Herkes sustuğunda ben söyleyeceğim!

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi

Kıyâmet günü kabirden en önce Peygamber efendimiz kalkacak, en önce şefâat edecek ve şefâati kabûl olacaktır. Cennet kapısını ilk önce O çalacak ve kapı, hemen açılacaktır. Livâ-i hamd denilen bayrak, Onun elinde bulunacaktır. Âdem aleyhisselâmdan itibaren kıyâmete kadar gelen her mü’min, bu bayrak altında bulunacaktır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Peygamberlerin sonuncusuyum, öğünmüyorum. Ben Abdullah’ın oğlu Muhammedim. Allahü teâlâ insanları yarattı ve beni insanların en iyisinde yarattı. Allahü teâlâ, insanları fırkalara, kavimlere ayırdı ve beni, en iyisinde bulundurdu. Sonra bu en iyi fırkayı kabîlelere ayırdı, beni en iyisinde bulundurdu. Sonra, bu cemâati evlere ayırdı, beni, en iyi evden yani âileden dünyâya getirdi. İnsanların en iyisiyim. En iyi âiledenim. Kıyâmette, herkes sustuğu zamân, ben söyleyeceğim. Kimsenin kımıldayamadığı vakitte, onlara şefâat ediciyim. Kimsede ümît kalmadığı bir zamânda, onlara müjde vericiyim. O gün her iyilik, her türlü yardım, her kapının anahtarı bendedir. Livâ-i hamd benim elimdedir. İnsanların en hayrlısı, en cömerdi, en iyisiyim. O gün emrimde binlerce hizmetçi vardır. Kıyâmet günü, Peygamberlerin imâmı, hatîbi ve hepsine şefâat edici benim. Bunları öğünmek için söylemiyorum.) Yani hakîkati bildiriyorum. Hakîkati bildirmek ise, vazîfemdir. Bunları söylemezsem, vazîfemi yapmamış olurum, buyurmuştur.



ŞEFÂAT BEŞ TÜRLÜ OLACAK

Kıyâmette, Mahşer günü şefâat, beş türlü olacaktır:

Birincisi, kıyâmet günü, mahşer yerinde kalabalıktan, çok uzun beklemekten usanan günâhkârlar, feryâd ederek, hesâbın bir ân önce yapılmasını isteyeceklerdir. Bunun için şefâat olunacaktır. Peygamber efendimiz; (Kıyâmet günü, mezârdan önce çıkan ben olacağım ve en önce şefâat eden ben olacağım) buyurmuştur.

İkincisi, süâlin, hesâbın kolay ve çabuk olması için, şefâat edilecektir.

Üçüncüsü, günâhı olan mü’minlerin, Sırâttan Cehenneme düşmemeleri, Cehennem azâbından korunmaları için şefâat olunacaktır.

Dördüncüsü, günâhı çok olan mü’minleri Cehennemden çıkarmak için şefâat olunacaktır. Hadîs-i şerîfte; (Ümmetimden, büyük günâh işleyenlere şefâat edeceğim) buyuruldu.

Beşincisi, Cennette sayısız ni’metler olacak ve sonsuz kalınacak ise de, sekiz derecesi vardır. Herkesin derecesi, makâmı, îmânının ve amellerinin miktârınca olacaktır. Cennettekilerin derecelerinin yükselmeleri için de şefâat olunacaktır.

Peygamber efendimiz; (Ümmetimden, Ehl-i beytimi sevenlere şefâat edeceğim) buyurmuştur. Burada bildirilen sevmek, yalnız lâfla olan sevgi değildir. Zira seven, sevdiğine itâat eder, sevdiğinin yolundan gider. Resûlullah efendimiz, bir seferinde de; (Eshâbıma dil uzatanlardan başka, herkese şefâat edebilirim) buyurmuşlardır.

Peygamber efendimizin şefâatine kavuşabilmek için, hem Ehl-i beytini, hem de eshâbını sevmek, hiçbirine dil uzatmamak lâzımdır.

Âyet-i kerîmelerde, şefâat için izin verileceği, kâfirlere şefâat edilmeyeceği bildirilmektedir. Resûlullah efendimizin mü’minlere şefâat edeceğini bildiren hadîs-i şerîfler ise çoktur ve nitekim buyuruldu ki:
(Ümmetimden, günâhları çok olanlara şefâat edeceğim.)
(Ümmetimden, nefsine zulmedenlere, nefislerine aldananlara şefâat edeceğim.)
(Kabrimi ziyâret eden kimseye şefâat etmek bana vâcib oldu.)


İNANMAYAN MAHRUM KALIR!..

Milel-nihal isimli kitapta; “Resûlullah efendimizin şefâat edeceğine, kirâmen kâtibîn meleklerine ve Cennette Allahü teâlânın cemâlinin görülmesine inanmayan kimsenin arkasında namâz kılınmayacağı Hülâsa kitabında yazılıdır” buyurulmaktadır.

Netice olarak, Kıyâmet günü, başta Peygamber efendimiz ve bütün Peygamberler olmak üzere, kendilerine şefâat için izin verilenlerin, günâhı olanlara şefâat edeceklerini bildiren sayısız hadîs-i şerîf vardır. Bunlara inanmayanın, yâ çok câhil veyâ İslâmı yıkmak için uğraşan zavallılar olduğu düşünülebilir. Şefâate inanmayan, inkâr eden, ondan mahrum kalır. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:(Şefâatine inanmayan, ona kavuşamaz.) alinti
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Allah razı olsun hocam ,bazıları şefaat varmı yokmu ,varsa kimlere diye tartışa dursun , biz efendimizden şefaat umar emredileni yapmaya gayret ederiz.
 
Üst