'min, başka bir mü'mini zina ederken görse, birkaç defa gözlerini silmeli, "Acaba yanlış mı görüyorum?" demelidir. Daha sonra emin olduğu zaman da "Fesübhanallah! Bir mü'min bunu yapmaz. Bu şahıs iyi bir insandı ama nasıl oldu da böyle bir şeye düştü.. Allah'ım! Sen onu affeyle!" demeli ve kimseye söylemeden oradan çekip gitmelidir. İşte bir mü'minin diğer bir mü'mine karşı göstermesi gerekli olan tavrı budur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Bir kâfir hakkında hüsnüzan hakkı yüzde bir ise, bir mü'min hakkında yüzde doksan dokuz virgül dokuz olmalıdır. Mü'min, ancak bu kadar az bir ihtimalle kardeşi hakkında suizan edebilir ve onu da bir mü'mine yakışır afv u safh yoluyla savıp gözünü yumarak yine Kur'ân'ın ifadesiyle, <span style="color: yellowgreen">"Boş söz ve işlere rastladıklarında vakarla oradan geçip giderler."[</span>1] gereğince âlicenâbâne çekip gitmelidir. <span style="color: yellowgreen">Zira mü'min, âyet-i kerimenin ifadesiyle etrafına müsamaha ile bakan, affedici olan ve kusurları görmeyen insandır. [</span>2] Evet, mü'minin şiarı budur.</span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Müsaadenizle burada mü'minin, mü'mine karşı yaklaşım tarzının nasıl olması gerektiğiyle alâkalı Asr-ı Saadet'te yaşanan canlı bir misali nakletmek istiyorum. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkorange">Nuayman, Bedir'de bulunduğu rivayet edilen zevattandır. O, içki yasak edilmiş olmasına rağmen koruk gibi meyve ve usarelerden içmeye devam ediyordu. Pek çok defa sarhoş olarak yakalandı; bir keresinde de Huzur-u Risaletpenâhî'ye getirilerek tedip edildi. Yine böyle bir durumdan dolayı o, Efendimiz'in huzurundaydı. Orada bulunanlardan birisi Nuayman'ı kastederek:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkorange">"Allah cezanı versin. Sen ne kötü adamsın. Bu kaçıncı oldu, böyle huzura geliyorsun!" türünden sözler sarf ediyordu. Bunu duyan Allah Resûlü, "Kardeşinize karşı şeytana yardımcı olmayın. Allah'a yemin ederim o, Allah ve Resûlü'nü sever." buyurdu</span>.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">İşte Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir mü'min hakkındaki ölçüsü buydu. Asr-ı Saadet'ten buna benzer daha pek çok örnek hâdise gösterilebilir. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Bütün bu hâdiseler muvacehesinde Allah Resûlü'nün böyle şahsî kusurlara mukabelesi o kadar eritici mahiyetteydi ki, ufkuna giren her şey şihaplar gibi tuz buz olur, arkada maytaplar gibi ışık bırakırdı...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Özellikle de günümüzde mü'minler birbirlerine hep bu nazarla bakmalıdırlar. Meselâ ben, bir arkadaşımın bir kızla dolaştığını görsem, o arkadaşım hakkındaki düşüncem değişmemelidir. Zaten Cenâb-ı Hak da hiç kimseyi bir tek kusurundan dolayı hemen yerin dibine batırmamıştır. Eğer Allah bir tek kusurdan dolayı mü'minleri itap etseydi, bugün yeryüzünde kimse kalmazdı.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: yellowgreen">O, pek çok kusurlarımız olduğu hâlde, yağmuru kesmemekte, gökten ve yerden akıp gelen rızıkların önünü almamakta ve bizleri aç, susuz bırakmamaktadır. Bu sebeple mü'min, Allah ahlâkı ile ahlâklanmalı ve kardeşleri hakkında mümkün oldukça hüsnüzan etmelidir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Mü'minlere suizan eden bir insan, mizacı bozulmuş bir hastadır. Evet, <em><strong><span style="color: darkorange">mü'minlere suizan etmek ya bir akıl hastalığı veya kalb kiridir. Bundan kurtulmanın çaresi de insanın kendi günahlarına bakmasıdır. Hasta bir tip, kendi ruh adesesinde her şeyi bulanık görür. Hâlbuki dikenli tarlalarda bile güller vardır. "Huz mâ safâ da' mâ keder - Temiz olanı al, bulanık olanı bırak." fehvâsınca, dikenli tarlalarda bile insan sadece gülü görmeli ve koklamalı, dikenlere hiç bakmamalıdır. Hal böyle iken mizacı bozuk bir kimse gül tarlasına da girse, oradaki güllerin kokusu üfül üfül esip burnuna gelse ve gül yaprakları üzerinde jaleleri görse, eline batan bir dikenden ötürü "Yıkılsın bu gül tarlası!" diyebilir.</span></strong></em></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkorange">Bu bir mizaç bozukluğudur. Böyle biri en temiz ve en nezih tablolar karşısında dahi fıtratındaki tiksinti sistemlerinin tesirinde hep işmizaz yaşar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Yukarıda da ifade edildiği gibi suizan yapılacaksa, zararlarından korunmak ve ona göre tedbir almak için inançsız insanlara karşı yapılmalıdır. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Öte yandan bir mü'minin, mülhit bir insanla diyalog kuracağı zaman da iman hakikatlerinin ağırlığını hesaba katması gerekir. Burada iki durum söz konusudur: Mü'min ya onun zararını defetmek için, def-i belâ kabîlinden ona merhaba der geçer yahut da iman hakikatlerinin güzelliğini onun ruhuna üflemek için onunla münasebet kurar. Bu mânâda bir mü'min, şahsı için değil, yüce hakikatleri ve gönlünün ilhamlarını duyurmak için mağdûbun aleyh ve dâllînin kapısına gidebilir.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Hulâsa, <span style="color: red"><em>hüsnüzan, bir mü'minin diğer bir mü'mine karşı tavrının ifadesidir ki bu, mü'minleri birbirine bağlayıp perçinleyen çok önemli bir husustur. Suizan ise sadece Allah düşmanlarına karşı gösterilebilecek bir tavırdır.</em></span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">[1] Furkân sûresi, 25/72</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">[2] Bkz.: Teğâbun sûresi, 64/14</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">M.F.G</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="FaKiR, post: 192434, member: 10"] [B][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkorange]Hüsnüzan ile suizan edilecek yerleri söyleyebilir misiniz? Veya bu iki husus için bir ölçü verebilir misiniz?[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkorange]Hüsnüzan,[/COLOR] bir insan hakkında güzel kanaat ve düşüncede bulunma, suizan ise kötü kanaat ve düşünce taşıma demektir. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkorange]Hüsnüzan,[/COLOR] kayıtsız şartsız, doğrudan doğruya, bir mü'minin diğer bir mü'mine karşı olması gerekli olan tavrının ifadesidir. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkorange]Suizanna [/COLOR]gelince, ille de olacaksa mutlak mânâda bir mü'minin, ehl-i dalâlet, iman ve Kur'ân düşmanları hakkında iradi tavır ve davranışın ifadesidir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Bir mü'min, bir mü'min hakkında suizan ettiğinde, -onu böyle bir şeye sevk eden vak'aları da düşünmüş olabilir- ekseriyet itibarıyla yanılır ve aldanmış olur. Kâfir hakkında da hüsnüzan ettiği zaman ekseriyet itibarıyla aldanmış olur. Çünkü burada zanların yeri değişmiştir. Hüsnüzan mü'mine, suizan gösterilecek ise o da ehl-i dalâlete gösterilir. Bu itibarla, ehl-i imana karşı, onların davranışlarını, müspete ve doğruya hamledip, haklarında iyi düşünmek bir mü'minlik vasfı ve vazifesidir.. [COLOR=darkorange]evet mümkün oldukça ehl-i iman ve ehl-i İslâm'a hüsnüzan edilmelidir.[/COLOR] [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Hatırımda kaldığı kadarıyla mevzuyla alâkalı, [COLOR=red]Merhum Hâdimî, İmam Birgivî Hazretleri'nin[/COLOR] Tarikat-ı Muhammediye'sine yazmış olduğu şerhte şöyle bir ölçü vermektedir: [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=red]Bir mü'min, başka bir mü'mini zina ederken görse, birkaç defa gözlerini silmeli, "Acaba yanlış mı görüyorum?" demelidir. Daha sonra emin olduğu zaman da "Fesübhanallah! Bir mü'min bunu yapmaz. Bu şahıs iyi bir insandı ama nasıl oldu da böyle bir şeye düştü.. Allah'ım! Sen onu affeyle!" demeli ve kimseye söylemeden oradan çekip gitmelidir. İşte bir mü'minin diğer bir mü'mine karşı göstermesi gerekli olan tavrı budur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Bir kâfir hakkında hüsnüzan hakkı yüzde bir ise, bir mü'min hakkında yüzde doksan dokuz virgül dokuz olmalıdır. Mü'min, ancak bu kadar az bir ihtimalle kardeşi hakkında suizan edebilir ve onu da bir mü'mine yakışır afv u safh yoluyla savıp gözünü yumarak yine Kur'ân'ın ifadesiyle, [COLOR=yellowgreen]"Boş söz ve işlere rastladıklarında vakarla oradan geçip giderler."[[/COLOR]1] gereğince âlicenâbâne çekip gitmelidir. [COLOR=yellowgreen]Zira mü'min, âyet-i kerimenin ifadesiyle etrafına müsamaha ile bakan, affedici olan ve kusurları görmeyen insandır. [[/COLOR]2] Evet, mü'minin şiarı budur.[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Müsaadenizle burada mü'minin, mü'mine karşı yaklaşım tarzının nasıl olması gerektiğiyle alâkalı Asr-ı Saadet'te yaşanan canlı bir misali nakletmek istiyorum. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkorange]Nuayman, Bedir'de bulunduğu rivayet edilen zevattandır. O, içki yasak edilmiş olmasına rağmen koruk gibi meyve ve usarelerden içmeye devam ediyordu. Pek çok defa sarhoş olarak yakalandı; bir keresinde de Huzur-u Risaletpenâhî'ye getirilerek tedip edildi. Yine böyle bir durumdan dolayı o, Efendimiz'in huzurundaydı. Orada bulunanlardan birisi Nuayman'ı kastederek:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkorange]"Allah cezanı versin. Sen ne kötü adamsın. Bu kaçıncı oldu, böyle huzura geliyorsun!" türünden sözler sarf ediyordu. Bunu duyan Allah Resûlü, "Kardeşinize karşı şeytana yardımcı olmayın. Allah'a yemin ederim o, Allah ve Resûlü'nü sever." buyurdu[/COLOR].[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]İşte Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir mü'min hakkındaki ölçüsü buydu. Asr-ı Saadet'ten buna benzer daha pek çok örnek hâdise gösterilebilir. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Bütün bu hâdiseler muvacehesinde Allah Resûlü'nün böyle şahsî kusurlara mukabelesi o kadar eritici mahiyetteydi ki, ufkuna giren her şey şihaplar gibi tuz buz olur, arkada maytaplar gibi ışık bırakırdı...[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Özellikle de günümüzde mü'minler birbirlerine hep bu nazarla bakmalıdırlar. Meselâ ben, bir arkadaşımın bir kızla dolaştığını görsem, o arkadaşım hakkındaki düşüncem değişmemelidir. Zaten Cenâb-ı Hak da hiç kimseyi bir tek kusurundan dolayı hemen yerin dibine batırmamıştır. Eğer Allah bir tek kusurdan dolayı mü'minleri itap etseydi, bugün yeryüzünde kimse kalmazdı.[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=yellowgreen]O, pek çok kusurlarımız olduğu hâlde, yağmuru kesmemekte, gökten ve yerden akıp gelen rızıkların önünü almamakta ve bizleri aç, susuz bırakmamaktadır. Bu sebeple mü'min, Allah ahlâkı ile ahlâklanmalı ve kardeşleri hakkında mümkün oldukça hüsnüzan etmelidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Mü'minlere suizan eden bir insan, mizacı bozulmuş bir hastadır. Evet, [I][B][COLOR=darkorange]mü'minlere suizan etmek ya bir akıl hastalığı veya kalb kiridir. Bundan kurtulmanın çaresi de insanın kendi günahlarına bakmasıdır. Hasta bir tip, kendi ruh adesesinde her şeyi bulanık görür. Hâlbuki dikenli tarlalarda bile güller vardır. "Huz mâ safâ da' mâ keder - Temiz olanı al, bulanık olanı bırak." fehvâsınca, dikenli tarlalarda bile insan sadece gülü görmeli ve koklamalı, dikenlere hiç bakmamalıdır. Hal böyle iken mizacı bozuk bir kimse gül tarlasına da girse, oradaki güllerin kokusu üfül üfül esip burnuna gelse ve gül yaprakları üzerinde jaleleri görse, eline batan bir dikenden ötürü "Yıkılsın bu gül tarlası!" diyebilir.[/COLOR][/B][/I][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkorange]Bu bir mizaç bozukluğudur. Böyle biri en temiz ve en nezih tablolar karşısında dahi fıtratındaki tiksinti sistemlerinin tesirinde hep işmizaz yaşar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Yukarıda da ifade edildiği gibi suizan yapılacaksa, zararlarından korunmak ve ona göre tedbir almak için inançsız insanlara karşı yapılmalıdır. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Öte yandan bir mü'minin, mülhit bir insanla diyalog kuracağı zaman da iman hakikatlerinin ağırlığını hesaba katması gerekir. Burada iki durum söz konusudur: Mü'min ya onun zararını defetmek için, def-i belâ kabîlinden ona merhaba der geçer yahut da iman hakikatlerinin güzelliğini onun ruhuna üflemek için onunla münasebet kurar. Bu mânâda bir mü'min, şahsı için değil, yüce hakikatleri ve gönlünün ilhamlarını duyurmak için mağdûbun aleyh ve dâllînin kapısına gidebilir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Hulâsa, [COLOR=red][I]hüsnüzan, bir mü'minin diğer bir mü'mine karşı tavrının ifadesidir ki bu, mü'minleri birbirine bağlayıp perçinleyen çok önemli bir husustur. Suizan ise sadece Allah düşmanlarına karşı gösterilebilecek bir tavırdır.[/I][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][1] Furkân sûresi, 25/72[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][2] Bkz.: Teğâbun sûresi, 64/14[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]M.F.G[/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Din Kültür ve Ahlak
Hüsnüzan ve Suizan
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst