Hoşça Bak Zâtına

uður1

Well-known member
Hoşça Bak Zâtına
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Biz insanı en mükemmel sûrette yarattık.” (Tin, 4)
Rasûlullah (sav) bir tavaf esnasında Kâbe’ye hitaben şöyle buyurdular:
“Sen ne kadar temizsin, kokun da ne güzel! Sen ne yücesin, senin hürmetin de ne büyük! Muhammed’in nefsini elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun ki, bir mü’minin Allah katındaki kıymeti, senin kıymetinden daha büyüktür. Mü’minin malının ve kanının hürmeti de böyledir. Biz, mü’minler hakkında sadece hüsn-i zanda bulunuruz.” (İbn-i Mâce, Fiten, 2)
Hz. Mevlânâ’ya göre insan hayâle, düşünceye sığmayacak kadar yüce ve büyüktür. O der ki:
“İnsanın gerçek değerini söylesem, ben de yanarım dünya da! Fakat ne yazık ki insan değerini bilemedi, kendini ucuza sattı. İnsan aslında çok değerli bir atlas kumaş iken kendini hırkaya yama yaptı.” (Mesnevî, c. 3, beyt: 1000-1001)
Mevlânâ Hazretleri rengi, ırkı, kavmi, kabilesi ne olursa olsun bütün insanlara ehemmiyet veriyordu. Ona göre herkesin canı azîzdi, ölümden ya da fitneden kurtarılması gerekirdi. Nitekim darağacına çekilecek bir Rum gencinin üzerine cübbesini atarak ölümden kurtarmıştı. Bir başka sefer de semâ meclisine katılmak isteyen bir sarhoşu itip kakarak horlayanlara: “Şarabı o içmiş, lâkin siz sarhoş olmuşsunuz” ifadeleriyle çıkışmış, sarhoş da olsa insanın horlanmaması gerektiğini, çünkü insanın değerli olduğunu ifade etmek istemişti. (Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Bâkî: Ebedî olan, varlığının sonu olmayan demektir.
Kısa Günün Kârı
Ey insan, kendi varlığına hoşça bak ki, sen, kâinatın özüsün; varlıkların gözbebeği olan âdemsin...
Lügatçe
sûret: Biçim, şekil.
hüsn-i zan:
Bir kimsenin veya bir hâdisenin iyiliği hakkındaki vicdâni ve iyi kanaat. İyi fikirde bulunup, iyi olacağını düşünmek.

 
Üst