Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Hiçbir şeyi nizamsız, gâyesiz göremezsin
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="La-Tahzen" data-source="post: 206334" data-attributes="member: 1006758"><p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: seagreen"><em>Âyet-i Kerime Meâli</em></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: seagreen"><em></em></span></span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong><p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Ne zaman ki yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır. Ve yeryüzü bütün ağırlıklarını dışarı çıkarır. Ve insan “Ne oluyor buna?" der. O gün yeryüzü, üzerinde herkesin ne iş yaptığını haber verir. Çünkü Rabbin ona konuşmasını emretmiştir. </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Zilzâl Sûresi: 1-5 </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"></span></em></span></p> <p style="text-align: center"></p><p><strong><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p></strong></p><p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 12px"></span><a href="http://www.yeniasya.com.tr/2010/01/15/lahika/default.htm#bas" target="_blank"></a></p></strong></p><p style="text-align: center"><strong><a href="http://www.yeniasya.com.tr/2010/01/15/lahika/default.htm#bas" target="_blank"></a></p><p><a href="http://www.yeniasya.com.tr/2010/01/15/lahika/default.htm#bas" target="_blank"></a></strong></p><p><strong><a href="http://www.yeniasya.com.tr/2010/01/15/lahika/default.htm#bas" target="_blank"></a></strong><p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: seagreen"><em>Hiçbir şeyi nizamsız, gâyesiz göremezsin</em></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: seagreen"><em></em></span></span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Şu misafirhâne-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gâyesiz göremezsin; nasıl, sen nizamsız, gâyesiz kalabilirsin? Zelzele gibi vâkıalar olan şu hâdisât-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller. </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><span style="color: darkgreen"><strong>[Gafil kafaya bir tokmak ve bir ders-i ibrettir.] </strong></span></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><span style="color: darkgreen"></span></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup dünyaya tâlip bedbaht nefsim! Bilir misin, neye benzersin? Devekuşuna. Avcıyı görür; uçamıyor, başını kuma sokuyor. Tâ avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda; avcı görür. Yalnız, o, gözünü kum içinde kapamış; görmez. </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Ey nefis! Şu temsile bak, gör: </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Nasıl dünyaya hasr-ı nazar, azîz bir lezzeti, elîm bir eleme kalbeder. Meselâ, şu karyede, yani Barla’da, iki adam bulunur; birisinin yüzde doksan dokuz ahbabı İstanbul’a gitmişler, güzelce yaşıyorlar. Yalnız birtek burada kalmış; o dahi oraya gidecek. Bunun için, şu adam, İstanbul’a müştaktır, orayı düşünür, ahbaba kavuşmak ister. Ne vakit ona denilse, “Oraya git!”; sevinip, gülerek gider. İkinci adam ise, yüzde doksan dokuz dostları buradan gitmişler. Bir kısmı mahvolmuşlar; bir kısmı ne görür, ne de görünür yerlere sokulmuşlar. Perişan olup gitmişler, zanneder. Şu bîçare adam ise, bütün onlara bedel, yalnız bir misafire ünsiyet edip teselli bulmak ister; onunla o elîm âlâm-ı firâkı kapamak ister. </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Ey nefis! Başta Habîbullah, bütün ahbabın kabrin öbür tarafındadırlar. Burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. Ölümden ürküp, kabirden korkup, başını çevirme; merdâne kabre bak, dinle ne talep eder. Erkekçesine ölümün yüzüne gül; bak, ne ister. Sakın gâfil olup ikinci adama benzeme. </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Ey nefsim! Deme, “Zaman değişmiş, asır başkalaşmış; herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maîşetle sarhoştur.” Çünkü, ölüm değişmiyor; firâk bekâya kalbolup, başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor; ziyâdeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peydâ ediyor. </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Hem deme, “Ben de herkes gibiyim.” Çünkü, herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musîbette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır. </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Hem kendini başıboş zannetme. Zîrâ, şu misafirhâne-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gâyesiz göremezsin; nasıl, sen nizamsız, gâyesiz kalabilirsin? Zelzele gibi vâkıalar olan şu hâdisât-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller. Meselâ, zemine nebâtât ve hayvanât envâından giydirilen birbiri üstünde, birbiri içinde, gayet muntazam ve gayet münakkaş gömlekler, baştan aşağıya kadar gâyelerle, hikmetlerle müzeyyen, mücehhez olduklarını gördüğün ve gayet âlî gâyeler içinde kemâl-i intizam ile meczub Mevlevî gibi devredip döndürmesini bildiğin halde, nasıl oluyor ki, küre-i arzın benîâdem’den, bâhusus ehl-i imândan beğenmediği bir kısım etvâr-ı gafletin sıklet-i mâneviyesinden omuz silkmeye benzeyen zelzele gibiHAŞİYE mevtâlûd hâdisât-ı hayatiyesini, bir mülhidin neşrettiği gibi gâyesiz, tesadüfî zannederek bütün musîbetzedelerin elîm zâyiâtını bedelsiz, hebâen mensur gösterip, müthiş bir yeise atarlar. Hem, büyük bir hatâ, hem büyük bir zulüm ederler. Belki, öyle hâdiseler, bir Hakîm-i Rahîmin emriyle ehl-i imânın fânî malını sadaka hükmüne çevirip, ibkâ etmektir ve küfrân-ı nimetten gelen günahlara kefârettir. </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><strong>Nasıl ki birgün gelecek, şu musahhar zemin, yüzünün zîneti olan âsâr-ı beşeriyeyi şirkâlûd, şükürsüz görüp çirkin bulur. Hâlık’ın emriyle büyük bir zelzele ile bütün yüzünü siler, temizler. Allah’ın emriyle, ehl-i şirki Cehenneme döker; ehl-i şükre, “Haydi, Cennete buyurun” der. </strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><span style="color: darkgreen"><strong>Haşiye: İzmir’in zelzelesi münâsebetiyle yazılmıştır. </strong></span></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"><span style="color: darkgreen"></span></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: seagreen"></span></em></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="La-Tahzen, post: 206334, member: 1006758"] [CENTER] [B][SIZE=3][COLOR=seagreen][I]Âyet-i Kerime Meâli [/I][/COLOR][/SIZE][/B][/CENTER][B] [/B][CENTER] [SIZE=3][I][COLOR=seagreen][B]Ne zaman ki yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır. Ve yeryüzü bütün ağırlıklarını dışarı çıkarır. Ve insan “Ne oluyor buna?" der. O gün yeryüzü, üzerinde herkesin ne iş yaptığını haber verir. Çünkü Rabbin ona konuşmasını emretmiştir. [/B] [B]Zilzâl Sûresi: 1-5 [/B] [/COLOR][/I][/SIZE] [/CENTER] [B][CENTER][SIZE=3] [I][COLOR=seagreen][/COLOR][/I][/SIZE][URL="http://www.yeniasya.com.tr/2010/01/15/lahika/default.htm#bas"] [/URL][/CENTER][URL="http://www.yeniasya.com.tr/2010/01/15/lahika/default.htm#bas"] [/URL][/B][CENTER][B][SIZE=3][COLOR=seagreen][I]Hiçbir şeyi nizamsız, gâyesiz göremezsin [/I][/COLOR][/SIZE][/B][/CENTER][B] [/B][CENTER][SIZE=3][I][COLOR=seagreen][B]Şu misafirhâne-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gâyesiz göremezsin; nasıl, sen nizamsız, gâyesiz kalabilirsin? Zelzele gibi vâkıalar olan şu hâdisât-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller. [/B] [COLOR=darkgreen][/COLOR][/COLOR][/I][/SIZE] [SIZE=3][I][COLOR=seagreen][COLOR=darkgreen][B][Gafil kafaya bir tokmak ve bir ders-i ibrettir.] [/B] [/COLOR] [B]Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup dünyaya tâlip bedbaht nefsim! Bilir misin, neye benzersin? Devekuşuna. Avcıyı görür; uçamıyor, başını kuma sokuyor. Tâ avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda; avcı görür. Yalnız, o, gözünü kum içinde kapamış; görmez. [/B] [B]Ey nefis! Şu temsile bak, gör: [/B] [B]Nasıl dünyaya hasr-ı nazar, azîz bir lezzeti, elîm bir eleme kalbeder. Meselâ, şu karyede, yani Barla’da, iki adam bulunur; birisinin yüzde doksan dokuz ahbabı İstanbul’a gitmişler, güzelce yaşıyorlar. Yalnız birtek burada kalmış; o dahi oraya gidecek. Bunun için, şu adam, İstanbul’a müştaktır, orayı düşünür, ahbaba kavuşmak ister. Ne vakit ona denilse, “Oraya git!”; sevinip, gülerek gider. İkinci adam ise, yüzde doksan dokuz dostları buradan gitmişler. Bir kısmı mahvolmuşlar; bir kısmı ne görür, ne de görünür yerlere sokulmuşlar. Perişan olup gitmişler, zanneder. Şu bîçare adam ise, bütün onlara bedel, yalnız bir misafire ünsiyet edip teselli bulmak ister; onunla o elîm âlâm-ı firâkı kapamak ister. [/B] [B]Ey nefis! Başta Habîbullah, bütün ahbabın kabrin öbür tarafındadırlar. Burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. Ölümden ürküp, kabirden korkup, başını çevirme; merdâne kabre bak, dinle ne talep eder. Erkekçesine ölümün yüzüne gül; bak, ne ister. Sakın gâfil olup ikinci adama benzeme. [/B] [B]Ey nefsim! Deme, “Zaman değişmiş, asır başkalaşmış; herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maîşetle sarhoştur.” Çünkü, ölüm değişmiyor; firâk bekâya kalbolup, başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor; ziyâdeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peydâ ediyor. [/B] [B]Hem deme, “Ben de herkes gibiyim.” Çünkü, herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musîbette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır. [/B] [B]Hem kendini başıboş zannetme. Zîrâ, şu misafirhâne-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gâyesiz göremezsin; nasıl, sen nizamsız, gâyesiz kalabilirsin? Zelzele gibi vâkıalar olan şu hâdisât-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller. Meselâ, zemine nebâtât ve hayvanât envâından giydirilen birbiri üstünde, birbiri içinde, gayet muntazam ve gayet münakkaş gömlekler, baştan aşağıya kadar gâyelerle, hikmetlerle müzeyyen, mücehhez olduklarını gördüğün ve gayet âlî gâyeler içinde kemâl-i intizam ile meczub Mevlevî gibi devredip döndürmesini bildiğin halde, nasıl oluyor ki, küre-i arzın benîâdem’den, bâhusus ehl-i imândan beğenmediği bir kısım etvâr-ı gafletin sıklet-i mâneviyesinden omuz silkmeye benzeyen zelzele gibiHAŞİYE mevtâlûd hâdisât-ı hayatiyesini, bir mülhidin neşrettiği gibi gâyesiz, tesadüfî zannederek bütün musîbetzedelerin elîm zâyiâtını bedelsiz, hebâen mensur gösterip, müthiş bir yeise atarlar. Hem, büyük bir hatâ, hem büyük bir zulüm ederler. Belki, öyle hâdiseler, bir Hakîm-i Rahîmin emriyle ehl-i imânın fânî malını sadaka hükmüne çevirip, ibkâ etmektir ve küfrân-ı nimetten gelen günahlara kefârettir. [/B] [B]Nasıl ki birgün gelecek, şu musahhar zemin, yüzünün zîneti olan âsâr-ı beşeriyeyi şirkâlûd, şükürsüz görüp çirkin bulur. Hâlık’ın emriyle büyük bir zelzele ile bütün yüzünü siler, temizler. Allah’ın emriyle, ehl-i şirki Cehenneme döker; ehl-i şükre, “Haydi, Cennete buyurun” der. [/B][/COLOR][/I][/SIZE] [SIZE=3][I][COLOR=seagreen] [COLOR=darkgreen][B]Haşiye: İzmir’in zelzelesi münâsebetiyle yazılmıştır. [/B] [/COLOR][/COLOR][/I][/SIZE][/CENTER][SIZE=3][I][COLOR=seagreen] [/COLOR][/I][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Hiçbir şeyi nizamsız, gâyesiz göremezsin
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst